Ruhen diri olduğunu nasıl anlayabiliyoruz? Şehidse nerede şehid olmuş ve şehidlerin dirileri duyabileceğine dair bir rivayet var mı?Ruhen diri veya şehid..
Ruhen diri olduğunu nasıl anlayabiliyoruz? Şehidse nerede şehid olmuş ve şehidlerin dirileri duyabileceğine dair bir rivayet var mı?Ruhen diri veya şehid..
Ruhen diri olduğunu nasıl anlayabiliyoruz? Şehidse nerede şehid olmuş ve şehidlerin dirileri duyabileceğine dair bir rivayet var mı?
Ölüm ruhun bedenden çıkmasıdır..ruhun ölmesi değil..bu meselede ihtilaf yok zaten..şehidlerin bizi duyduğuna ve yardımımıza geldiğine hadsiz vakıalar var..Risale-i Nurda geçen bir cümle:
Hattâ Seyyidü'ş-şüheda olan Hazret-i Hamza Radıyallahu Anh, mükerrer vakıatla kendine iltica eden adamları muhafaza etmesi ve dünyevî işlerini görmesi ve gördürmesi gibi çok vakıatla, bu tabaka-i hayat tenvir ve isbat edilmiş.
Mektubat - 6
Abiler, ablalar. Tartışırken sözümüzü tartalım, zira gördüğüm kadarı ile gittiği yeri hesab etmiyoruz. Diğer kardeşlerde pek dikkat etmesede özellikle @Pangea abla bu konuda dikkatsiz davranıyor gördüğüm kadarı ile.
Konuya dönersek @Sözlerci kardeşim, yanlış anlama ama söylediğin itikad Hristiyanların itikadıdır. Bu itikad Alevilere de sirayet etmiştir. Şöyle ki Hristiyanlar, Allah'ın(a.w.c) makamının çok yüksek olduğu için Hz İsa'ya dua ederler. Tabi sorsan onlarda Hz İsa'ya hitab ederek Allah'a dua ettiklerini söylerler. Tabi Hz İsa'nın da makamı çok yüksek olduğu için Meryem Ana ya, Meryem Ananında makamı çok yüksek olduğundan ruhbanlara dua ederler. Nitekim zannedilenin aksine neredeyse hiçbir Hristiyan, Hz Meryem'in tanrı olduğunu söylemez ama buna rağmen bu fiillerinden ötürü Allah(a.w.c) Meryem Anamıza nisbet ettikleri bu sıfattan ötürü onları Hz Meryem'i ilah edinmekle itham etmiştir.
Ayrıca tüm bunlardan da öte ashab-ı kiram, Rasulullahtan istimdad etmemiş, tabiin de ashab-ı kiramdan istimdad etmemiştir. Ki bunlar bizden daha hayırlıdırlar, ve eğer bu iş yani ruhaniyetten istimdat maruf bir şey olsaydı bunu onlar yapardı.
Bu kadar yeter artık! Bu yalan dolanlarına hiçbir muslumanı inandıramayacaksın!cenabı hak meleklerini yardıma gönderiyor..bunları yapan bir zat yine a.kadir geylani gibi aciz bir kulunu temesdül ettirip benim imdadıma gönderince mi şirk oluyor..haşa..
Muhterem kardeşim, hiçbir şekilde sahsi husumete girişmem Allah'ın izniyle, lakin ehli bid'at vel dalalet fırkaları meydanı boş buldukça ve yumuşak uslubla yaklaşıldıkça, vahiy almışçasına gerine gerine safsatalarını savuruyor. Delillerimizi kale almadıkları yetmezmiş gibi bilakis kendilerine delil diye uyduruk düzmeceleri ve evhamlarını bize dayatıyorlar..Subhanallah germeyin bu kadar kendinizi iş tebliğ ve nasihat yörüngesinden çıktığı anda şahsi husumete kapı aralıyor hiç gerekli değil
Ölüm ruhun bedenden çıkmasıdır..ruhun ölmesi değil..bu meselede ihtilaf yok zaten..şehidlerin bizi duyduğuna ve yardımımıza geldiğine hadsiz vakıalar var..Risale-i Nurda geçen bir cümle:
Hattâ Seyyidü'ş-şüheda olan Hazret-i Hamza Radıyallahu Anh, mükerrer vakıatla kendine iltica eden adamları muhafaza etmesi ve dünyevî işlerini görmesi ve gördürmesi gibi çok vakıatla, bu tabaka-i hayat tenvir ve isbat edilmiş.
Mektubat - 6
Âleykum selam we rahmetullah kardeşim;Esselamu Aleykum hocam.
Bildiğim -kadarı ile- İbni Teymiye vd Selefi ulema da rüyada görme veya kalbe ilham yolu ile zahiren gayb olan bazı şeylerin malum olacağını söylüyor. Hatta İbni Teymiyenin de(r.aleyh) bu tarz kerametlerini naklediyor talebesi ibn-i kayyım. Burada kişinin imanına zarar verecek olan ölçü nedir?
