Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Charlie Hebdo Vakası Hakkında Nouman Ali Khan'ın Açıklamasına Ne Diyorsunuz?

Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Ne demek istediğinizi şimdi daha iyi anladım. Yani siz kısacası müminlerin emiri tarafından verilen emir sonucu Darul Harpte bunu yapan kişide öldürülebilir diyorsunuz.
Mûminlerin emiri olmasa da yahud İslam Devleti olmasa da; Allah ve Rasuluyla, diniyle alay eden bir kâfire, hukmu sabit olduğundan dolayı, musluman bir şahıs başına gelecek sıkıntıları göze almışsa bu kâfire haddini bildirebilir.
Muslumanlara (!) düşen, ummetin izzetini kurtaran bu muslumanı kınamaktansa, olmayan İslam Devletini neden kuramadık da, Kâfirler bu sebeble iyice azgınlaştılar, Biz ise pısırık kalarak bu musluman kendi canını ortaya koyarak böyle bir amele girişti, Allah'a nasıl hesab vereceğiz'in vebâlini konuşmalıdırlar.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Mu'minlerin emiri olmasa da yahut İslam devleti olmasa da; Allah ve Rasuluyla, diniyle alay eden bir kafire, hukmu sabit olduğundan dolayı, musluman bir şahıs başına gelecek sıkıntıları göze almışsa bu kafire haddini bildirebilir.

Peki bunun delili nedir?
 
N Çevrimdışı

nereyeboyle

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
islam devleti kurulmadan halife olmadan emir olmadan öldüremeyiz, hadd uygulayamayız diyenleri anlamıyorum ... islam devleti nasıl kuruldu peki? halife nasıl başa geçti peki ? kılıç yerine gül mü uzatıldı kafire ?
hilafet için saltanat için kardeş katlini onaylayanlar, islam devleti kurulmadan en azılı kafir bile öldürülmez diyor ... cehaletin böylesi ..
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
islam devleti kurulmadan halife olmadan emir olmadan öldüremeyiz, hadd uygulayamayız diyenleri anlamıyorum ... islam devleti nasıl kuruldu peki? halife nasıl başa geçti peki ? kılıç yerine gül mü uzatıldı kafire ?
hilafet için saltanat için kardeş katlini onaylayanlar, islam devleti kurulmadan en azılı kafir bile öldürülmez diyor ... cehaletin böylesi ..

Yanlış anlamışsın sen beni. Cihad başka bir şey hadd cezalarının uygulanması başka bir şey.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Peki bunun delili nedir?
Allah (c.c.), Rasulullahın öleceğini, kıyamete kadar yaşamayacağını biliyordu ve buna rağmen '...Rasul Size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun' (Haşr 7) demiş, O (Rasul) yokken dahi, emir, tavsiye ve sunnetlerine tâbi olun demektir ve meselenin aleyhinde kesin bir nass yoksa, kıyamete kadar da Rasul varmış gibi sunneti ile amel eder.
Bu durum, Rasulullahın (a.s.) vefatından sonra "Onların mallarından sadaka al ki, onunla kendilerini temizlersin, tertemiz edersin. Bir de haklarında hayır dua et. Çünkü senin duan kalblerini yatıştırır. Allah işitendir, bilendir." (Tevbe 103) ayetini kendine delil alarak 'zekat peygambere verilirdi, Peygamberin bize duası kalbimizi yatıştırırdı, Ebubekir'in duası değil' diyerek zekattan imtina edenlerin (ridde ehli) hatalı görüşte olduğu, hatta kendileriyle muslumanların savaştığı sabittir. Yâni hüküm sabittir, ayet özel olarak Rasuldan bahsetse de, hukmunun amm (genel, umumi) olduğunu ibtal etmez.

"Allah ve Rasulune karşı savaşan ve yeryüzünde fesad çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahud ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahiratte ise onlar için büyük bir azab vardır." (Mâide 33)

İbn Abbas (radıyallahu anhuma) şöyle haber verdi: "Âmâ bir adamın bir ummu veledi vardı, Rasâlullah'a küfreder, onun hakkında yakışıksız şeyler söylerdi. Âmâ, onu bundan nehyeder, fakat kadın vazgeçmez, âma yine onu meneder ama dinlemezdi.
Kadın, bir gece Rasûlullah (s.a.v.) hakkında yakışıksız şeyler söylemeye, ona küfretmeye başladı.
Bunun üzerine âmâ, hançeri aldı kadının karnına sapladı ve üzerine yüklenip onu öldürdü.
Ayakları arasına bir çocuk düştü. Kadın orasını (yatağı) kana buladı.
Sabah olunca olay Rasûlullah'a anlatıldı.
Rasûlullah (s.a.v.) halkı toplayıp şöyle dedi: "Bu işi yapan şahsı Allah'a havale ediyorum (Allah adına yemin vererek arıyorum). Şubhesiz onun üzerinde benim hakkım var, (bana itaat etmesi vâcib) ama ayağa kalkarsa mustesna."
Bunun üzerine âmâ kalktı, safları yararak ve sallanarak (gelib) Rasûlullah (s.a.v.)'ın önüne gelip oturdu ve: "Ya Rasûlullah! Ben o kadının sahibiyim. Sana küfreder ve hakkında çirkin sözler söylerdi. Onu nehyederdim dinlemez, men ederdim vazgeçmezdi. Benim ondan inci tanesi gibi iki oğlum var. O bana karşı da yumuşaktı. Dün gece yine sana sövmeye ve hakkında çirkin sözler söylemeye başladı. Ben de hançeri alıp karnına sapladım, üzerine yüklenip onu öldürdüm.!' dedi.
Rasûlullah (s.a.v.): "Dikkat edin! Şahid olunuz ki, o kadının kanı hederdir (öldürülmeyi hak etmiştir)" buyurdu.
(ebu Davud, Hudud, Hadis no: 4361; Nesai, Tahrim, Bab 12, Hadis no: 4002)

Üstteki hadis-i şerife dikkat edersek, Rasulullah (s.a.v.) hayatta ve İslam devleti olmasına rağmen, Rasulullaha kufreden kadın, efendisi tarafından Rasulullahtan habersiz ve tâlimatsız olarak Kur'an ve sunnetle (Ka'b bin Eşref infazı) âmel ediyor.
Rasulullah (a.s.), önce kadının şahsı bir hadiseden dolayı mâsum olarak öldürüldüğünü düşünüyor ve öldürenin haksız yere öldürmesi sebebiyle, kendisine başvurmadan böyle hareket eden ashabının, Rasuullah (s.a.v.)'in hakkına girdiğini zikrediyor. Fakat âma adam Rasulullaha gelerek öldürme sebebinin kufur olduğunu zikretmesi üzerine Rasulullah (a.s.), kadının kanının heder olduğunu, yâni öldürenin vebale girmediğini buyurmuştur.

Bu hadisten de anlaşılacağı üzere, İslam devleti (suikast izni) olsun veya olmasın, tüm muslumanları, ummeti ilgilendiren Allaha, peygambere sövme kufrunu işleyenin öldürülme hukmunu imkan, güç ve fırsat bulanın, uygulamasından dolayı bir vebal yoktur.


Şimdi Sen cevab ver:
Allaha , peygamberine, kitabına küfredenlerin "İslam Devleti veya Halife yoksa öldürülemez!" görüşünü delillendirir misin?
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Bu durum, Rasulullahın (a.s.) vefatından sonra "Onların mallarından sadaka al ki, onunla kendilerini temizlersin, tertemiz edersin. Bir de haklarında hayır dua et. Çünkü senin duan kalblerini yatıştırır. Allah işitendir, bilendir." (Tevbe 103) ayetini kendine delil alarak 'zekat peygambere verilirdi, Peygamberin bize duası kalbimizi yatıştırırdı, Ebubekir'in duası değil' diyerek zekattan imtina edenlerin (ridde ehli) hatalı görüşte olduğu, hatta kendileriyle muslumanların savaştığı sabittir. Yâni hüküm sabittir, ayet özel olarak Rasuldan bahsetse de, hukmunun amm (genel, umumi) olduğunu ibtal etmez.

