Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru "Mehdi Türklere Saldıracak" Hadisinin Orjinali ve Gerçek Anlamı Bu Olabilir mi?

O Çevrimdışı

Oğuz Horasan

Üye
İslam-TR Üyesi
Tek tek cevap verelim bi iznillah.

Bu ajanlardan en az 3 tanesinin kimliğini ve ajanlıklarının isbatını delillendirmeni bekliyorum.

http://en.wikipedia.org/wiki/Gertrude_Bell
http://en.wikipedia.org/wiki/T._E._Lawrence
http://en.wikipedia.org/wiki/St_John_Philby
http://en.wikipedia.org/wiki/John_Bagot_Glubb

Al sana bir sürü o dönemin ajanlarından. İsimlerine bak bir de bazılarının giyim kuşamlarına. Ajan olduklarını zaten kendi milletleri de söylüyor, yazıyor metinlerin hepsinde.

Buna niye delil istedin. Çok mu garip geldi?

Kardeşim, İslami konulardan bahsediyoruz, fakat musuman toplulukları Allahtan korkmadan kendi hevana göre yorumlayabiliyor, yaftalayabiliyorsun, şuradaki gibi

Efendimiz (sav) kabir ziyaretini helal kıldım demiş, onlarca hadis var. Adamlar nesh edilmiş hadislerle Allah Resulu'nün (sav) helal kıldığı şeyi haram kılmaya çalışıyor, zorla mübarek insanların türbelerini, mezarlarını yıkıyor. Ne yapalım bu cahilleri. Alkışlayalım mı.

"Size kabir ziyaretini yasaklamıştım. Artık kabirleri ziyaret edebilirsiniz."(Müslim, Cenâiz, - 106, Edâhi, 37; Ebû Dâvud, Cenâiz 77, Eşribe, 7; Tirmizi, Cenâiz, 7;Nesaî, Cenâiz, 100; İbn Mâce, Cenâiz, 47; Ahmed b. Hanbel, I, 147, 452, III, 38, 63, 237, 250, V, 35, 355, 357.)

Hadisi "ben bu şekilde yorumluyorum" diyerek muhaddisliğe soyunmadıysan, senin gibi yorumlayan muhaddis kimdir? Yoksa bu durum sende huy olarak kalıtımsal hâle gelmiş midir?

Orada benim yorumum dediğim يبعثه kelimesini kendi anlamında almaktı. Aslında onu diğer türlü çevirenlerinki kendi yorumları olmuş oluyor. Zaten "benim yorumum" demem önceki hatalı çevirilere nezaketendi. Yorumum değil, "kelime anlamıyla doğru çevirisi" diyeyim, herkesin gönlü olmuş olsun.

ثم يكون على يدي المهدي de aynı şekilde. "Sonrasında onları yok etme Mehdi'nin elindedir." diye çevirenler "muhaddisliğe??" soyunup kendi yorumlarını yapmışlar. "Onları" ve "yok etme" kelimeleri hadiste geçmiyor. Doğru çevirisi "sonra olanlar/olaylar Mehdi'nin (ra) elindedir" şeklindedir. Muhaddislik yapmayalım, hadisleri olduğu gibi alalım lütfen.

Ki ayrıca onların muhaddisliklerini, hatalı çevirilerini kabul ettiğimizi farzetsek dahi hadisin anlamı değişmiyor.

Hadisin anlamını ve çeviri hatasını düzeltiyorum ben, yapacaksan onunla ilgili yorum yapmayıp, söylediğim bir kelimeye takılmışsın. Bunu da pek anlayamadım açıkçası.

Devam edicem inşAllah..
 
O Çevrimdışı

Oğuz Horasan

Üye
İslam-TR Üyesi
Bu arada "Açıklamalarında isabetli olan yerler olduğu gibi, ıskaladığın sallamalar da mevcut" demişsin. Iskaladığım dediklerin aşağıda yazılarımdan alıntıladıkların olarak varsayıyorum. Onlar değilse onları da ekle lütfen.

Hepsine teker teker cevap vericem bi iznillah.

Görücez kim neyi ıskalıyor ya da sallıyor.
 
O Çevrimdışı

Oğuz Horasan

Üye
İslam-TR Üyesi
Bir diğer mesele alıntıladığım yazındaki ifaden hakkındadır; Türk milleti Ataput'un peşinden giderek sapıtmadı, tağut baskı ve zorbalıkla devrimler yaptı, halkı sindirmeye çalıştı. Halk zaman zaman sinmiş olsa da devrimleri ve dinsizlikleri tam olarak benimsemedi, can korkusuyla sesini tam çıkaramadığı dönemler olsa da, son dönemlerde insanlar dinlerini öğrenib amel etmede daha azim ve fırsatkar oldular. Yoksa Ataput'un ilkeleri ve dokunumazlıkları, küfür kanunları vs. hâla yürürlüktedir.

Buna bende katılıyorum. Zaten benim yazdıklarımda aynı anlamda. Peşinden gitti derken seve seve gitti demedim. Tabiki zorla götürdüler milleti melunlar o yolda.

Ezanı Arapça'dan Türkçe'ye çevirirken referandum yapmadılar. Burada sanki laf olsun diye cevap yazmışsın gibi. Ama olsun, hassasiyetlerine katılıyorum bende. Burada aynı çizgideyiz.

