İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
İbn Abbas (ra) şöyle demiştir:
"Bu dünyada nasıl sevinebiliriz ki; önümüzde ölüm, kabir, kıyâmet, Sırat köprüsü ve ALLAH Teâlâ’nın huzurunda hesap verme gibi birbirinden ağır ve zor olaylar vardır."
Gazali İhyau ulumiddin
İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: "Yalnız kalan kimseye vesvese ve evham musallat olmasaydı, ben insanlarla görüşmezdim. Çünkü günahların hemen hepsi, insanlarla görüşmenin sonuçlarıdır."
Gazali İhyau ulumiddin
İbni Abbas (ra) şöyle demiştir:
"Kıyâmet gününde en evvel cennete davet edilenler, her hâl ve durumda ALLAH Teâlâ'ya hamd edenlerdir."
Kafirler bir kutlama yapıyor diye bizde illa alternatif bir kutlama yapamayız.
Örneğin onların yılbaşı kutlaması var diye biz hicri yılbaşı kutlaması yapamayız veya Hz İsa'nın doğum günü için yapılan noel'e nispet Hz peygamber için kutlu doğum Proğramı yapamayız.
Çünkü biz sünnet ehli bir ümmet olmaya talibiz.
Sünnet ve Kuran ehli olmaya çalışan bizler Hristiyan ve Yahudilere benzemeye reddiye içerisinde olmamız gerekirken nasıl olurda onların yaptığı batıl faaliyetlere benzeşen kitlesel kutlamalar tertip ederiz?
Hz Peygamberin, onun seçkin, fakih sahabelerinin ve temiz halifelerinin yapmadığı ve istemediği organizasyonları nasıl icraa ederiz? Bizler bidatçimiyiz?
Aksi halde Hz Muhammed Aleyhisselam'ın uyardığı şu insanlardan oluruz..
Ebû Said el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Sizden öncekilerin yolunu karış karış, adım adım takib edeceksiniz. Hatta o kadar ki; şayet onlar bir keler deliğine girseler siz de arkalarından girmeye kalkışacaksınız.”
Râvi Ebû Said diyor ki:
- Böylesine kendilerine uyacağımız bu bizden öncekiler Yahudi ve Hıristiyanlar mıdır, ey Allah’ın Resûlü? diye sorduk.
"Şeyhu'l İslam İbnu Teymiyye insanların İhtiyacını gidermek için çok çalışırdı.
Çünkü bilirdi ki, o başka birine her yardım ettiğinde Allah da ona yardım edecekti."
Bir bedevi Basra’ya gelmiş ve oradakilere:
—Bu beldenin efendisi kimdir, diye sormuş.
Ahali:
—Buranın efendisi Hasan-ı Basri’dir, demiş.
Bedevi:
—Peki, ne ile onların efendisi olmuş, diye sual etmiş.
Ahali:
— İnsanlar onun ameline ihtiyaç duyar, o ise onların dünyalıklarından uzak durur, diye karşılık vermiş.
(Câmiu’l-Ulum ve’l-Hikem, İbn Receb el-Hanbelî, sf, 414)
Şeyh İbn Useymin, vefat etmiş olan hocası Şeyh Abdurrahman Sadi'yi rüyasında görür.
Şeyh Sadi'ye; "Sizin için Allah'ın önünde en faydalı bulduğunuz şey nedir"? diye sorar.
Şeyh Abdurrahman Sadi şöyle cevap verir ; "Güzel ahlak"
......
Güzel Ahlaklı Olmak Kolay Değildir!
قال سعيد بن العاص : يا بني، إن المكارم
لو كانت سهلة يسيرة لسابقكم إليها اللئام،
ولكنها كريهة مرة لا يصبر عليها إلا من عرف
فضلها ، ورجا ثوابها .
مكارم الأخلاق لابن أبي الدنيا
Saîd bin Âs der ki: "Ey Evladım! Eğer güzel ahlaklı olmak kolay olsaydı, kötü insanlar bu konuda sizinle yarışırdı.
Lakin bu nefse kötü ve acı gelir. Buna ancak faziletini bilen ve sevabını uman kişi sabredebilir."
Mekârim'ul Ahlak - İbnu Ebi'd Dünya
Güzel ahlaklı olmak zor ve meşakkatli bir şeydir. Lakin aynı zamanda ecri ve fazileti büyüktür.
Evvela güzel ahlak Nebimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in gönderiliş sebeplerinden biridir.
Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Ben, güzel ahlakları tamamlamak üzere gönderildim."
Yine Kıyamet gününde de güzel ahlakın büyük bir fazileti vardır.
Efendimiz şöyle buyurur: "Kıyamet gününde kulun tartısında en çok ağır basacak şey, güzel ahlaktır."
Aynı zamanda güzel ahlak sahibi olmak, cennette Nebimize komşulukta yakın olmayı gerektirir.
Nebimiz şöyle buyurmuştur: "Cennette bana menzili en yakın olanlarınız, güzel ahlaklı olanlarınızdır."
Mücahidin Uykusu Gece Namazından ve Gündüz Orucundan Daha Faziletlidir
Ebu Hureyre (Radıyallahu Anhu) şöyle demiştir: Sizden biriniz sağ kaldıkça geceleri namaz kılmaya gündüzleri de iftar etmeksizin oruç tutmaya güç yetirebilir mi? Kendisine ey Ebu Hureyre bunu kim yapabilir? Dendiğinde, nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki mücahidin Allah yolundaki uykusu bundan daha hayırlıdır, demiştir.
Eğer mücahitlerin uykuda olanın derecesi bu ise, acaba geceleri namaz kılan, gündüz oruç tutan mücahidin derecesi nasıldır? Eğer bu onlardan gafil olanın derecesi ise acaba bir fiil cihad edenin derecesi nasıldır? Ve yine bu onların ayakkabı ipinin mertebesi ve şerefi ise yaptıklarının mertebesi ne olur.
Şüphesiz bu açık fazilettir. Bunun için çaba gösterenler cennet için kollarını sıvasınlar. Onun kaybeden ihmalkâr ve acizlerde ağlasınlar. Onun dışında ömrünü kaybedenlerde hüzünlensinler.
Allah’ım! Kurtuluş vesilesini bize göster ve kolaylaştır. Rahmet ve İnayet nazarıyla bize bak. Sen her şeye kadirsin.
Ebu Hureyre (Radıyallahu Anhu) şöyle demiştir: Sizden biriniz sağ kaldıkça geceleri namaz kılmaya gündüzleri de iftar etmeksizin oruç tutmaya güç yetirebilir mi? Kendisine ey Ebu Hureyre bunu kim yapabilir? Dendiğinde, nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki mücahidin Allah yolundaki uykusu bundan daha hayırlıdır, demiştir.
Rasulullah s.a.v den günümüzde en çok lazım olan hadislerden birtanesi değerli kardeşlerim bir müslümanın sıkıntısını gidermek için ne yapıyoruz geleli bu müslüman canından malından eşinden çocuklarından ayrı hicret etmiş biriyse ve yalnızca Allah swt dinini yeryüzüne hakim kılmak için mücadele eden biriyse Allah swt ne kadar samimi olduğumuzu en iyi bilendir.
أن حبيب بن أبي ثابت نهم، عن يختی بن جعدة، قال: قال عمر: " لولا ثلاث
الأخي أن أكون قد لقي الله: لولا أن أضع جبهتي لله، أو أجلس في مجالس ينتقی
فيها طيب الكلام كما ينقى جيد الثمر، أو أن أسير في سبيل الله لك "، رواه عن حبيب،
منصور بن المغير، والثوري، والمسعودي في جماعة
⚜ Ömer b. el-Hattâb رضي الله عنه der ki:
“Üç şey olmasaydı ölüp Allah'a kavuşmayı dilerdim.
Biri, Allah için alnımı secdeye koymamdır. Diğeri, güzel hurmanın
kötüsünden seçilmesi gibi güzel sözlerin seçilip konuşulduğu meclislerde bulunmamdır. Diğeri de, Allah yolunda cihada katılmamdır.”