Evet, Ebu Bekir (r.a.) müminlerin emiriydi ve Medine onun zamanında bir Darul Islamdı ve bu yüzden cezaları uygulayabilirdi. Bir ayet umum ifade etmesiyle herkesi kapsamayabilir. Mesela Kevser Suresindeki ''Kurban kes'' emri umumlaştırılıyor ve diğer müslümanlarada Kurban vacib oluyor, ama umumlaştırıldığı halde yinede tüm müslümanları kapsamıyor, gücü yeten müslümanları kapsıyor sadece.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İbn Abbas (radıyallahu anhuma) şöyle haber verdi: "Âmâ bir adamın bir ummu veledi vardı, Rasâlullah'a küfreder, onun hakkında yakışıksız şeyler söylerdi. Âmâ, onu bundan nehyeder, fakat kadın vazgeçmez, âma yine onu meneder ama dinlemezdi.
Kadın, bir gece Rasûlullah (s.a.v.) hakkında yakışıksız şeyler söylemeye, ona küfretmeye başladı.
Bunun üzerine âmâ, hançeri aldı kadının karnına sapladı ve üzerine yüklenip onu öldürdü.
Ayakları arasına bir çocuk düştü. Kadın orasını (yatağı) kana buladı.
Sabah olunca olay Rasûlullah'a anlatıldı.
Rasûlullah (s.a.v.) halkı toplayıp şöyle dedi: "Bu işi yapan şahsı Allah'a havale ediyorum (Allah adına yemin vererek arıyorum). Şubhesiz onun üzerinde benim hakkım var, (bana itaat etmesi vâcib) ama ayağa kalkarsa mustesna."
Bunun üzerine âmâ kalktı, safları yararak ve sallanarak (gelib) Rasûlullah (s.a.v.)'ın önüne gelip oturdu ve: "Ya Rasûlullah! Ben o kadının sahibiyim. Sana küfreder ve hakkında çirkin sözler söylerdi. Onu nehyederdim dinlemez, men ederdim vazgeçmezdi. Benim ondan inci tanesi gibi iki oğlum var. O bana karşı da yumuşaktı. Dün gece yine sana sövmeye ve hakkında çirkin sözler söylemeye başladı. Ben de hançeri alıp karnına sapladım, üzerine yüklenip onu öldürdüm.!' dedi.
Rasûlullah (s.a.v.): "Dikkat edin! Şahid olunuz ki, o kadının kanı hederdir (öldürülmeyi hak etmiştir)" buyurdu.
(ebu Davud, Hudud, Hadis no: 4361; Nesai, tahrim, Bab 12, Hadis no: 4002)

Üstteki hadis-i şerife dikkat edersek, Rasulullah (s.a.v.) hayatta ve İslam devleti olmasına rağmen, Rasulullaha kufreden kadın, efendisi tarafından Rasulullahtan habersiz ve tâlimatsız olarak Kur'an ve sunnetle (Ka'b bin Eşref infazı) âmel ediyor.
Rasulullah (a.s.), önce kadının şahsı bir hadiseden dolayı mâsum olarak öldürüldüğünü düşünüyor ve öldürenin haksız yere öldürmesi sebebiyle, kendisine başvurmadan böyle hareket eden ashabının, Rasuullah (s.a.v.)'in hakkına girdiğini zikrediyor. Fakat âma adam Rasulullaha gelerek öldürme sebebinin kufur olduğunu zikretmesi üzerine Rasulullah (a.s.), kadının kanının heder olduğunu, yâni öldürenin vebale girmediğini buyurmuştur.

