Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Mevdudi'nin İran Humeyni Devrimi ile İlgili Görüşü Hakkında Bilgi Verebilir misiniz?

Çay-Şakird Çevrimdışı

Çay-Şakird

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
iş o noktasıyla bana da doğru gelmiyor. yani mevdudiyi bu konuda haklı ve mazur göreceksek necmeddin erbakan niye mazur görülmüyor gibi sorular geliyor aklıma.
 
maxsimilyan70 Çevrimdışı

maxsimilyan70

Üye
İslam-TR Üyesi
Kendi kitap çalışmamdan mezkur konu ile ilgili alıntı yapacağım. Yazılarımdan dolayı beni tekfir edebilirsiniz(etmemenizi temenni ederim) fakat istifadeniz için alıntılıyorum:

PARLEMENTER İDAREDE GÖREV ALMA VE OY KULLANMA MESELESİ
Bu risale de İslam davetçilerini muhatab aldığım için meselenin onları ilgilendiren kısmına değinmen istiyorum.
Müslümanlar bu meselede ihtilaf etmişlerdir.(Parantez açmakta fayda görüyorum: ihtilaftan kastım sistemin küfür olduğu ve reddedilmesinin gereği noktasında değil; bu tarz sistemlerin ümmetin maslahatı için kullanılıp-kullanılmama noktasındadır.) İhtiyat ilkesi gereği müslümanların bu meselede tekfirden kaçınmaları gerekir. Legal metodları 'vasıta' olarak kullanmada; buna itikat etmediklerini belirten, bu vesile ile İslama hizmet edeceklerini düşünen müslümanları tekfir etmeyi 'aşırılık' olarak niteliyorum. Çünkü bu müslümanların niyetleri, İslama hizmet etme arzusudur. Onlar, Allah'ın haram kıldığının haram, helal kıldığının da helal olduğuna şeksiz inanmaktadırlar.Teşri(Kanun koyma) yetkisinin sadece Allah'ın elinde olduğuna dair inançlarında bir şüphe ve tereddüte yer yoktur. Onlar mevcut düzeni de reddetmiş kişilerdir.

