Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Feyzullah Birışık'ın Tuhaf Kâder İnancı !!

عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Feyzullah hocanın videoları izledim.
Adam irade yok demiyor ki guzel kardeşim.
İnanmazsınız youtube üzerinde bir dünya kader ile ilgili dersleri var..bakin..

Ne diyor peki?

Ben dinlemistim seneler once oyle aklimda kalmis.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Feyzullah hocanın videoları izledim.
Adam irade yok demiyor ki guzel kardeşim.
İnanmazsınız youtube üzerinde bir dünya kader ile ilgili dersleri var..bakin..
Kul'un İrade'sini kabul etmiyor, hatta Cûz-i irade terimini dâhi kabul etmiyor, sonradan uyduruldu diyor. Zaten aksini söylemiş olsa bu kadar tepki görüp cebriye damgası yemezdi!
 
toprak56 Çevrimdışı

toprak56

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Konuyu aktif etmiş olacağım ama Çıkarmış olduğu " Asırlarca süren kader Yanılgısı " kitabını aldım ve okudum.
Kitap kendini aşırı tekrarlıyor, Genel manada Kul'un iradesini kabul etmiyor, Cüz'i irade vardır diyor ama ciddi bir açıklamada bulunmuyor. Alimlere 40 Madde sundum onlarda kabul etti ve beni onayladılar diyor, Sunduğu 40 madde ehli sünnet inancına ters değil zaten ama savunduğu düşünceleri o 40 maddeye eklememiş. 1400 yıldır ümmetin Ulemaları kader konusunu çözemedi ama Feyzullah Birışık ise bunu çözdü gibi bir imaj oluşturmuş.

Kader konusunda ALLAH'ın Gaybından bir Gaybtır demek yerine; Tevil üzerinden kendi kendine soru cevap vererek çözmeye çalışmış. ALLAH ayaklarımızı kaydırmasın
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Feyzullah ilginç birisi bir çok mevzuda soru soranlara, ben alim değilim alimlere sorun.! Diyor.
Lakin imanın 6 şartından olan kader konusunda allâme kesiliyor.
İnna lillah ve inna ileyhi raciun.
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
özet geçeyim şunu iyi bilelim; Kul hakikaten faildir mecaz olarak değil. fiillerini iradesiyle icra eyler ve sonuçlarına katlanır. bende bir aralar cebre meyl vardı ama beş para etmedigini anladım bu itikadın. çetrefilli bir mevzu, size bu konuda bir soru sorarım beni forumdan banlarsınız milletin kafasını karıştırıyorsun diye:ROFLMAO:
 
أ Çevrimdışı

أهل الحديث

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
"Yaptıklarınıza karşılık." (A'raf 43)
"Kazandıklarınız sebebiyle." (Yunus 52)
"Ellerinizle sunduklarınız sebebiyle." (Âl-i İmran 182)
"Ellerinin yaptıkları sebebiyle." (Hac 10)
"Allah adına bâtıl şeyler söyleyip O'nun ayetlerine karşı kibirlenmeniz sebebiyle." (En'âm 93)
"Bu, onların dünya hayatını âhirete tercih etmeleri sebebiyledir." (Nahl 107)
"Bu, onların Allah'ın indirdiğini kerih görmeleri sebebiyledir." (Muhammed 9)
"Bu, sizin Allah'ın ayetlerini alaya almanız sebebiyledir." (Casiye 35)
"Allah bununla rızasına tabi olanları hidayete iletmektedir." (Maide 16)
"Onlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle onlara azab etsin." (Tevbe 14)

Bunlar gibi sebebiyeti ispat eden ayetler zaten kulun, kendi fiillerinin faili olduğu ispat ediyor. Ama onlar kulların fiillerinin yaratılması bahsinde "Allah her şeyin yaratıcısıdır. Kulların fiileri de bir şeydir." gibisinden bir itirazla geliyorlar.

"Allah'tan başka yaratan mı var?" (Fatır 3)
"Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı." (Enfal 17)
Bu ayetlere dayanarak yukarıdaki ayetleri reddetmiş oluyorlar. Bunun yanında azil yapma meselesinde de Rasûlullah "Sen dilediğini yapabilirsin. Allah tarafından takdir edildiyse o, dünyaya gelir." buyurması, "Sizi bu deveye ben bindirmedim, Allah bindirdi." buyurması gibi hadislerini de sapkın inançlarına delil olarak kullanıyorlar.

Yaratan yarattığında dilediği gibi tasarrufta bulunur elbet. Misâl ateşin, İbrahim aleyhisselamı yakmaması buna delildir. O, ateşin yakıcılığını ortadan kaldırdığı gibi dilediği sebebi bütünüyle ortadan kaldırabilir de, bırakabilir de.

Allah Teâlâ'nın "Onları sen öldürmedin, Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, Allah attı." ayetine gelince, bu ayet esasen Rasûlullah(sav)'ın mucizelerinden biridir ve onların yüklemeye çalıştığı gibi bir manâda değildir. Bu ayet Bedir ashabına özeldir. Rasûlullah(sav)'in, müşriklerin bütünün yüzüne attığı, Allah'ın da onları hedefine ulaştırdığı bir avuç toprak da böyledir. Bu, beşerin gücünün üstünde bir şeydir.

"Siz öldürmediniz" buyruğu da böyledir. Bu öyle bir öldürme işidir ki, kendi elleri onlara ulaşmamıştır. Onlara meleklerin eli ulaşmıştır. Onlardan birisi, bir atlının peşinden giderken, melekten gelen bir darbe sonucu birden başının önüne düştüğünü görüyordu. Nassları anlama kıtlığı bulunanlar eğer bunları anlamış olsalardı, bununla her türlü öldürme ile içki içme, zina, hırsızlık ve zulüm gibi diğer fiiler arasında bir fark olmadığını anlarlardı.

Aynı şekilde "Sizi ben bindirmedim, sizi ancak Allah bindirdi." hadisi de böyledir. Bu hadiste Allah'ın onları kukla gibi sürüklediği kastedilmemiştir. Rasûlullah(sav)'in yapmış olduğu şey, Allah'ın emrini uygulamaktan ibarettir. Sonuçta Allah kendisine, onları bindirmeyi emretmiş, o da verilen emri yerine getirmişti.

Azil konusu da böyledir: "Onun için takdir edilen mutlaka gelir." Bu sözde ancak sebeplerin geçersizliği vurgulanmıştır. Çünkü Allah Teâlâ, çocuk yaratmayı takdir ettiği zaman, çocuğun yaratılacağı su, ne kadar az olursa olsun o mahalline ulaşır. Bu hadisten cinsel ilişkinin çocuğun yaratılmasında hiçbir etkisi olmadığı ve yaratılma için bir sebep teşkil etmediği sonucu sünnetin neresinde varid olmuştur?

Sebepler vardır ve bunlar Allah'ın dilemesiyle etkisiz kalabilir. Yani sebepler, özünde sebeplilik gerekçeleri devam etmekle birlikte, kendi dengi veya daha güçlü bir şey ile engellenebilir. Nitekim şer sebeplerinden bir çoğu tevekkül, dua, sadaka, zikir, istiğfar, köle azadı ve sıla-ı rahim ile engellenebilmekte; yine nice hayır sebepleri de tahakkuk ettikten sonra bunların zıddı ile tersine döndürülebilmektedir.

Bkz: (İ'lâmü'l-Muvakkı'in, I, 729-732)
 
Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
IMG_0290.jpeg


Allah kulun iradesini, kudretini, niyetini, duygularını, çabasını ve amellerini yaratan ve takdir edendir, bunu bilmediğimiz ve aklımızın ermeyeceği bir hikmete binaen yapmaktadır, bu saydıklarımın hepsi O’nun iradesine tabidir, selefin itikadı bu konuda budur.

Ömer Faruk hocaya mücahidlerin ve oradaki ulemanın da mı kendisi gibi itikad ettiğini sordum, herkes aynı görüşte dedi, selef alimlerimiz de bir konuda ihtilafa düştüğünüzde ribat ehline bakın der.

ŞÜPHE -1-
‘’Kader inancınıza göre insanın iradesi yoktur, insan dileyemez, ihtiyar edemez (seçemez, tercih edemez.) Dolayısıyla insan yaptıklarından sorumlu değildir.’’
CEVAP:
x.com


ŞÜPHE -2-
‘’Şayet insan ancak Allah’ın onun için yazdığı şeyleri irade edip/seçip yapıyorsa o halde imtihanın ne anlamı var?
CEVAP:
(Videoda bir örnek üzerinden anlatılanı, irademizle yaptığımız her şey için düşünebilirsiniz.)
x.com


KURAL -1-
Allah bir kimseye hidayet ediyor veya saptırıyorsa, onu herhangi bir hayra muvaffak kılıyor veyahut hayırdan engelliyor, onun günah işlemesini diliyorsa, bunun mutlaka bir hikmeti/sebebi vardır. Cebriyye ise sebep ve hikmetleri hiç hesaba katmaz/önemsemez/bahsetmez:
x.com


KURAL -2- (ÇOK ÖNEMLİ)
Allah Teala bir kimseyi hangi hikmetten/sebepten ötürü saptırıyor, hayra/salih amellere muvaffak kılmıyor, hidayetten engelliyorsa, o sebepleri ve hikmetleri de Allah takdir etmiştir:
x.com
 
Son düzenleme:
Üst Ana Sayfa Alt