Bu hadisten de anlaşılacağı üzere, İslam devleti (suikast izni) olsun veya olmasın, tüm muslumanları, ummeti ilgilendiren Allaha, peygambere sövme kufrunu işleyenin öldürülme hukmunu imkan, güç ve fırsat bulanın, uygulamasından dolayı bir vebal yoktur.

Şimdi sen cevab ver:
Allaha , peygamberine, kitabına küfredenlerin "İslam devleti veya Halife yoksa öldürülemez!" görüşünü delillendirir misin?



4 Ay önce işlenen bir konu:


Dâru'l Küfürde Kâfirin Canı Malı Helal mi?

 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Peki Rasulullah (s.a.v.)e hakaret edenin Darul Harpte öldürüleceği nerde yazıyor?
Allah (c.c.)a veya Rasulüne (s.a.v.) hakaret edenin öldürülmesi bir hadd cezasıdır. [1] Hadd cezaları Darul Harpte uygulanmadığına [2] ve Fransanın Darul Harp olduğuna [3] göre Fransada bu ceza uygulanmaz. Mesela mekkede Muhammed (s.a.v.)in üzerine deve işkembesi atan kişi o sırada öldürülmüyor, ama mekkenin fethinden sonra öldürülüyor. [4]

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
[1] Kadı İyaz, Şifa-i Şerif, c.3
[2] İmam Serahsi, el Mebsut, Beyrut: ty c.9 sh: 100 / İmam Merginani, el Hidaye, Kahire: 1965 c.2 sh: 103 / Molla Hüsrev, Durerul Hukkam İst: 1307 c. 2, sh: 66, İbn Humam, Fethul Kadir, Beyrut: 1316 c.4, sh: 153
[3] Küfür Ahkamının icra edilmesi bir beldeyi Darul Harp yapar
[4] Şifa-i Şerif, c.3 - Kadı İyaz
Âlimlerden bir kısmı, had cezalarının, îslâm ülkesinde uygulandığı gibi hiç ayırmadan daru'l-harpde de aynen uygulanabileceği görüşündedirler. Çünkü bu cezalarla ilgili emir umûmi olup, herhangi bir yer tahsis edilmemiştir. Malik ile Leys bin Sa'd bu görüştedirler.

fıkhus- sunne;
Dâru'l-Harpde Had Cezasının Tatbiki
Seyyid sabık
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Şimdi sen cevab ver:
Allaha , peygamberine, kitabına küfredenlerin "İslam devleti veya Halife yoksa öldürülemez!" görüşünü delillendirir misin?

Ben görüşümü önceden delillendirmiştim. Darul Harpte hadd cezalarının uygulanmadığını ve bununda bir hadd cezası olduğunu yazmıştım.
Ama şimdi @EBU HANİFE Darul Harpte uygulanacağına dair bir Kaynak/Delil yazdı. Bu kaynağı araştırıyım.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bir şeyleri anlamamakta bu ısrarını anlayamıyorum. Bilmiyorum kasten mi yapıyorsun?

Dar'ul harbde uygulanmayan veya kısmen uygulanabilen had(ler), sana tâbi olanlarla alakalıdır. O da fitneye düşüp Kâfirlere katılmasın diye.
Dar'ul harbde hadler uygulanır diyenler bile, küçük çaplı maslahata uygun tâzir cezalarına söylemektedirler.
Dar'ul harbin sakinlerine had diye birşey sözkonusu olmaz.
Yoksa Almanyada bir Almana yahut bir kâfire niye içki içtin diye sopa vurayım diyemezsin.

