Bismillahirrahmanirrahim
Selamun Aleykum
Daha önceleri üye olmadan takip ettiğim İslam-Tr.net sitesine, üye oldum ve bu da ilk yazım.
Forum kurallarına baktım, inşaAllah paylaşımlarla alakalı bir hata yapmadan hayırlı şeyler yapabilirim buralarda.
Evvela, kendimi tanımlamam gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü başlıktaki konulara giriş için ve doğru anlaşılması adına bu gereklidir.
Ben Kur'an'da Allah(c.c)'ın bizlere verdiği isim olan "Müslüman" ismi ile kendimi tanımlar, başka hiç bir isim kullanmam.
Müslüman tanımını bende hiç bir şeyi eksik bırakmaz,
Peygamber(as) ve Sahabeler kendini nasıl tanımlıyorsa aynen ben de öyle tanımlıyor,
Onların kabul ettiklerini kabul, Reddetiklerini reddediyorum.
Çok fazla İslami camiada bulunmamama rağmen, Allah'ın yardımı ile bir çok hakikati düşünerek bulmuş kabul etmiş biriyim.
Dernekler ve İslami faaliyetlerle tanışınca farklı şeyler görüyor insan ister istemez.
Farklı düşünceler, farklı tanımlar, farklı yapılar...
Biraz derinleştikçe Camia içinde, çok büyük sorunların olduğunu görmek mümkün.
Bunların en başında da, ihtilaf adabı geliyor.
İnsanlar kendi tanımlarına göre, pozisyon alıyor ve her şeyi öyle değerlendiriyorlar.
Kim kendini hangi isimle tanımlıyor ve tanıtıyorsa, o çerçeveden olaylara bakıyor.
Bunun en büyük tehlikesi insanı taassuba götürmesi.
Kendi doğrularının mutlak olduğuna inanması vs.
Mezhep imamları bile doğrularının yanlış olma ihtimali olan doğrular olduğunu söylerken, genç kardeşler özellikle taassupla doğru gördüğü şeyleri savunabiliyor.
Velev ki görüşü hatalı olsa bile.
Ülkemizde üzerine ihtilaf edilen en önemli konuların başında Cihad konusu geliyor.
Kimine göre, Cihad Afganistan, Çeçenistan, vb. yerlerdeki kardeşlerin Silahlı mücadelesi sadece.
Kimilerine göre, Cihad nefsin terbiye edilmesi.
Benim de kabul ettiğim görüşe göre ise,
Cihad geniş çaplı bir ibadet, Kıtal bunun bir bölümü, nefis ile olanı bir bölümü,...
Velev ki ben çok sevdiğim bir kardeşimle bu konuda anlaşamazsam, bu anlaşmazlık benim ona karşı sevgimi saygımı azaltmaz.
Mümkün ki benim görüşüm yanlış olabilir ve zamanı gelince bu düşüncemden vazgeçebilirim.
Mümkün ki kardeşimin görüşü yanlış olabilir ve zamanı gelince o yanlışından vazgeçer.
Bugün bir birimizi kırıp dökersek, yarın görüşlerimiz değiştiğinde nasıl yan yana gelebiliriz ki?
Elbette ilişkinin tamamen kesilmesi gereken itikadi anlamda çok ağır yanlışlar olabilir.
Bu durumda da karşımızdaki babamız olsa bile hakikate sarılır, babamızı dahi karşımıza alırız/almalıyız.
Maalesef hepimizin müşahede ettiği gibi, ihtilaf etme konusunda çok büyük sıkıntılarımız var.
Bu gücümüzün dağılmasına, parçalanmışlığımızın artmasına ve düşmanın güçlenmesine sebep oluyor.
Oysa itikad meselesi olmayacak konularda anlaşamamamız bizim kardeşliğimize zarar vermemeli,
Kim buna vesile olur, sebep olursa ağır bir şekilde vebal altına girdiğini düşünüyorum.
Şehsen bu konuda farklı düşündüğüm kardeşleri Allah için seviyor ve kardeşlik hukukunu bozan kimse olmamak adına tedbirli davranıyorum.
İnşaAllah bu yaptığım doğru ise, siz kardeşlerime de aynı şeyi tavsiye ediyorum.
Ümmetin parçalanmışlığının bir çok sebebi var.
Bunların en başında İslam'ı öğrenme Müslüman olma vesilesi geliyor bence.
Ülkemizden örnekle düşünürsek, Müslümanlar farklı isimler olarak bölünmüşler.
Bu isimler farklı mücadele yollanırını beraberinde getirmiş.
Bu yolların kimi Kitaba ve Sünnete uygun, kimi de çok açık bir şekilde küfür olduğu sabit.
