Bediüzzaman Sadi Nursinin Tavsiyesi

NURSİYİ TANIMAYANLAR İÇİN ÇOK GÜZEL BİR DELİL

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ DİYOR Kİ:
Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hattâ benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz
kaynak: tenvir yayınları risale-i nur külliyatından ictima-i reçeteler kitabı
burada miyeng şüphesiz ana kaynağımız olan KURAN VE SÜNNETTİR(HADİS) ÖLÇÜSÜDÜR

evet nursi bu tavsiyesi ile körü örüne yapılan taklidin önüne geçmek istemiş ve kendi sözlerinin yanlış anlaşılmasına engel olmaya çalışmıştır....

NURNURCU

bu yazıyı özellikle said nursinin yolunda olduğunu söyleyip de yanılgıya düşenler için buraya taşıdık....

çünkü müslümanın taraftar olması ve kabul etmesi gerek şerita ve allahın kanunları iken bazıları demokrasinin peşine düşmüşler bazıları da bilmem hangi beşeri sistemin peşine düşmüşler..

her ne kadara bunlar kendilerine nurcu deselerde nursinin değişi ile kuran ve hadis ölçüsüne ile tartığımızda bu konuda sınıfta kalamkatadırlar

selam aleykum

size tavsiyem forumda gezinin inseallah said nursi hakkinda bir cok bilgiye ulasirsiniz forum bu sahis hakkinda bilgiyle dolu

ve unutmaki butun islam adi altindaki sapik fikirler, dogrularla karisarak gelir

hariciler bir ayete yapisarak ( hukum allahindir ..) geldiler .. zaten bir sahisin her soyledigi kotu olsaydi kimse pesine takilmazdi .. bu sahislarin pesine dusunler .. soylediklerinde, yada fiilerindeki bazi guzel yanlari gorerek onlara baglanir lakin kisiyi sirke goturen islami bozan unsurlarini ya kacirirlar yada gormemezlikten gelirler .. ornegin cokca namaz kilan biri ibadet yapan biri agzi her acildiginda allah diyen biri, cikip resulullah a gore allah cicektir derse karsisindaki ona tevil getirir yada gormemezlikten gelir .. oysa resulullahin soylemedigini resulullah soylemis diye nakleden ona iftira atmistir .. ve sen cikip, bu sahis resulullah iftira atiyor, derken karsina insanlar cikar o iftiracida gordukleri bir kac iyi halden bahs eder ve nasil bir islam anlayisi ise onun iftirasini ortmeye calisirlar ...

inanin yasar nuride bazen isabet ediyordur ama BELAM in onde gidenidir .. ve bir coklari aynidir bazi konularda isabet kesin ediyorlardir ama diger halleriyle kisiyi sirk e, cehenneme goturecek bir amele itiyorlarsa ne kadar dogrulari olursa olsun seytan kazanmis ve ona uyan kisiler kaybetmistir ... said nurside ayni keza hakli yanlari olsada o sahis tarafimizdan MUNKER olarak kabulleniliyor ( konu hakkinda siteyi arstirin ins ) ve MUNKERE BUGZ da IMAN in en alt seviyesidir

selametle

Kardeş sağol emek verip yazmıssınız ancak bu bana yanlı geldi. Zira said nursinin risalelerine milletin bu denli kuran sünnetmiş gibi yapışma yine kitabında kendisinin iddialarından kaynaklanmaktadır. Kendisi kitabın yazdırıldığından bunun cibril tarafından getirildiğinden HZ ALİ r.a'ın bile risale kitaplarını kullanarak şefaat istediğinden ve bu kitaplarla meşgul olanların geçmişteki günahlarına kefaret olacağı bizzat risalelerde geçmekte...

Yani millete hem diyecek siz hakkı alın ve bunu araştırın hemde diyecek ki bu kitap cibril tarafından getirildi koskoca sahebenin önderlerinden resulullah sav'in biricik kızının damadı en büyük imamlarımızdan HZ ALi r.a olmamış bir kitapla şefaat isteyecek..

Bence artık onu bunu bırakalım da asıl dinimizin kaynakları olan kuran ve sahih sünnete dönelim asıl dinimizin nas kaynakları olan ayet ve hadisleri öğrenelim neden gidip suyu asıl kaynağından içmiyoruz ve içmeyip türlü türlü bahaneler getiriyoruz bırakalım artık şahısları ölen ölmüştür hesabı Allah'a kalmıştır... Kuran ve sünnet hala günümüzde duruyor neden bu kargaşa neden hala kuran ve sünnetten uzak durmak için bin takla atıyoruz hayret ediyorum.

dipnot: İsnad ettiğim suçlamalara gerektiğinde delilleri verebilirim.

nurnurcu' Alıntı:

bu yazıyı özellikle said nursinin yolunda olduğunu söyleyip de yanılgıya düşenler için buraya taşıdık....

