Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü "Küfür/Şirk İçeren Yazıları/Sözleri Söylemek Kâfir Yapmaz" Sözünüzün Delili Nedir?

أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
Okul meselesinde derslerdeki bâtıl , küfür ve şirk içeren yazılar, yanlış malûmattır, bilgidir. Kişi (öğrenci) bunları okuması, sorulduğunda (öyle olduğuna iman etmeden) söylemesi, yazması kâfir yapmaz.
Burada (küfür ve şirk içeren yazıları)küfür sözlerini, kalp ile tasdik olmadan(öyle olduğuna iman etmeden) söylemesi/okuması kâfir yapmaz diyorsunuz. Halbuki Kur'ân, Sünnet ve icmâ ile ikrah ve tevil olmaksızın küfür sözü söyleyenin kâfir olacağı görüşü Ehli Sünnet'in, dört mezhebin görüşüdür. Bunların hilafında olan sözlerinizin delili nedir?
Yalnızca kalp ile itikad etmeyi iman için yeterli mi görüyorsunuz?

"Hâlbuki o küfür sözünü söylediler ve müslüman olduktan sonra kâfir oldular." (Tevbe 74)

Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-'den rivayet edildiğine göre Nebî -salallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: "Kul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onun derecesini yüceltir. Yine bir kul Allah'ın gazabını gerektiren bir sözü hiç önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onu bu sözü sebebiyle cehennemin dibine atar.''

(Buhari, 6478. [Aynısını Ebû Abdurrahman Bilâl İbni'l-Hâris el-Müzeni de rivayet eder. Her iki rivayette sâhihtir.])

"Bu konuda Yüce Allah, “Sizin kalplerinizde küfür olduğunu bildim.” dememiştir.
Bilakis Allah, onları, alay etmeleri sebebiyle kâfir kılmıştır. Her
kim bundan başka bir şey iddia ederse, demediğini Allah’a söyletmiş ve
O’na karşı yalan söylemiş olur."
(İbn Hazm, el-Fasl, 2/780)

"Bu (küfür) suçu işleyen kimsenin bunu helal/caiz görerek işlemesi durumunda kâfir olacağı, helal görmeyerek işlemesi durumunda ise kâfir olmayacağı şeklindeki yorumlama doğru değildir." (İbn Teymiyye, Sarimu'l Meslul, 618)

"İshak b. Rahaveyh olarak bilinen İmam Ebu Yakub İshak b. İbrahim el-Hanzali şöyle demiştir: "Müslümanlar Allah'a veya onun peygamberine söven, Allah'ın indirdiklerinin herhangi birisini inkâr eden veya Allah'ın peygamberlerinden bir peygamberi öldüren kişinin, Allah'ın indirdiklerini kabul etse dahi kâfir olacağı hususunda icma etmiştir." (Sarimul Meslul, 615)

"...(Küfür sözü söyleyeni, helal/caiz(kalben tasdik) görmedikçe tekfir etmeyenler)Bu çıkarım esas, mürcie ve destekçilerinin çıkarımlarıdır. Onlar ki imanın sadece inanç ve söz olduğunu söylemişlerdir. Hatta onların içerisinde iyice aşırıya gitmiş olan Keramiye fırkası, imanın sadece söz olduğunu, inancın buna ters olmasının imana herhangi bir zarar vermeyeceğini söylemişlerdir. Cehmiye ise imanın sadece kalp ile bilip tasdik etmekten ibaret olduğunu söylemiştir. Dil ile ikrarın, imanın bir şartı olmadığını söylemişlerdir. (Sarimul Meslul, 621)

"Velev ki niyeti hakikaten alay etmek olmasa ve şakalaşarak dahi olsa her kim Allah'ı, Kitabını, Rasûlünü, dinini alaya alırsa icma ile küfre girmiştir." (Süleyman b. Abdillah, Teysiru'l Azizi'l Hamid, 536)

Her kim küfür izhar ederse bu kişinin kafir olacağı hususunda ümmet icma etmiştir. Rasulullah’ın hükmü de budur. Kur’an nassları da küfür sözü konuşan kimsenin kafir olacağına delalet eder.” (İbn Hazm, El-Fasl 3/245)


*************

Abdulmuizz Fida:
20 . 10. 2023
Soru sahibi kardeşimden, üstteki sorduğu konu hakkında daha sonra düşüncesinin değişmesi üzerine isteği üzerine gelen düzeltme açıklamasıdır :
Selamun Aleyküm ve Rahmetullah;
Bu konuda bir yanlış anlaşılma olduğu için düzeltmek istedim. Konuyu açtığım vakitlerde bana ulaşmayan bir hüccet olduğu için mutmâin olamamamdan ötürü bu konuyu açmıştım. O zamanlar kendimce haklıydım da. Bilindiği üzere kasıt şartı ile isteyerek söylenen söz, eğer sarih ise o manâdan başkasına hamledilmez.