Ayrıca her şey öz'üne dönecek bi iznillah. Mehdi (ar) ve Türk milletiyle ilgili hem konunun başında açıkladığım hadis, hemde yazılarda eklediğim diğer hadisler her şeyin düzeleceğini müjdeliyor. Ümitvar olalım inşAllah.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Tek tek cevap verelim bi iznillah.

http://en.wikipedia.org/wiki/Gertrude_Bell
http://en.wikipedia.org/wiki/T._E._Lawrence
http://en.wikipedia.org/wiki/St_John_Philby
http://en.wikipedia.org/wiki/John_Bagot_Glubb

Al sana bir sürü o dönemin ajanlarından. İsimlerine bak bir de bazılarının giyim kuşamlarına. Ajan olduklarını zaten kendi milletleri de söylüyor, yazıyor metinlerin hepsinde.

Buna niye delil istedin. Çok mu garip geldi?
Fasıktan haberi dâhi araştırmadan inanmaması gereken musluman (!), Kâfir wikipeda'ya vahiy muamelesi yapabileceğini tahmin ettiğimden delil istedim ama, maalesef beni yanıltmadın ey şeytanın türettiği tasavvufun mensubu sofi!
1900'lü yıllarda ölen kâfirlerden önce selefilik veya selef akidesi bilinmiyormuş gibi anlayış ancak sizin gibilere yakışırdı.
Bu sebeble verdiğin cevab batıl, iddian ise zırvadır!



Efendimiz (sav) kabir ziyaretini helal kıldım demiş, onlarca hadis var. Adamlar nesh edilmiş hadislerle Allah Resulu'nün (sav) helal kıldığı şeyi haram kılmaya çalışıyor, zorla mübarek insanların türbelerini, mezarlarını yıkıyor. Ne yapalım bu cahilleri. Alkışlayalım mı.

"Size kabir ziyaretini yasaklamıştım. Artık kabirleri ziyaret edebilirsiniz."(Müslim, Cenâiz, - 106, Edâhi, 37; Ebû Dâvud, Cenâiz 77, Eşribe, 7; Tirmizi, Cenâiz, 7;Nesaî, Cenâiz, 100; İbn Mâce, Cenâiz, 47; Ahmed b. Hanbel, I, 147, 452, III, 38, 63, 237, 250, V, 35, 355, 357.)
Neye cevab vermeye çalışmışsın? Kâbir ziyareti câiz olduğu zaten sabit! Fakat sizin akidenize göre ziyâret değil! Yâni kabiri ziyaretteki amaç ve niyet, ölümü ve ahireti hatırlamak, nefsi arındırıb ıslah etmek, kâbir sahibinin avffı için Allaha dua etmektir.
Kâbirden yardım istemek, ondan şefaat istemek, onun ruhunun yardıma geleceğine inanmak, gaybi bileceğine inanmak vs türü sofiyye akideleri şirk üzeredir. Aramızdaki ziyaretlerdeki fark budur!
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bu arada "Açıklamalarında isabetli olan yerler olduğu gibi, ıskaladığın sallamalar da mevcut" demişsin. Iskaladığım dediklerin aşağıda yazılarımdan alıntıladıkların olarak varsayıyorum. Onlar değilse onları da ekle lütfen.

Hepsine teker teker cevap vericem bi iznillah.

Görücez kim neyi ıskalıyor ya da sallıyor.
Türbenin caiz olduğuyla ilgili, Türbeyi yıkanların vahabi vs olduğu, ehli sünnetin türbe kabir yıkmadığı ile ilgili sallamaların.
Gerçi bunları bir önceki cevabımda eleştirip reddiyesini verdiğim halde konuya değinmedin, sonra da neyi salladım diye soruyorsun ya o da ayrı bir konu.

Mehdi (ar) ve Türk milletiyle ilgili hem konunun başında açıkladığım hadis, hemde yazılarda eklediğim diğer hadisler her şeyin düzeleceğini müjdeliyor. Ümitvar olalım inşAllah.
Şu bahsettiğin hadisin tam tahricini bir verir misin inşeAllah, dediğin yerde göremedim.
 
O Çevrimdışı

Oğuz Horasan

Üye
İslam-TR Üyesi
Geri kalan itirazlarında okuduğumda 2 yere itiraz ettiğini görüyorum. Kabir konusu ve Resulullah'ın (sav) mezarında ölü olmadığı konusu.

1) Ben açıklamamda Resulullah (sav) kabir ziyaretini "önce yasaklanmış", sonra bu hüküm nesh edilerek aşağıdaki hadisi bildirmiş ve caiz olmuştur diyorum. Sen kaynaklarını verdiğim aşağıdaki hadisi kabul ediyor musun etmiyor musun? Önce bunu belirtirsen sevinirim.
"Size kabir ziyaretini yasaklamıştım. Artık kabirleri ziyaret edebilirsiniz."(Müslim, Cenâiz, - 106, Edâhi, 37; Ebû Dâvud, Cenâiz 77, Eşribe, 7; Tirmizi, Cenâiz, 7;Nesaî, Cenâiz, 100; İbn Mâce, Cenâiz, 47; Ahmed b. Hanbel, I, 147, 452, III, 38, 63, 237, 250, V, 35, 355, 357.)

Yeni seleficilerin hep yaptığı klasik "insanlar kabirlerde şirke düşüyor, uygunsuz hareketler yapıyor" konusunda değinmişsin. Buna cevap vermiştim ben zaten. Adamın biri "ekmek bıçağıyla adam öldürdü" diye ekmek bıçağını yasaklayamazsın, bütün ekmek bıçaklarını kıralım dökelim, yok edelim gibi bir tavra giremezsin.

