E
Çevrimdışı
Ummu Abdullah, Aişe (radıyallahu anha) şöyle buyurmuştur: Peygamber efendimiz (sallallah u aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: ”Kim Bizim şu işimizde (dinimizde) kendisine ait olmayan bir şey çıkarırsa o çıkardığı merdudtur, kabul edilmez” (Buhari rivayet etmiştir) Başka bir rivayette şöyle buyurmakt adır: ”Kim bir iş yaparda o yaptığı iş üzerinde bizim iznimiz olmaz ise o yaptığı iş merdudtur, kabul edilmez” (Buhari rivayet etmiştir).
RAVİ HAKKINDA GENEL BİLGİ
O Peygamber efendimiz in eşi, Ebu Bekrin kızı, ümmetin kadınlarının en alimidir. peygamber lik geldikten sonra dünyaya gelmiştir. Peygamber efendimiz ondan başkası ile bakire olarak evlenmemiştir. Hanımları içerisinde en çok sevdiği hanımıdır. Hicri elli yedinci yılda vefat etmiştir. Baki mezarlığına gömülmüştür.
HADİSİN ÖNEMİ
Bu hadis ezberlenmesi gereken önemli hadislerd en biridir. Dinde sonradan çıkmış, dindenmiş gibi gözüken şeylerin uzaklaştırılması gerekmekt edir.
Bu hadis hakkında bazıı alimler şöyle buyurmuşlardır: Bu hadis şer’i delilleri n yarısı hükmündedir.
Bu hadis dini oluşturan temellerd en biridir. Nasılki ameller niyetleri ne göredir hadisi amellerin iç yapısı ile alakalı ise bu hadiste amellerin dış yapısı ile alakalıdır.
DİNDE YENİLİK YAPMANIN HARAMLIĞI
Peygamber efendimiz ”Kim bizim şu işimizde (dinimizde) kendisine ait olmayan bir şey çıkarırsa o çıkardığı merdudtur, kabul edilmez” diyerek dinde yeni bir şeyler çıkaranlara, nefsine güzel geldiği için, hoşuna gittiği için Peygamber efendimiz den gelmemiş, sahabeler in yapmadığı şeyleri yapanların amellerin in boşa olduğunu belirtmek tedir. Bu şekilde ameller yapanların din ve Dünya namına herhangi bir kazançları olmadığını bildirmiştir.
DİNDE YENİ BİR ŞEY ÇIKARMAK
Her boyutu ve şekline göre haramdır. Dinde Peygamber efendimizin ( s.a.v ) yapmadığı her şey bid’attir ve haramdır. Bu yüzden her müslüman ibadet yapmaya başlamadan önce muhakkak o konu hakkında araştırma yapmalı, işlenen amelin keyfiyetini iyice bilmelidir. Dinde yenilik yapmak ve bid’at çıkarmak değişik şekillerde olmaktadır.
1)- Bazı şeyler bazı yerlerde ibadet hükmünde sayılırken bazı yerlerde de bid’at sayılır. Örneğin bir kişi ihramlı olmadığı halde ibadet maksadı ile başını açık tutacağını söylese bit’at işlemiş olur. Çünkü bu konuda Peygamber efendimizin her hangi bir fiili yoktur. Kim bu şekilde bir amel işleyecek olursa o amel o kişinin yüzüne çarpılır Ona her hangi bir fayda vermez.
İbnu Abbas (radıyallahu anhu) şöyle rivayet etmiştir: "Bir gün Peygamber efendimiz (sallallah u aleyhi ve sellem) hutbe verirken bir kişiyi ayakda beklerken gördü. O şahıs hakkında soru sorunca kendisine: Ebu İsrail Güneş altında, konuşmadan, oturmadan, ayakta oruç tutmak için nezr ettiğini, adak adadı dediler. Bunun üzerine Peygamber efendimiz (sallallah u aleyhi ve sellem): Ona oturmasını, konuşmasını ve gölgelenmesini ve bu şekilde oruç tutmasını emredin demiştir" (Buhari rivayet etmiştir). Peygamber efendimiz (sallallah u aleyhi ve sellem) Güneş altında konuşmadan, gölgelenmeden oruç tutmayı Allaha yaklaştırıcı bir ibadet olarak görmemiştir.
2)- Bazende dinle yakından uzaktan alakası olmayan şeyler dindenmiş gibi bid’at haline getirilir . Örneğin müzik aletlerin i dinlemek, dans benzeri hareketle rde bulunmak bunlarıda dinden bir parçaymış gibi farz etmek ve böyle dinin esasları ile yakından uzaktan alakası olmayan hurafi işleri dinin bir gereği imiş gibi görmek bid’at, dine yeni bir şeyler sokmaktan dır. Ne yazıkki günümüzde bu şekilde kendileri ni Allah için ibadet yaptığını zanneden insanların sayısı haylice çoktur. Hatta bu yapılan ameller dinin emrettiği şeylerinde üzerine çıkmış Sünnet bid’at sayılmış, bid’atler Sünnet olmuştur.