Hıristiyanların itikadını anlatıyorsun ama nedense aynada seni görüyoruz. Sen ölülere evliya adı altında Allah'ın sıfatlarını vermişsin, işitiyor, görüyor, yardım ediyor, geliyor, gidiyor, alçaltıyor, yükseltiyor. Hatta hayatta iken vasıfları daha az idi, ölünce bereketlendi. Mesafe tanımazcasına duyuyor, geliyor, yardım ettiğine inanılıyor. Sonra da namazda "yalnız senden yardım isteriz" diye okuduğu ayeti yalanlıyor!Kardeşim, şirk itikada ait bir hükümdür..aciz, zayıf ve mümkin mahlukata göre değişmez..yani bütün mahlukat mabudiyetten uzaklık cihetinde birdirler...hristiyanlar hz İsadan veya hz meryemden yardım istediklerinden değil, onlara uluhiyet verip, onları müstakil bir kadir telakki edip, şükür ve ibadetlerini isa aleyhisselama veriyorlar..zaten teslis inancı budur..bu yüzden şirke giriyorlar..bu şirki tarif için isa aleyhisselama gitmene gerek yok..herhangi bir sebebi hakiki müessir ve fail itikad edersen şirk olur..burada "yardım istenince şirk olan mahluklar ve yardım istenince şirk olmayan mahluklar" gibi iki grup tevehhüm etmek hatadır..
Kişilerin faziletli oluşu veya kendisinde kerametler (bahsettiğin Abdulkâdir Ceylani gibi) görülmüş olması doğru bir bilgidir. Fakat devamındaki iddiaların hezeyandan başka birşey değildir. İslam'a ve ehl-i sunnetin inanç doktirinlerine aykırıdır. Zaten levvâme nefsinden başka bir tane delili yoktur.Her ümmette hususi fazilete mazhar şahıslar bulunduğu gibi ümmet-i Muhammed aleyhisselamda da böyle hususi fazilet ve keramete mazhar bazı zatlar gelmiş..a.kadir geylani de onlardan biridir..bu zatın öldükten sonra da aynı hayattaki gibi dünyadaki tasarrufu devam ettiği ehli hakikat tarafından tasdik edilmiş..bunu akıldan uzak görmememiz lazım..çünkü gözümüz önünde censbı hak bir insanı milyonlarca yerde temessül ettiriyor..bütün dünyaya sesini işittiriyor..bir kimse milyonlarca kişi binlerce kilometre ötedeki bir zatı yardıma çağırıyor..cenabı hak meleklerini yardıma gönderiyor..bunları yapan bir zat yine a.kadir geylani gibi aciz bir kulunu temesdül ettirip benim imdadıma gönderince mi şirk oluyor..haşa..
.Hıristiyanların itikadını anlatıyorsun ama nedense aynada seni görüyoruz. Sen ölülere evliya adı altında Allah'ın sıfatlarını vermişsin, işitiyor, görüyor, yardım ediyor, geliyor, gidiyor, alçaltıyor, yükseltiyor. Hatta hayatta iken vasıfları daha az idi, ölünce bereketlendi. Mesafe tanımazcasına duyuyor, geliyor, yardım ettiğine inanılıyor. Sonra da namazda "yalnız senden yardım isteriz" diye okuduğu ayeti yalanlıyor!
Hayattayken bitişik komşusunda konuşulan konulardan , sıkıntılardan bihaber olanların öldükten sonra dünyanın öbür ucundan aynı anda bile olsa yardıma çağıran onlarca kişiya aynı anda işitip, yardım ederek ilahlık vasıfları vermektir. Kişi hayattaki özelliklerini ölerek berzah alemi versiyonu ile güncellemiş, sollamış, hatta ilahi sıfatlar ile donatılmıştır..
Demagojiyi bırak; boş konuşuyorsun..
1- Allahın zati ve ezeli sıfatları ile mahlukatın arızi ve mümkin ve varlığı Allahın kudretiyle devam eden sıfatlarını birbirine karıştırıyorsun..şu anda sen de görüyorsun, işitiyorsun, yardım ediyorsun, geliyorsun, gidiyorsun...şimdi sen ilah mı oldun haşa..hayır..Çünkü, seni gördüren, işittiren, yaratan, yaşatan, varlığını devam ettiren Allah..Eğer Allah sana bin km ötedeki birini gösterseydi ve işittirseydi ve bir anda yüz yerde temessül etseydin yine ilahlık vasfı kazanmazdın..Çünkü, bu sıfatlar sende zati değil, arızi..Cenab-ı Hakk'ın sıfatları ise, ezeli ve zati..O bizatihi kayyumdur.. Yani, sen şu anda görüyorsun ve biliyorsun ve işitiyorsun ya..işte bu sıfatlarını Allahın kudretinden hariç itikad etsen şirk olur..Yani, mesela Hz İsa aleyhisselam gördüğü, işittiği ve yürüdüğü zaman nasıl (haşa) ilahlık vasfı kazanmıyorsa, ölüleri dirilttiği zaman da ilah olmuyor...Cennette insanlar ve cinler baki kalıp ebede gidecek..Şimdi biri "sadece Allah bakidir..cennette insanlar baki kalacak demek şirktir" dese ne kadar halt eder öyle değil mi..Çünkü, Allahın zati ve bazatihi kayyum olan Beka sıfatıyla insanların Allahın kudretiyle devam eden bekasını birbirine karıştırıyor..aynı senin görme ve işitme sıfatlarını karıştırdığın gibi..