Kasıt olmadığı ve iradenin dışında gerçekleşmesi sebebi ile bu, o kişiyi küfre götürmedi.” (İlamu’l-Muvakkıin, 3/65-66)

Yine şöyle der: “Şari’, kişinin tekfirini direk olarak delalet eden bir delil olmadığı sürece sadece nefislerde olabilecek şeylere veya söylediği sözün anlamını kavramadan yahut bilmeden söylenen bazı lafızlara dayandırmadığı gibi, ummetin hata ile, unutarak, zorlama altında veya bilmeden söylediği şeyleri de bağışlamıştır. Yeter ki söylediği şeyin anlamını bilmeden yahut onu kastetmeden söylemiş olsun. Ancak kasıt ile beraber sözlü yahut fiili olarak bu kasta delalet eden bir delil olduğu zaman hüküm terettub eder.
Bu şer’i bir kuraldır ve Allahu Teala’nın adalet, hikmet ve rahmetinin gereklerindendir.”
(İlamu’l-Muvakkin, 3/117)

Bu konuya fazla itham edici girdiğimden ve bu yüzden bir tartışma yaşandığından dolayı açıklama yapmak istedim. Bu konuda bahsi geçen olayı ise başka bir delile kıyasen benim söylediğim gibi olmayabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurarak konuyu sonlandırıyorum.

Sonuç olarak dini hassasiyetlerden ötürü bazen metanetli ve sabırlı olmayı ihmal edebiliyoruz, bu da zaman zaman vasatlığın bozulmasına, aşırı gitmeye vs... sebep olabiliyor. Amaç, doğrudan muhattabı etki altına almak olduğu için de ortaya gereksiz cedelleşmeden başka bir şey çıkmıyor. Rabbim Abdulmuizz abiyi de hayırla mükafatlandırsın.

Her neyse, bizlere vasat yolu gösteren Alemlerin Rabbine hamd olsun.

-Konu kapanmış ve nihayete ermiştir.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Evvela soru olarak açtığın "Küfür/Şirk İçeren Yazıları/Sözleri Söylemek Kâfir Yapmaz" konu başlığı aşırı tekfir hastalarının zorlama ve art niyetli anlayışıyla açılmış ve itham edici bir
başlıktır. Okula giden çocukların Kitabda yazan konuyu imtihanda cevab olarak okuması veya yazması, o İslam dışı sözlere kalben iman etmediklerinden ötürü kâfir denemeyeceği hakkındaki cevabımızdan cımbızlanarak çarptırılarak saptırılan art niyetli açılan bir başlıktır. Konu şöyle:


Burada (küfür ve şirk içeren yazıları) küfür sözlerini, kalp ile tasdik olmadan(öyle olduğuna iman etmeden) söylemesi/okuması kâfir yapmaz diyorsunuz. Halbuki Kur'ân, Sünnet ve icmâ ile ikrah ve tevil olmaksızın küfür sözü söyleyenin kâfir olacağı görüşü Ehli Sünnet'in, dört mezhebin görüşüdür. Bunların hilafında olan sözlerinizin delili nedir?
Yalnızca kalp ile itikad etmeyi iman için yeterli mi görüyorsunuz?
Munâfıklar kalben değil, dil ile iman ettiklerini ifade ettiklerinden ötürü iman iddiaları mûteber olmayıp ahirette kâfir hükmünde olup cehennemin en alt katındadır.

Aynı şekilde ikrah altındaki müslüman, kalben itikad edinmedikten sonra dil ile küfür sözünü söylemesinin de imanına etkisi yoktur.

Okula giden çocukların da okul kitablarındaki İslam'a aykırı bir yazıyı soruya cevab olarak itikad edinmeden sorulan sualın cevabı olarak okuması (söylemesi) kâfir yapmayacağıdır.


