Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Cezaevindeki Nurcu Abime Nasıl Tebliğ Yaparım?

S Çevrimdışı

Sidretul Munteha

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum kardeşler.
Abim bir sebepten dolayı bir süredir cezaevinde. Kendisi Eşari/Maturidi ve senelerdir (+15-20 olabilir) Nur talebesi. Dindar bir insan. Laik değil ve kendisince şeriatçi.
Kendisine yazdığım son mektupta ona artık Selefi olduğumu söyledim. Abim de beni kendisince doğru yola iletlemek için ALLAH razı olsun bana tam 11 SAYFA yazı yazıp göndermiş... Yeni Selefi olduğum için onun sorularına nasıl cevap verebilirim aynı zamanda da tebliğ yapabilirim bilmiyorum bu yüzden ilmi olanlardan yardımcı olmalarını bekliyorum.

Öncelikle Selefi olduğumu öğrendiğinde çok endişe etmiş. Çünkü cezaevinde Selefiler ile aynı koğuşa denk geldiği bir süreç yaşamış (6 ay) Muhtemelen bazı konuları da yanlış anladığından hem beni İşidci falan olacağım diye tedirgin olmuş hem de benim ALLAH Tealanın mücessime gibi eli var, yüzü var diye isnat edeceğim sandı muhtemelen. Aşağıdakiler bayağı uzadı farkındayım ama 11 sayfanın özeti, özetin özeti gibi oldu. Ben 2 ay kadar Selefiyim ve nasıl cevaplayacağım nasıl anlatacağım bilmiyorum. Mektup günlerdir bende, öğrenip yazayım diye beklettim ama bunların hepsini öğrenip bilgileri düzgünce anlatmam haftalar-aylar alabilir..


1-Mezhepcilik.
Mektuba Mezhepleri anlatarak başlamış. Muhtemelen hemen herkes gibi Selefilerin mezhebi olmadığını, mezhep imamlarına uymadığını sanıyor. Burada ilmi olan kısaca İmam Şafii vs. Eşari/Maturidi olmadığı bilgisi verirse çok iyi olur. (biraz daha delillendirebilirse)

2- Önceki mektubumda tarikatta şirke düştüğümden bahsedip tarikatları kötüleceğim için tarikatları anlatmış. (ALLAH razı olsun kendisince hepsini çocuğa anlatır gibi baştan anlatmış.)
Detayları geçerek, 5000 kere ALLAH zikrederler ve nefsi delerek ALLAH Tealaya vasıl olmak isterler diyor. Burada maalesef halkta yanlış bilinenlerden dolayı Abdulkadir Geylani Hz örneği vermiş, ardından Cüneydi Bağdadi, Aziz Mahmud Hüdayi.
Abdulkadir Geylani hz. ALLAH'ın izniyle bu şirklerden beri olduğunu biliyorum ama diğer iki isim hakkında bilgim yok. Doğrudalar mı yanlıştalar mı bilmiyorum.
Ardından tarikattaki fenafişşeyh-fenafihresul, fenafillah aşamalarından bahsetmiş bunların sonucunda yine ALLAH Tealaya vasıl olunma amacından bahsediyor.
Rabıtada da aslolan ALLAH Tealanın öğreticisi olduğundan onu ALLAH için düşünmek; ardından ölüm rabıtası vsvs onun mertebelerinden bahsetmiş. Amaç herkesi gözünde öldürebilmek gibi bahsediyor, yani yalnızca ALLAH Tealanın varlığı kalması, böylece sebeplerden kurtulmak.

Tarikat liderlerinin herkese 5000 ALLAH zikretmesine vesile olduğunu, böyle 3-4 milyon kişilerin onların vesilesi ile ALLAH Tealayı zikrettiğini söylüyor. Bu da onları mübarek insanlar yapıyor onun düşüncesinde ve sünneti ihya ediyor diyor (sarık sakal cübbe vs) Müridleri abartıyor Şeyhler beni böyle anlatın demiyor diyor.

3-Koğuştaki Selefiler
Bu Selefiler de anladığım kadarıyla kendi aralarında da bölünmüşler, iki ayrı grup Selefi varmış. Sonrasında başka koğuşa geçmiş yine Selefiler varmış ve abime tevhidi anlatmaya başlamışlar:
-Oy kullanan kafir
-Mevlana kafir
-Osmanlı mürted

Abim de kendisince bir örnek vermiş:
O dönemler 68 yaşındaki namaz kılan amca, medreseler kapanmış, 3 kişi bir araya gelse ALLAH deseler içeri alınıyorlar, o da onlardan çekinip ona göre İslam için uğraşan bir partiye oy verdi diye nasıl o mürted oldu da karısı cariye, kendisinin katli vacip oldu diyor.