Yeni seleficilerin anlayacağı şekilde daha açık belirteyim:

Resulullah'ın (sav) helal kıldığını sen haram kılamazsın. Allah Resulu (sav) kabirler ve ziyaretleri helal kıldım diyor, sen kim oluyorsun ki kabirleri yıkıp aklınca insanlar orada hatalı işler yapıyor diye onu yasaklıyorsun. Asıl bu şirktir malum.

Biz tağuti rejimi tekfir ederken ne diyoruz? Herkesin malumu. Örneğin Allah içkiyi haram kıldı, bunlar serbest kılıyor. Ya da Allah çok hanımla evliliği helal kıldı, bunlar yasakladı diyoruz.

Aynısı kabir ziyaretiyle ilgili konuda da geçerlidir. Resulullah (sav) yukarda kaynaklarını belirttiğim onlarca hadiste helal kıldım diyor. Zorlamanın alemi yok, kabirleri yasaklamanın, yıkmanın, vs..

2) "Benim kabrime ikide bir gelip orayı bayram yerine döndürmeyin" (Ebû Dâvûd, Menâsik 100)" diye bir arkadaş nakil yapmıştı önceki sayfalarda.

Bu hadisi eksik getirmiş. (Evlerinizi [ibadet etmeyerek] kabre çevirmeyin ve kabrimi bayram yeri yapmayın! Bana salevat getirin. Nerede salevat getirirseniz, bana bildirilir.) [Ebu Davud]

Bu hadiste Peygamber'lerin diri olduklarına delildir. Çünkü selam diri olana bildirilir. Peygamber Efendimiz'in diri olduğuna itiraz etmenin de alemi yok. Bir sürü hadisi şerif var yine açıklayan.

1- (Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip oldu.) [İbni Huzeyme,Bezzar, Dare Kutni, Taberani]
2- (Sadece beni ziyaret için gelen, kıyamette şefaatimi hak etmiş olur.) [Müslim, Taberani]
3- (Hac edip kabrimi ziyaret eden, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur.) [Taberani, Dare Kutni, Beyheki, İbni Cevzi]
4- (Sevap umarak beni ziyaret eden, kıyamette bana komşu olur.) [Mevahib-i Ledünniyye]
5- (Hac edip de beni ziyaret etmeyen, bana eza cefa etmiş olur.) [Dare Kutni, İmam-ı Malik, İbni Neccar, Mevahib-i Ledünniyye]

Yine daha önce belirttiğim:

(Toprak, Peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mümin salevat okuyunca, bir melek bana haber verir, "Falan oğlu filan, sana selam söyledi" der.) [İbni Mace]

(Peygamberlerin vücudunu toprak çürütmez.) [Ebu Davud]

(Her Peygamber, kabrinde diri olup namaz kılar.) [Beyheki, Ebu Ya’la]

(Ölüler yaptığınız iyi işlerinize sevinir, kötü işlerinize üzülürler.)[İbni Ebiddünya]

Sen anladığım kadarıyla "vesile kılma" konusunu kastetmek istiyorsun Resulullah'ın Ruhu'nun diri olmasına itiraz ederken. Yani illa itiraz edecek bir şey arıyorsun, orada bulmuşsun. Halbuki ben o konuda açıklama yapmamıştım.

Ama onu da açıklayayım bi iznillah.
 
O Çevrimdışı

Oğuz Horasan

Üye
İslam-TR Üyesi
Yazdığını yeni okudum, kardeşim sen konuyu değiştirmeye başladın sürekli.

Biraz tartışmış olmak için tartışmaya çalışıyorsun. Kabir ziyareti hak değildir noktasında itiraz gelince ben onun hak olduğunu söyledim. Kabir ziyaretinde yapılan yanlışlıklar varsa bunları kimse savunmuyor. Sen burada hangi söylediğime itiraz ediyorsun ki.

Ben kabir ziyareti haktır, delilleri şunlardır diyorum. Sen buna "kabir ziyareti haktır ama.." diye başlayıp, "kabir ziyaretinde yapılan şunlar, şunlar.. vs" diye bana itiraz ediyorsun güya. İyide ben senin itiraz ettiğin konularda bir şey söylemedim ki. Neye itiraz ediyorsun? Bilmem anlatabildim mi.

Senin tartışmak istediğin (tartışmaya çalıştığın) esas konu tasavvuf'un varlığıyla ilgili benim görebildiğim her yeni seleficide olduğu gibi. Tasavvuftaki rabıta, vesile, himmet, belki şefaat konularına itiraz ediyorsun diye tahmin ediyorum. Başka ayrıntılarda olabilir.

Bu konularda iki tarafta birbirine reddiyeler verip delillerini sunmuştur.

Sen bunları tartışalım istiyorsan her biri için ayrı ayrı başlık açalım. İki tarafta delillerini sunsun. Benim için uygun her türlü.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Geri kalan itirazlarında okuduğumda 2 yere itiraz ettiğini görüyorum. Kabir konusu ve Resulullah'ın (sav) mezarında ölü olmadığı konusu.

1) Ben açıklamamda Resulullah (sav) kabir ziyaretini "önce yasaklanmış", sonra bu hüküm nesh edilerek aşağıdaki hadisi bildirmiş ve caiz olmuştur diyorum. Sen kaynaklarını verdiğim aşağıdaki hadisi kabul ediyor musun etmiyor musun? Önce bunu belirtirsen sevinirim.
"Size kabir ziyaretini yasaklamıştım. Artık kabirleri ziyaret edebilirsiniz."(Müslim, Cenâiz, - 106, Edâhi, 37; Ebû Dâvud, Cenâiz 77, Eşribe, 7; Tirmizi, Cenâiz, 7;Nesaî, Cenâiz, 100; İbn Mâce, Cenâiz, 47; Ahmed b. Hanbel, I, 147, 452, III, 38, 63, 237, 250, V, 35, 355, 357.)