En başa dönersek, herkes gittiği yola göre kendini farklı bir isimle tanımladığı için,
Ümmmet paramparça ve birleşmesi de pek mümkün görünmüyor benim açımdan.
Çok fazla umudumun olmadığını söyleyebilirim.
Bunun için benim kendi adıma yaptığım şey, kendimi yalnızca Müslüman olarak tanımlamak.
İnsanları faaliyetlere katıldığım dernekler yerine Kur'an ve Sünnete çağırmak.
Allah'a şükürler olsun ki, bunun faydalarını ailemde ve çevremdeki insanlarda görüyorum.
Sadece Müslüman kimliğine sahip olduğumu bildirdiğimde onların benden İslami şeyleri öğrenme isteği artıyor.
Başka bir isim kullanmış olsaydım, eminim ki uzaklaşacaklardı ve bu onların İslam dan uzak kalmasına vesile olacaktı.
Hepimiz Müslüman tanımını ortak olarak kullanırsak bunun ümmetin parçalanmışlığına bir nebze de olsa çare olacağını düşünüyorum.
Bir diğer sorunumuz, zanla hüküm vermek.
Bir Müslümanın en çok kaçınması gereken şeylerden biri olmasına rağmen, maalesef ki çok yaygın olarak yaptığımız bir hata.
Bu da yine kendi yolumuza bağlı olarak, görüşümüze taassupla bağlı olmaktan kaynaklanıyor.
Kendi görüşümüze o kadar sıkı sıkıya bağlıyız ki, aksi görüş sahiplerine karşı adaletsizlik yapabiliyoruz.
Haklarında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olabiliyoruz.
Veya kulaktan duyma bilgilerle, söyleyen kişinin adilliğine bakmadan hüküm verebiliyoruz.
Bunu hepimiz faliyetlerine destek olduğumuz yerlerde görebiliriz.
Diyebiliriz ki insanlar Mücahidler hakkında zanla hüküm verip onları kötü görüyor, terörist ilan ediyor.
Hepimiz bu konuda kendi çalışmalarımız ile alakalı bir çok örnek verebiliriz.
Bizlerin bu hatayı yapmaması gerek, eğer Allah'tan hakkı ile korkuyorsak,
Eğer ahiret yurdumuzun Cennet olmasını istiyorsak bundan çok fazla kaçınmamız gerek.
Şimdilik söylemek istediklerim bunlar.
Allah hakkıyla iman eden ve amel eden kullarından eylesin hepimizi.
Vesselam.
Selamun Aleykum
Daha önceleri üye olmadan takip ettiğim İslam-Tr.net sitesine, üye oldum ve bu da ilk yazım.
Forum kurallarına baktım, inşaAllah paylaşımlarla alakalı bir hata yapmadan hayırlı şeyler yapabilirim buralarda.
Evvela, kendimi tanımlamam gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü başlıktaki konulara giriş için ve doğru anlaşılması adına bu gereklidir.
Ben Kur'an'da Allah(c.c)'ın bizlere verdiği isim olan "Müslüman" ismi ile kendimi tanımlar, başka hiç bir isim kullanmam.
Müslüman tanımını bende hiç bir şeyi eksik bırakmaz,
Peygamber(as) ve Sahabeler kendini nasıl tanımlıyorsa aynen ben de öyle tanımlıyor,
Onların kabul ettiklerini kabul, Reddetiklerini reddediyorum.
Çok fazla İslami camiada bulunmamama rağmen, Allah'ın yardımı ile bir çok hakikati düşünerek bulmuş kabul etmiş biriyim.
Dernekler ve İslami faaliyetlerle tanışınca farklı şeyler görüyor insan ister istemez.
Farklı düşünceler, farklı tanımlar, farklı yapılar...
Biraz derinleştikçe Camia içinde, çok büyük sorunların olduğunu görmek mümkün.
Bunların en başında da, ihtilaf adabı geliyor.
İnsanlar kendi tanımlarına göre, pozisyon alıyor ve her şeyi öyle değerlendiriyorlar.
Kim kendini hangi isimle tanımlıyor ve tanıtıyorsa, o çerçeveden olaylara bakıyor.
Bunun en büyük tehlikesi insanı taassuba götürmesi.
Kendi doğrularının mutlak olduğuna inanması vs.
Mezhep imamları bile doğrularının yanlış olma ihtimali olan doğrular olduğunu söylerken, genç kardeşler özellikle taassupla doğru gördüğü şeyleri savunabiliyor.
Velev ki görüşü hatalı olsa bile.
Ülkemizde üzerine ihtilaf edilen en önemli konuların başında Cihad konusu geliyor.
Kimine göre, Cihad Afganistan, Çeçenistan, vb. yerlerdeki kardeşlerin Silahlı mücadelesi sadece.
Kimilerine göre, Cihad nefsin terbiye edilmesi.
