Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Hayz, Nifas Ve Istihaze

S Çevrimdışı

selefi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hayz

1- Tarifi: Lugatta hayzm aslı akmaktır. Burada hayzdan maksat; kadının ön tarafından, sıhhatli iken, doğum veya bekâretin giderilmesi gibi sebepler dışında akan kandır.
2- Vakti: Hayzın vakti alimlerin çoğunun görüşüne göre, kız çocuğu dokuz yaşma girmeden başlamaz. Bu yaştan önce kan görürse hayz kanı olmaz. Bilakis hastalık kanıdır. Hayz ömrün sonuna kadar devam eder. Hayzın belli bir yaşta bittiğine dair bir delil bize gelmemiştir. Yaşlı kadın her ne zaman kan görürse o hayzdır.
3- Rengi: Hayz kanında aşağıdaki kan renklerinden birisinin rengi bulunması şarttır.
a) Siyah: Ebu Hubeyş'in kızı Fatıma'nın rivayet ettiği hadise göre; kendisi hayz olduğu zaman Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem ona; "Hayz kanı siyah olduğu zaman hayz olduğu bilinir. Böyle siyah kan gördüğün zaman kılma. Bunun dışında kan görürsen abdest al ve namaz kıl. Şüphesiz diğeri ancak damar kanıdır," buyurmuştur. (Hadisi Ebû Dâvûd, Nesâî, İbn Hibbân ve Dârekutnî rivayet etmişlerdir. Dârekutnî hadisin bütün râvilerinin güvenilir olduğunu söylemiştir. Hadisi Hakim de rivayet etmiş, Müslim'in şartlarına uygundur, demiştir.)
b) Kırmızı: Çünkü kırmızı, kanın asıl rengidir.
c) Sarı: Bu irin gibi kadının gördüğü bir kandır. Sarılık bu kanda fazladır.
d) Bulanık: Kirli kan gibi, beyaz ile siyah renk arasında bir kandır. Alkame b. Ebi Alkame, annesi Aîşc'nin kölesi Merçane'dcn rivayet ettiği hadise göre şöyle demiştir: "Kadınlar Aîşe (r.a.)'ye içinde hayz kanını temizlemek için sarı renkle pamuk veya bez bulunan bir kutu gönderirlerdi. Aişe (r.a.)'da "Pamuğun beyazladığını görünceye kadar acele etmeyin" derdi." (Hadisi Mâlik, Muhammcd b. Hasan rivayet etmiş, Buhârî ise ta'li-ken rivayet etmiştir.) Şüphesiz sarı ve bulanık kan, hayz günlerinde hayz olarak kabul--edilir. Diğer günlerde bu hayz kanı sayılmaz. Bu konuda Ümmü Atiyye'nin rivayet ettiği şu hadis vardır: "Biz temizlendikten sonra gelen sarı ve bulanık kanı bir şey saymazdık." (Hadisi Ebû Dâvûd, Buhârî rivayet etmiş, Buhârî "temizlendikten sonra" ifadesini zikretmemiştir.)
4- Müddeti: Hayzın azı veya çoğu hakkında bir ölçü konamaz. Hayz müddetinin ölçüsü hakkında, delil olabilecek bir rivayet gelmemiştir. Eğer kendisinin kararlaşmış bir adeti varsa, onunla amel eder. Ümmü Seleme'nin rivayet ettiği hadise göre; kendisinden kan akan bir kadın hakkında Rasülüüah'a fetva sordu. Rasûlüllah sallaİlahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Devamlı kan gelme hali arız olmadan önceki aylarda, hayz günlerinin sayısı ne kadar idiyse, o kadar namazı terketsin. Bu günler geçtikten sonra yıkansın ve kanın akmasını önleyen bir bezle avret yerine tutunarak, sonra namaz kılsın." (Hadisi Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî rivayet etmiştir.) Eğer kararlaşmış bir adeti yoksa, kanın rengine bakarak hayz kanı olup olmadığını araştırır. Hubeyş'in kızı Fatıma'nın geçen hadisi buna delildir. Bu hadisle Rasûlüllah sallalîahu aleyhi ve sellem'in "Hayz kanı olduğu zaman, kadınların bildiği ve tanıdığı siyah renkte bir kandır," sözü vardır. Hadis, hayz kanının diğerlerinden ayrıldığına ve kadınlar tarafından bilindiğine delâlet etmektedir.
iki hayz arasında temizlik müddeti: Âlimler iki hayz arasına giren temizliğin en çoğunun bir hududu olmadığı üzerine ittifak etmiş, azında ise ihtilâf etmişlerdir. Bazıları bu müddetin onbeş gün olduğunu söylemiş, bazıları ise onüç gün olduğu görüşüne varmıştır. Doğru olan temizlik müddetinin en azı hakkında hüccet olabilecek bir delilin gelmediğidir.