a) Selefiler ile bir tartışmada demiş ki: nerede Müslüman var öldürüyorlar Irakta, Cobanide Suriyede diyor ama gidip İsrail ile savaşmıyorlar. Selefiler: onlar da mürted kafir oldu da ondan demiş. (sebebe yaratıcılık vermişler)
Bu kısımları bilmiyorum zaten. Hangi Selefilere denk gelmiş bilemiyorum.
Abim bana burada uzun uzun tüm hakimiyetin ALLAH Tealaya ait olduğunu ama ALLAH'ın vesileleri kullandığından bahsetmiş.
Sonra da oy meselesini tekraren anlatmış ehveni şer olarak. (burası aklına yatmadı muhtemelen)

b) Selefiler, abime ALLAH arşta oturuyor, eli var, gözü var, kulağı var gibi anlatınca artık orada sorun yaşamışlar ve sanırım birbirlerinden ayrılmışlar.
Burada muhtemelen abim yanlış anladı Allahualem. Bu kısımları ben de henüz çok bilmiyorum, araştıramadım; özellikle burada yardımcı olursunuz sevinirim. Arşa istiva meselesini vs. muhtemelen mekanlı bir isnat sandı haşa.

c) Burada yaşadığı bir anıyı anlatmış. Selefiler bir gün gardiyanlara abimi şikayet etmiş. Bunun üzerine onlarla yine ilmi konuşmaya girmişler.
Şİmdi küfür sistemindeyiz diyorsunuz, amiri gardiyanı vs bu sisteme hizmet eden herkesi kafir görüyorsunuz, onlardan yardım istemek medet ummak sizce küfür ama beni (şeriat hukukuna inanan, beraber Kur'an çalıştığınız vs) gardiyana şikayet ettiniz, sizin inancınıza göre siz dinden çıktınız demiş. Onlar da düşünüp doğru söylediğine karar vermişler.

Bu kısmı şu sebeple anlattım, basit mahkeme işlerine bile küfür demeyenler var. Bir müşkül olduğunda polisi aramak küfür mü, bunu ben de böyle bilmiyorum.


4- Herkesin müçtehid olmadığını, Kur'an'dan hüküm veya yasa çıkaramayacağını ve kendisi o içtihadı kabul etmediği için dinden çıkmayacağını anlatıyor.

5- Birleşmenin farz, ayrılmanın haram olduğundan bahsetmiş ve gruplara bölünmememiz gerektiğini vs. anlatmış. Ardından hadisi söylemiş:
"Siz öyle bir zamandasınız ki, içinizden kim emredildiklerinin onda birini bırakırsa helak olur; sonra öyle bir zaman gelecek ki, o zamanda yaşayanlardan kim emrolunduğunun onda birini yaparsa kurtulacaktır."

d)
Hayatta ilk iman dairesi gelir bu hayata yansır, ardından şeriat dairesi diyor. Daha insanlar imanı inkar ediyorlarken şeriatın keskin kurallarını söyleyerek insanları soğutmaya kimsenin hakkı yok diyor. ALLAH Tealanın sonsuz güzelliklerini anlatarak insanlara önce ALLAH inancı ve ahiret inancı vs iman dairesine almaktan bahsediyor.
 
Son düzenleme:
S Çevrimdışı

Sidretul Munteha

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Güncel. Sanırım konu yeni onaylandı, gerilere düşmüş.
Konuyu açtıktan sonraki kısımda şunlara karar verdim:
Tarikat ile ilgili bidatlerin çıktısını alıp göndereceğim. Örneğin Mesnevideki malum hikayeler, muhtemelen İbrahim Etheme atılan iftira vb.
Hristiyanlığın (o dönemki İslam ehlinin) bozulması ile İslama sokulan bidatlerin benzerliğinden bahsedeceğim.

Abim Risaleyi baz aldığı için İmam Rabbani olsun, İbn Arabi olsun bunların veliliğini doğrular. Bu yüzden Risale konusunda da yardıma ihtiyaç var .

Özellikle İsim ve Sıfatların anlatımı (kelamın sonradan ortaya çıkması ile ilgili bilgiler gerekli)
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
Mezhebler hakkında:


Rabıta hakkında:


Zikir hakkında:


Oy vermek hakkında:


Allah'ın arşa istiva ettiğine dair:


Allah'ın eline dair:



Son olarak; bu meseleler zaten tarikatlar ile her zaman sorun olmuş bir mesele. Bunlar hakkında yazı hazırlamak çok zahmetli olacaktır. Ben de forumda cevaplanmış soruları ekledim. Bunları tektek okuyup makaleler hazırlanabilir. Ancak bunu siz yapabilirmisiniz bilmiyorum. Bu aralar çok yoğun olduğum için bakamıyorum. Ancak forumda abinizin yazdığı her şeye dair yazı bulunmakta elhamdülillah. Allah razı olsun. Daha buraya eklemediğim konularda bulunmakta. Bunların tek tek incelenip notlar alınıp, bir araya getirilmeli.

@Ahıskalı ahi, kitabınızda bu konulara dair çalışma varmı? Veya tarikatların nasıl bir pislik yuvası olduğuna dair çalışmanız varmı? Var ise bu tarz kitablari derlemek işinize yarayabilir. Allah yardımcınız olsun.
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Mücahid

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Onlara selefiliğin de farklı farklı olduğunu cezaevindekilerin yanlış yaptığını anlatabilirsin.Ayrıca bize göre Allah'ın eli, yüzü vardır.Ama bunun yaratılmışlar gibi olduğunu söylemeyiz.Teşbih yapmayız.Keyfiyetini Allah'a havale ederiz.Örnek vermek gerekirse bir insanla hayvanın bile eli isim noktasında müşterek olduğu halde aynı değildir.Kaldı ki yüce Allah'ın eli insanların eli gibi değildir demek en başta gerekir.O halde Allah'ın eli vardır demek müşebbihelik, mücessimelik değildir.Allah'ın eli insanların eli gibidir demek müşebbihelik ve mücessimeliktir.Mesela Allah görür dediğimizde biz insanların görmesi gibi mi gördüğünü söylüyoruz? O halde abiniz mücessime mi olmuş oluyor? Yani buradaki ayrıma dikkat etmek gerekiyor.
 