Yeni seleficilerin hep yaptığı klasik "insanlar kabirlerde şirke düşüyor, uygunsuz hareketler yapıyor" konusunda değinmişsin. Buna cevap vermiştim ben zaten. Adamın biri "ekmek bıçağıyla adam öldürdü" diye ekmek bıçağını yasaklayamazsın, bütün ekmek bıçaklarını kıralım dökelim, yok edelim gibi bir tavra giremezsin.

Yeni seleficilerin anlayacağı şekilde daha açık belirteyim:

Resulullah'ın (sav) helal kıldığını sen haram kılamazsın. Allah Resulu (sav) kabirler ve ziyaretleri helal kıldım diyor, sen kim oluyorsun ki kabirleri yıkıp aklınca insanlar orada hatalı işler yapıyor diye onu yasaklıyorsun. Asıl bu şirktir malum.

Biz tağuti rejimi tekfir ederken ne diyoruz? Herkesin malumu. Örneğin Allah içkiyi haram kıldı, bunlar serbest kılıyor. Ya da Allah çok hanımla evliliği helal kıldı, bunlar yasakladı diyoruz.

Aynısı kabir ziyaretiyle ilgili konuda da geçerlidir. Resulullah (sav) yukarda kaynaklarını belirttiğim onlarca hadiste helal kıldım diyor. Zorlamanın alemi yok, kabirleri yasaklamanın, yıkmanın, vs..

Kardeşim algılamanda sorun olduğunu anlıyorum. Yanlış olan yerlere itiraz ettik zaten. Bahsettiğin hadis zaten sahih ve kabir ziyareti zaten meşru.
Meşru Kabir ziyareti câiz, meşru olmayan kabirde işlenen ameller ise caiz değildir. Bunu bir/iki önceki mesajımda izah ettim.
Kabir ziyareti yoktur diye bir meselemiz yok. Mesele, ölüden yardım istemek, ölünün yardıma geldiğine iman etme sapıklığınadır!



2) ""Benim kabrime ikide bir gelip orayı bayram yerine döndürmeyin" (Ebû Dâvûd, Menâsik 100)" diye bir arkadaş nakil yapmıştı önceki sayfalarda.
Bu hadisi eksik getirmiş. (Evlerinizi [ibadet etmeyerek] kabre çevirmeyin ve kabrimi bayram yeri yapmayın! Bana salevat getirin. Nerede salevat getirirseniz, bana bildirilir.) [Ebu Davud]
Bu hadiste Peygamber'lerin diri olduklarına delildir. Çünkü selam diri olana bildirilir. Peygamber Efendimiz'in diri olduğuna itiraz etmenin de alemi yok. Bir sürü hadisi şerif var yine açıklayan.
1- (Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip oldu.) [İbni Huzeyme,Bezzar, Dare Kutni, Taberani]
2- (Sadece beni ziyaret için gelen, kıyamette şefaatimi hak etmiş olur.) [Müslim, Taberani]
3- (Hac edip kabrimi ziyaret eden, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur.) [Taberani, Dare Kutni, Beyheki, İbni Cevzi]
4- (Sevap umarak beni ziyaret eden, kıyamette bana komşu olur.) [Mevahib-i Ledünniyye]
5- (Hac edip de beni ziyaret etmeyen, bana eza cefa etmiş olur.) [Dare Kutni, İmam-ı Malik, İbni Neccar, Mevahib-i Ledünniyye]
Sen anladığım kadarıyla "vesile kılma" konusunu kastetmek istiyorsun Resulullah'ın Ruhu'nun diri olmasına itiraz ederken. Yani illa itiraz edecek bir şey arıyorsun, orada bulmuşsun. Halbuki ben o konuda açıklama yapmamıştım.
Ama onu da açıklayayım bi iznillah.

Rasulullahın (a.s.) ölmüştür, öldüğü sabit!; kabrinde diriliği sabit, kabrindeki dirilik hali ve keyfiyeti bizce mechuldur. İlk mesajımda cevab verdiğim konulara tekrar tekrar yazdırıyorsun!
Rasulullah'ın kabrinde diriliği ayrı, ummetinin neler yaptığından bilfiil haberdar olması ayrı meseleler.
Selamımızı melek aracılığıyla alabildiği sabit, ummetinden bid'atler çıkarıp sapıtanlardan habersizliği de ilk mesajdaki hadisle sabittir! (Maide 117)

Sapkınların sitelerinden sıhhatine bakmadan kopyala yapıştır ile rivayetlerine bakacak olursak:
1- (Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip oldu.) [İbni Huzeyme,Bezzar, Dare Kutni, Taberani]

Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacibdir.
(Suyûtî el-Câmî’s Sağîr 8715 zayıf,
İbn Hacer el-Askalânî İthâfu’l Mehre 9/123 zayıf,
Heysemî Mecmua Zevâid 4/5 zayıf,
ez-Zehebî Mizabu’l İtidâl 4/226 munker/zayıf,
Muhammed Abdulhâdî Sarumu’l Menkî 40 munker, ,
en-Nevevî Mecmû 8/272 isnadı zayıf,
İbn Teymiyye Mecmûa Fetâvâ 27/25 İsnadı zayıf,
İbn Kattân el-Vehmu ve’l İbhâm 5/741 isnadı zayıf sahih değil,
Ukeylî Duafâ el-Kebîr 4/170 sahih değil,
Şevkânî Neylu’l Evtâr 5/179 zayıf,
Mukbîl el-Vedâî eş-Şefâatu 278 munker,
Bin Bâz Mecmûa Fetâvâ Bin Bâz 113/16 Uydurma Hadis,
el-Elbâni İrvâu’l galîl 1128 munker/zayıf, Daifu’l Câmî 5607 Mevzû/uydurma hadis)
 
