'' Şu müslümanlar şurdaki ağaca çaput bağlayıp medet umarlarsa sakın onları tekfir etmeyin. Çünkü onlar cehalet üzereler. Ama bunu ben yaparsam beni tekfir edip öldürün.''
Muhammed bin Abdulvahhab r.a
Ed-Durer es-Seniyye fi'l fetva en-Necdiyye, Ibn Sihman
Bir ilim talebesinden alıntı (kaynak ehliilm.wordpress.com)
İmam Muhammed bin Abdulvehhab’ın eserlerine yapılan tahrif!
Hamd Allah’a, Salat selam Muhammed’e ve ailesine ve arkadaşlarına olsun. Bundan sonra:
Alah’ın düşmanları, temiz olan İslam Din‘ini bozmak adına her türlü utanılmaz şeyleri yapmışlardır.
Bu Kafir’ler, İmam Muhammed bin Abdulvehhab’ın r.h. çok değerli bir sözünü değiştirip demek istediğin tersini demiş gibi göstermişlerdir. Allah bu yaptıkları karşısında onların yerini cehennem eylesin.
Bunları derken, bu pisliği yayan Mürted Arabistan hükümetini has olarak kasd etmekteyim…
İmamın tahrif edilen sözünü, ardından da doğru olan sözünü zikredeceğim inşallah.
Ben sadece nakilleri kısaca zikredeceğim. Ama tahrifin gerçekten açıkça vuku bulduğunu görmek isteyen ve Arapçaları olanlar, kesinlikle zikrettiğim kaynaklara dönmelerini tavsiye ediyorum. Ki yaptığım nakilin aynı mektuptan olduğunu görsünler. Zikredilen mektubun içinde Şeyh Muhammed’in sözlerinin hepsi aynı. Sadece çoğu baskılarda Tekfir bölgesi tahrif edilmiş.
Dikkat edelim: Tahrif edilen cümleleri
Yeşilile, doğru olan cümleleri ise Kırmızıile işaretleyeceğim inşallah.
Tahrif edilmiş sözü:
وأما الكذب والبهتان، فمثل قولهم: إنا نكفر بالعموم، ونوجب الهجرة إلينا على من قدر على إظهار دينه، وأنا نكفّر من لم يكفّر ومن لم يقاتل، ومثل هذا وأضعاف أضعافه. فكل هذا من الكذب والبهتان الذي يصدون به الناس عن دين الله ورسوله. وإذا كنا لا نكفّر مَن عبد الصنم الذي على قبر عبد القادر، والصنم الذي على قبر أحمد البدوي، وأمثالهما، لأجل جهلهم وعدم من ينبههم ، فكيف نكفر من لم يشرك بالله إذا لم يهاجر إلينا، ولم يكفّر ويقاتل؟ {سُبْحَانَكَ هَذَا بُهْتَانٌ عَظِيمٌ}(موسوعة مؤلفات الشيخ محمد بن عبد الوهاب – فتاوى ومسائل /الدرر السنية في الأجوبة النجدية ج1 ص92.).
Ve (bize olan) yalanları ve uyduruk sözleri ise, onların şu sözleri gibidir: Bizler genellemeyle Tekfir ediyormuşuz. Din‘ini açığa çıkarabilen kişi için bize hicret etmesini zorluyormuşuz. Yine bizler Tekfir etmiyenleri ve savaşmayanları Tekfir ediyormuşuz. Bu ve bunun bir çok dahası var. İşte bunların hepsi yalan ve uyduruk sözlerden ibarettir. Onlar bununla insanları Allah’ın ve Rasulu’nun Din‘inden uzak tutmaya çalışıyorlar.
(Burada İmamın ağır olan bir cümlesini silmişler! Aşağıda onu zikredeceğiz İnşallah.)
Eğer bizler Abdulkadir’in kabrinde olan putlara tapanları Tekfir etmiyorsak, yine Ahmed el-Bedevi’nin kabrindeki putlara (tapanları) ve benzerlerini (Tekfir etmiyorsak) , o zaman bizler nasıl Şirk işlemeyen ve bize hicret etmeyen ve savaşmayan ve Tekfir etmeyen bir kişiyi tekfir edebiliriz ki?
(Haşa, bu çok büyük bir iftiradır)(Nur suresi 16.ayet)
Kaynak: Bu Nakil tahrif edilmiş hali ile bir çok eerde mevcuttur. Örneğin: ed-Durarus Seniyye 1.clt. 97.s. – Şeyh Muhammed bni Abdulvehhab’ın eserlerinin toparlandığı Mevsua. Fetava ve Mesail bölümü.
Soruşturma:
Tahrif edilmeyen nakli zikretmeden önce düşünelim:
1- Nasıl butlara tapan kişi Tekfir edilmez?