****
Kalb ile tasdik olmasa da, Okula çocuk göndermenin ikrah, zarurat ve tevil olmadığından, çocuğu küfür sözünü söylediğinden Velilerin kâfir olduğu hakkındaki Ehli Sünnet'in, dört mezhebin görüşünün delilini , ve bu sebebden dolayı okula çocuk gönderenin kâfir olduğuna fetva veren muteber ilim ehlinin isimlerini buraya koymanı bekliyoruz.


 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
Kalb ile tasdik olmasa da, Okula çocuk göndermenin ikrah ve tevil olmadığından , çocuğu küfür sözünü söylediğinden Velilerin kâfir olduğu hakkındaki Ehli Sünnet'in, dört mezhebin görüşünün delilini , ve bu sebebden dolayı okula çocuk gönderenin kâfir olduğuna fetva veren muteber ilim ehlinin isimlerini buraya koymanı bekliyoruz.
Benim böyle bir iddiam yok. Okula gidenleri ve velilerinin tümünü tekfir etmedim. Başlıkta geçtiği üzere konumuz okul meselesi değil, küfür sözünü söyleyenin hükmü meselesidir.
Ayrıca ikrah durumundaki biri hakkında konuşmuyoruz.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
konumuz okul meselesi değil
Senin konun okul meselesi olmayabilir ama yazımı alıntıladığın konu okuldur! Okuldaki çocukların durumuna yazdığım paragraftan cımbızlayarak ne yapmaya çalışıyorsun?


 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
Cımbızlamıyorum. Okula gitmek ikrah olabilir, buna diyeceğim yoktur. Ancak okulda diyelim ki tc'nin adına kanun dediği maddeler hakkında konuşuluyor ve bir öğrenciye soru yöneltildi. Sorunun cevabını verirse de tc kanununu övmesi gerekecek. Bilmiyorum diyerek veya bir bahane uydurarak ya da ilgili derse girmeyerek kaçabilme imkânı varken ya da yazılı olarak yapılan sınavda buna cevap vermeme gibi bir seçim hakkı varken seçimini cevap vermeden yana kullanırsa bu kişi ikrah altında mı olmuş oluyor?

Ne olursa olsun susmayı seçebilir. Buna maruz kalmamak için kaçınmayı seçebilir. İman basit bir şey mi ki bu kadar basite indirgensin
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Cımbızlamıyorum. Okula gitmek ikrah olabilir, buna diyeceğim yoktur. Ancak okulda diyelim ki tc'nin adına kanun dediği maddeler hakkında konuşuluyor ve bir öğrenciye soru yöneltildi. Sorunun cevabını verirse de tc kanununu övmesi gerekecek. Bilmiyorum diyerek veya bir bahane uydurarak ya da ilgili derse girmeyerek kaçabilme imkânı varken ya da yazılı olarak yapılan sınavda buna cevap vermeme gibi bir seçim hakkı varken seçimini cevap vermeden yana kullanırsa bu kişi ikrah altında mı olmuş oluyor?

Ne olursa olsun susmayı seçebilir. Buna maruz kalmamak için kaçınmayı seçebilir. İman basit bir şey mi ki bu kadar basite indirgensin
Cımbızlamıyor olsan, cevab verdiğim yazıyı ve cevabımı tam olarak alıntılar, konuyu ortaya koyardın. Okuldaki öğrencinin dersteki verdiği cevaba iman etmediğinden küfre girmeyeceğini söylememe rağmen, tekfir edilmesi gerektiği hakkında ummetin ittifakı var diye farklı bir alandaki meseleyi buraya taşımazdın. Demiyor musun, "ummetin âlimleri okulda küfre cevab verildiğinden okula çocuk göndermek küfürdür, velisi kâfirdir diye neden demiyorlar?"