O Çevrimdışı

Oğuz Horasan

Üye
İslam-TR Üyesi
Fasıktan haberi dâhi araştırmadan inanmaması gereken musluman (!), Kâfir wikipeda'ya vahiy muamelesi yapabileceğini tahmin ettiğimden delil istedim ama, maalesef beni yanıltmadın ey şeytanın türettiği tasavvufun mensubu sofi!
1900'lü yıllarda ölen kâfirlerden önce selefilik veya selef akidesi bilinmiyormuş gibi anlayış ancak sizin gibilere yakışırdı.
Bu sebeble verdiğin cevab batıl, iddian ise zırvadır!

Adam gibi istesen sana Müslüman'ların kaynaklarından da delil getirirdik, sorun değil. Abdulhamid Han'ın "Yıldız İstihbarat Teşkilatı" meşhurdur. Kendi kaynaklarımızda da tesbit edilmiş bir sürü casusun adı, faaliyetleri geçer.

Ama itiraf ettiğin üzere senin derdin öğrenmek değilmiş zaten. Aklınca ben wikipedia'dan kaynak getirince bana yukardaki zırvaları yazacakmışsın. Aferin. Büyük marifet.

Kafir'in yazdığı bir kaynak'tan herhangi bir konuda delil almak, ya da bilgi almak "Fasıktan haber getirmek" ayetiyle kıyas değildir fıkıh usulünde. Bu cahilliğinin neresine cevap vereyim. Fıkıh usulü diye bir şey duydun mu, okudun mu hiç sen?

Neye cevab vermeye çalışmışsın? Kâbir ziyareti câiz olduğu zaten sabit! Fakat sizin akidenize göre ziyâret değil! Yâni kabiri ziyaretteki amaç ve niyet, ölümü ve ahireti hatırlamak, nefsi arındırıb ıslah etmek, kâbir sahibinin avffı için Allaha dua etmektir.
Kâbirden yardım istemek, ondan şefaat istemek, onun ruhunun yardıma geleceğine inanmak, gaybi bileceğine inanmak vs türü sofiyye akideleri şirk üzeredir. Aramızdaki ziyaretlerdeki fark budur!

Ben zaten o iki konuyu söylemişim sadece, okumadın madem neyi uzatıp duruyorsun.

Yazdıklarımı okursan, ben demişim ki 1) "kabir ziyareti caiz değil diyorsunuz, halbuki caizdir delilleri şunlardır." 2) ayrıca kabirleri de yıkamazsınız kafanıza göre, o da caizdir delilleri şunlardır dedim.

Sen kalkmış "kabir ziyaretlerinde adab" başlığında itirazlar söylüyorsun.

Ben o konuda görüş belirtmedim ki neye itiraz ediyorsun.

Algılamada kimin sorunu olduğunu okuyanlar göreceklerdir zaten.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Yazdığını yeni okudum, kardeşim sen konuyu değiştirmeye başladın sürekli.

Biraz tartışmış olmak için tartışmaya çalışıyorsun. Kabir ziyareti hak değildir noktasında itiraz gelince ben onun hak olduğunu söyledim. Kabir ziyaretinde yapılan yanlışlıklar varsa bunları kimse savunmuyor. Sen burada hangi söylediğime itiraz ediyorsun ki.

Ben kabir ziyareti haktır, delilleri şunlardır diyorum. Sen buna "kabir ziyareti haktır ama.." diye başlayıp, "kabir ziyaretinde yapılan şunlar, şunlar.. vs" diye bana itiraz ediyorsun güya. İyide ben senin itiraz ettiğin konularda bir şey söylemedim ki. Neye itiraz ediyorsun? Bilmem anlatabildim mi.

Senin tartışmak istediğin (tartışmaya çalıştığın) esas konu tasavvuf'un varlığıyla ilgili benim görebildiğim her yeni seleficide olduğu gibi. Tasavvuftaki rabıta, vesile, himmet, belki şefaat konularına itiraz ediyorsun diye tahmin ediyorum. Başka ayrıntılarda olabilir.

Bu konularda iki tarafta birbirine reddiyeler verip delillerini sunmuştur.

Sen bunları tartışalım istiyorsan her biri için ayrı ayrı başlık açalım. İki tarafta delillerini sunsun. Benim için uygun her türlü.
Omurgalı davran, konuyu değiştiren sensin!
Ziyaret sabit diye ilk mesajda yazdığım halde yeni okuduğundan reddetmişiz gibi yazmaya devam eden sensin. Neyse ziyareti reddetmediğimizi anlamışındır artık.
Tasavvuftaki bazı sapkınlıklara karşı çıktığımızdan, kabirdekinden yardım istenme ve ona özel yetkiler verildiğinden dolayı böyle anlamış olabilirsin yahut bazı kardeşler size hatalı cevablar vermiş olabilir. Sahih olan ziyaret sahihtir sonuçta. Bu konu bitti.


Şimdi senin salladığın meselelere gelirsek;

Kabire Türbe yapmanın sahihliği ve ehki sünnetin yüksek kabirleri yıkmadığını iddia etmene verilen cevablar (Hadisler) karşısında hala aynı fikirde misin?

