Çevrimdışı
Prof. Jeffrey Sachs: Müslümanlar ne terörist ne de Marjinal
A+ |Normal |A-
Son güncelleme: 18 Ağustos 2013 Pazar 03:12
Amerikalı politikacılar ve uzmanlar Mısır hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyorlar. Fakat Muhammed Mursi'nin askeri bir darbeyle görevinden el çektirilmesini hemen desteklediler. Öyle ki seçilmiş bir başkan olan Mursi'nin görevine iade edilmesini kimse istemedi. Bu konuya ses çıkartmamalarının temel sebebi "İslamafobi" dir.
Küre Medya / Haber Merkezi
Amerikalı iktisaçı ve aynı zamanda Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine özel danışmanlık yapmış olan Prof. Jeffrey Sachs Mısır'da yaşanan vahşetle ilgili iki makalesinde ilginç yorumlar yapmış. Müslümanları terörist veya marjinal grup olarak görmenin yanlış olduğundan bahseden Sachs konuyla ilgili batı'nın temel bakış açısının İslamifobi ile açıklanabileceğini belirtmiş. Project-Syndicate ve Huffington Post'ta yayınlanan makalelerinden bazı kısımlar aşağıya verilmiştir:
İslami kesimler ne teröristtir ne de marjinal grup. Aksine İslami kesimler halk tabanında geniş bir desteğe sahiptirler. Mısır'da seçim kazanma ihtimali olmayan anti-İslamcı kesimlerin ısrarla Müslüman Kardeşleri böyle tanımlamaları kendilerini iktidara taşıyacak zoraki yöntemler oluşturmak istemelerindendir. Mısır'ın mali yapısı gerçekten çok kötü durumda ve bir an önce Mursi tekrar başa getirilerek bu sorunun çözülmesi gerekmektedir. Mursi'nin geri dönmesine izin verilmezse bu çatışma sarmalı tüm ülkeyi
kapsayacak ve ekonomi çökecektir.
Amerikalı politikacılar ve uzmanlar Mısır hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyorlar. Fakat Muhammed Mursi'nin askeri bir darbeyle görevinden el çektirilmesini hemen desteklediler. Öyle ki seçilmiş bir başkan olan Mursi'nin görevine iade edilmesini kimse istemedi. Bu konuya ses çıkartmamalarının temel sebebi "İslamafobi" dir. Önyargılı ABD, Mursi'nin düşüşünü İslami otoriterliğin sonucu olarak görecek kadar haddini aşmıştır.
Ancak gerçek biraz daha karmaşık. Mısırlıların yarısından fazlası Müslüman Kardeşleri ve diğer İslami partileri desteklemektedir. İslami partiler Parlamento, başkanlık ve anayasa değişikliğinde ard arda seçimleri kazandılar. İslam karşıtları ise askeri darbeyle ya da oy sandıklarının gizli olarak sayılmasıyla kazanmaya çalıştılar.
Bu bir illüzyondur fakat bununla beraber ABD'li politikacılar ve uzmanlar darbenin son darbenin haklı, kabul edilebilir ve Mursi'ye yapılanların orantılı olduğuna yada Mısır'ın derin sorunlarının çözümüne yararlı olacağına inanıyor.
Obama yönetiminin tepkisi her zaman ki kendisiyle çelişerek tuzağa düşmektir. Demokrasiyi "savunmak" için tersine bir tavır içine girip asker çağrılıyor(Müslüman kardeşlerin destekçileri ordu önderliğinde katledilse bile) ve ABD Müslüman Kardeşlere yapılanlara rağmen darbe yandaşlığına düşüyor. Bu ilkesiz ve çelişkili tutumun başarı şansı yoktur.
The New York Times'ın köşe yazarlarından David Brooks gibi önyargılı ve yanlış bilgilendirilmiş uzmanlar İslami kesimlerin demokratik yönetişim kapasitesinin eksikliğinden dem vurarak demokrasi adına darbe destekçiliğine soyunuyorlar. Baradey gibi, seçim kazanmamış olan Mısırlı politikacıların söylediklerine vahşi, acımasız askeri darbe konusunda gördüklerimizden sonra nasıl inanabiliriz. Ayrıca bu politikacılar sandıklarda oy kullananlardan ziyade Mursi karşıtı gösteriler yapan sokaktaki göstericilerin Mısır halkının sesi olduğunu iddia ediyorlar ve Mısır halkının yarısının İslamcıları desteklemediğini söylüyorlar.
