Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Her Güne Bir Ayet

Ümmü Yasir Çevrimdışı

Ümmü Yasir

İşlerimizin hepsini düzelt Allah’ım...
İslam-TR Üyesi
image.jpg
 
Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

"Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem,denizler de mürekkep olsa,arkasından yedi deniz daha onlara

katılsa,Allah'ın sözleri (yazmakla) yine de

tükenmez.Şüphesiz ki ALLAH mutlak GÜÇ,HÜKÜM ve HİKMET SAHİBİDİR."

(Lokman-31/27)
 
Nas Çevrimdışı

Nas

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
(Ey Muhammed!) Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları asla affetmeyecek. Bu, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmelerinden ötürüdür. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.(Tevbe suresi 80.ayet)

Onlardan ölmüş olan hiçbirine asla namaz kılma; onun kabri başında da durma! Çünkü onlar, Allah ve Resûlünü inkâr ettiler ve fâsık olarak öldüler.(Tevbe suresi 84.ayet)

(Kâfir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.(Tevbe suresi 113.ayet)
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah-u teala söyle buyuruyor:
"Asra yemin olsun ki insan hiç şüphesiz hüsrandadır. Ancak inanıp yararlı iş işleyenler ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bundan müstesnadır." (Asr: 1-3)

Akıl baliğ olan her müslüman kadın ve erkeğin şu dört şeyi bilmesi gerekir:

1 - İlim: Allah'ı, Rasulullah'ı ve İslam dinini delille bilmektir.
2 - Amel: Bu ilimle amel etmektir.
3 - Davet: İnsanları; Allah'ı, Rasulullah'ı ve İslam dinini delille bilmeye ve bu ilimle amel etmeye davet etmek.
4 - Sabır: Davet sırasında görülen eziyetlere sabretmek.

Allah-u teala bu surede "asr"a yemin ediyor. Asr ise zamandır. Allah-u teala zamana yemin ederek her insanın, malı çocuğu, şerefi ve değeri çok yüksek olsa bile bu surede sayılan sıfatlara haiz olmadıkça hüsran içinde olduğunu bildiriyor.
Bu surede sayılan sıfatlar;
- iman,
- salih amel,
- hakkı tavsiye etmek ve sabrı tavsiye etmek.
Bu sıfatlara haiz olmayan insan hüsran ve kayıp içindedir.
Asr suresi yukarıda saydığımız dört farz olan şeye delâlet eder.

İmam Buhari rahimetullahi aleyh
"Ey Muhammed! Bil ki! Allah'tan başka ibadete layık hiç bir ilah yoktur. Kendinin, inanmış erkek ve kadınların günahlarının bağışlanmasını dile."(Muhammed: 19) ayetini zikrettikten sonra şöyle diyor:
"İlim amelden öncedir. Çünkü Allah-u teala bu ayeti kerimede ilim yapmayı amel ve tebliğ etmekten önce söyledi. Yani yapılan amellerin bilerek ve şuurlu olarak yapılması gerekir."
İlim ile amel arasında bağlantı vardır. İlimsiz amel olmaz. Amelsiz de ilim yoktur.
Bu gerçeğe Allah-u teala'nın şu sözü delâlet etmektedir:
" المَغضُوبِ عَلَيهِمْ " (gazaba uğrayanlar).
Bu ayetteki "gazaba uğrayanlar" dan kasıt; ilim sahibi olmalarına rağmen ilimleriyle amel etmeyen yahudilerdir.
" الضَّالِّينَ " (sapanlar).
Bu ayetteki "sapanlar" ise; ilim sahibi olmamalarına rağmen, çokça amel işleyen hristiyanlardır.
Davet ile amel arasında bir bağlantı söz konusu değildir. Şöyle ki; "amel etmeyen kimse davet etmemiş sayılır" veya "davet etmeyen kimse öğrenmez" diye bir şey yoktur.
İnsan ancak yaptığı, yaşadığı ve yapmadığı şeylere davet edebilir.
Bu nedenle bir kimse bir amelin haram olduğunu bilse ve o haramı işliyor olsa bile yine de başkalarını o amelden sakındırması gerekir.
Zira o haram ameli işlemesi ona sadece bir günah kazandırmış olup, başkalarını o amelden sakındırmasına engel teşkil etmez.
Fakat hem haram ameli işler, hem de başkasını ondan sakındırmazsa bu durumda hem o haramı işlediği, hem de o haramdan insanları sakındırmadığı için iki günah işlemiş olur.
 
Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
"RABBİMİZ ! BİZİ VE BİZDEN ÖNCE GELİP GEÇMİŞ İMANLI KARDEŞLERİMİZİ

BAĞIŞLA;KALPLERİMİZDE İMAN EDENLERE KARŞI HİÇBİR KİN

BIRAKMA ! RABBİMİZ ! ŞÜPHESİZ Kİ SEN,ÇOK ŞEFKATLİ,ÇOK MERHAMETLİSİN ! "

(el-Haşr-59/10)
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Ey Muhammed! Sana indirilen Kur'an'a ve senden önce indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tağuta muhakeme olunmalarını istiyorlar. Oysa onları tanımamakla emrolunmuşlardı. Şeytan onları derin bir sapıklığa saptırmak ister."(Nisa: 60)
 
Ummu İmara Çevrimdışı

Ummu İmara

Lâ Tahzen,İnnâllahu Mêana
İslam-TR Üyesi
"Her neyi infak ederseniz Allah,yerine başkasını verir.Hem O,rızık verenlerin en hayırlısıdır."