Cımbızlanan yazının geniş hali

Cehalet meselesinde ise örneğin Okul olmuş ve şöyle demişsin.
Okul öeselesine gelince ant kaldırılsa da ilke inklap tarih fen bilgisi vatandaşlık bilgisi (diye ders var!) sosyoloji edebiyat derlerinde küçücük beyinleri çok rahat yıkayacak şeyler öğretiliyor anne baba sonradan çocuğuyla konuşsa bile kurtarılamaybilir bu zihinler. Ben türkiyede de almanyada da okula gittim gerçekten almanyada bile bu kadar şirk küfür yoktu derslerde. Evli olsam çocuğum olacak olsa okula göndermemenin yollarını arardım fellik fellik. Yine burada cehalet mazeret midir ne derece mazerettir tartışılır
Okul meselesinde derslerdeki bâtıl , küfür ve şirk içeren yazılar, yanlış malûmattır, bilgidir. Kişi (öğrenci) bunları okuması, sorulduğunda (öyle olduğuna iman etmeden) söylemesi, yazması kâfir yapmaz. Müslüman veli, çocuğunun bu tarz bilgilerini kendisi verir ve düzeltir. Okula giriş ve çıkışlardaki tâzime karşı geç girerek, çıkışta erken veya tuvalete çıkartırarak vs. sakındırabilir. Okul mevzuunda detaylı yazımız forumda mevcuddu, tekrar göz geçirilebilir.
Zorlama tevil ve haram olan bazı durumların duygusal ve ajitasyon yapılarak tekfir edilmesi ilmi değildir! Şahsen Okul konusunda da çocuğunu sakındırabildiği kadar sakındırarak çocuğunu okula gönderen veli kâfir olur diyen ehl-i sunnet bir âlim tanımıyorum.

****

Alıntıladığın yazımın cevabında belli derslerdeki verilen genel /mutlak cevabımı alıntılıyor ve özel muayyen bir ifade yazıyor ve "bu şekilde küfür içeren cevab verirse" diyerek verdiğim cevabın bâtıllığını ortaya koymaya çalışıyorsun.
Amacın konuysa, yazımdan alıntılamadan istediğin konuda özel konu aç soruyu sor. Ama genel olarak başkasına verdiğim cevabdan bir kısım alıntılayarak farklı alana çekmeye çalışman etik değil.
Ayrıca
"Sorunun cevabını verirse de tc kanununu övmesi gerekecek." diye algılama yapıyorsun. Böyle bir fariza mı var? Kitabda yazan konuyu cevab olarak söyleme/yazma yeterli iken , neden öğrencinin verdiği cevaba bir de dalkavukluk yaparak methiyeler düzdürtmek zorunda diye kafanda küfür hükmü verdiğin konuyu aşırı tekfir hastalarının yorum ve tevilleriyle zorlama küfür fetvası bulmaya çalışıyorsun?

Yine şöyle demektesin:

Bilmiyorum diyerek veya bir bahane uydurarak ya da ilgili derse girmeyerek kaçabilme imkânı varken ya da yazılı olarak yapılan sınavda buna cevap vermeme gibi bir seçim hakkı varken seçimini cevap vermeden yana kullanırsa bu kişi ikrah altında mı olmuş oluyor?
Ne olursa olsun susmayı seçebilir. Buna maruz kalmamak için kaçınmayı seçebilir. İman basit bir şey mi ki bu kadar basite indirgensin
Bahsettiğin şekilde imtihana girmeyecek, susacak, cevab vermeyerek sınıfta kalınmadan okuyup geçilebilecek mi? Bahsettiğin şekilde yılda en az 5 - 15 arası ders / sınavdan kalması gerekecek ise daha niye okula gidiyor? Bahsettiğin usul ütopik bir zandır, ummette pratiğini sergilemiş bir mezun da gösteremezsin.
Dediğin gibi iman bu kadar basit bir şey mi ki kitabda yazan konuyu söyledi diye sanki o konuya iman edip kabul etmiş gibi kâfir olsun!


Sen, bahsettiğin şekilde cevab verildiğinden dolayı okula gönderenler kâfir olduğundan okula göndermek de küfürdür diyen ehli sunnetin ittifak ettiği fetvayı ve ulemanın isimlerini yayınlamalısın. Aksi taktirde konu kapandı.
 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
Selamun Aleyküm ve Rahmetullah;
Bu konuda bir yanlış anlaşılma olduğu için düzeltmek istedim. Konuyu açtığım vakitlerde bana ulaşmayan bir hüccet olduğu için mutmâin olamamamdan ötürü bu konuyu açmıştım. O zamanlar kendimce haklıydım da. Bilindiği üzere kasıt şartı ile isteyerek söylenen söz, eğer sarih ise o manâdan başkasına hamledilmez.