Yüce Allah bid’at işleyenlerin yaptıkları amelleri kabul etmediği gibi onların tevbeleri nide işlemiş oldukları bid’atleri bırakıncaya kadar kabul etmemekte dir. Bu konuda Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: “Şübhesizki Allah tevbeyi bid’at sahibine bid’atini terk edinceye kadar engellemiştir (tevbesini kabul etmez)" (Taberi rivayet etmiştir). İşte öylede bid’at işleyenlere tabi olanlarda şu ayetin hükmü içine girerler: ”Yoksa onların Allah’ın izin vermediği bir din getiren ortaklarımı var?” Şura süresi 21.ayet).
3)- Dinen yapılması caiz olan bazı ibadetler de aşırıya gitmekte bid’at çeşitlerindendir. Bu amellerin bir kısmı ibadeti küllüyen bozarken, bir kısmıda ibadetin sıhhatine zarar vermezken sahibine günah kazandırır. Örneğin namazların rekât sayısında artırmaya gitmek namazı bozarken, abdestte dörder defa yıkamak abdestin güzelliğini bozar.
4)- Dinen yapılması gereken bir ibadetin bazı kısımlarını tam bir şekilde yapılmaması ibadetin eksik bir şekilde yapılması da bir çeşit bid’attir.
Eğer eksik bırakılan kısım ibadetin rukunlarından yada şartlarından ise ibadet batıl olur. Eğer bu şekilde değil ise ecri tam ve kâmil olmadığı gibi bid’atinden dolayı günahta kazanır.
ÖZET OLARAK
Müslüman karşılaştığı her yeni şeyi bid’at olarak görmeden önce ilim ehlinden konunun hükmünü sormalıdır. Ondan sonra edinmiş olduğu ilmin ışığında o yeniliğe gerektiği şekilde muamele etmelidir .
HADİSTEN ELDE EDİLEN FAYDALAR
1)- Hadisten anlaşıldığı üzere bir konuda nehiy gelmiş ise bu o konunun fesada uğradığını, nehyedilen şeyin batıl olduğuna delalet eder.
2)- Hadis islam dinin kâmil bir din olduğuna, eksikliklerden uzak olduğuna delalet etmektedir.
3)- İslam dini peygamber e tabi olmayı dinde yenilikle r yapmamayı, bid’atler çıkarmamayı emretmekte bu emre uymayanlarıda cezalandırmaktadır.
4)- Peygamber dini açıklayan Onu tefsir eden kişidir. Onun getirdiğinin dışına çıkmak bu din için yapılacak en büyük zulumdür.
RAVİ HAKKINDA GENEL BİLGİ
O Peygamber efendimiz in eşi, Ebu Bekrin kızı, ümmetin kadınlarının en alimidir. peygamber lik geldikten sonra dünyaya gelmiştir. Peygamber efendimiz ondan başkası ile bakire olarak evlenmemiştir. Hanımları içerisinde en çok sevdiği hanımıdır. Hicri elli yedinci yılda vefat etmiştir. Baki mezarlığına gömülmüştür.
HADİSİN ÖNEMİ
Bu hadis ezberlenmesi gereken önemli hadislerd en biridir. Dinde sonradan çıkmış, dindenmiş gibi gözüken şeylerin uzaklaştırılması gerekmekt edir.
Bu hadis hakkında bazıı alimler şöyle buyurmuşlardır: Bu hadis şer’i delilleri n yarısı hükmündedir.
Bu hadis dini oluşturan temellerd en biridir. Nasılki ameller niyetleri ne göredir hadisi amellerin iç yapısı ile alakalı ise bu hadiste amellerin dış yapısı ile alakalıdır.
DİNDE YENİLİK YAPMANIN HARAMLIĞI
Peygamber efendimiz ”Kim bizim şu işimizde (dinimizde) kendisine ait olmayan bir şey çıkarırsa o çıkardığı merdudtur, kabul edilmez” diyerek dinde yeni bir şeyler çıkaranlara, nefsine güzel geldiği için, hoşuna gittiği için Peygamber efendimiz den gelmemiş, sahabeler in yapmadığı şeyleri yapanların amellerin in boşa olduğunu belirtmek tedir. Bu şekilde ameller yapanların din ve Dünya namına herhangi bir kazançları olmadığını bildirmiştir.
DİNDE YENİ BİR ŞEY ÇIKARMAK
Her boyutu ve şekline göre haramdır. Dinde Peygamber efendimizin ( s.a.v ) yapmadığı her şey bid’attir ve haramdır. Bu yüzden her müslüman ibadet yapmaya başlamadan önce muhakkak o konu hakkında araştırma yapmalı, işlenen amelin keyfiyetini iyice bilmelidir. Dinde yenilik yapmak ve bid’at çıkarmak değişik şekillerde olmaktadır.
1)- Bazı şeyler bazı yerlerde ibadet hükmünde sayılırken bazı yerlerde de bid’at sayılır. Örneğin bir kişi ihramlı olmadığı halde ibadet maksadı ile başını açık tutacağını söylese bit’at işlemiş olur. Çünkü bu konuda Peygamber efendimizin her hangi bir fiili yoktur. Kim bu şekilde bir amel işleyecek olursa o amel o kişinin yüzüne çarpılır Ona her hangi bir fayda vermez.
İbnu Abbas (radıyallahu anhu) şöyle rivayet etmiştir: "Bir gün Peygamber efendimiz (sallallah u aleyhi ve sellem) hutbe verirken bir kişiyi ayakda beklerken gördü. O şahıs hakkında soru sorunca kendisine: Ebu İsrail Güneş altında, konuşmadan, oturmadan, ayakta oruç tutmak için nezr ettiğini, adak adadı dediler. Bunun üzerine Peygamber efendimiz (sallallah u aleyhi ve sellem): Ona oturmasını, konuşmasını ve gölgelenmesini ve bu şekilde oruç tutmasını emredin demiştir" (Buhari rivayet etmiştir). Peygamber efendimiz (sallallah u aleyhi ve sellem) Güneş altında konuşmadan, gölgelenmeden oruç tutmayı Allaha yaklaştırıcı bir ibadet olarak görmemiştir.
2)- Bazende dinle yakından uzaktan alakası olmayan şeyler dindenmiş gibi bid’at haline getirilir . Örneğin müzik aletlerin i dinlemek, dans benzeri hareketle rde bulunmak bunlarıda dinden bir parçaymış gibi farz etmek ve böyle dinin esasları ile yakından uzaktan alakası olmayan hurafi işleri dinin bir gereği imiş gibi görmek bid’at, dine yeni bir şeyler sokmaktan dır. Ne yazıkki günümüzde bu şekilde kendileri ni Allah için ibadet yaptığını zanneden insanların sayısı haylice çoktur. Hatta bu yapılan ameller dinin emrettiği şeylerinde üzerine çıkmış Sünnet bid’at sayılmış, bid’atler Sünnet olmuştur.
Yüce Allah bid’at işleyenlerin yaptıkları amelleri kabul etmediği gibi onların tevbeleri nide işlemiş oldukları bid’atleri bırakıncaya kadar kabul etmemekte dir. Bu konuda Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: “Şübhesizki Allah tevbeyi bid’at sahibine bid’atini terk edinceye kadar engellemiştir (tevbesini kabul etmez)" (Taberi rivayet etmiştir). İşte öylede bid’at işleyenlere tabi olanlarda şu ayetin hükmü içine girerler: ”Yoksa onların Allah’ın izin vermediği bir din getiren ortaklarımı var?” Şura süresi 21.ayet).
3)- Dinen yapılması caiz olan bazı ibadetler de aşırıya gitmekte bid’at çeşitlerindendir. Bu amellerin bir kısmı ibadeti küllüyen bozarken, bir kısmıda ibadetin sıhhatine zarar vermezken sahibine günah kazandırır. Örneğin namazların rekât sayısında artırmaya gitmek namazı bozarken, abdestte dörder defa yıkamak abdestin güzelliğini bozar.
4)- Dinen yapılması gereken bir ibadetin bazı kısımlarını tam bir şekilde yapılmaması ibadetin eksik bir şekilde yapılması da bir çeşit bid’attir.
Eğer eksik bırakılan kısım ibadetin rukunlarından yada şartlarından ise ibadet batıl olur. Eğer bu şekilde değil ise ecri tam ve kâmil olmadığı gibi bid’atinden dolayı günahta kazanır.
ÖZET OLARAK
Müslüman karşılaştığı her yeni şeyi bid’at olarak görmeden önce ilim ehlinden konunun hükmünü sormalıdır. Ondan sonra edinmiş olduğu ilmin ışığında o yeniliğe gerektiği şekilde muamele etmelidir .
HADİSTEN ELDE EDİLEN FAYDALAR
1)- Hadisten anlaşıldığı üzere bir konuda nehiy gelmiş ise bu o konunun fesada uğradığını, nehyedilen şeyin batıl olduğuna delalet eder.
2)- Hadis islam dinin kâmil bir din olduğuna, eksikliklerden uzak olduğuna delalet etmektedir.
3)- İslam dini peygamber e tabi olmayı dinde yenilikle r yapmamayı, bid’atler çıkarmamayı emretmekte bu emre uymayanlarıda cezalandırmaktadır.
4)- Peygamber dini açıklayan Onu tefsir eden kişidir. Onun getirdiğinin dışına çıkmak bu din için yapılacak en büyük zulumdür.