1.9.2. Nifas

1. Tarifi: Düşük bile olsa çocuk doğduktan sonra kadının ön tarafından gelen kandır.
2. Müddeti: Nifasın en azı için bir müddet yoktur. Bir an bile olabilir. Çocuk doğup, doğumun sonunda kan kesilirse veya kan görmeden çocuk doğarsa nifas kesilmiş olup, temiz kadınların yapması gereken namaz, oruç ve diğer ibadetleri yapması gerekir. Nifasın en çoğu ise kırk gündür. Ümmü Seleme'nin rivayet elliği hadise göre şöyle dcmişlir: "Ni-faslı kadınlar, Rasûlüllah zamanında kırk gün beklerlerdi." (Hadisi Buhârî Müslim; Ebû Dâvûd, Tirmizi rivayet etmiştir.) Tirmİzi bu hadisin sonunda şöyle demiştir: "Rasûlüllah'm ashabı, tabiin ve daha sonrakilerden ilim ehli nifaslı kadınların kırk gün namazı terkedcceklerine dair icmâ etmişlerdir. Ancak kırk günden önce temizlik görürse, yıkanır ve namaz kılar. Eğer kırk günden sonra kan görürse ekseri âlimler 'kırk günden sonra namazı terketmez' demişlerdir."

1.93. Hayz ve Nifaslıya Haram Olan Şeyler

Hayz ve nifaslı kadınlara daha önce geçen cünübe haram olan her-şey haramdır. Bunların üçüne de "Hadesi Ekber" denir. Hayz ve nifaslıya cünüpten fazla olarak şunlar haramdır:
I. Hayz ve Nifaslıya Oruç Tutmak Haramdır
Hayz ve nifaslının oruç tutması helâl değildir. Eğer tutarsa, orucu sahih olmayıp batıl olur. Ramazan orucundan hayz ve nifas günleri tutamadıklarını kaza eder, fakat geçirdiği namazları kaza etmez. Zorluk olacağı için namazları kaza etmesi vacip değildir. Namazın tekrarı çoktur. Oruç ise böyle değildir. Ebû Saîd el-Hudrî'nin rivayet ettiği hadise göre şöyle demiştir: "Bir kurban veya ramazan bayramında, Rasûlüllah yanımıza namazgaha çıktı. Kadınların yanından geçti ve onlara 'Ey kadınlar cemaati, sadaka veriniz. Zira bana cehennem halkı gösterildi, çoğu sizler idiniz,' buyurdu. Kadınlar; 'ya Rasûlallah, neden?' diye sordular. 'Çünkü siz çokça lanet eder, zevcelerinize nankörlük edersiniz. Kendini zapteden akıllı kimsenin akimi, sizin kadar eksik akıllı ve eksik dinli hiçbir kimse-
nin gelebildiğini görmedim,' buyurdu. 'Aklımızın ve dinimizin eksikliği nedir, ya Rasûllallah?' dediler. 'Kadının şahadeti, erkeğin şahadetinin yansı değil midir?' diye sordu. "Evet,1 dediler. 'İşte bu akim cksikliğindendir. Hayız olduğu zamanda namaz kılmaz, oruç tutmaz değil mi?' buyurdular. "Evet,1 dediler, işte bu da dinin eksikliğindendir," cevabını verdi." (Hadisi Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir.) Muaze'den rivayeten, o şöyle demiştir: "Aîşe'ye 'hayzlı kadın orucu kaza ediyor da, namazı niçin kaza etmiyor?' diye sordum. Şöyle cevap verdi: 'Rasûlüllah ile beraber iken hayz olurduk. Biz orucun kazasıyla emroîunur, namazın kazasıyla emrolun-mazdık," buyurdu." (Hadisi Buharı, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd, Nesâî, lbn Mâce rivayet etmiştir.)