Kasıt olmadığı ve iradenin dışında gerçekleşmesi sebebi ile bu, o kişiyi küfre götürmedi.” (İlamu’l-Muvakkıin, 3/65-66)

Yine şöyle der: “Şari’, kişinin tekfirini direk olarak delalet eden bir delil olmadığı sürece sadece nefislerde olabilecek şeylere veya söylediği sözün anlamını kavramadan yahut bilmeden söylenen bazı lafızlara dayandırmadığı gibi, ummetin hata ile, unutarak, zorlama altında veya bilmeden söylediği şeyleri de bağışlamıştır. Yeter ki söylediği şeyin anlamını bilmeden yahut onu kastetmeden söylemiş olsun. Ancak kasıt ile beraber sözlü yahut fiili olarak bu kasta delalet eden bir delil olduğu zaman hüküm terettub eder.
Bu şer’i bir kuraldır ve Allahu Teala’nın adalet, hikmet ve rahmetinin gereklerindendir.”
(İlamu’l-Muvakkin, 3/117)

Bu konuya fazla itham edici girdiğimden ve bu yüzden bir tartışma yaşandığından dolayı açıklama yapmak istedim. Bu konuda bahsi geçen olayı ise başka bir delile kıyasen benim söylediğim gibi olmayabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurarak konuyu sonlandırıyorum.

Sonuç olarak dini hassasiyetlerden ötürü bazen metanetli ve sabırlı olmayı ihmal edebiliyoruz, bu da zaman zaman vasatlığın bozulmasına, aşırı gitmeye vs... sebep olabiliyor. Amaç, doğrudan muhattabı etki altına almak olduğu için de ortaya gereksiz cedelleşmeden başka bir şey çıkmıyor. Rabbim Abdulmuizz abiyi de hayırla mükafatlandırsın.

Her neyse, bizlere vasat yolu gösteren Alemlerin Rabbine hamd olsun.

-Konu kapanmış ve nihayete ermiştir.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Selamun Aleyküm ve Rahmetullah;
Bu konuda bir yanlış anlaşılma olduğu için düzeltmek istedim. Konuyu açtığım vakitlerde bana ulaşmayan bir hüccet olduğu için mutmâin olamamamdan ötürü bu konuyu açmıştım. O zamanlar kendimce haklıydım da. Bilindiği üzere kasıt şartı ile isteyerek söylenen söz, eğer sarih ise o manâdan başkasına hamledilmez.
Kasıt olmadığı ve iradenin dışında gerçekleşmesi sebebi ile bu, o kişiyi küfre götürmedi.” (İlamu’l-Muvakkıin, 3/65-66)
Yine şöyle der: “Şari’, kişinin tekfirini direk olarak delalet eden bir delil olmadığı sürece sadece nefislerde olabilecek şeylere veya söylediği sözün anlamını kavramadan yahut bilmeden söylenen bazı lafızlara dayandırmadığı gibi, ummetin hata ile, unutarak, zorlama altında veya bilmeden söylediği şeyleri de bağışlamıştır. Yeter ki söylediği şeyin anlamını bilmeden yahut onu kastetmeden söylemiş olsun. Ancak kasıt ile beraber sözlü yahut fiili olarak bu kasta delalet eden bir delil olduğu zaman hüküm terettub eder.
Bu şer’i bir kuraldır ve Allahu Teala’nın adalet, hikmet ve rahmetinin gereklerindendir.”
(İlamu’l-Muvakkin, 3/117)
Bu konuya fazla itham edici girdiğimden ve bu yüzden bir tartışma yaşandığından dolayı açıklama yapmak istedim. Bu konuda bahsi geçen olayı ise başka bir delile kıyasen benim söylediğim gibi olmayabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurarak konuyu sonlandırıyorum.
Sonuç olarak dini hassasiyetlerden ötürü bazen metanetli ve sabırlı olmayı ihmal edebiliyoruz, bu da zaman zaman vasatlığın bozulmasına, aşırı gitmeye vs... sebep olabiliyor. Amaç, doğrudan muhattabı etki altına almak olduğu için de ortaya gereksiz cedelleşmeden başka bir şey çıkmıyor. Rabbim Abdulmuizz abiyi de hayırla mükafatlandırsın.
Her neyse, bizlere vasat yolu gösteren Alemlerin Rabbine hamd olsun.
-Konu kapanmış ve nihayete ermiştir.
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim;
CezakAllahu hayr
 
Üst Ana Sayfa Alt