Benim de kabul ettiğim görüşe göre ise,
Cihad geniş çaplı bir ibadet, Kıtal bunun bir bölümü, nefis ile olanı bir bölümü,...
Velev ki ben çok sevdiğim bir kardeşimle bu konuda anlaşamazsam, bu anlaşmazlık benim ona karşı sevgimi saygımı azaltmaz.
Mümkün ki benim görüşüm yanlış olabilir ve zamanı gelince bu düşüncemden vazgeçebilirim.
Mümkün ki kardeşimin görüşü yanlış olabilir ve zamanı gelince o yanlışından vazgeçer.
Bugün bir birimizi kırıp dökersek, yarın görüşlerimiz değiştiğinde nasıl yan yana gelebiliriz ki?
Elbette ilişkinin tamamen kesilmesi gereken itikadi anlamda çok ağır yanlışlar olabilir.
Bu durumda da karşımızdaki babamız olsa bile hakikate sarılır, babamızı dahi karşımıza alırız/almalıyız.
Maalesef hepimizin müşahede ettiği gibi, ihtilaf etme konusunda çok büyük sıkıntılarımız var.
Bu gücümüzün dağılmasına, parçalanmışlığımızın artmasına ve düşmanın güçlenmesine sebep oluyor.
Oysa itikad meselesi olmayacak konularda anlaşamamamız bizim kardeşliğimize zarar vermemeli,
Kim buna vesile olur, sebep olursa ağır bir şekilde vebal altına girdiğini düşünüyorum.
Şehsen bu konuda farklı düşündüğüm kardeşleri Allah için seviyor ve kardeşlik hukukunu bozan kimse olmamak adına tedbirli davranıyorum.
İnşaAllah bu yaptığım doğru ise, siz kardeşlerime de aynı şeyi tavsiye ediyorum.
Ümmetin parçalanmışlığının bir çok sebebi var.
Bunların en başında İslam'ı öğrenme Müslüman olma vesilesi geliyor bence.
Ülkemizden örnekle düşünürsek, Müslümanlar farklı isimler olarak bölünmüşler.
Bu isimler farklı mücadele yollanırını beraberinde getirmiş.
Bu yolların kimi Kitaba ve Sünnete uygun, kimi de çok açık bir şekilde küfür olduğu sabit.
En başa dönersek, herkes gittiği yola göre kendini farklı bir isimle tanımladığı için,
Ümmmet paramparça ve birleşmesi de pek mümkün görünmüyor benim açımdan.
Çok fazla umudumun olmadığını söyleyebilirim.
Bunun için benim kendi adıma yaptığım şey, kendimi yalnızca Müslüman olarak tanımlamak.
İnsanları faaliyetlere katıldığım dernekler yerine Kur'an ve Sünnete çağırmak.
Allah'a şükürler olsun ki, bunun faydalarını ailemde ve çevremdeki insanlarda görüyorum.
Sadece Müslüman kimliğine sahip olduğumu bildirdiğimde onların benden İslami şeyleri öğrenme isteği artıyor.
Başka bir isim kullanmış olsaydım, eminim ki uzaklaşacaklardı ve bu onların İslam dan uzak kalmasına vesile olacaktı.
Hepimiz Müslüman tanımını ortak olarak kullanırsak bunun ümmetin parçalanmışlığına bir nebze de olsa çare olacağını düşünüyorum.
Bir diğer sorunumuz, zanla hüküm vermek.
Bir Müslümanın en çok kaçınması gereken şeylerden biri olmasına rağmen, maalesef ki çok yaygın olarak yaptığımız bir hata.
Bu da yine kendi yolumuza bağlı olarak, görüşümüze taassupla bağlı olmaktan kaynaklanıyor.
Kendi görüşümüze o kadar sıkı sıkıya bağlıyız ki, aksi görüş sahiplerine karşı adaletsizlik yapabiliyoruz.
Haklarında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olabiliyoruz.
Veya kulaktan duyma bilgilerle, söyleyen kişinin adilliğine bakmadan hüküm verebiliyoruz.
Bunu hepimiz faliyetlerine destek olduğumuz yerlerde görebiliriz.
Diyebiliriz ki insanlar Mücahidler hakkında zanla hüküm verip onları kötü görüyor, terörist ilan ediyor.
Hepimiz bu konuda kendi çalışmalarımız ile alakalı bir çok örnek verebiliriz.
Bizlerin bu hatayı yapmaması gerek, eğer Allah'tan hakkı ile korkuyorsak,
Eğer ahiret yurdumuzun Cennet olmasını istiyorsak bundan çok fazla kaçınmamız gerek.
Şimdilik söylemek istediklerim bunlar.
Allah hakkıyla iman eden ve amel eden kullarından eylesin hepimizi.
Vesselam.