2. Hayz ve Nifaslıya Cinsi Münasebet Haramdır
Kitap ve sünnetin açık deliliyle hayz ve nifaslıya temizleninceye kadar cinsi münasebet haramdır. Çünkü Encs'in rivayet ettiği hadîse göre, Yahudiler kadın hayz olduğu zaman onunla yemek yemez ve cima yapmazlardı. Ashâb bu konuyu Rasûlüllah'a sorunca şu âyet indi. "Ey Mu-hatnmed, sana kadınların aybaşı hali hakkında soruyorlar. De ki: "O bir ezadır, aybaşı halinde iken kadınlardan el çekin, temizlenmelerine kadar, onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman, Allah'ın size buyurduğu yoldan yaklaşın. Allah şüphesiz daima tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever."(25) Rasûlüllah sallaüahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Cinsi münasebetten (cimadan) başka her şey yapabilir." (Hadîsi Buhârî hariç, hadîs imamlarından bir cemaat rivayet etmiştir.) Nevevî şöyle demiştir: "Bir müslüman, hayzhya, fercinden cima helâldir, derse kâfir ve mürted olur." Eğer helâl olduğuna inanmadan, unutarak, haram olduğunu veya hayzm mevcut olduğunu bilmeyerek cima yaparsa, ona bir günah ve keffaret yoktur. Şayet hayzı ve haramlığmı bilerek kasten ve isteyerek yaparsa kebâir bir günah işlemiş olur ve tevbe etmesi gerekir. Keffaretİn gerekmesinde iki görüş vardır. En sahihine göre keffaret gerekmez. Nevevî devamla demiştirki; "ikinci durum, göbek ile diz kapağı arası dışında temas etmesidir ki, bu icmaen helâldir. Üçüncü nevi ise ferci hariç göbekle diz kapağı arası temastır. Alimlerin çoğu bunun haram olduğunu söylemiştir." Sonra Nevevî, kerahatle beraber, helâl olduğunu benimsemiş, 'çünkü bu yöndeki delil daha kuvvetlidir,' demiştir. Nevevî'nin işaret ettiği delil, Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in eşlerinden gelen şu rivayettir: "Ncbî (aleyhisselam) hayzhya temas etmek istediği zaman organın

(25) Bakara: 222 92

üzerine bir şey örterdi (yani organına dokunmazdı.)" (Hadisi Ebû Dâvûd rivayet etmiştir. Hafız, "Hadisin isnadı kuvvetlidir" demiştir.) Mesrûk b. Ecda'dan rivayeten, o şöyle demiştir: "Aişe (r.a.)'ye 'Kişinin hanımı hayz olduğu zaman neresine dokunabilir?' diye sordum. 'Organından başka her tarafına' diye cevap verdi." (Hadîsi Buhârî "Tarİh"inde rivayet etti.)