S Çevrimdışı

Sidretul Munteha

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Mezhebler hakkında:


Rabıta hakkında:


Zikir hakkında:


Oy vermek hakkında:


Allah'ın arşa istiva ettiğine dair:


Allah'ın eline dair:



Son olarak; bu meseleler zaten tarikatlar ile her zaman sorun olmuş bir mesele. Bunlar hakkında yazı hazırlamak çok zahmetli olacaktır. Ben de forumda cevaplanmış soruları ekledim. Bunları tektek okuyup makaleler hazırlanabilir. Ancak bunu siz yapabilirmisiniz bilmiyorum. Bu aralar çok yoğun olduğum için bakamıyorum. Ancak forumda abinizin yazdığı her şeye dair yazı bulunmakta elhamdülillah. Allah razı olsun. Daha buraya eklemediğim konularda bulunmakta. Bunların tek tek incelenip notlar alınıp, bir araya getirilmeli.

@Ahıskalı ahi, kitabınızda bu konulara dair çalışma varmı? Veya tarikatların nasıl bir pislik yuvası olduğuna dair çalışmanız varmı? Var ise bu tarz kitablari derlemek işinize yarayabilir. Allah yardımcınız olsun.
ALLAH razı olsun.

Evet sanırım okumak gerekecek bu sayede ben de öğrenirim. Zaten okumalar yapıyorum ama hepsini derlemek zaman alabilir diye kısa kısa açıklayabilen çıkar mı diye düşünmüştüm.
Ahıskalı kardeşin tasavvufla ilgili kitabı var ben de edindim okudum onları da ALLAH razı olsun orada da delilleri ile anlatmış.
 
S Çevrimdışı

Sidretul Munteha

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Onlara selefiliğin de farklı farklı olduğunu cezaevindekilerin yanlış yaptığını anlatabilirsin.Ayrıca bize göre Allah'ın eli, yüzü vardır.Ama bunun yaratılmışlar gibi olduğunu söylemeyiz.Teşbih yapmayız.Keyfiyetini Allah'a havale ederiz.Örnek vermek gerekirse bir insanla hayvanın bile eli isim noktasında müşterek olduğu halde aynı değildir.Kaldı ki yüce Allah'ın eli insanların eli gibi değildir demek en başta gerekir.O halde Allah'ın eli vardır demek müşebbihelik, mücessimelik değildir.Allah'ın eli insanların eli gibidir demek müşebbihelik ve mücessimeliktir.Mesela Allah görür dediğimizde biz insanların görmesi gibi mi gördüğünü söylüyoruz? O halde abiniz mücessime mi olmuş oluyor? Yani buradaki ayrıma dikkat etmek gerekiyor.
Hocam türlü türlü selefi var hangilerine denk geldi bilmiyorum ki.
Benim için uç nokta İŞİD idi, gördüm ki işide nazaran daha sert düşünenler bile var. Bu da Selefilerin aslında garip bir nokta. Hak bu kadar ortada iken (ortada ise) neden bu kadar bölündük bilmiyorum. Açıkçası cehaleti mazeret görüyordum artık ben de görmüyorum mazeret idi ise neden Kur'an'da bizi siz saptırdınız gibi konuşmalar var ?
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Mücahid

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Hocam türlü türlü selefi var hangilerine denk geldi bilmiyorum ki.
Benim için uç nokta İŞİD idi, gördüm ki işide nazaran daha sert düşünenler bile var. Bu da Selefilerin aslında garip bir nokta. Hak bu kadar ortada iken (ortada ise) neden bu kadar bölündük bilmiyorum. Açıkçası cehaleti mazeret görüyordum artık ben de görmüyorum mazeret idi ise neden Kur'an'da bizi siz saptırdınız gibi konuşmalar var ?
Yanlış düşünüyorsunuz.Asli kafirlerle ilgili ayetleri kendisini İslam'a nispet edenler üzerine uygulamaya kalkmayın.Cehalet konusunda da alimler kişiye, yere, zamana, meseleye göre değişir diyorlar.Tümden mazeret görenler veya tümden mazeret görmeyenlerin ortasında bir noktadalar.Hakkın ortada olması insanların kalplerinin hasta olmadığı anlamına mı geliyor? Tasavvur bozukluğu, kalplerdeki hastalıklar kişinin hakkı bulmasına engel olabilir.Ayrıca haktan kastınız nedir? İslam haktır mesela.İnsanlar İslamın bu kadar açık olmasına rağmen kolayca sapabilip inkar edebiliyorlar.Mesela inkarcı kafirler İslam apaçık olduğu halde inkar ediyorlar.Bu İslam'ın suçu mu yoksa insanların inkarcılıkta diretmelerinin bir sonucu mu?
 