Sorduğum / yazdığın mehdi hadisinin tahricini bekliyorum?
 
O Çevrimdışı

Oğuz Horasan

Üye
İslam-TR Üyesi
Algılamada sorunu olan kim belli oluyor yazdıklarından. "Yanlış olan yerlere itiraz ettik.. itirazımız ölüden yardım istemek, vs..." zırvaları diyip saçmalıyorsun.

Ben onları söylemedim ya da savunmadım ki sen neye itiraz ediyorsun.

Kaçıncı seferdir itiraz dediğin şeylerle ilgili benim herhangi bir şeyi söylemediğimi, senin kendinin uydurup kendinin itiraz ettiğini anlatmaya çalışıyorum. Bilmiyorum anlayacak mısın.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Adam gibi istesen sana Müslüman'ların kaynaklarından da delil getirirdik, sorun değil. Abdulhamid Han'ın "Yıldız İstihbarat Teşkilatı" meşhurdur. Kendi kaynaklarımızda da tesbit edilmiş bir sürü casusun adı, faaliyetleri geçer.

Ama itiraf ettiğin üzere senin derdin öğrenmek değilmiş zaten. Aklınca ben wikipedia'dan kaynak getirince bana yukardaki zırvaları yazacakmışsın. Aferin. Büyük marifet.

Kafir'in yazdığı bir kaynak'tan herhangi bir konuda delil almak, ya da bilgi almak "Fasıktan haber getirmek" ayetiyle kıyas değildir fıkıh usulünde. Bu cahilliğinin neresine cevap vereyim. Fıkıh usulü diye bir şey duydun mu, okudun mu hiç sen?

Aslında sana nasıl davranacağımı veya sen neyi hak ediyorsun çok iyi biliyorum da, sorduğum ve istediklerime cevab vermeden, 'cevab verecektim, fırsat vermedi' demeyesin diye sabrediyorum!
Şimdi Geleyim tekrar kıvraklığına;

Sen yazında İngilizler ajanları vasıtasıyla selefiliği çıkardı diye yazdın ve ben bunun delilini istedimdi:


Benim sözüm ve görüşüm. Kim olduklarını ikiye ayırmak lazım. İlk tayfa Osmanlı'yı yıkıp, hilafeti kaldırtmak için bizzat İngiliz'lerin Araplar arasına soktuğu ajanlardır. Arkalarında o zamanın "Abi'si" İngiltere vardır. İkinci tayfada bunlara kanan cahil Müslümanlardır. Ben onlara yeni seleficiler diyorum.
Kafirler de, muslumanlar da ajan kullanabilir. Benim sorum, bu ajanların kimliği ve selefiliği uydurduğunun isbatıdır! Yoksa falanca falanca ajanımızdır diye kafirlerin kaynakları değil!

Bir diğer sorum; Rasulullahın bir karıştan yüksek kabirleri yıktığı hadis hakkında ne diyorsun?
Türbelerin caizliğinin delâleti?
 
O Çevrimdışı

Oğuz Horasan

Üye
İslam-TR Üyesi
Tartışma laflarını bir tarafa bırakalım. Kimseye bir şey kazandırmıyor.

Kabire Türbe yapmanın sahihliği ve ehki sünnetin yüksek kabirleri yıkmadığını iddia etmene verilen cevablar (Hadisler) karşısında hala aynı fikirde misin?

Açıklamam aynı şekilde geçerli tabiki. Getirdiğiniz hadisler kabirlerin hem kendisini hem de ziyaretini yasaklayan döneme ait hadislerdir. Resulullah (sav) sonra bu hadisleri nesh etmiştir.

Ehl-i sünnetin yüksek kabirleri yıkmadığı konusunda da eminim.

Buhara, Türkistan, Suriye, Mısır, Türkiye.. hepsinde yüzlerce yıllık kabir ve türbeler mevcuttur. Sen ehl-i sünnet buna izin vermiyordu, yapanlarınkini de yıkıyordu diyorsun. Bununla ilgili ne delilin var?


Sorduğum / yazdığın mehdi hadisinin tahricini bekliyorum?

Naim, Hakim b. Nafi’den tahric etti:

عن الحكم بن نافع قال: يقاتل السفياني الترك, ثم يكون على يدي المهدي, وهو أول لواء يعقدهالمهدي, يبعثه إلى الترك
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Tartışma laflarını bir tarafa bırakalım. Kimseye bir şey kazandırmıyor.

Açıklamam aynı şekilde geçerli tabiki. Getirdiğiniz hadisler kabirlerin hem kendisini hem de ziyaretini yasaklayan döneme ait hadislerdir. Resulullah (sav) sonra bu hadisleri nesh etmiştir.

Ehl-i sünnetin yüksek kabirleri yıkmadığı konusunda da eminim.

Buhara, Türkistan, Suriye, Mısır, Türkiye.. hepsinde yüzlerce yıllık kabir ve türbeler mevcuttur. Sen ehl-i sünnet buna izin vermiyordu, yapanlarınkini de yıkıyordu diyorsun. Bununla ilgili ne delilin var?
Evvela benim getirdiğim (bir karıştan yüksek kabirlerin yıkılması) hadisinin nesh olduğunu isbat etmen gerekmez mi? Ey usul-u Fıkıh okumuş muallim?
Bu hadisin mensuhu olan hadis hangisidir?
Bunu senden başka iddia eden kimdir? Hatta Türbe caizdir diyenler kimlerdir?