Mübarek'in düşüşünden beri O'nu takip eden Mısırlı politikacılarının hiçbirisi şu üç şeyin farkına varamadılar: Birincisi, İslamcılar sandıkta defalarca görüldüğü üzere, yoğun bir halk desteğine sahipler. İkincisi sandıkta sürekli kaybeden anti-İslamcı güçler seçim sonuçlarını değiştirmek için tekrar tekrar askere döndüler ve en önemlisi istekleri başkanı görevinden almak ve 2012 yılında seçilmiş olan parlamentoyu feshetmekti. Bunların dışında Mısır'ın derin sorunlarının çözümüne dair hiçbir şey konuşmuyorlar. Üçüncüsü bir iç savaşa sürüklenip parçalanacak bir Mısır için uluslar arası alanda kesinlikle hiçbir şey yapılmadı. IMF, Mübarek'in düşüşünden beri Mısır'a bir cent bile borç vermedi, ülkenin devrim sonrası finansal dengesini düzeltmek yerine aksine şok oluşturacak yanlışlar yaptı. Nominal değerleri düzenlemek için ABD, askeri darbeyi görür görmez hızlı bir şekilde IMF anlaşması için çalışmalara başladı.
Amerika o kadar kibirli ki Ortadoğu'da ki her tür siyasi, ekonomik, sosyal vs. faaliyetleri kendileri belirleyip, oradaki insanların neye ihtiyacı olduğunu kendileri biliyormuşcasına davrandılar. Eğer rejimi beğenmiyorlarsa(Afganistan, Libya, Irak) zor kullanarak rejimi devirdiler. Eğer seçim sonuçları İslamcılar ya da ulusalcıların desteğiyle Batı'nın tarzına muhalif olduğu varsayılacak şekilde geldiyse(Cezayir, İran, Filistin) bu durumda sonuçlar iptal edildi ve gerektiğinde darbeler desteklendi.
www.huffingtonpost.com; Exclusive Opinion, Commentary and Op-ed from today's Top Economists and Public Intellectuals - Project Syndicate
Prof. Jeffrey Sachs: Müslümanlar ne terörist ne de Marjinal, Yorum Analiz, Küre Medya
A+ |Normal |A-
Son güncelleme: 18 Ağustos 2013 Pazar 03:12
Amerikalı politikacılar ve uzmanlar Mısır hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyorlar. Fakat Muhammed Mursi'nin askeri bir darbeyle görevinden el çektirilmesini hemen desteklediler. Öyle ki seçilmiş bir başkan olan Mursi'nin görevine iade edilmesini kimse istemedi. Bu konuya ses çıkartmamalarının temel sebebi "İslamafobi" dir.
Küre Medya / Haber Merkezi
Amerikalı iktisaçı ve aynı zamanda Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine özel danışmanlık yapmış olan Prof. Jeffrey Sachs Mısır'da yaşanan vahşetle ilgili iki makalesinde ilginç yorumlar yapmış. Müslümanları terörist veya marjinal grup olarak görmenin yanlış olduğundan bahseden Sachs konuyla ilgili batı'nın temel bakış açısının İslamifobi ile açıklanabileceğini belirtmiş. Project-Syndicate ve Huffington Post'ta yayınlanan makalelerinden bazı kısımlar aşağıya verilmiştir:
İslami kesimler ne teröristtir ne de marjinal grup. Aksine İslami kesimler halk tabanında geniş bir desteğe sahiptirler. Mısır'da seçim kazanma ihtimali olmayan anti-İslamcı kesimlerin ısrarla Müslüman Kardeşleri böyle tanımlamaları kendilerini iktidara taşıyacak zoraki yöntemler oluşturmak istemelerindendir. Mısır'ın mali yapısı gerçekten çok kötü durumda ve bir an önce Mursi tekrar başa getirilerek bu sorunun çözülmesi gerekmektedir. Mursi'nin geri dönmesine izin verilmezse bu çatışma sarmalı tüm ülkeyi
kapsayacak ve ekonomi çökecektir.
Amerikalı politikacılar ve uzmanlar Mısır hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyorlar. Fakat Muhammed Mursi'nin askeri bir darbeyle görevinden el çektirilmesini hemen desteklediler. Öyle ki seçilmiş bir başkan olan Mursi'nin görevine iade edilmesini kimse istemedi. Bu konuya ses çıkartmamalarının temel sebebi "İslamafobi" dir. Önyargılı ABD, Mursi'nin düşüşünü İslami otoriterliğin sonucu olarak görecek kadar haddini aşmıştır.
