T
Çevrimdışı
sa soru acik gayet yüz örtmek farz ise delili nedir. sünet se delil. sitedeki diger konulari linklerini vermeyin okudum. ben sizin goruslerinizi merak ettim farz ise deliliniz neye gore merak ettim cezallah hayr
Hanefi ve Maliki mezhebinin delilleri.
"1. Bunlardan görünen kısımları müstesna" ayeti. Yüz ve ellerin açık olması zaruri olduğundan bu ayet buraların avret sayılmayacağına işaret eder. Bu
görüş bazı sahabi ve tabiindende rivayet edilmiştir. Nitekim Said bin Cübeyr (ra) "Bunlardan görünen kısım müstesna" ayetinden maksat yüz ve ellerdir, demiştir. Ata da ayetteki istisnanın yüz ve eller olduğunu söylemiştir. Dahhaktan da buna benzer bir rivayet yapılmıştır[Taberi tefsir C.18, S.118]
2. Hz Aişe'den rivayet edilen. "Ebu bekir (ra) 'ın kızı esma çok ince bir elbise ile Rasulullah'ın yanına geldi. Onu görünce Rasulullah yüzünü çevirerek "Ey esma, kadın büluğa erince (yüz ve ellerini işaret ederek) şu ve şunun haricinde kadının vücudunun görünmesi haramdır" buyurdu (Ebu Davud,
Kurtubi Tefsir C. 12, S.229)
3. Namazda ve ihramda el ve yüzün açık bırakılması da bunların avret olmadığına delalet eder. Eğer el ve yüz avret olsaydı namaz ve ihramda açık bırakılmaları mübah olmazdı. Çünkü avret mahallinin örtülmesi farzdır. [Ahkam Tefsiri,Muhammed Ali Sabuni C.2,S.169]
Şafii ve Hanbelilerin delilleri
Şafii ve Hanbelilerin el ve yüzün avret olduğuna dair delileri şunlardır.
1. Kitapdan delileri : "Ziynetlerini açmasınlar" ayeti. Bu ayet ziynetlerin açılmasını haram kılmıştır.
"Bir de onun zevcelerinden lüzumlu birşey istediğiniz vakit perde ardından isteyin (ahzab 53) ayeti. Bu ayet sarahaten yüze bakmanın haram olduğuna delalet etmektedir. Gerçi bu ayet Rasulullah'ın (sav) zevceleri hakkında nazil olmutur. Fakat hükmü kıyas yoluyla bütün kadınlara teşmil olunur.
2. Cerir bin Abdullah'tan şöyle rivayet edilmiştir. "Rasulullah(sav)'a ani olarak yabancı bir kadını görmek hususunu sordum. Bana görünce gözlerimi çevirmemi emretti.
3. Hz. Ali'den rivayet edilen "Ya Ali, yabancı bir kadını gördüğünde ikinci bir defa bakma. Çünkü ilk bakışın iraden dışındadır ve onda bir vebal yoktur. İkinci defa bakarsan bu iradenle olduğu için haramdır" hadisi.
4. İbni Abbas'tan şöyle rivayet edilir. Bir kurban bayramı günü Rasulullah Fazl bin Abbas'ı atının arkasına bindirmişti. Fazl beyaz tenli, güzel saçlı, yakışıklı bir delikanlı idi. Has'am kabilesinden bir kadın Rasulullah'ın (sav) yanına gelerek birşeyler sormak istedi. Fazl kadına, kadında Fazl'a bakıyordu. Rasulullah Fazl'ın yüzünü diğer tarafa çevirdi.
Nakledilen bu hadisler yabancı bir kadına bakmanın haram olduğunu ifade eder. Şüphe yokki, yüzde bakılması haram olan uzuvlardandır. Öyleyse yüz de avrettir.
Ahkam Tefsiri, Muhammed Ali Sabuni C.2, S.169.
Şafii ve Hanbelilerin bu delillerini düşündüm. Eğer yüz avret ise ve örtülmesi gerekiyorsa neden sahabelere Rasululullah yüzlerini çevirmesini sağladı. Demekki o kadınların yüzleri görünüyordu ki sahabelerin yüzlerini çevirmelerini söyledi. Ben bu hadislerden de kadınların yüzlerinin açık olduğunu anlıyorum. Sadece düşüncemi belirttim. Tabii ki efdal olan yüzlerini de örtmeleridir. Mezheplerin ictihadları, fetvaları yukarıdadır.