çünkü müslümanın taraftar olması ve kabul etmesi gerek şerita ve allahın kanunları iken bazıları demokrasinin peşine düşmüşler bazıları da bilmem hangi beşeri sistemin peşine düşmüşler..

her ne kadara bunlar kendilerine nurcu deselerde nursinin değişi ile kuran ve hadis ölçüsüne ile tartığımızda bu konuda sınıfta kalamkatadırlar

Genişletmek için tıkla ...

sevgili murata demir kardeşim.... bence çok yanlış düşünuyorsunuz.. neden derseniz...

said nursinin yaşadığı dönemi iyi bilmen gerekiyor ki o alimin mücadelesine anlaya bilesin.... onun yaşadığı dönemde kuran yasaklanmış.... din ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadrı... iansanlar imansızlaştırlmaya çalışılmaktadır.... inasanları maneviyat la olan bağları kopartımış bir durumdadır.. işte böyle kötü bir durumda bir ailim oarata çıkıyor ve bakıyor ki ianasanla imansızlık ateşi ile yanıyorlar.. tabi asrın hatalığı olan kuranı okumama hadis ve sünneti takip etmeme de var.. ki iansanlar nasıl kuran okusunlar ki zaten yasaklanmışşş eğer tarih bilginiz varsa bu söylediklerimin doğru olduğunu sizde kabul edeceksiniz.. bide kuaranı arapçasını okuyan her insan yüce allahın ne dediğini anlayamaz.. o devride eğitim de bu kadar iyi deği yani her kesi sizin gibi kuaranı okuyup anlayamıyor.....

işte böyle sıkıntılı bir durumda said nursi de diyor ki kurandan aldığım ders ile kuarnın bu zamanda mantıklı ve aklın kabul edeceği bir çekilde açıklıyor ve bunu risale-i nurlarla yapıyor... yani milyonlarca inasanın imana gelmesine ve imanının sağlamlaşmasına vesile oluyor...

işte böyle bir zamanda risale-i nurla meşul olun demesi gayet doğal bir şey.. çünkü risale-i nur kuranın açıklamsıdır.. bunu bir çok insan kabul etmektedir....

ama siz bunu bu devire göre ele alıp ona yakışmayan istinadlarad bulunuyorsunuz..

bu çok yanlışş....

gelelim nasıl yazdığı meslesine diyor ki ilhamen yazıyorum.. yani bu gayet normal bende bir ayeti okuduğumda kalbime çok güzel şeyler geliyor yani ilham oluyor bunda yanlış olan bir durm olmasa gerek...

!sLaM4eVeR' Alıntı:

Kardeş sağol emek verip yazmıssınız ancak bu bana yanlı geldi. Zira said nursinin risalelerine milletin bu denli kuran sünnetmiş gibi yapışma yine kitabında kendisinin iddialarından kaynaklanmaktadır. Kendisi kitabın yazdırıldığından bunun cibril tarafından getirildiğinden HZ ALİ r.a'ın bile risale kitaplarını kullanarak şefaat istediğinden ve bu kitaplarla meşgul olanların geçmişteki günahlarına kefaret olacağı bizzat risalelerde geçmekte...

Yani millete hem diyecek siz hakkı alın ve bunu araştırın hemde diyecek ki bu kitap cibril tarafından getirildi koskoca sahebenin önderlerinden resulullah sav'in biricik kızının damadı en büyük imamlarımızdan HZ ALi r.a olmamış bir kitapla şefaat isteyecek..

Bence artık onu bunu bırakalım da asıl dinimizin kaynakları olan kuran ve sahih sünnete dönelim asıl dinimizin nas kaynakları olan ayet ve hadisleri öğrenelim neden gidip suyu asıl kaynağından içmiyoruz ve içmeyip türlü türlü bahaneler getiriyoruz bırakalım artık şahısları ölen ölmüştür hesabı Allah'a kalmıştır... Kuran ve sünnet hala günümüzde duruyor neden bu kargaşa neden hala kuran ve sünnetten uzak durmak için bin takla atıyoruz hayret ediyorum.

dipnot: İsnad ettiğim suçlamalara gerektiğinde delilleri verebilirim.

