Hasan Karakaya "Tekfire Mazeret Olabilecek Durumlar" başlığına yazacaktım ancak 100 mesaj şartı olduğundan yazamadım. Ve dikkat ettim forumun adminleri dışında pek de yorum gelmemiş.
Şimdi benim anlamadığım husus şu;
Birileri cehaleti sebebiyle yanlışa doğru diye inanmış yahut bu yanlışı aynı sebeple işlemekte ise bunlar bu tutumlarından sorumlu olmayacaklar mı? Çünkü zaten sapmaların tezahürü de bu şekilde değil midir?
Ayrıca dinin usul- temel ve furu- ayrıntı diye birtakım prensiplere gidildiğini ve bunlardan temel prensiplere -özellikle günümüzde- yabancı kalmak nasıl söz konusu olabilir. Çünkü
Dine bizler örfen değil iradi bir tercihle dahil olmuyor muyuz? Dini lüzumu kadar öğrenmek farz değil midir?
Ayrıca Allahu Teala insanlara peygamberler göndermiş ve insanlar hakkında İlahi-Hüccet tamam olmuş artık kimsenin 'ne yapayım, Allah'ı bilemedim Allah'a dair bilgi edinemedim' demeye hakkı var mıdır? Tamam kendisine anlatacak kimse bulamamış diyelim, olabilir lakin Kuran da mı okumamıştır, ayetler açık değil midir?
Evet doğrudur toplum fertleri bir yöne kanalize eder ve kişi doğru diye toplumun genel kabulünü din diye telakki edebilir lakin Kuran, değişim-helak çerçevesinde toplumları yok eden sebepleri hatırlatmaya ve onlardan ibret alarak kendilerini kontrol etmelerini ve atalar dinine tabi olmamaları gerektiğini açık açık söylemiyor mu? Buna göre kişi sorgulamadan araştırmadan nasıl kendisini bu dine nisbet edebilir ve bilmediği hususlarda mazeretli olabilir?
Herkesin delil ve burhan olmaksızın bir şeyi kabul etmemesi gerektiği de açıktır. İslam, baba ve atalarının inançlarına körükörüne bağlılığı yererek, kulak, göz ve kalbin sorumluluğundan yana uyarıda bulunmaktadır. Başka bir ifade ile fertler, Allah'ın doğru yolun bulunması tavsiyesine karşılık daha önce bilmedikleri şu anki sahip oldukları envai türlü bilgileri edinmişlerse bunun sorumluluğunun kendilerine ait olduğunu bilmek durumundadırlar. Çünkü bu durumda iradelerini İslami ilkeleri öğrenmeye yönelik harcamadıklarından dolayı bu noktada söz konusu ilkelere cahil kalmaktadırlar. Oysa mükellef, muhatap olduğu duruma dair bilgiyi, peşine düşmek-sormak suretiyle öğrenmek zorundadır. Sorarak öğrenme imkanına sahip olduğu halde bunu yapmamışsa bunun sorumluluğu kendisine aittir.İşte cehaleti bilerek tercih etmiş olmak bu değil midir?
Mekke müşrikleri bilgisizlikleri ve de bilgisizlerin kendilerini saptırıyor oluşu onlara bir yarar sağlamamış ve doğru yolda olduklarını zannettiklerinden doğru yol arayışı içine girmemişlerdir.
Şimdi Allah için biri bana kızmadan, art niyet aramadan bunun cevabını verirse memnun olurum. Yani cehalet nasıl mazeret olabilir? ben bunu anlamıyorum.
Selam ve dua ile