Böyle kısa ve kasır cümlelerle fetva vermek, daha doğrusu "Düşüncemi belirttim" diyerek fetva vermek ile bu iş olmaz. Lafları ağızdan çıkarırken iki kere tart. Zira burada cahil ve bilmeyen biri senin yazını okuduğunda, senin hata ve yanlış ile amel edebilir.
Eğer bu konuda hadisler ve ayetlerin tefsirini görmek isteyenlere şu risaleyi tavsiye ederim :
https://www.islam-tr.org/tesettur/38575-pece-farzdir-ebu-muaz-seyfullah-erdogmus.html
Bu risalede sadece ayet tefsirleri var. bu konuda taberi ve ibn kesirede müracaat edebilirsiniz.
Bu konuda daha çok hadis vardır. Ama ben bir tanesi nakledeyim : Aişe radıyallahu anha’dan gelen rivayette; “Allah ilk muhacir hanımlara rahmet eylesin. “Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle…” ayeti nazil olunca elbiselerinin bir parçasını yırtarak yüzlerini örttüler. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında başlarında kargalar varmış gibi namaz kıldılar.” Buhari (4759) Ebu Davud (4102) Taberi (18/94) Beyhaki (7/88) İshak b. Rahuye (1280)Hakim (2/431, 4/216)) İbnu Katan Kitabu’n-Nazar (s.173) İbn Ebi Hatim Tefsir (8/2575)Fethu’l-Bari (8/490) İbni Habib Gaye ve Nihaye (s.213) Durru’l-Mensur (8/209) Zemahşeri Keşşaf (4/401)
Konuya dair daha iyi bir bilgi için : https://docs.google.com/viewer?a=v&q=cacheYJVWocBXzkJ:selefiyye.free.fr/pdf/pece_farzdir.pdf+pe%C3%A7e+ebu+muaz&hl=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEEShOB8MA_tzQyGkOproHVjuk6GW2-NIr0hu-uko2K4Bg-VIvn1UmnxMsZEocArLxJ6e4dZvhclSFhGAXHHCw8ANKz5Mjp-ap2nudQU-cTgxjwl5SqmXAskfllF6kmnoV13hPl4hH&sig=AHIEtbS3tqvCoZwOzn0em57g7w5zg-tEng
Kısacası sahabenin hepsine(iki görüşünden birine göre ibn abbas hariç), tabiinin cumhuru, hasan, katade, ameş, ibrahim, evzai, süfyan, ahmed, şafii, ishak ve ehli hadisin hepsine göre yüzü kapamak farzdır. Yani alimlerin çok azına göre fitne zamanı farz, fitne zamanı olmadığında mendup, ALİMLERİN ÇOĞUNA göre her zaman farzdır. (Alimlerden kastımız Selef-i Salihin, yani ilk üç nesildir. )
İnsan kendi bir görüşü benimsediğinde genelde o görüşü savunanları ve onların delillerini görmeye alışır. Burda sizin bu alimleri yazmanız bu konuda onları çok, muhaliflerini az göstermeniz doğru bir davranış değildir. Bende size hanefi, maliki alimlerini teker teker yazsam onlarda çoğunlukta gözükür.
Ben yukarıda fetva vermediğimi tekrar belirtmek istiyorum. Benim böyle bir yetkim, ilmi gücüm yoktur. Delilleri ve kaynaklarıyla 4 mezhebinden görüşünü belirttim. Bu hususta bir itirazınız var ise günümüz Hanefi, Maliki mezhebinin alimlerine itirazını yapınız. Bunlar benim sözlerim değil ki, bana itirazınız olsun.
Ayrıca hak,doğru Allah katında tektir. Hangi müctehidin doğruda isabet ettiğini yalnız Allah bilir. Vahiy, Rasulullah ile kesildiği için kimin hakta, doğruda isabet ettiğini bilemeyiz, sadeze zannederiz. Hanefi, Maliki mezhebine uyan birini siz yanlışlıkla itham ederseniz, haram işliyorsunuz derseniz iş uzadıkça uzar, ucu bucağı bitmez konuşmalara girer.