Genişletmek için tıkla ...

sevgili kardeşim.. bizde kabul sdiyoruz ana kaynağın kuran ve saih sünnet olduğuna.. bunu kimsenin bir itirazı olmaz....

ama o adamı kötlemeyin bence sevmiyor yada okumuor olabilirsiniz ama onu çok seven ve taki eden var.. ve inaşşalah imanları da sağlamdır.. şimdi iano metre(iman ölçer) yok insanların imanını ölçelim.. ha siz kendinizi biz nurculardan üstün görüyorsanı buna bir diyeceğimiz de yok.. ama en doğrusunu allah bilir..
çok iyi bir kul olabilirsinizhata allah dostu da olabilirsinz.. buna dikat edin ki başka bir allah dostuna edeceğiniz duğmanlık sizden çok şey götürecektir bun iyi bilin.. hele o allah dostu allah için bir çok hizmette bulunmuşsa...

hayatı boyunca insanların imana gelmesi ve iamanlı yaşamaları için mücadele etmiş ve bunu için sürgün ve hapislerde yaşamış bir insana kötü demek çok büyük bir hatadır..... biraz olsa nasl yaşadığını nelere katlandığı bilinse öyle yapılmaz belki..

o iman hizmeti içi evlilik bile yapmaış dünya malı edinmemiş.. sırıf insanlara allahı anlatmak için..... hiç bir dünya zevki tatmadım diyor..... böyle bir insana inasafla yaklaşılmasını öneriyorum.....

ona kötü şu demekle bu demekle eliniz bir şey geçmez..... oan düşmalık yapmakala kurana dost olamazsaınız.. tama okumayın sevmeyin ama kötülemeyin de rica ederimmmmm....

Şimdi siz bunu normal birşey olarak görüyorsunuz bak aynı mesele yalancı peygamberlerin çoğaldığı halife hz ömer r.a döneminde de oluyordu..

Ben size mevzuyu direk anlatayım. Bir gün Hz.Ömer r.a'a gelen bir sahabe felan kişi bana ilham geliyor demekde dediğinde Hz.Ömer r.a vallahi o kişi doğruyu söylüyor zira şeytan da dostlarına ilham eder diyor

Devam edelim kardeş madem samimice yazıyorsunuz size bir kaç soru sorayım ancak hepsini birden sormayacağım tek tek kısa kısa soru cevap yapalım.

Kitaplarda Hz. Ali nin kendi kitaplarına isim verdiğini iddia ediyor.

Bu risalenin öyle bir ehemmiyeti var ki; İmam-ı Ali (R.A.) gaipten gösterdiği kerametlerle bu risaleye, “Âyet-i Kübra” ve “Asâ-yı Musa” adlarını vermiştir”

[Şuâlar, Yedinci Şuâ, c. I, s. 895 ]

Hatta Hz. Ali nin kendi kitaplarını vesile kılarak Allahtan yardım dilemesi sapkınlığın ve sapıklığın bir başka boyutu...


Said Nursî diyor ki: “İmam-ı Ali (R.A.) , Nur’un bölümlerinden haber verdiği sırada “Ayet’ül-Kübrâ hakkı için beni ani ölümden koru” deyip o Âyet-ül Kübra’yı şefaatçı yaptı ..

[ Şuâlar, On Beşinci Şuâ, c. I, s. 1116 ]

“Lâ ilâhe illallah’ın delili, basılı Âyet-ül Kübra Risalesidir. O emsalsiz hüccetin hârikalığı içindir ki; İmam-ı Ali (R.A.) , onu şefaatçi yapmıştır

evet kardeşim aynı hüsnü zanı acaba burada gösterebilecek misin..

nurnurcu' Alıntı:

hayatı boyunca insanların imana gelmesi ve iamanlı yaşamaları için mücadele etmiş ve bunu için sürgün ve hapislerde yaşamış bir insana kötü demek çok büyük bir hatadır..... biraz olsa nasl yaşadığını nelere katlandığı bilinse öyle yapılmaz belki..

o iman hizmeti içi evlilik bile yapmaış dünya malı edinmemiş.. sırıf insanlara allahı anlatmak için..... hiç bir dünya zevki tatmadım diyor..... böyle bir insana inasafla yaklaşılmasını öneriyorum.....

ona kötü şu demekle bu demekle eliniz bir şey geçmez..... oan düşmalık yapmakala kurana dost olamazsaınız.. tama okumayın sevmeyin ama kötülemeyin de rica ederimmmmm....

Genişletmek için tıkla ...

SAİD NURSİ DİYOR Kİ: ALLAHI tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. Onu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.

BÖYLE DİYEN BİR ZATA ŞEYTAN MI İLHAM EDİYOR....

TEVBE DE KARDEŞ

KARDEŞ BENCE BİRZ NURSİYİ TANI BAKALIM NE DİYOR.. BUTUN ESERLERİ BOUNCA ALLAH VE İMANDAN SÖZ EDİYOR

İŞTE DELİLLERİ BURADA YAZACAĞIZ KISA KISA..

iman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. öyle ise, insanın vazife-i asliyesi iman ve duadır.

bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyorki,bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat,bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle ,o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder

nihayetsiz hacat-ı insaniyeyi ihsan edecek, ancak nihayetsiz bir kudret ve muhit bir ilim sahibi olabilir. öyle ise, mabudiyete layık yalnız odur.

ruhuna, vicdanına nokta-i istimdad ise ancak ahirete olan imandır.

ey insan! senin nokta-i istinadın, ancak ve ancak Allah'a olan imandır.

felsefe, herşeyi çirkin, korkunç gösteren siyah bir gözlüktür. iman ise, herşeyi güzel, ünsiyetli gösteren şeffaf, berrak, nurani bir gözlüktür.

size yeşil ağaçtan ateş çıkaran bir zat, çürümüş kemiğe hayat verebilir.

insaniyetin cihazatı, hayvan gibi hayat-ı dünyeviyeyi kazanmak için verilmemiş.