S Çevrimdışı

Sidretul Munteha

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Yanlış düşünüyorsunuz.Asli kafirlerle ilgili ayetleri kendisini İslam'a nispet edenler üzerine uygulamaya kalkmayın.Cehalet konusunda da alimler kişiye, yere, zamana, meseleye göre değişir diyorlar.Tümden mazeret görenler veya tümden mazeret görmeyenlerin ortasında bir noktadalar.Hakkın ortada olması insanların kalplerinin hasta olmadığı anlamına mı geliyor? Tasavvur bozukluğu, kalplerdeki hastalıklar kişinin hakkı bulmasına engel olabilir.Ayrıca haktan kastınız nedir? İslam haktır mesela.İnsanlar İslamın bu kadar açık olmasına rağmen kolayca sapabilip inkar edebiliyorlar.Mesela inkarcı kafirler İslam apaçık olduğu halde inkar ediyorlar.Bu İslam'ın suçu mu yoksa insanların inkarcılıkta diretmelerinin bir sonucu mu?
Hocam çok garip bir süreçten geçtim. Muhtemelen bu yolculuğa çıkan hemen herkes de benim gibidir.
Önce tabiri caizse tasavvuf dünyasındaki tüm güvendiğim dağlar (!) yıkıldı.
Ardından eşari-maturidi sisteminin bidatler ile dolu olduğunu, tüm imam-hacı-hoca tarafından gerçeklerin örtüldüğünü öğrendim.
Şimdi Selefiyim kendi içimizde grup grup ayrılmışız. Geçen gün Mesnevi gerçeklerini araştırırken Kur'an bana yetercileri gördüm. Aşağı çok güzel ayetler yazmışlar Kur'an'ın yettiğine dair.
YEMİN EDERİM TEKRAR SAPMAKTAN korkuyorum. Sanki her yolda problem var hak açıksa herkes neden sapıyor ?


Kur'an bana yeter diyenlerin savunması, aşağıdaki linkten sabitli ilk mesaja bakın.

Kuran yetmez anlasilmaz, bize hadis, icma, siyer, sünnet, kiyas, fikih, tefsir, mezhep, firka, seyh, tarikat, evliya, hoca, alim, keramet, cemaat lazim diyenler, bu ayetleri tekrar, tekrar okumasinda büyük fayda var:

Dinlerini (doğru dinden) ayıran ve farklı cemaatler (mezhepler) oluşturanlardan olmayın. Zaten her hizip kendinde olanla övünüp durur.
Rum 32

Derken, aralarında dinlerini çeşitli kitaplara parçalayıp böldüler. Her cemaat/her grup, kendi yanlarında bulunan ile yetinip sevinmektedir!

Mü’minûn Suresi 53
 
Yorgun Mucahid Çevrimdışı

Yorgun Mucahid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hocam çok garip bir süreçten geçtim. Muhtemelen bu yolculuğa çıkan hemen herkes de benim gibidir.
Önce tabiri caizse tasavvuf dünyasındaki tüm güvendiğim dağlar (!) yıkıldı.
Ardından eşari-maturidi sistemin de bidat sistemler ile dolu olduğunu, tüm imam-hacı-hoca tarafından gerçeklerin örtüldüğünü öğrendim.
Şimdi Selefiyim kendi içimizde grup grup ayrılmışız. Geçen gün Mesnevi gerçeklerini araştırırken Kur'an bana yetercileri gördüm. Aşağı çok güzel ayetler yazmışlar Kur'an'ın yettiğine dair.
YEMİN EDERİM TEKRAR SAPMAKTAN korkuyorum. Sanki her yolda problem var hak açıksa herkes neden sapıyor ?


Kur'an bana yeter diyenlerin savunması, aşağıdaki linkten sabitli ilk mesaja bakın.

Kuran yetmez anlasilmaz, bize hadis, icma, siyer, sünnet, kiyas, fikih, tefsir, mezhep, firka, seyh, tarikat, evliya, hoca, alim, keramet, cemaat lazim diyenler, bu ayetleri tekrar, tekrar okumasinda büyük fayda var:

Dinlerini (doğru dinden) ayıran ve farklı cemaatler (mezhepler) oluşturanlardan olmayın. Zaten her hizip kendinde olanla övünüp durur.
Rum 32

Derken, aralarında dinlerini çeşitli kitaplara parçalayıp böldüler. Her cemaat/her grup, kendi yanlarında bulunan ile yetinip sevinmektedir!

Mü’minûn Suresi 53

Mezhepler diye parantez açarak sadece Kur'an ile bu işin yürümediğini ve kendilerinin de yorum katması gerektiğini itiraf ediyorlar. Ve o parantezle bizi hedef alıyorlar. Muminun 53 Ayetinin de bizle alakası yok. Tefsir: Her bir grup daha iyi anlamak ve açıklamak için kitaplar yazmış, sonra da bu kitapları din edinmişlerdir (tevhidmeali)

Biz kafamıza göre kitap yazmıyoruz, Allah Rasulünün sav hadislerini kaydediyoruz.

Ayrıca size tavsiyem, ilmi açıdan ciddi bir olgunluğa erişmeden bu adamları dinlemeyin. Günümüzde sosyal medya yüzünden, ağzı olan din hakkında konuşuyor eli olan din hakkında bir şey söylüyor. Bundan ötürü ortalık karıştı ve insanlar ne yapacaklarını şaşırdılar.