(es-Sebe,34/39)

"Eğer şükreder ve iman ederseniz Allah size ne diye azap etsin? ALLAH ŞÂKİR'DİR,ALÎM'DİR."

(en-Nisa,147)

"Bir hayrı açıktan işler veya onu gizlerseniz yahut bir kötülüğü affederseniz (bilin ki) ALLAH

AFUV'DUR,KADÎR'DİR.

(en-Nisa,149)
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Tağuta kulluk etmekten kaçınıp Allah'a yönelenlere müjde vardır." (Zümer: 17)

Bu ayeti kerimede Allah-u Teâlâ; müjdelenecek bazı kimseleri bizlere tanıtıyor ve bunların; tağuta kulluk etmekten kaçınmak suretiyle sadece Allah-u Teâlâ'ya yönelen kişiler olduğunu belirtiyor. Yine ayette; insanların kurtuluşa erebilmeleri için tağuta ibadetten kaçınmaları emrediliyor. İslam’ın Allah katında geçerli olabilmesi için öncelikle tağutun inkar edilmesinin gerekli olduğu şartını yine bu ayette açık bir şekilde görmekteyiz.

Yine Allah-u Teâlâ bize bütün Rasullerin çağrısını şöyle bildiriyor:

"Muhakkak ki her ümmete; "Allah'a ibadet edin ve taguttan kaçının" (desinler) diye bir Rasul gönderdik."(Nahl: 36)

Bu ayette; bütün rasuller ümmetlerine Allah-u Teâlâ'ya yapılan ibadetlerin geçerli olması için tağutu inkar edip ondan kaçınmalarını ve daha sonra Allah’ın istediği şekilde Allah-u Teâlâ'ya iman ederek ibadet etmelerini emrediyorlar.
 
T Çevrimdışı

Talha bin Asım et-Turkî

Sen neden korkuyorsun ölmek varken kaderde?!.
İslam-TR Üyesi
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته

Melekler, canlarını, nefislerine zulmeder bir halde iken aldığı kimselere, 'Ne işte idiniz?' derler. Onlar, 'Biz yeryüzünde mustaz'af kimselerdik.' derler. 'Allah'ın arzı geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya?' derler. İşte onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir dönüş yeridir! Ancak ne bir çare ne de bir yol bulabilen muztaz'af erkek, kadın ve çocuklar müstesnâ. İşte onları Allah'ın affetmesi umulur. Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır. (Nisâ Suresi, 97-98-99)*

*Abdurrahman b. Nâsır es-Sa'di -rahimehullah- bu ayetler (Nisâ Suresi, 97-98-99) hakkında şöyle der: Bu ağır tehdit, güç yetirmekle birlikte hicreti terk eden ve o halde ölenler içindir. Böylelerinin ruhlarını alan melekler bu ağır ifadelerle böylelerini azarlayarak onlara, "Ne işte idiniz?" derler. Yani "Durumunuz neydi? Müşriklerden ne farkınız vardı?" Aksine siz onlarla beraber kalarak onların sayılarını arttırdınız, hatta mü'minlere karşı onlara yardımcı bile oldunuz. (...) "'Biz yeryüzünde mustaz'af kimselerdik.' derler." Yani zayıf, zulme uğramış, baskı altında tutulan kimselerdik. Hicret edecek gücümüz yoktu. Ancak onlar doğru söylemiyorlardı. Çünkü yüce Allah onları azarlamakta ve tehdit etmektedir ki Yüce Allah kimseye kaldıramayacağını yüklemez. Diğer taraftan O, gerçekten mustaz’af olan kimseleri de istisna etmiştir. Bundan dolayı böyle mazeret beyan edenlere melekler, “Allah’ın arşı geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya?” derler. (…) Yüce Allah mazereti olmayan bu kimseler hakkında –devamla- şöyle buyurmaktadır: “İşte onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir dönüş yeridir!” (…) Bu ayet-i kerimede hicretin en büyük farzlardan olduğuna, hicreti terk etmeninde haram işlerden, hatta en büyük günahlardan olduğuna delil vardır. (…) Daha sonra Allah gerçekten herhangi bir şekilde hicret etme gücüne sahip olmayan ve “ne bir çare ne de bir yol bulabilen” mustaz’afları istisna etmekte ve bu gibi kimseler hakkında “İşte onları Allah’ın affedeceği umulur. Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.” buyurmaktadır. (...) (Teysîru'l-Kerîmi'r-Rahmân fı Tefsîri Kelâmi'l-Mennân, Cilt:01, Sahife: 530, 531, 532)

السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Rasulüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak: "İşittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte, asıl kurtuluşa erenler bunlardır!"




(Nur: 51)
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt