Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Onların Sözleri

Talebefatma Çevrimdışı

Talebefatma

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bişr bin Haris şöyle anlatıyor:

"Fudayl bin Iyaz bana:
-Ey Bişr! Yüce Allah'tan razı olmanın en üst seviyesi, zühd ehli olmaktır dedi. Ben:
-Ey Ebu Ali! Bu nasıl gerçekleşir? diye sordum. Bana şu cevabı verdi:
-Allah'ın sana vermesi ile vermemesinin senin kalbinde eşit olmasıdır."

(Kitabu'z-Zühd / Beyhaki 662.)
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Yüz, İ’tikad’ın Aynasıdır!..
"Salih ve dürüst kimsenin, dürüstlüğü yüzündeki nurdan açığa çıkar ve dürüstlüğü yüzündeki parıltıdan bilinebilir aynı şekilde; günahkar ve yalancı için de (bunun zıddı) geçerlidir. Yaşlandıkça bu alamet daha da belirginleşir. Nitekim bir kimse çocukken parlak bir yüze sahip olabilir her nasılsa günahkar bir kimse olmaya başlar, günahları işlemede katı olabilir yaşamının sonlarında, onun özümsemekte olduğu, çirkin bir yüz açığa çıkar ve bunun zıddı da doğrudur.

İbni Abbas (radiyallahu anh)’dan onun şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Şüphesiz salihlik; kalbi aydınlatır, yüzü ışıldatır, bedeni güçlendirir, rızkı arttırır ve mahlukat içerisinde bu şahısa karşı sevgiyi meydana getirir. Diğer yandan; günahkarlık kalbi karartır, yüzü soldurur, bedeni zayıflatır ve mahlukat içerisinde bu şahısa karşı nefreti meydana getirir." Bir kimsenin yalana niyet etmeden yalan söylemesi mümkündür; hatta ibadetlerine düşkün ve zühd sahibi bir kimse de olabilir.

Her nasılsa; Allah’a, dinine veya Rasulüne yada salih kullarına dair batıl, yanlış akide sahibi olabilir. İçerde bulunan dışarıda olanı etkiler. Nitekim; onun, hak ve doğru olduğunu düşündüğü bu batıl akide onun yüzüne yansır ve yüzü sahip olduğu batılı oranında kararır. Tıpkı Osman ibni Affan (radiyalalhu anh)’dan nakledildiği gibi:
"Hiç kimse, Allah’ın onun dış görünümünde, ve dilinin ikrar ettiği ifadeleri açığa çıkardığı kişi müstesna, içlerindeki kötülüğünü saklayamıyor." Bu sebeple, Selef şöyle derdi: "Eğer Ehli Bid’attan biri hergün sakalını boyasa, Bid’at boyası onun yüzünde kalmaya devam eder." Hesap Günü’nde bu apaçık olacaktır tıpkı Allah (Azze ve Celle)’nin buyurduğu gibi:
"Kıyamet Günü, Allah'a karşı yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. Büyüklenenler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok?" (Zümer 39/60)
(Allah) Te’ala şöyle de buyurmuştur."O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara: İmanınızdan sonra inkar ettiniz, öyle mi? Öyle ise inkar etmenize 3 karşılık azabı tadın!.. denilir." (Al-i İmran 3/106)

İbni Abbas (radiyallahu anh) ve diğerleri bu Ayet hakkında şöyle demişlerdir: "Ağaran yüzler Ehli Sünnet’in yüzleri olacaktır; kararan yüzler ise Bid’at ve Ayrılık Ehli’nin yüzleri olacaktır."

Şeyhu’l-İslam İbni Teymiyye (728H) el-Cevab es-Sahih limen Beddele Din el-Mesih 4/306-30
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
..şeyhulislam ibn Teymiyye rahimehullah şöyle demiştir ;
''Sen ey Rafızî! (İbn Mutahhar) Arkadaşlarınla beraber en rezil mezhepleri bir araya getirerek onları ileri sürüyorsunuz.
— Sıfatlar konusunda Cehmîyyeyi,
— Kulların fiilleri hususunda Kaderiyeyi,
— İmamet ve tafdîl konusunda da Rafızîliği kendinize mezhep edindiniz.''
(minhacus sunne)
 
hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ibni.jpg
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
..Mevlid kutlamaları hakkında;
Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:

"... Aynı şekilde bazı insanlar, (Mevlid-i Nebevî'yi) ihdâs ederek İsâ -aleyhisselâm-'ın doğum gününü kutlamada ya hristiyanlara benzemek istemektedirler ya da Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e sevgi ve tazimlerini göstermek için yapmaktadırlar. Allah Teâlâ, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününü bayram edinme bid'atına değil de -ki O'nun doğumu konusunda insanlar ihtilaf etmişlerdir- belki bu sevgi ve gayretlerinden dolayı onlara ecirlerini verebilir. Fakat ilk müslümanlar, bunu yapmaya güçleri yettiği ve yapmaya hiçbir engel olmamasına rağmen bunu yapmamışlardır.Eğer bu davranış sadece hayır veya tercih edilen bir davranış olsaydı, bizden önce buna daha lâyık olan ilk müslümanlar yaparlardı. Çünkü onlar, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'i bizden daha çok seviyorlar ve O'na, bizden daha çok saygı gösteriyorlardı.Zirâ onlar, hayırda bizden daha çok gayretliydiler. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'i tam anlamıyla sevmek ve O'na saygı göstermek; O'na tâbi olmak, O'na itaat etmek, O'nun emrine uymak, gizli olsun, açık olsun, O'nun sünnetini yaşatmak (ihyâ etmek), gönderilmiş olduğu şeyi yaymak, bu uğurda kalp, el ve dil ile cihad etmektir. Çünkü bu, Muhâcir, Ensar ve onlara güzellikle tâbi olan ilk müslümanların (selef-i sâlihin) izlediği yoldur."
(İktidâu's-Sirâtı'l-Mustakîm; s: 294-295)
 
Ebu Muhammed Eymen Çevrimdışı

Ebu Muhammed Eymen

Bir adım öteside, Bin adım öteside toprak..
Frm. Yöneticisi
Selef-i Sâlihînden İbn Ebi'd-Dünya şöyle anlatır:

İki şeytan birbirleriyle buluştukları zaman biri diğerine 'seni çok zayıf ve bitkin görüyorum' demiş, diğerinde 'hiç sorma, öyle bir adamla beraberdim ki, yemeğe başlarken besmele çekiyor ben yiyemiyorum, su içeceği zaman besmele çekiyor ben içemiyorum, evine girerken besmele çekiyor ben dışarda geceliyorum' diye cevap vermiş. Bu sefer öbür şeytan şöyle demiş, 'Bende öyle bir adamla beraberim ki, yemek yerken besmele çekmez beraber yeriz, su içerken besmele çekmez beraber içeriz, eve girerken besmele çekmez beraber gireriz, karısıyla cinsi munasebette bulunurken besmele çekmez ortak yaparız.'

İbn Kayyım el-Cevziyye, Sabredenler ve Şükredenler s31 (insan yay.)
 
H Çevrimdışı

Hatve

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hükümet'e yakın bir kanalın haber programında, Diyanet'in zamanında halkı Fetö hakkında uyarmadığından, yanlışlarının söylenmediğinden şikayet ediliyor.
Evet çok haklılar. Peki şu anda İslam adına pek çok yanlışlar yapan, hurafeleri din diye halka yutturan, açıkça din ticareti yapan gruplar hakkında Diyanet halkı uyarıyor mu?
17-25 Aralık sonrası, Fetö en üst perdeden eleştirildi. "Peygamber'i kamyona bindirdiler, Peygamber olimpiyatlara geldi diye yalan söylediler" şeklinde pek çok eleştiri yapıldı.
Oysa Fetö'nün bugün konuşulan videolarının en yenisi 10 yıldır Youtube'da vardı. Yanlışları dillendirdiğimiz zaman resmen aforoz ediliyorduk.
Eğer bu günkü çatışma Fetö cemaati değil de, A veya B cemaati ile olsaydı bakın üst perdeden neler eleştiri konusu olur, neler söylenirdi:
"Bunlar utanmadılar. Allah ete kemiğe büründü, şeyhimiz olarak göründü dediler.
Allah (haşa) tuvalet taşı ile konuştu dediler.
Peygamberin nalınının şeklini çizip ticaretini yaptılar.
Yanmaz kefen deyip insanları kandırdılar.
Şeyhimiz günde 7 kez Peygamber'le görüşüyor dediler.
Şeyhimiz kibrit kutusunda müridlerini cennete götürecek dediler.
Saf insanları, şeyhimiz Peygamber torunu deyip kandırdılar.
Bunların dinle imanla alâkâsı yok. Bunlara inanmayın!"
Evet tam olarak böyle derlerdi kardeşlerim.
Varsayalım ki; Diyanet Fetö için gafil davrandı, yanlışlarını farketmedi.
Eğer gaflet uykusundan uyanmazsa, tarih tekerrür edecek, aynı pişmanlıklar yeniden yaşanacak.

İnşâAllah aynı filmi yeniden izlemez, aynı acıları yeniden yaşamayız.


Cahide Sultan
 
H Çevrimdışı

Hatve

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Mount-and-Blade3.jpg


Yûsuf bin Taşfîn rahimehullah 79 yaşına ulaşmıştı. İslâm ordusunun başında ez-Zellâka savaşında Aragon krallığı ve Kastilya Kralı 6. Alfonso karşısındaydı. Müslümanlar 20 bin, haçlılar 60 bin kişiydi. Çetin geçen bir savaş ve akabinde haçlılardan geriye sadece 450 kişi kalmıştı. Bu savaşla Endülüs devletinin çöküşü 420 sene gecikmişti.
Şimdi ki hâllerimiz ise içler acısı. 'Gün be gün yevm'ü'-l beter' buyurmuş efendimiz. Himmetler yitirilmiş, azimler tükenmiş, gayretler yitip gitmiştir. Yûsuf bin Taşfîn seksene yaklaşan ömrüne rağmen kılıcını kuşanıyor, kalkanını alıyor, zırhını başına geçirip meydanlara iniyor şimdi ki gençler/bizler ise yerlerimizden kalkamıyoruz. Allâh için bir amel işlemeye gelince bahaneler ileri sürüyor, namazlar kılınmıyor, cihadlar erteleniyor, davet ise arta kalan zamanlarda keyif yerinde olduğu zaman yapılıyor, ilim öğrenmek ise başka baharlara kalmış durumda.
Bu öz eleştiri önce âsi/günahkâr nefsime sonra da size kardeşler. (alıntıdır)
 
H Çevrimdışı

Hatve

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şayet
- Vatan bağının bir kıymeti olsaydı Allah Rasûlü ( s.a.v ) doğduğu Mekke toprağını terk etmez,
- Milliyetin bir kıymeti olsaydı kendi milleti Kureyşle savaşmaz,
- Kavmiyetin bir kıymeti harbiyesi olsaydı amcası Ebu Leheb'e "elleri kurusun" demezdi.

Vatan, millet ve kavmiyetçilik bağları ile değil, renkleri, dilleri ve ırkları bir birine kenetlemeye musait, insanı salt insan olarak muhatap alan İslam akidesinin kardeşlik bağı ile birbirinize bağlanın. -Abdurrahim Şen
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
İbni Subayh dedi ki:

Bir kişi el-Hasen'e kuraklıktan şikayet etti. Ona: Allah'tan mağfiret dile, dedi.

Bir diğeri ona fakirlikten şikayet etti, ona da: Allah'tan mağfiret dile, dedi.

Bir başka kisi ona: Allah'a dua et de bana bir oğul ihsan etsin dedi, ona da: Allah'tan mağfiret dile, dedi.

Bir başkası bahçesindeki kuraklıktan ona şikayet etti, ona da: Allah'tan mağfiret dile, dedi.

Biz böyle demesinin sebebini ona sorduk,

O da: Ben kendiliğimden bir şey söylemedim, çünkü yüce Allah Nuh Suresi'nde: "Rabbinizden mağfiret dileyin. Çünkü O, çok mağfiret edicidir. Böylece O, üzerinize semayı (yağmuru) bol bol salıverir. Mallarla, oğullarla size yardım eder. Size bağlar, bahçeler verir ve sizin için nehirler akıtır" diye buyurmaktadır." (Kurtubi, Tefsir)
 
metin öztürk Çevrimdışı

metin öztürk

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Muwahhide Tevhid Çevrimdışı

Muwahhide Tevhid

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
caizmidir bilmiyorum fakat bu duayı yıllardır dilimden düşürmüyorum


"Sizden hiç kimse, maruz kaldığı bir zarar sebebiyle, ölümü temenni etmesin. Mutlaka onu yapmak mecburiyeti hissederse, bari şöyle söylesin: 'Rabbim! Hakkımda hayat hayırlı ise yaşat. Ölüm hayırlı ise canımı al.' " (Buhari, Merda, 19)

Bu dua daha iyi olur..
 
Üst Ana Sayfa Alt