Ayrıca "sadece Kur'an yeter, biz nasıl anlarsak öyledir" diyerek kendileri bin dört yüz yıllık telakkiyi bozuyor ve başka bir fırka çıkarıyorlar. Çünkü geçmiş nakillerde bazı sahabelerin "bize Kur'an yeterlidir" diyen topluluklarla karşılaştığı ve onlara cevaplar verdiği yazar.

Hadis: "Dikkat edin! Sizden birinizi; emrettiğim veya yasakladığım konulardan birisi kendisine ulaştığında -koltuğuna yaslanmış bir hâlde- ‘bilmiyorum Allah’ın kitabında ne bulursak ona uyarız (hadisleri tanımayız derken)’ bulmayayım." (Tirmizî)

Birçok hadis kitabında bu rivayete işaret vardır.

Ama madem Kur'an ile cevap veriyorlar onlara da benden şu Ayet gelsin.

"Şüphesiz ki Allah’a ve resûllerine karşı küfre sapan, Allah ile resûllerinin arasını ayırmak isteyen: “Bir kısmına inanır bir kısmını inkâr ederiz.” diyenler ve bu ikisi arasında bir yol tutmak isteyenler (var ya);" (4/Nisâ, 150)

"Bunlar, hakiki kâfirlerin ta kendileridir. Kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır." (4/Nisâ, 151)
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Mücahid

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Hocam çok garip bir süreçten geçtim. Muhtemelen bu yolculuğa çıkan hemen herkes de benim gibidir.
Önce tabiri caizse tasavvuf dünyasındaki tüm güvendiğim dağlar (!) yıkıldı.
Ardından eşari-maturidi sisteminin bidatler ile dolu olduğunu, tüm imam-hacı-hoca tarafından gerçeklerin örtüldüğünü öğrendim.
Şimdi Selefiyim kendi içimizde grup grup ayrılmışız. Geçen gün Mesnevi gerçeklerini araştırırken Kur'an bana yetercileri gördüm. Aşağı çok güzel ayetler yazmışlar Kur'an'ın yettiğine dair.
YEMİN EDERİM TEKRAR SAPMAKTAN korkuyorum. Sanki her yolda problem var hak açıksa herkes neden sapıyor ?


Kur'an bana yeter diyenlerin savunması, aşağıdaki linkten sabitli ilk mesaja bakın.

Kuran yetmez anlasilmaz, bize hadis, icma, siyer, sünnet, kiyas, fikih, tefsir, mezhep, firka, seyh, tarikat, evliya, hoca, alim, keramet, cemaat lazim diyenler, bu ayetleri tekrar, tekrar okumasinda büyük fayda var:

Dinlerini (doğru dinden) ayıran ve farklı cemaatler (mezhepler) oluşturanlardan olmayın. Zaten her hizip kendinde olanla övünüp durur.
Rum 32

Derken, aralarında dinlerini çeşitli kitaplara parçalayıp böldüler. Her cemaat/her grup, kendi yanlarında bulunan ile yetinip sevinmektedir!

Mü’minûn Suresi 53
Kurancılar kaç parçaya ayrılmış biliyor musun? Onlara abdestin nasıl olduğunu sorun hepsi ayrı cevap verecek.Onların saptırmalarına karşı ayetler dolu.Onlar peygamberi postacı konumuna indirgiyor.Ayetleri kendi kafalarına göre yorumluyor.Ehli sünnet öyle mi yapıyor? Bunlar kuranın yorumunu kendilerine hak görüyor ama peygambere yani Kuranın kendisine indiği kişiye hak görmüyor.
''O peygamberleri apaçık delillerle ve kutsal metinlerle gönderdik. İnsanlara indirdiklerimizi kendilerine açıklaman için ve (ola ki üzerinde) düşünürler diye sana da uyarıcı kitabı indirdik.''(Nahl 44)
İhtilafın en az olduğu yer Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi takip edenlerdedir.Rasulullah ayetleri açıklamayacak ama kurancılar açıklayacak öyle mi?
 
S Çevrimdışı

Sidretul Munteha

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Mezhepler diye parantez açarak sadece Kur'an ile bu işin yürümediğini ve kendilerinin de yorum katması gerektiğini itiraf ediyorlar. Ve o parantezle bizi hedef alıyorlar. Muminun 53 Ayetinin de bizle alakası yok. Tefsir: Her bir grup daha iyi anlamak ve açıklamak için kitaplar yazmış, sonra da bu kitapları din edinmişlerdir (tevhidmeali)

Biz kafamıza göre kitap yazmıyoruz, Allah Rasulünün sav hadislerini kaydediyoruz.

Ayrıca size tavsiyem, ilmi açıdan ciddi bir olgunluğa erişmeden bu adamları dinlemeyin. Günümüzde sosyal medya yüzünden, ağzı olan din hakkında konuşuyor eli olan din hakkında bir şey söylüyor. Bundan ötürü ortalık karıştı ve insanlar ne yapacaklarını şaşırdılar.

Ayrıca "sadece Kur'an yeter, biz nasıl anlarsak öyledir" diyerek kendileri bin dört yüz yıllık telakkiyi bozuyor ve başka bir fırka çıkarıyorlar. Çünkü geçmiş nakillerde bazı sahabelerin "bize Kur'an yeterlidir" diyen topluluklarla karşılaştığı ve onlara cevaplar verdiği yazar.

