Çok haklısın abla, ancak şöyle bir ekleme yapayım. Çocuk olduktan sonra kadınlar için genel anlamda süreç çok ağır geçiyor. Gece uykusuzlukları sebebiyle agresiflik, stress vb şeyler türüyor. Çocuk büyür ev bir türlü toparlanmaz. Programların olur, hanımın evde seni bekler gelse de yükümü alsa. Süreç daha detaylı ve yorucu şeyler barındırıyor. Erkek açısından sabır gerektiren durumlar oldukça fazla oluyor. Dengeyi korumak gerekiyor. Kadınların işi bu manada zor özellikle altını çizeyim. Peki bu süreçte kadın ne ister. İlgi ister, yardım ister, merhamet ister, birşeyleri görmemizi idare etmemizi ister. Tartışma sürekli olacak bunun nevisi önemli. Erkek burda idare eden taraf olmalı mı evet olmalı. Ancak bayan ablalar bunu bilerek art niyetli kullanmamalı. Allah hepimize selamet versin. Evlilik kolayda sürdürebilmek mesele. Rabbim bizlere gerçek anlamda anlayış versin. Hikmet versin. Fıtratları anlayacak feraset versin. Allahumme amin
Çok haklısınız ahi, çocuk olduktan sonrasında bilhassa ilk aylar kadının yükü çok ağır oluyor; nitekim uykusuz insanın ne aklı yerinde olur, ne gücü, ne duyguları... Bu zamanlarda her türlü beklentiyi "idareten şu zamanları bir atlatalım da" diyerek mümkün olduğunda azaltmak gerek. Bazı şeyler eksik kalsın, kusurlu kalsın; yemeğe misal, idareten bir çorba bir salata yapılsın gitsin vb.
Bu arada kimi erkekler gayet anlayışlı oluyor, ancak kadında "hemcinsleri tarafından kınanma endişesi ile vs" titizlik başa dert oluyor; ne kendi huzur buluyor, ne de eşine huzur verebiliyor.
Bir başka ailede ise durum tam tersi: kadın idare etmeyi biliyor ama erkek "şu niye böyle, bu niye yapılmadı!" diye kadına dert yükü oluyor.
Her iki tarafın da halden anlaması ve iş birliği şart yani. Kişi kendini karşı tarafın yerine koyabilse ve dışardaki insanları da "ne düşünürseler düşünsünler" diye kendi hallerine terk edebilseler, her şey çok kolay olur.
Bu arada aklıma geldi de, şu an oturduğumuz eve ilk taşındığımız zamanlar ve kızım henüz yeni doğmuşken alt katta oturan yaşlı ev sahibimiz kapıya gelmişti. Kapıyı açtım, tam içeri buyur edeceğim "Kapın çok tozlu" dedi ) Ben de dedim ki "E madem tozu görüyorsun, niye silmiyorsun? )" Önce öylece bir baka kaldı, sonra da "Bak hele laflara" deyip o da gülmüştü ) Yani, insanları idare etmenin çeşitli yolları var ve "ciddiye almamak" da bunlardan biri )
Hayatın ta kendisi de öyle zaten, ister güle oynaya olsun, ister ağlaya ağlaya: ömür geçip gidiyor. Önümüzde "sadece bize sorulacak" bir hesap ve ardımızda kalanlar için önemli olarak da, sadece "bırakacağımız güzel anılar" var. Bazı şeyler eksik kalsın, kimi şeyler de hatalı olsun hiç önemli değil. Önemli olan huzurlu yaşamak, huzur vererek yaşamak; bunlar her iki dünya için de çok değerli.
Bu arada duanız için amin ecmain ahi, tüm Müslümanlarla birlikte.
Aleykum selam ve rahmetullah ahi.