şu koca kainat sarayının bir ustası var. o usta onu bilir, görür, yapar, idare eder.

bu meydan-ı imtihanda olanlar, başı boş değiller; saadet sarayları ve zindanlar onları bekliyorlar

nurnurcu' Alıntı:

gelelim nasıl yazdığı meslesine diyor ki ilhamen yazıyorum.. yani bu gayet normal bende bir ayeti okuduğumda kalbime çok güzel şeyler geliyor yani ilham oluyor bunda yanlış olan bir durm olmasa gerek...

Genişletmek için tıkla ...

Gayet normal he , Bu ifadeyi bu güne kadar İslam aleminde kullanan olmuş mudur ?
İradem dışında ilhamen yazdırıldım ifadesi normal bir açıklama mıdır ?
Said Nursinin yaşadığı dönemde olsun , İslamın ilk yıllarına kadar olsun böyle bir ifada kullanan olmuş mudur ?

Sizin ayet okuyup aklınıza gelen açıklamaları yazmanızın Said Nursinin dediğiyle ve anlaşılanla ne bir bağı var ? Buna inanmamızı mı bekliyorsunuz?
Üstelik siz cemaat önderi değil sıradan birisiniz.
Sizde ihyi biliyorsunuz ki (burada itiraf etmenizi beklemiyorum) Said Nursinin Allah ile , Rasulullah ile manevi alemde görütüğüne , ilham aldığına inanılmaktadır. Tabi böyle bir itikade sahip insanların o kişinin hata yapamayacağına, kitabındaki İslam dışı her fanatik açıklamayı aklamak için kılıf bulma girişimind e olması normaldir.

Sonuçta sen kendi hür iradenle yazıyorsun. Said nursi iradesiz yazdığını , yazdırıldığını , kendisine kalsa daha ksıa yazacağını ifade e diyor pek çok yerde.
Aslında sizde buna inanmıyorsunuz , bir tuhaflık olduğunu görüyorsunuz ama burada kendiniz körü körüne müdafa yapmak zorunda hissediyorsunuz.

Şu misale bir bakalım sizin yorumunuzla ne alakası var:


ŞUALAR
Yedinci Şua
Beşincisi: Ben Ramazan'ın feyziyle bu risalenin nurlarına mazhar olmaklığımla beraber, birkaç cihette halim perişan ve birkaç hastalıkla vücudum sarsıldığı bir zamanda acele yazılıp, birinci müsveddeyle iktifa edildi. Hem yazdığım vakit, irade ve ihtiyarımla olmadığını hissettiğimden, kendi fikrimle tanzim veya ıslah etmeyi muvafık görmediğim için bir parça fehmi işkâl edecek bir vaziyet aldı. Hem Arabî fıkralar içine çok girdi. Hattâ Birinci Makam baştan başa Arabî olduğundan içinden çıkarıldı, müstakil yazıldı.
Medar-ı kusur ve işkâl olan bu beş sebeple beraber, bu risalenin öyle bir ehemmiyeti var ki, İmam-ı Ali (r.a.) kerâmât-ı gaybiyesinde bu risaleye, "Âyet-i Kübrâ" ve "Asâ-yı Mûsâ" namlarını vermiş Risale-i Nur'un risaleleri içinde buna hususî bakıp, nazar-ı dikkati celbetmiş.HAŞİYE El-Âyetü'l-Kübrâ'nın bir hakikî tefsiri olan bu Âyetü'l-Kübrâ Risalesi, Hazret-i İmam'ın (r.a.) tâbirince, "Asâ-yı Mûsâ" nâmında Yedinci Şuâ kitabıdır.
Bu Yedinci Şuâ, bir mukaddime ve iki makamdır. Mukaddimesi dört mesele-i mühimmeyi, Birinci Makamı, Âyet-i Kübrâ'nın tefsirinden Arabî kısmını, İkinci Makamı onun burhanlarını ve tercümesini ve meâlini beyan ederler.
Bu gelen mukaddime lüzumundan fazla izah edilmekle beraber, bir derece uzun olması ihtiyarsız olmuştur. Demek ihtiyaç var ki öyle yazdırıldı. Belki de bir kısım insanlar bu uzunu kısa görürler