Ancak gerçek biraz daha karmaşık. Mısırlıların yarısından fazlası Müslüman Kardeşleri ve diğer İslami partileri desteklemektedir. İslami partiler Parlamento, başkanlık ve anayasa değişikliğinde ard arda seçimleri kazandılar. İslam karşıtları ise askeri darbeyle ya da oy sandıklarının gizli olarak sayılmasıyla kazanmaya çalıştılar.
Bu bir illüzyondur fakat bununla beraber ABD'li politikacılar ve uzmanlar darbenin son darbenin haklı, kabul edilebilir ve Mursi'ye yapılanların orantılı olduğuna yada Mısır'ın derin sorunlarının çözümüne yararlı olacağına inanıyor.
Obama yönetiminin tepkisi her zaman ki kendisiyle çelişerek tuzağa düşmektir. Demokrasiyi "savunmak" için tersine bir tavır içine girip asker çağrılıyor(Müslüman kardeşlerin destekçileri ordu önderliğinde katledilse bile) ve ABD Müslüman Kardeşlere yapılanlara rağmen darbe yandaşlığına düşüyor. Bu ilkesiz ve çelişkili tutumun başarı şansı yoktur.
The New York Times'ın köşe yazarlarından David Brooks gibi önyargılı ve yanlış bilgilendirilmiş uzmanlar İslami kesimlerin demokratik yönetişim kapasitesinin eksikliğinden dem vurarak demokrasi adına darbe destekçiliğine soyunuyorlar. Baradey gibi, seçim kazanmamış olan Mısırlı politikacıların söylediklerine vahşi, acımasız askeri darbe konusunda gördüklerimizden sonra nasıl inanabiliriz. Ayrıca bu politikacılar sandıklarda oy kullananlardan ziyade Mursi karşıtı gösteriler yapan sokaktaki göstericilerin Mısır halkının sesi olduğunu iddia ediyorlar ve Mısır halkının yarısının İslamcıları desteklemediğini söylüyorlar.
Mübarek'in düşüşünden beri O'nu takip eden Mısırlı politikacılarının hiçbirisi şu üç şeyin farkına varamadılar: Birincisi, İslamcılar sandıkta defalarca görüldüğü üzere, yoğun bir halk desteğine sahipler. İkincisi sandıkta sürekli kaybeden anti-İslamcı güçler seçim sonuçlarını değiştirmek için tekrar tekrar askere döndüler ve en önemlisi istekleri başkanı görevinden almak ve 2012 yılında seçilmiş olan parlamentoyu feshetmekti. Bunların dışında Mısır'ın derin sorunlarının çözümüne dair hiçbir şey konuşmuyorlar. Üçüncüsü bir iç savaşa sürüklenip parçalanacak bir Mısır için uluslar arası alanda kesinlikle hiçbir şey yapılmadı. IMF, Mübarek'in düşüşünden beri Mısır'a bir cent bile borç vermedi, ülkenin devrim sonrası finansal dengesini düzeltmek yerine aksine şok oluşturacak yanlışlar yaptı. Nominal değerleri düzenlemek için ABD, askeri darbeyi görür görmez hızlı bir şekilde IMF anlaşması için çalışmalara başladı.
Amerika o kadar kibirli ki Ortadoğu'da ki her tür siyasi, ekonomik, sosyal vs. faaliyetleri kendileri belirleyip, oradaki insanların neye ihtiyacı olduğunu kendileri biliyormuşcasına davrandılar. Eğer rejimi beğenmiyorlarsa(Afganistan, Libya, Irak) zor kullanarak rejimi devirdiler. Eğer seçim sonuçları İslamcılar ya da ulusalcıların desteğiyle Batı'nın tarzına muhalif olduğu varsayılacak şekilde geldiyse(Cezayir, İran, Filistin) bu durumda sonuçlar iptal edildi ve gerektiğinde darbeler desteklendi.
www.huffingtonpost.com; Exclusive Opinion, Commentary and Op-ed from today's Top Economists and Public Intellectuals - Project Syndicate
Prof. Jeffrey Sachs: Müslümanlar ne terörist ne de Marjinal, Yorum Analiz, Küre Medya