Ve son cümlelerine gelince, hak bir tanedir. Zira hadis ve ayetler açıkken zan ortadan kalkar. Zaten bunların delil olmasının sebebi, zannı ve reyi ortadan kaldırmaktır. Bununla beraber Hanefi ve Maliki mezhebinin hatalı olduğunu söylemek yanlış olmaz.
kusura bakma da kardeş sen kimsin ki maliki, hanefi, hanbeli veya şafii nin hatalı oldugunu soyluyorsun ?
sen muctehit konumundamısın ?
desen ki felan mezheb imamı felan mezheb imamı hakkında bu konuda yanılmıştır demiştir, desen eyv. lakin kusura bakma ama hangi ilimle vardın sen o karara şak diye ?
yani bakıyorumda insanlar ne kadar cesur, ne kadar kolay hukum verıyorlar alimlerin ihtilaf ettikleri konularda şapdadanak..
ve diyorsun hak bir tanedir peki eyv. bu hadis te o zaman diger kısım batıl mı kalmıştır ?
İbn Ömer’den (r.a.) rivayette Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Hendek Savaşı sırasında ashabına “Hiç kimse Beni Kureyza yurdundan başka bir yerde ikindi namazını kılmasın!” buyurdu. Yolda ikindi namazının vakti çıkmaya yaklaşınca ashabtan bir kısmı, “Namazı oraya varmadan kılmayız.” dediler. Diğer bir kısmı ise, “Rasulullah bunu kastetmedi.” diyerek namazı yolda eda ettiler. Bu durum, Peygamber Efendimiz’e haber verilince iki gruba da herhangi bir şey demedi (Buharî, “Salâtü’l-Havf”, 5; Müslim, “Cihad”, 69).
İmam Ahmed dedi ki : "Avamda söylesin, ilim ehlide. Kim elleri kaldırmaz ise Rasulullahın sünnetini inkar etmiştir, hatayı aşmıştır."
Demek ki Ahmed'e göre Ebu Hanife'ye hatalı demek avamında hakkıymış.
Birinin hatalı olduğunu söylemek için müctehid olmaya gerek yoktur. Ortada zan yok iken, deliller açık iken kimin hatalı olduğu ortaya çıkar.
Demek ki sana göre bir alim bir alime hatalı dememişse, ona hatalı deme yetkin yoktur. Örneğin Cahiz ( ki Mutezilenin imamıdır. Mutezilenin fıkh ve akide olarak sistemize eden kişidir ve müctehididir. Lügat konusunda eşi yoktur) hakkında bizim "hatalı" dememiz yanlıştır. Öyle mi?
O yüzden böyle boş ve klişe laflar yerine, delil gösterin bu müctehidlere "Hatalı" demenin yasak olduğuyla alakalı.
Ve en son getirdiğin hadis aslında benim delilim. Bu hadis insanlara kapalı kalmış ve insanlar bunun üstünden REY ile hükmetmişler. Ben zaten diyorum ki delillerin zanni kaldığı yerlerde ictihad vardır, delillerin sarih ve açık olduğu yerlerde ictihad ve rey olmaz.
Fakat peçe ile ilgili reyin alakası yok ki. Yüzün kapatılması SAHABENİN İCMASI ile sabit, SAHİH HADİSLER ile sabit. Yani zan kalkmışken, reye tabii olunmaz. Delile tabii olunur. Çünkü delil zannı yok etmek için vardır. Açıkça peçe ve yüz kapamak geçmesi zannı ve reyi yok eder.
O yüzden Hanefi ve Maliki bu konuda hatalıdır.
birinin hatalı oldugunu soylemek için o konuya o kişi kadar vakıf olmak lazım..
arapça bile bilmeyenler, okudukları kıtabların turkceye cevrılmesi nasıl yapılmış bilinmeyen kişiler bu konuya ne kadar vakıfdır ?
hadis benım delilim diyorsun ama, hadis kapalı kalmış diyorsun ama dışarıdan baktınmı gayet açık hiç kimse beni kureyzaya varmadan kılınmasın diyor hadiste şimdi diyorsun hak 1 tane nasıl olacak bu iş ?
peçenin hukmune hiç girmedim zaten benım takıldıgım nokta da o degil, sen diyorsun ki sahabenin icması ve sahih hadisler ile sabit, peki o zman imam hanife ve imam malik bunları bile bile mi aksi goruş vermişler ? hanı açık dıyorsun ya.
Bilmiyorum muhalifleri buraya nakledin, sayalım. Sonra hangisi çokmuş görebiliriz. demişsin
şimdi imam ahmed 3'e 1 kalmış namaz kılmayanın hukmu konusunda ne diyecegiz imam ahmedin goruşu şazmı diyeceğiz ?
