"Eyvah bu konu da neymiş böyle" derken ))
Bilgilendirme için teşekkür ediyorum )
Efendim benim gündem sabit:
Genelde: Küreselcilerin tüm dünyaya yapmaya çalıştıkları;
Özelde: Tasavvuf ve Diyanet ekseninde uyutulmuş halk;
Ve tüm bunların arasında işkillenip uyanmaya çalışan ama bir türlü tam uyanamayan kişilere algı açıcı destek hizmeti;
bir de Allah yardımcıları olsun: uyanmış ve gördükleri ile şoka uğramış kardeşlerin ruh sağlıklarına destek hizmeti )
Diğerlerini çokça konuşmuşumdur, şu sonuncusunu açayım ben:
An itibariyle psikolojik tedavi gördüğünü bildiğim 5 tevhid ehli kardeş var. Ama doğalcı biri olarak bu ilaçların faydasından çok zararı olduğunu düşünüyorum ve kardeşlerim için endişeleniyorum. Evvela gençliğim* depresyon teşhisi almakla geçti ve doktorlar her bunu söylediğinde içten içe "sensin deli" diyesim gelirdi ) (*hey gidi günler... "Gençlik" diye anacağım günlerim oldu, beni bu ifadeleri kullanabileceğim bu günlere ulaştıran Rabbime hamd olsun. "Size düşünebileceğiniz kadar ömür vermedik mi?" Elhamdülillah verdin Allah'ım.) Bana göre depresyon çok mantıksız geliyor çünkü; bu bir şeylerin bizim resmen "kaldıracağımızdan fazla olduğu ve destek almamız gerektiği" anlamına geliyor ama hayır, benim bildiğim öyle değil; benim bildiğim: Allah herkese kaldırabileceği kadar yük verir. Kaldıramıyorsan eğer, sorun sana verilende değildir; sorun: senin bunları kaldırabileceğinin farkında olmamandır.
Ayrıca birkaç depresyon teşhisi ardınca "eh yeter, tamam alayım şu dayattıkları tedaviyi de bitsin bu işkence" (depresyon işkencesi değil, ikide bir "depresyondasın" teşhisi almanın işkencesi") deyip, verdikleri ilaçlarla acillik olup ölümden döndükten sonra bir daha tövbe dedim )
Yani, hayat cidden çok zorladı beni; herkesi zorlar, herkese göre farklıdır ve zordur; benimki de bana göre zordu. Ama bu zorluklardan geçerken en sinir olduğum nokta: "depresyondasın" denmesi oldu ve daha sinir bozucusu: "benim hayata vereceğim bir anlamın" beni kurtaracağını ben biliyorken; doktorların beyin hücrelerimi uyuşturarak beni iyileştireceklerini sanmaları idi. O beyin hücrelerine, onların uyanık ve aktif kalmalarına benim ihtiyacım var; ben onlarla aradığım anlamı bulacağım, sen n'apıyon doktor?? ))
Bu arada psikoloğa hiçbir zaman doğrudan gitmedim, baş ağrısı vs sebeplerden gittiğim dahiliyeden hep "turp gibisin, bir de psikoloğa git" şeklinde oraya atıldım. İlk zamanlar tabi hiç gitmedim ama zamanla ailemin de isteği ile gitmek durumunda kaldım. İlacı denemeyi de anca birkaç depresyon teşhisi ardından düşünmüştüm ) Ama cidden çok saçma bir süreçti yaa )
Ve bugün, yıllar sonra, bana depresyon tedavisi vermeye kalkmalarının sebebini; "aslında teşhisi depresyon olmayan" belirtilerin sebebini çok iyi biliyorum:
Yaşadığım fiziki rahatsızlıklar "sürekli gerginliğin sebebi olan" stres hormonlarının etkisi idi. Panik atak vs teşhisi alanlar da bu hormonlar sebebi ile sınanıyor. Stres anında vücutta olan bitenler, salınan hormonlar, kasların ve oksijen dengesinin nasıl değiştiği, kısaca stres süreci tastamam bilinirse, panik atak ve depresyon vb hastalıklar için kimyasal tedavi tarih olur. (Ama tabi bu müşteri azalması işlerine gelmez) Şeker, tansiyon gibi bir çok hastalığın da "tek başına sebebi olabilen bir şeyi", kontrol etmek de bu kadar kolayken, neden halk bu konuda ciddi şekilde bilgilendirilmez?
Neyse, gençlik ve depresyon aklı az-çok olan herkes için bu devirde vazgeçilmez ikili... Yeterince, hatta istemeyeceğiniz kadar sorun var; ve insanlarda akıl da var, sorguluyor. Ardınca gelsin her çıkmaza düşünce tıkanan akıllar; hakkaten tıkanıyor ve bu normal ) Yani sorun bunlarda değil aslında, sorun çözümün yanlış yerde aranmasında. Depresyon sadece bir sorgulama, biraz da isyan halidir aslında. Olan bitene isyan... Çözüm aranır, bulunamaz ve sorun arayıcı organ "beyin" kilitlenir ) Ona sadece gücümüzün yettiği kadar şeyden sorumlu olduğumuz; kimseyi değiştiremeyeceğimiz, sadece kendimizi değiştirebileceğimiz; diğerlerini uyarmaktan başka hiçbir şey yapamayacağımız; çekilen zorluklara karşı ecir alacağımız ve iyi-kötü hiçbir şeyin hesapsız bırakılmayacağını söylemek yeter. Aman Allah'ım bu İslam )) Aranılan hayat anlamı, aranılan dayanma gücü, herşeyi açıklayan şey: İslam...
İşte bunlardan kurtulmanın yolu (beyinde bir hasar vs yoksa) hayatınıza ihtiyacınız olan anlamı, İslam'ı bulmak. "Tevhid ehli ise zaten bulmuştur" demeyin; herkesin takıldığı bir şeytan fısıltısı oluyor. Kişi bunun farkında olmuyor, olsa çözülecek herşey. Peki nasıl farkında olabilir? Oturup zihnindeki konuşmaları dinlesin: hangileri İslam, Dünya ve ahiret gerçeklerine "ters/aykırı ise", onlar kişinin kendi düşünceleri değildir, şeytan fısıltılarıdır. Onları farketmek ilk adımdır, ikinci adım euzü besmele ile ötelere ötelere, çok ötelere göndermek ) Farkettiğiniz halde zor mu geliyor, hemen kurtulamıyor musunuz? Dua ne için var? Dua edin; yavaş yavaş, az az değişmeye çalışın; sabredin ve o acı sürecin ecrini bekleyin.
Sa'd ve Ebu Hureyre -radıyallahu anhumâ'dan merfu olarak rivayet edilen bir hadiste Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Müslümana, vücûduna batacak bir dikene varıncaya kadar yorgunluk, hastalık, gelecekten kederlenme, geçmişten hüzünlenme, (başkalarından gelen) eza ve iç sıkıntısı isabet ederse, Allah muhakkak bu musibetleri sebebiyle o müslümanın günahlarından bir kısmına bunları kefaret kılar."
[Sahih Hadis] - [Muttefekun Aleyh]
Üzülürken bile günahlarımızı döken Rabbimize hamd olsun. Ama bilerek üzülmek değil, bundan kurtulmak gerek; nitekim mantıksızlık sarmalı içinde hem kendimize, hem çevremize zarar veriyoruz.
Bu arada B12, D vitamini (hormonu aslında), Magnezyum vb eksiklikler, Tiroid bozukluğu vs de "depresyon sorunsallarını taklit" eder. Yani ihtiyacınız olan depresyon ilaçları değil, mineral eksikliği gidermek vs'dir. Bir de dediğim gibi euzü besmele. Nitekim tekraren: sizin değiştiremeyeceğiniz şeyleri kafanızın içinde döndürüp duran Şeytan vesvesesidir.
Tekraren: vitamin eksikliği veya yanlış bakış açıları yüzünden bu tedavilere başlanıldı ise, bence gereksiz ve hatta zararlı. Ancak beyinsel bir arıza vs varsa, o konu zaten depresyon diye adlandırılmaz sanırım. Tabi ki bunda da önce doğal tedavileri araştırıp, ardınca son çare olarak benim karşıtı olduğum tedavi kısmına geçebilirsiniz.
Her zaman, her konuda: İyi araştırın, iyi sorgulayın )
Not:
Bu konudaki mesajı görmeden yazmıştım, dertlerini sevmek isteyenlere gelsin )
Es selamu aleykum kardeşlerim. Aşağıdaki yazı "derdini 'sevmek' isteyenler"e gelsin: Allah herkesi farklı sınar ve herkesin derdi kendine büyüktür. Benim derdim kimine ağır, kimine hafif gelir. Benim derdim "benim kaldırabileceğim" kadardır, "bana özel"dir, "benim için"dir; Rabbim "beni...
islam-tr.org