2-Şu anda Cenab-ı hak, gözünün önünde bir kimseyi milyonlarca yerde temessül ettiriyor..bütün dünyaya o adamın sesini işittiriyor..o kişi binlerce km öteden birilerini yardıma çağırıyor..Hem güneş gibi bir nurani mahluk, bir anda milyarlarca yerde temessül ediyor, hadsiz mahlukatta biiznillah iş yapıyor...Hem, Azrail aleyhisselam bir anda binlerce yerde bulunup, binlerce ruhu bir anda kabzedebiliyor..Hz İsa, öülüleri diriltebiliyor, hastaları nefesiyle iyileştirebiliyor..hem resuslullah aleyhisselam Mekkede iken cenab-ı hak ona Mescid-i Aksa'yı gösteriyor, hem hz Ömer Sariyeyi dağa sevkedebiliyor, hem hz Yakub uzaktan Hz yusufun kokusunu duyabiliyor, hem Süleyman aleyhisselamın bir hizmetkarı Belkıs tahtını göz açıp kapayıncaya kadar diğer bir şehirden celbedebiliyor, hem İbrahim aleyhisselamı ateş yakmıyor, hem İsmail aleyhisselamı bıçak kesmiyor vs..vs.. haşa şimdi senin tanımına göre bunlar ilah mı oldular..
Elhasıl, cetveliniz yanlış olunca böyle muvazenesiz düşünebiliyorsunuz..İşte tevhid-i hakikiden gaflet ettiğinizden mahlukatı "kendinden yardım istenince şirk olan mahluklar ve kendinden yardım isteyince şirk olmayan mahluklar" veya "belirli bir mesafeyi işitip görünce ilahlık vasfı kazanmayan fakat daha fazlasını görüp duyunca ilahlık vasfı kazanan mahluklar" diye iki güruha ayırıyorsunuz...Halbuki, bir mahlukun yanındaki bir kimseyi de işitmesi Allahın yaratmasıyladır, bin km ötedeki bir şeyi görüp işitmesi de..Bir mahluka ilahlık vasfı vermek, o sıfatın bizatihi kendisinde olduğuna ve kendisinin müstakil bir kadir ve hakiki müessir ve fail olduğunu itikad etmektir..şükür ve ibadetinde o şeyi Allaha şerik yapmaktır..Bütün mahlukat mabudiyetten uzaklık cihetinde birdir..
Ölüm Meleği'ne dua mı ediyoruz güneşe dua mı ediyoruz?
İlmi Konu - Caiz ve Şirk Olan Tevessul, İstiğase ve Şefaat
CAİZ VE ŞİRK OLAN TEVESSUL, İSTİĞASE VE ŞEFAAT TEVESSUL Tevessul : Vesile , sözlük anlamıyla , kendisiyle başkasına yaklaşılan, yol, vâsıta, sebeb, bahâne, fırsat, Taleb edilene yakın olmak ve ona arzuyla varmak anlamına da gelir Diğer bir anlamı da sultanın katındaki mevki , yakınlık...www.islam-tr.orgPeki bu Âyet neyi anlatıyor?İlmi Konu - Kabirperest Vesveselerine İlaç - Türbe Tevessülcülerine Reddiye!
KABİRPEREST VESVESELERİNE İLAÇ Kabirseviciler, vefatından sonra Peygamber (s.a.v.) ile tevessülde bulunmanın hatta ona seslenip dua etmenin ve istiğasede bulunmanın caiz olduğunu ileri sürmektedirler. 1. ZULUM Âmâ Hadisi Sunen-i Tirmizi, Nesai ve diğer kaynaklar tarafından Osman bin...www.islam-tr.org
"İnkar edenler, beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini mi sandılar? Biz Cehennem'i kâfirlere konak olarak hazırladık." [Kehf-102]
Bir insana hatta ölüye gayb olan bir meselede 'Allah'ın gücü yetmez mi, Allah duyuruyor' diyerek duyması işitmesi, görmesi yardım etmesi vs kendisinden değil, Allah'tan ve üstelik zati değil arızi diyerek meşrû ve câiz olabileceği şirkini savunuyorsun.
.Kur'anda nass ile sabit olan mûcize ve kerametleri şirk akidene payanda edinemezsin
Ölünün dünyaya gelip yardım edebileceğini, işitip cevab vereceğini Kur'an ve sünnetten delillendireceksin , demagojiyle değil. Üsttelik üstteki soruma cevabı bekliyorum bilesin!