Benim dediğim ise, böyle bir durum (Allaha Rasûlallah kufr hakaret) bir nevî savaş halidir ve İslâma karşı kufr işlenmesi durumunda belli şahıs yada kurumlara suikast düzenlenmesidir; ki nitekim Ebu Basir'in islam devleti ve Rasûlullahtan habersiz kurayı kervanlarındaki muşrikleri baskını,
Rasûlullahın emri doğrultusunda düşmanan kalesinde olmasına rağmen Ebu Râfi'ye suikast düzenlenmesi,
Yakın zamanda ise Halid el İslamboli'nin, Mısır tâğûtu Enver Sedat'a suikast düzenlemeleri verilebilir.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Bir şeyleri anlamamakta bu ısrarını anlayamıyorum. Bilmiyorum kasten mi yapıyorsun?

Benim dediğim ise, böyle bir durum (Allaha Rasûlallah kufr hakaret) bir nevî savaş halidir ve İslâma karşı kufr işlenmesi durumunda belli şahıs yada kurumlara suikast düzenlenmesidir; ki nitekim Ebu Basir'in islam devleti ve Rasûlullahtan habersiz kurayı kervanlarındaki muşrikleri baskını,
Rasûlullahın emri doğrultusunda düşmanan kalesinde olmasına rağmen Ebu Râfi'ye suikast düzenlenmesi,
Yakın zamanda ise Halid el İslamboli'nin, Mısır tâğûtu Enver Sedat'a suikast düzenlemeleri verilebilir.

Bunu anladım, ama burda bazıları hala Haddlerin uygulanacağını söylüyor.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Bir şeyleri anlamamakta bu ısrarını anlayamıyorum. Bilmiyorum kasten mi yapıyorsun?

Benim dediğim ise, böyle bir durum (Allaha Rasûlallah kufr hakaret) bir nevî savaş halidir ve İslâma karşı kufr işlenmesi durumunda belli şahıs yada kurumlara suikast düzenlenmesidir; ki nitekim Ebu Basir'in islam devleti ve Rasûlullahtan habersiz kurayı kervanlarındaki muşrikleri baskını,
Rasûlullahın emri doğrultusunda düşmanan kalesinde olmasına rağmen Ebu Râfi'ye suikast düzenlenmesi,
Yakın zamanda ise Halid el İslamboli'nin, Mısır tâğûtu Enver Sedat'a suikast düzenlemeleri verilebilir.

Bunu anladım, ama hala Haddlerin uygulanacağını söyleyenler var.

Âlimlerden bir kısmı, had cezalarının, îslâm ülkesinde uygulandığı gibi hiç ayırmadan daru'l-harpde de aynen uygulanabileceği görüşündedirler. Çünkü bu cezalarla ilgili emir umûmi olup, herhangi bir yer tahsis edilmemiştir. Malik ile Leys bin Sa'd bu görüştedirler.

fıkhus- sunne;
Dâru'l-Harpde Had Cezasının Tatbiki
Seyyid sabık

Hanefi alimler uygulanmayacağını söylüyor. Bunun delilini önceden yazmıştım:
İmam Serahsi, el Mebsut, Beyrut: ty c.9 sh: 100 / İmam Merginani, el Hidaye, Kahire: 1965 c.2 sh: 103 / Molla Hüsrev, Durerul Hukkam İst: 1307 c. 2, sh: 66, İbn Humam, Fethul Kadir, Beyrut: 1316 c.4, sh: 153
Bu kaynakları bir kitaptan almıştım.

Leys b. Sa'd (rh) üzerine bir mezhebin bina edildiği bir mutlak müçtehid. Onun mezhebi bu zamana ulaşmadı.
Malik ile Malik b. Enes (rh)mi kast ediliyor?
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Bunu anladım, ama hala Haddlerin uygulanacağını söyleyenler var.



Hanefi alimler uygulanmayacağını söylüyor. Bunun delilini önceden yazmıştım:
İmam Serahsi, el Mebsut, Beyrut: ty c.9 sh: 100 / İmam Merginani, el Hidaye, Kahire: 1965 c.2 sh: 103 / Molla Hüsrev, Durerul Hukkam İst: 1307 c. 2, sh: 66, İbn Humam, Fethul Kadir, Beyrut: 1316 c.4, sh: 153
Bu kaynakları bir kitaptan almıştım.

Leys b. Sa'd (rh) üzerine bir mezhebin bina edildiği bir mutlak müçtehid. Onun mezhebi bu zamana ulaşmadı.
Malik ile Malik b. Enes (rh)mi kast ediliyor?

El kaide hanefi mi?


Arap Yarımadası El Kaidesi’nden Şeyh Nasır bin Ali el-Ansi’nin sorulara verdiği cevaplarının özet metni:
* * *
1. Bölüm
1- “Husilerin halktan olan avamına saldırmıyoruz, bizler silahlı Husiler’e saldırıyoruz ve Mucahidler’e de yalnızca silahlı Husiler’e odaklanmalarını tavsiye ediyoruz.
Bir bölgeye yalnızca Husi bölgesi olduğu için bombalı saldırı yapmak doğru değil, bizler onların güç merkezlerini hedef almalıyız.”
2- “Eğer Şeriatı uygulamak mümkünse (savaş zamanında), o halde bu Emirlik ilan edilmeden de yapılabilir.
Harb/Savaş zamanında Şeriat hükümleri uygulanabilir ya da ertelenebilir, bu güç dengesi ve maslahat/mefsedet durumuna bağlıdır. Bu mucahid liderin vereceği bir karardır.
Alimler savaş zamanında Müslümanlar belli bir istikrara kavuşana dek hadlerin ertelenebileceğini söylemiştir.
Bizim şu anda savunma savaşı yürüttüğümüzü göz önünde bulundurun. Ama yine de bizler Şeriat’ın tamamen uygulanıp uygulanmamasına dair bir şey demeyiz. Bu duruma göre değişir.”
3- “Husiler ve ABD şu anda Mucahidlere karşı aynı siperde savaşıyor. Onlardan birini öldürmek, diğerini öldürmek gibidir.
Batı ve Arap dünyasındaki kuklaları birbirleri olmaksızın bize karşı savaşamıyorlar, onlara karşı savaşımız tek ve aynı savaştır.”
Yumuşaklık ya da sertlik göstermek, duruma göre değişir, bu akıllıca değerlendirilmelidir. Ama elbette yumuşaklık(hilm) tercih edilir.”
4- “Bir operasyondan önce kendimize şu üç soruyu yöneltmeliyiz: 1) Buna cevaz var mıdır? 2) Buna gücümüz yeter mi? 3) Bu operasyonun faydası nedir?
Bir operasyonun faydalı olması ya halk desteğini sağlamasından ya da taktik amaçlı olmasından kaynaklıdır, ama en iyisi hem halk desteği hem de taktik anlamda faydalı operasyonlardır.
Şeyh Abdullah Azzam’ın da dediği gibi: İslam Ahkamını/Şer’iatını bilmeyen bir mucahid ancak haydut olur. Bu nedenle bizler Mucahidleri eğitmek için elimizden geleni yapıyoruz.”
5- “Mucahidler’e Dr. Eymenin savaş üzerine önemli tavsiyelerini okumalarını öneriyoruz, bunlar tecrübe ve sevgiden kaynaklanan dikkate değer nasihatlerdir.”
6- “Ümmet artık uyandı, pek çok insan kendini bilinç ve anlayışla silahlandırdı: bu silahların en güçlüsüdür.
Allah(svt) Şeytanın hilesi zayıftır diyor. O halde şeytanın yardımcılarının hileleri daha da zayıftır! Biz yalnızca Allah(sav)’a dayanmalıyız.”
7- “ABD hava gücü avantajı olmasına rağmen Afganistan’dan çekildi. Bu avantaj bizim irade gücümüzü kıramadı.”
8- Akidemizi etkilemediği müddetçe, ülkelerin (Katar & Türkiye gibi) siyasetlerinden istifade etmenin hiç bir mahsuru yok.”



Su linki incelemeni tavsiye ederim;



http://www.ummetislam.net/arap-yari...sir-bin-ali-el-ansiden-sorulara-cevaplar.html

(Darul harp fikhindan mi aldin ?(mustafa celik))
 
Son düzenleme:
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bunu anladım, ama hala Haddlerin uygulanacağını söyleyenler var.
Söyleyenler, Daru'l Harbde o darın mûkimini kast etmiyor.
Dar'ul harbde bulunan musluman cemaatlerin kendi aralarında hadlerin tatbikinden bahsediliyor!
Dâr'ul Harbde hadler dâhi tatbik olunmaz diyerek, küfür, hakarat işleyen kafiri cezalandırmak yanlıştır deme hatasında bulunuyorlar.
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Şeyh Süleyman El Ulvan - Dar'ul-harb'de Şer'i Cezaların Uygulanması


SORU: Savaş bölgelerinde Hadleri İkame Etme Noktasında Nebi'den bir Hüküm varid olmuş mudur?
CEVAP: Kardeşimiz harbin olduğu bir ortamda hadlerin (şer'i cezaların) uygulanmasının hükmünü soruyor
Öncelikle Alimler (Allah hepsine rahmet etsin) hadlerin vucubiyeti ile onların iptal veya terk edilmesinin caiz olmadığı noktasında ittifak etmişlerdir.
Bu asla muhalif olan bütün şey yine bu asla döner. İhtilaf ittifak edilen şeye döndürülür ve işkal (sorun) kalkar.
İkinci olarak; Ebu İsa et Tirmizi Rahimehullah el-Cami' adlı kitabındaki Hadler babında alimlerden şöyle nakleder ki Hadler savaşlarda tatbik edilmez. Bu imamlardan bir kısmının görüşüdür. Bu görüşe dayanarak sonradan gelenlerin bazıları hadlerin ikamesinin mutlak olarak düştüğünü iddia etmişlerdir.Hırsızlık veya zina yapanlardan had uygulamasının kalkacağını söylerler. Bu batıldır. Hadlerin uygulanmamasından maksat onların tehir edilmesidir (ertelenmesi). Taki müslüman (haddin uygulanmasından korkarak) düşman bölgesine gitmesin ve islamdan küfre düşmesin. Mefsede söz konusu olduğu için ceza ertelenir. Savaş bölgesinde hadler ikame edilmez diyenlerin murad ettikleri mana budur. Savaş bölgesinde hadler mutlak olarak ortadan kalkar diyenlerin sözü ise batıldır. Bu sözü söylemek caiz değildir. Savaş bölgesinde hadlerin ikamesi ise ihtilaflıdır. Bu noktada iki kavil vardır. Birinci görüş imamlardan bir grubun sahib olduğu görüştür ki savaş veya barış her durumda hadler ikame edilir.
Diğer görüş ise bu noktada maslahat ve mefsedeti gözeterek hareket eder. Haddin tehir edilmesini şer'i olarak men eden birşey yoktur. Deliller hadlerin iptal edilmesini tahrim (haram) kılmıştır. Hadleri geciktirmeyi tahrim etmemiştir. İki mesele arasındaki fark budur. Ordunun veya grubun Emiri tehir edilmesinde maslahat görürse tehir edilir, haddin uygulanmasında maslahat görürse uygulanır. Beraberinde bulunan ulema maslahat ve mefsedeti takdir ederler. Eğer müslüman elinin kesileceğinden veya recm edileceğini duyduğunda düşman bölgesine gideceğine emin olunursa Müslümanlar emana ulaşıncaya kadar had uygulaması geciktirilir. Eğer bu mefsede sabit olmazsa had uygulanabilir.
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Konunun butunselligi olussun diye şeyh ulvanin cevabini ekledim.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Üst Ana Sayfa Alt