Tasavvufcuların yoğun ve hakim olduğu bölgelerde apartman gibi kabirler yapılmadığını iddia etmedik. Yani ehl-i sunnet izin vermedi, tasavvufcular izin verir! Hatta mescidlerin içine kadar sokuşturdunuz!




Naim, Hakim b. Nafi’den tahric etti:

عن الحكم بن نافع قال: يقاتل السفياني الترك, ثم يكون على يدي المهدي, وهو أول لواء يعقدهالمهدي, يبعثه إلى الترك
Zaten o kadarı başında yazıyor.
Bab ve hadis no ? da varsa.
 
O Çevrimdışı

Oğuz Horasan

Üye
İslam-TR Üyesi
Dayanamiyacam soruyorum;

wikipedia nin sahiplerinin itikatlarini yani dinlerini yazarmisin.sonucta sen bunlari kale aldigina gore salih muslumanlar olarak goruyorsun demek...

Cahil insan. Gelen haberi kaale alıp almamakla itikadının ne ilgisi var? Fıkıh usulü bilmiyorsunuz kıyas yapmaya kalkıyorsunuz. Sonra böyle saçma bir düşüncen olur tabiki. Cahilliğinizi söyledim daha ne uzatıyorsun utanmadan. Üstelik mantığın da çalışmıyor.

Ayette "fasıklardan haber geldiğinde önce araştırın" diyor. Hadi haber geldi, bizde araştırdık doğru çıktı. O habere göre amel ettiğimiz zaman fasığın haberiyle amel ettik diye fasıt mı olacak verdiğimiz hüküm. Ayet-i kerimedeki şart haberin kaynağına güvenmenin ön koşulunu ortaya koyuyor. Burda amaç "karşılaşılması muhtemel" zararın uzaklaştırılmasıdır. Haber araştırılıp sahih çıkarsa haberin nerden geldiği farketmez. Doğruluğu önemli olur, ve o haberle amel edilebilir. Ayetin anlamı, ayetten çıkacak hüküm bu.

Wikipedia'dan adamlar kendileri casus demişler zaten dedik diye konuyu nereye çekmeye çalışıyorsunuz.

Kime neyin eleştirisini yapıyorsun anlamak mümkün değil. Lafa bak, bi de dayanamamış sorarken. Duygusallıkla saçma sapan itirazlar yapıyorsunuz konunun ilk sayfasından beri her yazdığıma. Hiçbirine de delil getiremediniz.

Diğer arkadaşınızda bu sefer kalktı söylemediğim şeyleri kendi kendine bana söyletip onlara itiraz ediyor sanki o sözleri ben söylemişim gibi.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Buyur: (Celalettin Suyuti’nin tasnifinden hadisler, Kitabül Burhan fi Alametil Hz. Mehdiyyil Muntazar, Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Sf. 58)

Ayrıca sorduğum soruya cevap vermedin. Bekliyorum.
Kardeşim şaka mı yapıyorsun, cevab verdim, ve senden iddianı isbatlamanı / delil beklediğimi yazdım ve hala bekliyorum
 
O Çevrimdışı

Oğuz Horasan

Üye
İslam-TR Üyesi
Ehl-i sünnetin yüksek kabirleri yıktığıyla ilgili delilini sormuştum. Nerede cevabın?

Hangi konuda cevap bekliyorsun? Tekrar yaz bi zahmet. Ben yukarda sorduğum sorunun cevabını bekliyorum.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Türbe yapmanın câiz olduğunu hangi âlim diyor? Yoksa Rasulullahın kabrinden dolayı yine ictihad mı peydahladın?

Ulemanın çoğu "tesnim"in, yani kabrin üstünün deve hörgücü gibi yapılıp yerden bir karış kadar yükseltilmesinin mendub, daha fazla yükseltilmesinin ise mekruh olduğunu beyan etmişlerdir. (el-Ceziri, el-Fıkh Ale'l-Mezahibi'l-Erbea, Kahire (t.y) 1/535)

İmam Şafii ise, Peygamberimiz (a.s.m.)’in bazı hadislerinde kabirler üzerine bina ve mescidler yapılmasını yasakladığına binaen, kabirlerin yerden hiç yükseltilmemesi, yerle dümdüz edilmesi gerektiğini söyler.(Buhârî, Cenaiz, 69; Müslim, Cenâiz, 31-32, Mesâcid, 63; Ebu Davud, 76; Neseî, Cenaiz, 295, 339, 299; el-Ceziri, el-Fıkh Ale'l-Mezahibi'l-Erbea, Kahire (t.y) 1/535)

وعن جابرٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْه قال: ] نَهىَ رَسُولُ اللَّهِ # أنْ يُجَصَّصَ الْقَبْرُ، وَأنْ يُبْنَى عَلَيْهِ، وأنْ يُقْعَدَ عَلَيْهِ، وأنْ يُكْتَبَ عَلَيْهِ، وَأنْ يُوطأ
[. أخرجه الخمسة إ البخاري

.7. (5470)- Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kabrin kireçlenmesini, üzerine bina yapılmasını, üzerine oturulmasını, üzerine yazı yazılmasını ve ayakla basılmasını yasakladı."
(Muslim, Cenâiz 94, (970); Ebu Dâvud, Cenâiz 76, (3225, 3226); Tirmizî, Cenâiz 58, (1052); Nesâî, Cenâiz 96, (4, 86, 88)

