Selamun aleykum ve rahmetullahi ve bereketuhu.
Cihad denildiğinde genellikle aklımıza silahlarla yapılan mücadele, yani askeri cihad ve mücahitler gelir. Ancak bunlardan çok daha uzun soluklu ve çetin bir cihad vardır ki, bu cihad hiçbir zaman ara verilemeyen, zayıf düşsen bile sürekli mücadele etmen gereken bir savaştır. Askeri cihadda barış antlaşmaları yapılabilir, savaş kazanılabilir ya da bir süre dinlenmek mümkün olabilir. Lakin bahsedeceğimiz bu cihad, ölene dek bitmez. Bahsedeceğimiz cihad "Nefse" karşı olan cihad.
Nefsimiz hep rahatlığı, kolaylığı arzular. Sabah namazına kalkmak yerine sıcak yatakta kalmayı kim istemez? İçki içmek, zina etmek gibi günahlara yönelmeyi kim istemez? Soğuk bir kış gününde buz gibi suyla abdest almak kimin nefsine kolay gelir? Nefis, bu tür arzularla doludur ve bu arzular hiçbir zaman tamamen yok olmaz. Hastalansan da, yalnız kalsan da, toplum içinde olsan da, hatta askeri cihadı tamamlamış olsan da, nefsinle olan bu mücadele hep devam eder.
Özellikle günümüzde, her türlü fahşiyatın ve fücurun kol gezdiği bu çağda, nefsimize karşı verdiğimiz cihada daha fazla özen göstermeliyiz. Zira en küçük bir taviz bile bizi helake sürükleye bilir.
Eğer nefsimizi kontrol altında tutmazsak, kendimizi kaybederiz; kendimizi kaybedersek, Allah korusun, helak oluruz. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölümden sonrası için çalışandır.” (Tirmizî)
Askeri cihadda silahlarımız, tüfeklerimiz, uçaklarımız vardır. Peki, nefse karşı olan cihadımızda silahlarımız nelerdir? Elbette Kur’an-ı Kerim ve sünnettir. Kur’an ve sünnet, nefsimizi dizginleyen, onu kontrol altına almamızı sağlayan en büyük kaynaklarımızdır. Bu yüzden, sosyal medyada saatlerce boşa vakit harcamak yerine, zamanımızı Kur’an ve sünnetle doldurmalıyız. Allah’a hamdolsun ki şu an Ramazan ayının içindeyiz. Bu ay, Kur’an ayıdır. Kur’an’la ve sünnetle en iç içe olabileceğimiz mübarek bir zamandır. Bu fırsatı iyi değerlendirmeli, nefsimizi kontrol altında tutmak için gayret göstermeliyiz.
Rabbimden niyazım odur ki, beni ve sizi nefislerini kontrol eden, onu dizginleyen ve Allah’ın rızasını kazanan bir nefisle donatsın. Sizler de bu aciz kardeşinizi dualarınızda unutmayınız. Eğer yazımda bir hata varsa, bu benim nefsimdendir, doğrular ise yalnızca Allah’tandır.
Nasihatlerinizi bu aciz kardeşinize iletmenizden mutluluk duyarım. Allah’a emanet olunuz.
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve bereketuhu.
Cihad denildiğinde genellikle aklımıza silahlarla yapılan mücadele, yani askeri cihad ve mücahitler gelir. Ancak bunlardan çok daha uzun soluklu ve çetin bir cihad vardır ki, bu cihad hiçbir zaman ara verilemeyen, zayıf düşsen bile sürekli mücadele etmen gereken bir savaştır. Askeri cihadda barış antlaşmaları yapılabilir, savaş kazanılabilir ya da bir süre dinlenmek mümkün olabilir. Lakin bahsedeceğimiz bu cihad, ölene dek bitmez. Bahsedeceğimiz cihad "Nefse" karşı olan cihad.
Nefsimiz hep rahatlığı, kolaylığı arzular. Sabah namazına kalkmak yerine sıcak yatakta kalmayı kim istemez? İçki içmek, zina etmek gibi günahlara yönelmeyi kim istemez? Soğuk bir kış gününde buz gibi suyla abdest almak kimin nefsine kolay gelir? Nefis, bu tür arzularla doludur ve bu arzular hiçbir zaman tamamen yok olmaz. Hastalansan da, yalnız kalsan da, toplum içinde olsan da, hatta askeri cihadı tamamlamış olsan da, nefsinle olan bu mücadele hep devam eder.
Özellikle günümüzde, her türlü fahşiyatın ve fücurun kol gezdiği bu çağda, nefsimize karşı verdiğimiz cihada daha fazla özen göstermeliyiz. Zira en küçük bir taviz bile bizi helake sürükleye bilir.
Eğer nefsimizi kontrol altında tutmazsak, kendimizi kaybederiz; kendimizi kaybedersek, Allah korusun, helak oluruz. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölümden sonrası için çalışandır.” (Tirmizî)
Askeri cihadda silahlarımız, tüfeklerimiz, uçaklarımız vardır. Peki, nefse karşı olan cihadımızda silahlarımız nelerdir? Elbette Kur’an-ı Kerim ve sünnettir. Kur’an ve sünnet, nefsimizi dizginleyen, onu kontrol altına almamızı sağlayan en büyük kaynaklarımızdır. Bu yüzden, sosyal medyada saatlerce boşa vakit harcamak yerine, zamanımızı Kur’an ve sünnetle doldurmalıyız. Allah’a hamdolsun ki şu an Ramazan ayının içindeyiz. Bu ay, Kur’an ayıdır. Kur’an’la ve sünnetle en iç içe olabileceğimiz mübarek bir zamandır. Bu fırsatı iyi değerlendirmeli, nefsimizi kontrol altında tutmak için gayret göstermeliyiz.
Rabbimden niyazım odur ki, beni ve sizi nefislerini kontrol eden, onu dizginleyen ve Allah’ın rızasını kazanan bir nefisle donatsın. Sizler de bu aciz kardeşinizi dualarınızda unutmayınız. Eğer yazımda bir hata varsa, bu benim nefsimdendir, doğrular ise yalnızca Allah’tandır.
Nasihatlerinizi bu aciz kardeşinize iletmenizden mutluluk duyarım. Allah’a emanet olunuz.
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve bereketuhu.