2- Putlara tapmak Mekke müşriklerinin işi değilmi?
3- Demek ki Mekke müşrikleridemi Tekfir edilmiyor?
5- Allah’tan başkasına tapan bir kişi ona ortak koştuğu halde, nasıl ona Müşrik denilmesin?
6- Bu gibi bir sözü Necid davet imamlarının önderi gibi Akideyi anlamış birisi nasıl söylesin?
7- Putlara tapanı Tekfir etmeyen kişi Kafir değilmi?
8- Bunu Muhammed bin Abdulvehhab’ın r.h. kendisi bile demiyormu?
Hocanın tahrif edilmeyen tertemiz sözü:
وأما الكذب والبهتان: أنّا نكفر بالعموم، ونوجب الهجرة إلينا على من قدر على إظهار دينه، وأنّا نكفر من لم يكفر ولم يقاتل، ومثل هذا وأضعاف أضعافه. فكل هذا من الكذب والبهتان الذي يصدّ به ورثة أبي جهل من سدنة الأصنام وأئمّة الكفر: الناس عن دين الله ورسوله؛وإنّا لا نكفر إلاّ من كفّره الله ورسوله، من المشركين عباد الأصنام كالذين يعبدون الصنم الذي على قبر عبد القادر والصنم الذي على قبر أحمد البدوي وأمثالهما.
أما الذين آمنوا بالله وكتبه ورسله واليوم الآخر وجاهدوا في الله حق جهاده فهم إخواننا في الدين وإن لم يهاجروا إلينا. فكيف نكفر هؤلاء؟ سبحانك هذا بهتان عظيم(منهاج التأسيس والتقديس في كشف شبهات داود بن جرجيس للشيخ عبد اللطيف بن عبد الرحمن بن حسن ج1 ص87).
Ve (bize olan) yalanları ve uyduruk sözleri ise, onların şu sözleri gibidir: Bizler genelleme Tekfir ediyormuşuz. Din‘inin açığa çıkarabilen kişi için bize hicret etmesini zorluyormuşuz. Yine bizler (bize hicret etmeyenleri vb. ) Tekfir etmiyenleri ve savaşmayanları Tekfir ediyormuşuz. Bu ve bunun bir çok dahası var. İşte bunların hepsi yalan ve uyduruk sözlerden ibarettir. Bununla, Ebu Cehil’in varisleri, Putların temizlikçisi ve Küfrün imamları, insanları Allah’ın ve Rasulu’nun Din‘inden alıkoyuyorlar.
(Dikkat edersek, Kırmızı ile işretlenen paragraf yukarda mevcut değildir. Asıl önemli nakile gelelim: )
Bizler, sadece Allah’ın ve Rasulu’nun Tekfir ettiği: Abdulkadir’deki puta tapan, Ahmed el-Bedevi’deki puta tapan ve bunlar gibi olan Müşrikleri, Putlara tapanları Tekfir ediyoruz.
Ama Allah’a ve Kitabına ve Peygamberlerine ve Ahiret gününe İnanan ve Allah yolunda hakkı ile Cihad edenlere ise, işte onlar bizim Din‘deki kardeşlerimizdirler. Bunlar bizlere hicret etmeseler bile (durumları böyledir). Bizler bunları nasıl Tekfir edelim ki?
(Haşa, bu çok büyük bir iftiradır)(Nur suresi 16.ayet)
Kaynak: Minhacuttesis ve et-Takdis Fi Keşfi Şubuhati Davud bin Cercis. Yazarı: Şeyh Allame Abdullatif bin Abdurrahman bin Hasan r.h. 1.clt. 87.s.
İşte hak ortaya çıktı
Elhamdulillah. Belki bir çok ilim talebesi, kendini ilme nisbet eden arkadaşlarımız, hatta belkide bazı hocalarımız, bu saptırılmış ve hayince İmam Muhammed bin Abdulvehhab’a r.h. nisbet edilmiş nakil tarafından bir çok görüşlerini değiştirdiler.
Bu uydurma nakil nedeni ile, kişinin Dünya’da Kafir olup, Ahirette olmayabileceğini iddia ettiler. Muhammed bin Abdulvehhab’ın r.h. burada tekfir etmeyip, onların sadece Müşrik olduğunu söylediğini iddia ettiler. Bunların hepside haktan uzak şeylerdir.
Acaba bunlara sormak lazım: Şeyh Muhammed bin Abdulvehhab r.h. , sizlere ateşe girin deseydi girermiydiniz? Elbetteki girmezdiniz heralde.
O zaman neden Kuran’ı ve Sünnet’i terk edip onun sözü sandığınız uyduruk nakiller için bir sürü temiz inançlarını değiştirdiniz.