Namazları Cem Etmek
1) Abdullah bin Şakik (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Bir gün Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) ikindiden sonra güneş batıp yıldızlar ortaya çıkana kadar yani akşam namazının vakti çıkana kadar bize hitap etti. İnsanlar:
−Namaz! Namaz! demeye başladılar. Derken Temim oğullarından biri onun yanına gelip:
−Namaz! Namaz! demeye başladı. Bunun üzerine Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) o adama:
−Ey anasız kalasıca! Sünneti bana mı öğretiyorsun? dedikten sonra:
−Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı cem ederken yani birleştirerek namaz kılarken gördüm, dedi.
Abdullah bin Şakik (Rahmetullahi Aleyh) dedi ki:
−Bu sözden dolayı göğsümde bir şeyler hissettim ve akabinde Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh)’a gelip bunu sordum. O da Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma)’ın sözünü doğruladı.”
Müslim 705/57
2) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber öğle ile ikindiyi cem ederek sekiz rekat, akşam ile yatsıyı cem ederek yedi rekat olarak kıldım.”
Buhari 1118-1174, Müslim 705/55, Nesei 603
3) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) korku, yolculuk ve yağmur yokken, Medine’de öğle ile ikindi namazını birleştirerek 8 rekât, akşam ile yatsı namazını birleştirerek 7 rekât olarak kıldırdı dedi.
Hadisin ravisi Veki, Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma)’ya:
−Onu niçin yaptı? dedim. Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma):
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ümmetine sıkıntı ve zorluk vermemek için yaptı, dedi.”
Müslim 705/50-54, Buhari 612, Nesei 601-602, Ebu Davud 1210-1211, Tirmizi 187
4) Cabir bin Zeyd (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma), Basra’da meşgul olduğu bir günde, öğle ile ikindiyi beraber cem ederek kıldı ve aralarında sünnet kılmadı. Akşam ile yatsıyı da beraber cem ederek kıldı ve aralarında sünnet kılmadı. Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma):
−Medine’de, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber öğle ile ikindiyi cem ederek sekiz rekat kıldığını ve aralarında sünnet kılmadığını söyledi.”
Nesei 590
Not: Bir ihtiyaç sebebiyle mutlak olarak mukim iken yani seferi değilken cem yapılabilir. Ancak bunun adet edinilerek alışkanlık haline getililmemesi gerekiyor!
İbni Sirin, Rebia, Eşheb, İbni Münzir ve Kaffal Kebir (Rahmetullahi Aleyh) bu görüşte olup Hattabi hadis ehlinden bir cemaatin de aynı görüşte olduğunu bildirmiştir. Buna delil olarak da Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma)’nın bildirdiği ‘ümmeti meşakkate sokmama’ gerekçesini göstermişlerdir.
Minhac: 2/808, Fethu’l-Bari: 2/33-34, Tuhfetü’l-Ahvezi: 1/584
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu uygulamış ve illetini açıklamamıştır. Hadisin ravisi olan sahabi Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) ise bunun uygulanışını ümmete göstermiştir. Kendisi muhtemelen Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) döneminde, Basra halkının isyan etmesi endişesi ortaya çıktığında halifenin emriyle onlara nasihat etmeye gitmiş, ikindi namazını müteakiben vaaz etmeye başlamış.
Akşam namazını geciktirmiş ve yatsı vakti girene kadar vaazına devam etmiştir. Şayet namaz için yarım bıraksaydı vaaz istenilen neticeye ulaşmayacak ve ümmetin bölünmesine sebep olacak bir fitne ortaya çıkabilecekti. Bu sebeple Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma), ümmete meşakkat vermemek için verilen hazarda cem ruhsatını, kendisi seferi olarak uygulamış, halka da mukim olarak uygulatmıştır.
Hadisin ravisi onunla kastedilen hükmü diğerlerinden daha iyi bilir. kaidesi gereği isabetli olan görüş budur. Bizler de bunun gibi hayati meseleler ile ortaya çıkacak ihtiyaç esnasında alışkanlık haline getirmemek ve suistimal etmemek şartıyla bu ruhsattan istifade edebiliriz.
Namaz kılmakla mükellef olan kişi, eğer cemi terk ettiği takdirde sıkıntıyla karşılaşacak olursa cem yapması onun için caiz olur. Böyle davranmak sünnete uygun olduğu gibi, özür sebebiyle namazı terk etmekten daha iyidir. Çünkü özür sebebiyle de olsa namazı terk etmek büyük günahlardandır.
Namazları Cem Etmenin Şekli
Yalnızca öğle ile ikindi namazı, akşam ile de yatsı namazı birleştirilebilir. İki çeşit cem yapılabilir:
1) Cem-i Takdim:
Birleştirilerek beraber kılınacak olan namazın ikincisini ilkinin vaktinde ilki ile beraber kılmakla yapılır. Yani öğle vaktinde öğle ile ikindi, akşam vaktinde de akşam ile yatsı beraber kılınır.
2) Cem-i Tehir:
Birleştirilerek beraber kılınacak olan namazın ilkini geciktirerek ikincisinin vaktinde ikisini beraber kılmakla yapılır. Yani ikindi vaktinde öğle ile ikindi, yatsı vaktinde de akşam ile yatsı beraber kılınır.
Cem yapılırken tek bir ezan okunur ve her bir namaz için ayrı ayrı kamet getirilir. Namazı cem ederek kılan kişi farzlardan başka aralarda sünnet namazı kılmaz.
Namaz en büyük zikirdir. Allah’ı anma şekillerinin en mükemmelidir. Aklı başında olan ve ahiret kaygısı güden hiç kimse için onu terk etmenin geçerli bir mazereti yoktur. Darlık ve sıkıntı zamanlarında ruhsatlar ve kolaylıklar verilmiştir.
Genişlik ve huzur zamanlarında ise vakit ve rükunlarına riayet ederek kılınır. Bununla beraber Allah’ı anmak yalnızca namaz haline has olmamalı, Müslüman her halinde Kur’an ve Sahih Sünnette bildirilen zikirlerle Allah’ı anmaktan gafil olmamalıdır. Çünkü kutsi bir hadiste Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Allah Azze ve Celle şöyle buyuruyor: Kulum Beni andığı ve dudakları Benim zikrimle kımıldadığı müddetçe Ben onunla beraberim.”
İbni Mace 3792
Diğer bir hadiste ise Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Malın en faziletlisi zikreden dil, şükreden kalp ve imanı hususunda erkeğe yardım eden mü’min kadındır.”
Tirmizi 3291
1) Abdullah bin Şakik (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Bir gün Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) ikindiden sonra güneş batıp yıldızlar ortaya çıkana kadar yani akşam namazının vakti çıkana kadar bize hitap etti. İnsanlar:
−Namaz! Namaz! demeye başladılar. Derken Temim oğullarından biri onun yanına gelip:
−Namaz! Namaz! demeye başladı. Bunun üzerine Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) o adama:
−Ey anasız kalasıca! Sünneti bana mı öğretiyorsun? dedikten sonra:
−Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı cem ederken yani birleştirerek namaz kılarken gördüm, dedi.
Abdullah bin Şakik (Rahmetullahi Aleyh) dedi ki:
−Bu sözden dolayı göğsümde bir şeyler hissettim ve akabinde Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh)’a gelip bunu sordum. O da Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma)’ın sözünü doğruladı.”
Müslim 705/57
2) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber öğle ile ikindiyi cem ederek sekiz rekat, akşam ile yatsıyı cem ederek yedi rekat olarak kıldım.”
Buhari 1118-1174, Müslim 705/55, Nesei 603
3) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) korku, yolculuk ve yağmur yokken, Medine’de öğle ile ikindi namazını birleştirerek 8 rekât, akşam ile yatsı namazını birleştirerek 7 rekât olarak kıldırdı dedi.
Hadisin ravisi Veki, Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma)’ya:
−Onu niçin yaptı? dedim. Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma):
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ümmetine sıkıntı ve zorluk vermemek için yaptı, dedi.”
Müslim 705/50-54, Buhari 612, Nesei 601-602, Ebu Davud 1210-1211, Tirmizi 187
4) Cabir bin Zeyd (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
“Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma), Basra’da meşgul olduğu bir günde, öğle ile ikindiyi beraber cem ederek kıldı ve aralarında sünnet kılmadı. Akşam ile yatsıyı da beraber cem ederek kıldı ve aralarında sünnet kılmadı. Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma):
−Medine’de, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber öğle ile ikindiyi cem ederek sekiz rekat kıldığını ve aralarında sünnet kılmadığını söyledi.”
Nesei 590
Not: Bir ihtiyaç sebebiyle mutlak olarak mukim iken yani seferi değilken cem yapılabilir. Ancak bunun adet edinilerek alışkanlık haline getililmemesi gerekiyor!
İbni Sirin, Rebia, Eşheb, İbni Münzir ve Kaffal Kebir (Rahmetullahi Aleyh) bu görüşte olup Hattabi hadis ehlinden bir cemaatin de aynı görüşte olduğunu bildirmiştir. Buna delil olarak da Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma)’nın bildirdiği ‘ümmeti meşakkate sokmama’ gerekçesini göstermişlerdir.
Minhac: 2/808, Fethu’l-Bari: 2/33-34, Tuhfetü’l-Ahvezi: 1/584
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu uygulamış ve illetini açıklamamıştır. Hadisin ravisi olan sahabi Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) ise bunun uygulanışını ümmete göstermiştir. Kendisi muhtemelen Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) döneminde, Basra halkının isyan etmesi endişesi ortaya çıktığında halifenin emriyle onlara nasihat etmeye gitmiş, ikindi namazını müteakiben vaaz etmeye başlamış.
Akşam namazını geciktirmiş ve yatsı vakti girene kadar vaazına devam etmiştir. Şayet namaz için yarım bıraksaydı vaaz istenilen neticeye ulaşmayacak ve ümmetin bölünmesine sebep olacak bir fitne ortaya çıkabilecekti. Bu sebeple Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma), ümmete meşakkat vermemek için verilen hazarda cem ruhsatını, kendisi seferi olarak uygulamış, halka da mukim olarak uygulatmıştır.
Hadisin ravisi onunla kastedilen hükmü diğerlerinden daha iyi bilir. kaidesi gereği isabetli olan görüş budur. Bizler de bunun gibi hayati meseleler ile ortaya çıkacak ihtiyaç esnasında alışkanlık haline getirmemek ve suistimal etmemek şartıyla bu ruhsattan istifade edebiliriz.
Namaz kılmakla mükellef olan kişi, eğer cemi terk ettiği takdirde sıkıntıyla karşılaşacak olursa cem yapması onun için caiz olur. Böyle davranmak sünnete uygun olduğu gibi, özür sebebiyle namazı terk etmekten daha iyidir. Çünkü özür sebebiyle de olsa namazı terk etmek büyük günahlardandır.
Namazları Cem Etmenin Şekli
Yalnızca öğle ile ikindi namazı, akşam ile de yatsı namazı birleştirilebilir. İki çeşit cem yapılabilir:
1) Cem-i Takdim:
Birleştirilerek beraber kılınacak olan namazın ikincisini ilkinin vaktinde ilki ile beraber kılmakla yapılır. Yani öğle vaktinde öğle ile ikindi, akşam vaktinde de akşam ile yatsı beraber kılınır.
2) Cem-i Tehir:
Birleştirilerek beraber kılınacak olan namazın ilkini geciktirerek ikincisinin vaktinde ikisini beraber kılmakla yapılır. Yani ikindi vaktinde öğle ile ikindi, yatsı vaktinde de akşam ile yatsı beraber kılınır.
Cem yapılırken tek bir ezan okunur ve her bir namaz için ayrı ayrı kamet getirilir. Namazı cem ederek kılan kişi farzlardan başka aralarda sünnet namazı kılmaz.
Namaz en büyük zikirdir. Allah’ı anma şekillerinin en mükemmelidir. Aklı başında olan ve ahiret kaygısı güden hiç kimse için onu terk etmenin geçerli bir mazereti yoktur. Darlık ve sıkıntı zamanlarında ruhsatlar ve kolaylıklar verilmiştir.
Genişlik ve huzur zamanlarında ise vakit ve rükunlarına riayet ederek kılınır. Bununla beraber Allah’ı anmak yalnızca namaz haline has olmamalı, Müslüman her halinde Kur’an ve Sahih Sünnette bildirilen zikirlerle Allah’ı anmaktan gafil olmamalıdır. Çünkü kutsi bir hadiste Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Allah Azze ve Celle şöyle buyuruyor: Kulum Beni andığı ve dudakları Benim zikrimle kımıldadığı müddetçe Ben onunla beraberim.”
İbni Mace 3792
Diğer bir hadiste ise Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Malın en faziletlisi zikreden dil, şükreden kalp ve imanı hususunda erkeğe yardım eden mü’min kadındır.”
Tirmizi 3291