Herhangi bir konuda bir mezhep imamı diğer mezhep imamının hatalı görüşte olduğuna inanabilir, söyleyebilir. Müslümanın ehli sünnet alimlerinin görüşlerini seçme özgürlüğü vardır. Diyelim ki Ahmed b. Hanbel İmamı Azamı veya İmam Malik'i hatalı olduğunu bildirdi. Müslüman mecbur mudur ki Ahmed b.Hanbel'in görüşüyle amel etsin. İmamı Azam yada İmam Malik de Ahmed b.Hanbelin hatalı olduğunu söyleyebilir. Bu imamlar dahi ihtilaf edip birbirlerini kendi görüşlerine tabi olmakta mecbur tutmadığına göre
Siz hangi hakla kendi görüşünüzün (veya İmam Ahmed'in) hak olduğunu, nass'a, icmaya dayandığını bu yüzden bu görüşün müslümanların mecburen alması gerektiğini iddia ediyorsunuz? İmam Malik, İmam Azam nass'a dayanmadan mı fetva vermişlerdir? Yukarıda bu mezheplerin getirdiği hadisler nass değil midir? Geçmişte mezhep imamlarının mecbur tutmadığı bir iddiayı siz nasıl olurda şimdi iddia edersiniz?
Diyorsunuz ki icma var, sabit nas var. O size göre veya iddia edenlere göre öyledir. İmam Malik ve İmam Azama göre sabit nas veya icma olsaydı muhalif hüküm vermezlerdi. Derseniz ki, o zamanda bu sabit nas ve icma ulaşmamıştır veya ulaşmamış olabilir. O zaman ispat edeceksiniz "ulaşmamış olduğuna". 1400 sene boyunca bu mezhebin imamları da nas, icma olsaydı bildirirlerdi. Fakat mezhebin hükümlerinde farklılık olduğunu bildirmediler. İhtilafın olduğu bir meselede ittifak varmış gibi göstermeye boşuna uğraşmayın.
Sürekli sabit nas diyorsun. Peki bak bunlarda sabit nas.
O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.(Kevser 2)
İmamı Azam vaciptir demiş. diğer mezhep imamları sünnettir demiştir. Ne yapacağız Sabit nas var diğer mezhep imamları hatalıdır mı diyeceğiz?
Kur'an okuduğunda kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.(Nahl 98)
Alimler euzu besmelerinin mendup olduğunu bildirmiştir. Ne yapacağız Sabit nas var alimler hatalıdır mı diyeceğiz?
Kurbanlık develeri de sizin için Allah'ın işaretlerinden kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Onlar (kesilmek üzere) bağlı olarak ayakta dururlarken üzerlerine Allah'ın adını anın. (Kesilip) yanları üstüne düştüklerinde artık onlardan yiyin; kanaat ed(ip istemey)ene ve isteyene de yedirin. İşte böylece onları sizin emrinize verdik. Olur ki şükredersiniz. (Hac 36)
İmam şafi kasıtlı veya kasıtsız besmele çekmenin şart olmadığı bildirir. Ona göre bu ve benzeri Nas'lar Allah'tan başkası adına kesilen hayvanları yemenin haramlığını bildirir. Ne yapacağız İmam Şafii'ye göre hayvanlarını kesenlere "Haram işlediniz, günah işlediniz" mi diyeceğiz? Onları kınayacak mıyız?
Bu örnekleri araştırırsak onlarca değil, yüzlerce belki de binlerce farklı görüş olduğunu göreceğiz.
O mezhebin şu görüşü hatalı, at onu. Bu mezhebin bu görüşü hatalı, at onu. Filan alimin şu görüşü hatalı, at onu.
Allah aşkına hele bir toparlayıp kitap haline getirsenize şu hatasız görüşlerinizi. En Sonunda da bakın bakalım Sizin bu kitabınız 4 mezhepten hangisine uygun oldu? Bırakın 4 mezhebi Şia mezheplerini de alın. Bakalım bir tanesine uygun bir kitap halinde kalabilecek misiniz? Bu arada TELFİK yaptığınızında farkında olacaksınız.
FARKINDA DEĞİLSİNİZ AMMA SİZDE BAŞKA BİR MEZHEP OLUŞTURDUNUZ, GÜNAYDIN.
Ben düşmanlık etmiyorum. Sizin gibi düşünmediğimi, size itiraz ettiğim sözlerimi düşmanlık anlıyorsanız yanlış düşünüyorsunuz.
Şu ana kadar hangi mezhepten ne getirdin. İcma var dedin, sabit naslar var dedin. Fakat ne Kitap ismi zikrediyorsun, ne de sayfa numarası.