Hadis: "Dikkat edin! Sizden birinizi; emrettiğim veya yasakladığım konulardan birisi kendisine ulaştığında -koltuğuna yaslanmış bir hâlde- ‘bilmiyorum Allah’ın kitabında ne bulursak ona uyarız (hadisleri tanımayız derken)’ bulmayayım." (Tirmizî)

Birçok hadis kitabında bu rivayete işaret vardır.

Ama madem Kur'an ile cevap veriyorlar onlara da benden şu Ayet gelsin.

"Şüphesiz ki Allah’a ve resûllerine karşı küfre sapan, Allah ile resûllerinin arasını ayırmak isteyen: “Bir kısmına inanır bir kısmını inkâr ederiz.” diyenler ve bu ikisi arasında bir yol tutmak isteyenler (var ya);" (4/Nisâ, 150)

"Bunlar, hakiki kâfirlerin ta kendileridir. Kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır." (4/Nisâ, 151)
ALLAH razı olsun kardeş çok güzel cevap.
Eskiden olsa zaten Kur'an bize yetercileri önemsemiyorduk da şu ara şüphecilik gibi bir hastalığa tutuldum. Diğer hepsinde takliden bir hocayı takip ediyorduk. İlk Selefi olduğumda da bir hocayı taklit ederek buralara kadar geldim. Sonra baktım ki Selefiler delille ilerliyor ki bu çok iyi Elhamdülillah, bu kez hepsini dinliyorum ve hepsi de doğru söylüyor gibi geliyor. Bu yüzden de haşa hak apaçık değil gibi. Yani kime inansan sapma olasılığın var o zaman Kur'an bize yeter bile mantıklı duruma geliyor.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Açıkçası cehaleti mazeret görüyordum artık ben de görmüyorum
Çok çabuk değişiyor,
Sanki her yolda problem var hak açıksa herkes neden sapıyor ?
Çok çabuk unutuyorsunuz.

Daha önce de söylediğim gibi: hak, tüm delillerin bir araya getirilip, ortalamasının alınmasıdır. Hak orta yoldur, vasat olandır.

En son sakınmanızın öğütlendiği o cemaate sırf yalnız kalamadığınız için döneceğinizi söylediğinizde, öğrendiğiniz hakikatleri unutmamanız gerektiğinin altını çizmiştim. Her bilgi ile karşılaştığınızda, bir önceki tüm bilgilerinizle kıyaslamadığınız sürece, bu şekilde her çekilen yola girersiniz. Bu huyunuzu terk edin, çünkü bu sizde olduğu sürece aradığınız netliği bulmanız mümkün değil.
 
S Çevrimdışı

Sidretul Munteha

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kurancılar kaç parçaya ayrılmış biliyor musun? Onlara abdestin nasıl olduğunu sorun hepsi ayrı cevap verecek.Onların saptırmalarına karşı ayetler dolu.Onlar peygamberi postacı konumuna indirgiyor.Ayetleri kendi kafalarına göre yorumluyor.Ehli sünnet öyle mi yapıyor? Bunlar kuranın yorumunu kendilerine hak görüyor ama peygambere yani Kuranın kendisine indiği kişiye hak görmüyor.
''O peygamberleri apaçık delillerle ve kutsal metinlerle gönderdik. İnsanlara indirdiklerimizi kendilerine açıklaman için ve (ola ki üzerinde) düşünürler diye sana da uyarıcı kitabı indirdik.''(Nahl 44)
İhtilafın en az olduğu yer Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi takip edenlerdedir.Rasulullah ayetleri açıklamayacak ama kurancılar açıklayacak öyle mi?
Onların da kendi içinde ayrıldığını bilmiyordum. Şimdi Ummi Aişe abla ile aynı anda cevap atacağım. Bir sonrakine.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Yani kime inansan sapma olasılığın var o zaman Kur'an bize yeter bile mantıklı duruma geliyor.
Kur'an-ı Kerim yeter, doğrudur.

Ve hadislere uymayı öğütleyen de Kur'an-ı Kerim olduğu için beraberinde hadislere de inanıyoruz.

Ve "bilmiyorsanız zikir ehline sorun" ayeti gereği hakiki ehl-i sünnet alimlere de kulak veriyoruz.

Tüm bu farkındalığı bize katan doğrudan Kur'an-ı Kerim'dir. Ve Kur'an-ı Kerim "tüm emirlerine uyuluyorsa yeter", bu doğrudur.

İşine geleni alıp, işine gelmeyeni atarak Kur'an-ı Kerim'e uyulmuş olunmuyor. "Kur'an-ı Kerim yeter"cilerin bu hatasını sadece bütüncül bakarsanız görürsünüz.

Bütüncül bakmanın önemini burada ve her konuda görebilirsiniz; vasat olana uymak aradığınız çözüm, bütüncül bakmak aradığınız çözüm.
 
Yorgun Mucahid Çevrimdışı

Yorgun Mucahid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH razı olsun kardeş çok güzel cevap.
Eskiden olsa zaten Kur'an bize yetercileri önemsemiyorduk da şu ara şüphecilik gibi bir hastalığa tutuldum. Diğer hepsinde takliden bir hocayı takip ediyorduk. İlk Selefi olduğumda da bir hocayı taklit ederek buralara kadar geldim. Sonra baktım ki Selefiler delille ilerliyor ki bu çok iyi Elhamdülillah, bu kez hepsini dinliyorum ve hepsi de doğru söylüyor gibi geliyor. Bu yüzden de haşa hak apaçık değil gibi. Yani kime inansan sapma olasılığın var o zaman Kur'an bize yeter bile mantıklı duruma geliyor.

Kur'ancıların söylediklerini dinlediğimizde bin dört yüz yıldır neredeyse hiçbir topluluğun söylemediği şeyleri söylüyorlar. Allah onları ıslah etsin.

İslâm ilimleri zayıfladığı için bu adamlara boşluk açıldı. Bunlar Suudi Arabistandaki 12 yaşında bir çocuğu bile yenemezler muhtemelen o çocuklar bunları çaya bandırıp yer. Kur'ancılık İslâm ilimlerinin zayıfladığı ülkelerde kendine yer tutabiliyor.

Tasavvuf İslâm ile Hint inanışlarının karışımı gibidir. Tasavvufta birçok unsurun oradan etkilendiği rahatlıkla görülebilir hulul inancı gibi. (bkz. Hint inanışlarında Tanrı Vişnu)

Kurancılık İslâm ile deizmin karışımı gibidir. Allah'ı tanıyorum ama Peygamberin dediklerini tanımıyorum -haşa-

Cehmiyye, Mutezile, Maturidiyye ve ikinci dönem Eşariyyesi, bilhassa Ehl-i tevil itikadlar İslâm dünyasının Yunan felsefesinden etkilenmesi iledir. Yani İslâm yorumuna Yunan felsefesinin karışması gibi.

Dürzilik de İslâmın hem ehli kitab dinler ve hem de sabiilik ile karışımı gibidir.

Emin olalım ki şu ortamda selefin yaşantısına tutunmaktan, onların nasıl yaşadığını ve nasıl düşündüğünü öğrenip aynı şekilde düşünmekten başka bir seçeneğimiz yok.
 
S Çevrimdışı

Sidretul Munteha

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Çok çabuk değişiyor,

Çok çabuk unutuyorsunuz.

Daha önce de söylediğim gibi: hak, tüm delillerin bir araya getirilip, ortalamasının alınmasıdır. Hak orta yoldur, vasat olandır.

En son sakınmanızın öğütlendiği o cemaate sırf yalnız kalamadığınız için döneceğinizi söylediğinizde, öğrendiğiniz hakikatleri unutmamanız gerektiğinin altını çizmiştim. Her bilgi ile karşılaştığınızda, bir önceki tüm bilgilerinizle kıyaslamadığınız sürece, bu şekilde her çekilen yola girersiniz. Bu huyunuzu terk edin, çünkü bu sizde olduğunuz sürece aradığınız netliği bulmanız mümkün değil.
Uhtim gerçekten cehalet konusunu o grupla konuşamadık. Sordum evet ama cevap alamadım oradan. Ya açıklamalarına zaman yetmedi, ya da o konuları şimdilik ertele, temelleri öğren gibi nasihatler verildi (ki toplam 3 kez gidebildim)

Ben youtubeda yine burada adını veremeyeceğim başka bir abiyi dinledim.

Şu an hem burayı takipteyim, hem de diğer hepsini. Dinliyorum hepsinden öğrenmeye çalışıyorum.
Tarikat sapkınlıkları için dinlediğim bir Selefi var = bu ilk grubu da tekfir edebiliyor.
Diğer ikisi de malum kişiler.

Hemen hepsi de Kur'an'dan delillendiriyor. Yani normal seviyede birisinin doğruyu anlaması çoooook zor.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Uhtim gerçekten cehalet konusunu o grupla konuşamadık. Sordum evet ama cevap alamadım oradan. Ya açıklamalarına zaman yetmedi, ya da o konuları şimdilik ertele, temelleri öğren gibi nasihatler verildi (ki toplam 3 kez gidebildim)

Ben youtubeda yine burada adını veremeyeceğim başka bir abiyi dinledim.

Şu an hem burayı takipteyim, hem de diğer hepsini. Dinliyorum hepsinden öğrenmeye çalışıyorum.
Tarikat sapkınlıkları için dinlediğim bir Selefi var = bu ilk grubu da tekfir edebiliyor.
Diğer ikisi de malum kişiler.

Hemen hepsi de Kur'an'dan delillendiriyor. Yani normal seviyede birisinin doğruyu anlaması çoooook zor.
Daha önce de söylediğim üzere: herkesin delili vardır. Ve, o kişilerin gözünden baktığınızda "o an" size haklı gelir.

Çözüm:

Tüm delilleri ortaya koyup, ardınca ortalama olarak ortaya çıkan şeye tutunmaktır.

Ve bunun için, dinlediğiniz kişileri dinlerken, daha önce edindiğiniz farkındalıklarla çelişip çelişmediğini gözlemlemeniz gerekiyor. O anda sıkışıp kalmayın, o anda duyduklarınızla sıkışıp kalmayın, daha öncekileri zihninizden geri çağırıp kıyaslayın. Çözüm bu, sadece bu.
 