• 1.9.4. Hastalık Kanı (Istilıaze)

1. Tarifi: îstihaze, kanın sürekli gelmesi, hayz ve nifas zamanları dışında akmasıdır.
2. fslihazelinin durumları: Hastalık kanı istihaze olan kadın için üç durum vardır:
a) Kadın istihaze olmadan evvel, hayz müddetinin belli olması durumu. Bu durumda belli olan müddet hayz müddeti olarak kabul edilir. Kalan ise istihazedir. Çünkü Ümmü Seleme hadisine göre; Rasûlüllah'a kendisinden kan gelen bir kadın hakkında felvâ soruldu. Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Devamlı kan gelme hali arız olmadan önceki aylarda, hayz günlerinin sayısı ne kadar idiyse, o kadar namazı ter-ketsin. Bu günler geçtikten sonra yıkansın ve kanın akmasını önleyen bir bezle avret yerini bağlayarak, sonra namaz kılsın." (Hadisi Mâlik, Şâfıî, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Nesaî rivayet etmiştir. Nevevî hadis Buhârî ve Müslim'in şartlarına uygundur, demiştir.) Hattabi; "Bu hüküm, hastalık meydana gelmeden sağlam olduğu günlerde ayın belli günlerini hayz gören kadının durumunu açıklığa kavuşturuyor. Bu kadın sonradan hastalık durumuna düşüp devamlı kan görürse, Nebî (aleyhisselam) ona, hastalığa düşmeden önce hayz görmüş olduğu günler sayısı kadar namazı terketme-sini, bugünler dolunca bir defa yıkanıp, temizlenmesini emretmiştir. Artık bunun durumu temiz kadınların durumu gibi olmuştur." diyor.
b) Kadının belli günleri olmayıp, adetinden mi yoksa hastalık hali mi sayılacağı, hayz kam olup olmadığının ayrılamadığı durumdur. Bu durumda çoğu kadınların adeti olduğu gibi, hayzı altı veya yedi gün olmuş olur. Çünkü Cahş kızı Hamnc, (r.a.) rivayet ettiği hadiste şöyle demiştir: "Benden çok şiddetli kan geliyordu. Fctvâ sormak için Rasûlüllah'a geldim. Rasûlüllah'ı kızkardcşim Cahş kızı Zeyncb'in evinde buldum. 'Ya Rasûlallah', dedim. 'Benden çok fazla kan geliyor. Namazdan ve oruçtan alıkoyuyor. Ne buyurursun?" Rasûlüllah; 'Pamuk kullanmayı tavsiye ederim. Kanı durdurur,' buyurdu. 'Pamukla durdurulacak gibi değil, çok akıyor," deyince, Rasûlüllah; 'daha büyük bir bez parçası al' buyurdu. Hanine; "bu da yetmez, pek fazla geliyor,' deyince, Rasûlüllah; 'Sana iki tavsi-
yede bulunacağım ki, bunlardan herhangi birini tatbik ettiğin takdirde, ötekine lüzum kalmaz. Bunu yapabilirscn, sen bilirsin, ikisinden birini seçebilirsin. Bu devamlı kan gelme olayı şeytanın bir çarpmasıdır. Altı veya yedi gün kadar hayızh gibi hareket et. Ondan sonra iyice temizlendiğine kanaat getirinceye kadar yıkan. Ve bu suretle yirmiüç veya yirmidört gün ve gece namaz kıl ve oruç tut. Bu süre sana yeterlidir. Her ay kadınların temizlik ve hayz sürelerinde yaptığı gibi yap. İkinci tavsiyeye gelince; ya-pabilirsen şöyle yaparsın. Öğle namazını ikindi namazı girinceye kadar tehir eder, vakit girmeden önce gusül abdesti alır ve öğleyi kılarsın. Arkasından da vakti girmiş ikindiyi derhal kılmak sureliyle öğle ve ikindiyi birleştirirsin. Akşamı da yatsının vakti girmeden az önceye kadar tehir eder, sonra gusül abdesti alır ve akşam ile yatsı namazlarını birleştirerek kılarsın. Öğle ve ikindi de yaptığın gibi, birini vaktin son cüzünde, ötekini de giren vaktin ilk cüzlerinde kılmak suretiyle birleştirirsin. Sabah için ayrıca gusül abdesti alır ve kılarsın. Yapabildiğin takdirde namazları böyle kıl ve orucunu tut.' Rasûlüllah, 'bu sonuncusu, iki hal çaresinden en çok sevdiğimdir,1 buyurdu." (Hadisi Ahmed, Ebû Dâvûd ve Tirmizî rivayet etmiştir. Tirmizî şöyle demiştir: "Bu hadis hasen sahihtir, Buhârî'ye bu hadisi sordum, o da 'hasendir,' dedi." Ahmed b. Hanbel de hadisin hasen sahih olduğunu söylemiştir.) Hattâbi, bu hadisin izahına şunları eklemiştir. "Hadiste zikri geçen Cahş kızı Hamne, daha önce günleri belirtilmiş olmayıp yeni ay hali gören ve hayz kanıyla diğerlerini ayırtedemeyen biriydi. Devam eden kan görmeye başlayınca, Rasûlüllah, cevabında kadınlar arasında çoğu kerre yerleşmiş olan kanaatle emretmiştir. Kadınların çoğu kerre her ayda bir defa hayz görmelerine göre beyan etmiştir. Bu hususta Rasûlüllah'm, "kadınların hayz gördüğü ve hayzlanndan temizlendikleri gibi temizlen" buyurması buna delalet eder. Hayz, gebelik, bulûğ çağı gibi kadınlarla ilgili işlerde, birbirlerine mukayese ederek hüküm vermeye bu hadis temel olmuştur."
c) Kadınların belli günleri olmaması hali. Ancak hayz kanıyla diğerlerini ayirtedebüecek bir durumdaysa, ayırtederek hayzı belirler. Ebu Hu-beyş kızı Fatıma hastalık kanı gördüğünde Ncbî (aleyhisselam) ona şöyle dedi: "O hayz kanı tanınan siyah bir kandır. Onu gördüğün zaman namazdan vazgeç. Bundan başka gördüğünde abdest al ve namazını kıl. Çünkü bu bir damar kanıdır." (Bu hadis "hayzın rengi" bölümünde geçti.)
3. Hastalık kanının hükümleri: îstihazeliye ait aşağıda özetlediğimiz birkaç hüküm vardır:
a) Vakitlerden herhangi bir vakit ve namaz için gusül alması gerekmez. Ancak hayz kesildiği zaman bir defa yıkanır. Önceki ve sonraki âlimlerin çoğu böyle demişlerdir.
b) Her namaz için abdest alması gerekir. Buhârî'nin rivayetinde Rasûlüllah şöyle buyurdu: "Sonra her namaz İçin abdest al." Mâlik'e göre, her namaz için abdest alması müstehaptir. Abdest bozulmadan abdest vacip olmaz.
c) Abdestten önce organın yıkanması. Kanı engellemek veya azaltmak için bir bez veya pamuk parçası koyar. Bununla kan kesilmezse organına bir bez parçası sarar ve bağlar. Böyle yapmak vacip değil, ancak evladır.
. d) Cumhur ulemaya göre namaz vakti girmeden önce, abdest almaması. Çünkü onun temizlenmesi zaruridir, ihtiyaç vaktinden önce yapılması caiz olmaz,
e) Kan aklığı halde, kocasının cinsî temasta bulunması caizdir. Çünkü cİmânın haram olduğuna dair bir delil vârid olmadı, lbn Abbâs şöyle demiştir: "Islihazcli kadın, namaz kıldığı zaman kocası ona gelebilir. Çünkü namaz kılmak daha Önemli bir iştir." (Bu rivayet Buhâri'nindİr.) Yani şunu kaydediyor. Kari aktığı halde namaz kılması caiz olunca, namaz için temizlik daha fazla gereklidir. Öyleyse, cima da caizdir. Hamne kızı Ikrime'den rivayeten: "îkrime istihazeli olduğu zaman kocası onunla cima ederdi." (Hadisi Ebû Dâvûd ve Beybâkî rivayet etmiştir. Nevevî, isnadı hasen demiştir.)
f) İstihazeli kadın için temiz kadınların hükmü vardır. Namaz kılar, oruç tutar, itikâfa girer, Kur'an okur, mushafa dokunur, onu taşır ve bütün ibadetleri yapar. Bu konularda icmâ vardır.
 
Üst Ana Sayfa Alt