Nitekim Ali (r.anh) de, Rasulullah (s.a.v.)’ın kendisini, Medine'deki bütün putları kırmak ve bütün kabirleri tesviye (yerle bir) etmek görevi ile Medine'ye gönderdiğini söylemiştir. (Ahmed bin Hanbel, Musned, I/11l)

وعن أبي الْهَيَّاجِ ا‘سْدى قال: ] قَالَ لي عَلِيٌّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْه: أَ أبْعَثُكَ عَلى مَا بَعَثَنِي عَلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ #؟ قَالَ: اِذْهَبْ، فََ تَدَعْ تِمْثَاً إّ طَمَسْتَهُ، وََ قَبْراً مُشْرِفاً إّ سَوَّيْتَهُ
[. أخرجه مسلم وأبو داود والترمذي

.6. (5469)- Ebu'l-Heyyâc el-Esedî anlatıyor: "Bana, Ali (radıyallahu anh):
"Rasûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın beni göndermiş olduğu şeye ben de seni göndereyim mi?" diye sordu ve Rasûlullah'ın kendisine:
"Haydi git, kırıp dökmedik put, düzlemedik yüksek kabir bırakma!" dediğini anlattı."
(Muslim, Cenâiz 93, (969); Ebu Dâvud, Cenâiz 72, (3218); Nesâî, Cenâiz 99, (4, 88, 89)

Rasulullah (a.s.)'ın kâbri evinin / odasının içinde, zemin seviyesindedir. Mescidin hâricinde evinin odasının içerisinde olması hâsebiyle sen türbe zannedebilirsin ama Rasulullahın en küçük özelliğini dâhi takib edib uygulayan ashab ve ehl-i sunnet âlimleri evlerine gömülmeyi istememiş, Türbe hiç istememişlerdir. Ebubekir ve Umer (r.anhum)'un Rasulullahın yanına gömülmeyi istemeleri yakınlıklarından dolayıdır, yoksa Türbeyle alâkası yoktur.



Tartışma laflarını bir tarafa bırakalım. Kimseye bir şey kazandırmıyor.

Açıklamam aynı şekilde geçerli tabiki. Getirdiğiniz hadisler kabirlerin hem kendisini hem de ziyaretini yasaklayan döneme ait hadislerdir. Resulullah (sav) sonra bu hadisleri nesh etmiştir.

Ehl-i sünnetin yüksek kabirleri yıkmadığı konusunda da eminim.

Buhara, Türkistan, Suriye, Mısır, Türkiye.. hepsinde yüzlerce yıllık kabir ve türbeler mevcuttur. Sen ehl-i sünnet buna izin vermiyordu, yapanlarınkini de yıkıyordu diyorsun. Bununla ilgili ne delilin var?
Evvela benim getirdiğim (bir karıştan yüksek kabirlerin yıkılması) hadisinin nesh olduğunu isbat etmen gerekmez mi? Ey usul-u Fıkıh okumuş muallim?
Bu hadisin mensuhu olan hadis hangisidir?
Bunu senden başka iddia eden kimdir? Hatta Türbe caizdir diyenler kimlerdir?

Tasavvufcuların yoğun ve hakim olduğu bölgelerde apartman gibi kabirler yapılmadığını iddia etmedik. Yani ehl-i sunnet izin vermedi, tasavvufcular izin verir! Hatta mescidlerin içine kadar sokuşturdunuz!
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Cahil insan. Gelen haberi kaale alıp almamakla itikadının ne ilgisi var? Fıkıh usulü bilmiyorsunuz kıyas yapmaya kalkıyorsunuz. Sonra böyle saçma bir düşüncen olur tabiki. Cahilliğinizi söyledim daha ne uzatıyorsun utanmadan. Üstelik mantığın da çalışmıyor.

Ayette "fasıklardan haber geldiğinde önce araştırın" diyor. Hadi haber geldi, bizde araştırdık doğru çıktı. O habere göre amel ettiğimiz zaman fasığın haberiyle amel ettik diye fasıt mı olacak verdiğimiz hüküm. Ayet-i kerimedeki şart haberin kaynağına güvenmenin ön koşulunu ortaya koyuyor. Burda amaç "karşılaşılması muhtemel" zararın uzaklaştırılmasıdır. Haber araştırılıp sahih çıkarsa haberin nerden geldiği farketmez. Doğruluğu önemli olur, ve o haberle amel edilebilir. Ayetin anlamı, ayetten çıkacak hüküm bu.

Wikipedia'dan adamlar kendileri casus demişler zaten dedik diye konuyu nereye çekmeye çalışıyorsunuz.

Kime neyin eleştirisini yapıyorsun anlamak mümkün değil. Lafa bak, bi de dayanamamış sorarken. Duygusallıkla saçma sapan itirazlar yapıyorsunuz konunun ilk sayfasından beri her yazdığıma. Hiçbirine de delil getiremediniz.

Diğer arkadaşınızda bu sefer kalktı söylemediğim şeyleri kendi kendine bana söyletip onlara itiraz ediyor sanki o sözleri ben söylemişim gibi.
Benim sözüm ve görüşüm. Kim olduklarını ikiye ayırmak lazım. İlk tayfa Osmanlı'yı yıkıp, hilafeti kaldırtmak için bizzat İngiliz'lerin Araplar arasına soktuğu ajanlardır. Arkalarında o zamanın "Abi'si" İngiltere vardır. İkinci tayfada bunlara kanan cahil Müslümanlardır. Ben onlara yeni seleficiler diyorum.


yaw be adam sen wikipedia altından muslumanlara (selefi!) aşağılık damgası vurup bir cok kelime altında kelime oyunu oynuyorsun...
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt