Bir âlimin elini öpmeğe gelince, eğer eli öpülen kişi şer'an ikram edilmesi ve saygı gösterilmesi gereken âlimlerden, amel sahiplerinden, yahut dinen şeref sahibi kimselerden ise el öpenin sevaba nail olması umulur. Nitekim Zeyd b. Sabit İbn-i Abbas'ın elini öpmüştür. Eğer eli öpülen kişi dünya adamlarından biri ise ve el öpen bu işi yalnız dünyevî menfaati için, yahut makamı için, yahut zenginliği için yaparsa fasık olur. Ancak kendisine yapılan bir zulmü önlediği, yahut bir iyilikte bulunduğu için el öperse o takdirde kâfir olmaz. Fakat fasık olur. Bunun esasi: “Bir zengine zenginliği için saygı gösterenin dirinin üçte ikisi gider.” hadisine dayanmaktadır. Çünkü ibadetin aletleri kalb, dil ve azalardır. Zengine saygı gösterirken mutlaka ya dili yahut azaları kullanmak gerekir. Ben derim ki, saygı ancak kalbten yapılır. Yukarıdaki sözü söyleyen bunu kasdetmiş olsa gerektir. Yani eğer bu saygıyı gösterenin saygısı gösterişte ise kalbe bakılır. Yok eğer kalbten olursa o takdirde dininin üçte ikisi gider. Yukarıdaki hadisi Beyhakî ve diğer hadisçiler rivayet etmişlerdir. Deylemi'nin rivayetinde ise yukarıdaki hadis-i şerif şöyledir:
“Zengine zenginliği için alçak gönüllülük gösteren fakire Allah lanet etsin.”
(İmam Ebu Hanife,Fıkhı Ekber Şerhi,Aliyyul Kari)