S Çevrimdışı

Sidretul Munteha

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Daha önce de söylediğim üzere: herkesin delili vardır. Ve, o kişilerin gözünden baktığınızda "o an" size haklı gelir.

Çözüm:

Tüm delilleri ortaya koyup, ardınca ortalama olarak ortaya çıkan şeye bakmaktır.

Ve bunun için, dinlediğiniz kişileri dinlerken, daha önce edindiğiniz farkındalıklarla çelişip çelişmediğini gözlemlemeniz gerekiyor. O anda sıkışıp kalmayın, o anda duyduklarınızla sıkışıp kalmayın, daha öncekileri zihninizden geri çağırıp kıyaslayın. Çözüm bu, sadece bu.
Abla ben doğruyu ayırabilecek gibi birisi olsam sence daha önce bu kadar şirk dolu yollarda gezer miydim ?
Tüm deliller ortaya konulunca mesela bizim hoca biraz alimlerden bahsediyor, içtihat gibi..
ama diğeri gelip Kur'an'dan örnek veriyor. Hatta diyor ki şu şu şu kişi örneğin çölde yaşıyor, bu insan bu alimi nereden bilecek delillerini araştıracak ? Kur'an'a bakacak. Bu mantıklı geliyor.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Abla ben doğruyu ayırabilecek gibi birisi olsam sence daha önce bu kadar şirk dolu yollarda gezer miydim ?
Tüm deliller ortaya konulunca mesela bizim hoca biraz alimlerden bahsediyor, içtihat gibi..
ama diğeri gelip Kur'an'dan örnek veriyor. Hatta diyor ki şu şu şu kişi örneğin çölde yaşıyor, bu insan bu alimi nereden bilecek delillerini araştıracak ? Kur'an'a bakacak. Bu mantıklı geliyor.
Daha önce doğruyu haktan ayıramamış olmanız, ömür boyu böyle kalacağınız anlamına gelmiyor. Bilmediğiniz şeyler vardı ve ona binaen geçmişte aklınız kaymıştı, bu normal. Ancak bundan sonrasında "ulaştığınız bilginin hakkını vere vere" ilerleyin inşaAllah. Ve bu arada, altını çizdiğim vasatlığa dikkat edin. Bunun ardınca Allah'ın hepimize verdiği akıl nimetine güvenin. Şeytanın unutturma, şüpheye düşürme tuzağına karşı dikkatli olun. Bunun için yazarak ilerlemenizi tavsiye ederim, önemli çıkarımları bir deftere yazın ve bu sayede unutma riskinizi ortadan kaldırın. Zaman zaman notlarınızı gözden geçirerek tazeleyin, pekiştirin. Bu sayede zihniniz, doğru olan ve olmayan arasında gidip gidip gelmeyi bırakacaktır inşaAllah.
 
Yorgun Mucahid Çevrimdışı

Yorgun Mucahid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Abla ben doğruyu ayırabilecek gibi birisi olsam sence daha önce bu kadar şirk dolu yollarda gezer miydim ?
Tüm deliller ortaya konulunca mesela bizim hoca biraz alimlerden bahsediyor, içtihat gibi..
ama diğeri gelip Kur'an'dan örnek veriyor. Hatta diyor ki şu şu şu kişi örneğin çölde yaşıyor, bu insan bu alimi nereden bilecek delillerini araştıracak ? Kur'an'a bakacak. Bu mantıklı geliyor.

Hariciler de ilimden uzaktı. Hicaza gidip ilim talep edeceklerine Kur'ân-ı Kerim'i kendi kafalarına göre yorumladılar. Halbuki Allah Rasulü sav insanları ilim yolculuğuna teşvik etti. İmam Buhari gibi adamlar ilim için orta doğuyu karış karış geziyordu.

Hz. Ali r. a. bu haricilerin üzerine münazara için sahabe gönderdi ve dedi ki, bunlara Kur'andan delil getirmeyin zira Kur'an-ı Kerim derin bir kitaptır onlar da kendilerince delil çıkartacaktır, siz onlara sünnetten delil getirin dedi. Sahabe gidip haricileri mağlup etti. Lakin onlar Kur'anı kendi yorumları ile yorumlamaya devam ettiler ve neticede sünnet-i Nebevi değil, kendi karakterleri bu yorumda ağır bastı

(şimdiki Kurancıların Kur'an-ı Kerimi 21.yüzyılın kirli modernist kafası ile yorumlayıp İslâmı modernistleştirmesi gibi onların da Kur'an üzerindeki yorumlarında kendi karakteristik özellikleri ve kafa yapıları ağır bastı) ve neticede haricilerin en son yaptıkları şey Hz. Aliyi r. a. kafir ilan edip öldürmek, Hz. Muaviyeyi r. a. bir suikast ile yaralamak oldu
“Doğu tarafından bir takım insanlar zuhur edecek, onlar Kur’an-ı Kerim’i okuyacaklar, fakat Kur’an-ı Kerim onların gırtlaklarından aşağı geçmeyecek. Onlar, okun av hayvanını delip çıktığı gibi dinden çıkacaklar; ok bir daha kirişine dönmediği gibi, onlar da artık bir daha dine dönemeyeceklerdir. Onların alameti, tıraştır.” (Buhari)
 
Üst Ana Sayfa Alt