Mutedil olduğuna inandığım görüşü zikrettikten sonra karşıt görüşlerin itirazlarını ele almak istiyorum.
Parlamenter sistemle idareye gelmeyi ve hizmet etmeyi mutlak anlamda küfür olarak değerlendirip meşru görmeyenler iki yönden itiraz etmektedirler.
1-Allah'a ait olan yasama hakkının meclise verilmesi, İslam akidesine muhalif karar ve yasaların çıkarılması.
2-Muhtevasında küfür sözler barındıran cümleler ile yemin edilmesi.
Şimdi bu itirazları inceleyelim.
Birinci itiraz:
Söz konusu birinci maddeye gelince öncelikle şunu ifade etmeliyim ki teşri noktasında Allahtan başkasının teşri yetkisine sahip olduğuna itikat edilmemektedir. Aksi halde bu şekilde bir itikadın sahibini küfre düşüreceği noktasında bir şüphe yoktur.
İslam akidesine muhalif karar ve yasaların çıktığı doğrudur fakat çıkan her karar ve yasanın da İslama muhalif olduğu kesinlikle söylenemez. Gözden kaçırılan diğer önemli bir nokta ise parlamentoya girenler diledikleri yasayı onaylayıp-onaylamama hususunda hürdürler. İslam aleyhinde çıkacak karar ve yasaları tasvip etmeleri onaylamaları, reaksiyon göstermemeleri küfürdür. Ancak muhalif yasalara reaksiyon gösterip itiraz edildiği veya karşıçıkılması halinde bu sakınca ve şüphenin izale olacağı muhakkaktır. Merhum Seyyid Kutub’un da dikkat çektiği gibi, böyle yerlerde(İslam aleyhinde konuşulan yerlerde) Müslümana karşı atağa geçme düşer onlara gereken cevaplar verilir, yaptıkları konusunda kamuoyu bilgilendirilir. (59)
İkinci itiraz:
Öncelikle bu tarz yeminlerin şer'i yemin olmadığını ifade etmek isterim. Bilindiği gibi, şer'i yemin sadece Allah'ın sıfatlarına ya da Kur'an'a yapılır. O yüzden bunlar elfaz-ı küfür veya sakıncalı ifadeler kabilinden sayılır. İslam uleması, müslümanların maslahatı söz konusu olunca bu tür ifadelerin kullanılabileceğini belirtmişlerdir.(60) İbnül Kayyim bu konuda şunları der: “İslam ve Müslümanların maslahatı söz konusu ise kalbin reddetmesi kaydıyla, zahiren küfrü çağrıştıran sözleri kullanmada bir sakınca yoktur. Muhammed b. Mesleme'nin Hz. peygamber hakkında sarf ettiği cümleler bu türdendir.”(61) Şöyle ki: Yahudi Ka'b b. Eşref, Hz. Peygamber ve müslümanlara karşı savaş ilan edince, Ashap onun etkisiz hale getirilmesi için Hz. Peygamber'den müsaade istedi. Hz. Peygamber, bu maksatla Muhammed b. Mesleme ile Ebu Naile'yi görevlendirdi. Muhammed b. Mesleme, ''Ey Allah'ın Resulü, Ka'b'ın hakkınızda hoşlanacağı bir şeyi söylememe müsaade buyurur musunuz?'' dedi. Hz. Peygamber, ''İstediğini söyleyebilirsin.'' buyurdu. Muhammed b. Mesleme, Yahudi Ka'b'i etkisiz kılmak gayesiyle zahiren küfür olan bazı ifadeler kullandı. Onlardan bir tanesi şuydu: ''(Hz. Peygamber'i kast ederek) Şu kişi bizden sadaka istedi, bizi güç durumda bıraktı, vergi altında ezdi. Bu nedenle sana geldik.''(62) Muhammed b. Mesleme'nin Hz. Peygamber hakkında kullandığı ifadeler aslında küfür sözlerdir. Ancak Hz. Peygamber maslahat için kendisine izin verdi. Maslahat için elfaz-ı küfrün sarf edilebileceğini gösteren diğer bir delil de şudur: Mekke'nin fethi esnasında Haccac b. İlad adındaki sahabi Hz. Peygamber’e gelerek, ''Ey Allah'ın Resulü! Mekke'de akraba ve yakınlarım var. Onlara gitmek istiyorum. (Malımıgetirebilmem amacıyla) aleyhinizde konuşmam caiz olur mu?”dedi. Hz. Peygamber aleyhinde konuşmasına izinverdi.(63)
Hz. Peygamberin aleyhinde konuşmak şüphesiz ki küfürdür. Ancak maslahat söz konusu olduğundan Hz. Peygamber buna müsaade etti. (64)
Bazı kardeşlerimiz alıntıladığımız yerlerin sarih küfür olmadığını dolayısıyla bunların geçerli bir delil olamayacağını ileri sürebilir. Fakat kendilerinin biraz düşünmelerini istiyoruz. Zira bunlar doğrudan olmasa da dolaylı olarak küfrü çağrıştıran ifadelerdir. Zaten buradaki gayede karşı tarafa küfür ehlindenmiş gibi görünerek müslümanların maslahatını temin edebilmektir. En azından bu deliller bir müslümanın tekfirini önlemek için yeterlidir. Bu tarz bir metod; her ne kadar İslamın hareket ruhuna uymasa da ve nebevi metodun dışında kalmış olsa da müslüman kardeşlerin bu noktada tekfir edilmemesi gerekir. Aksi halde bu vebali gerektirir ki müslümanların bundan imtina etmesi gerekir.
Partisel bir yöntemin (eğer akidevi tavizler istemiyorsa) kullanılabileceğini düşünüyoruz. Fakat bunu Türkiye konumunda değerlendirdiğimizde müsbet bir yaklaşım gösteremiyoruz. Çünkü verilecek olan tavizler akidedendir ve akideyi zan altında bırakacaktır. O yüzden bu tarz bir metodun(Türkiye'de) İslamın hareket ruhunu zedeleyeceğini düşünmekteyiz. Fakat başka bir ülkede akidevi tavizler verilmiyor; haramlara bulaşılmıyorsa neden bu (partisel) yöntem kullanılmasın?

İslam âlimlerinden, Mevdudi bu şartlar çerçevesinde böyle bir yöntemi benimsemiş ve bunun uygulanabileceğini göstermişti.
Fakat söz konusu ettiğimiz yöntemin Türkiye şartlarında(eğer değişim göstermezse) benimsenmesine imkan yoktur. Çünkü istenilen tavizde ne bir sınır ne de bir son vardır.Sadece Müslümanların imanlarını yıpratır;eksiltir ve belki de bu eksiliş süreci imanın yok oluşuna kadar devam eder. Bazı kardeşlerimiz bu ifadelerimi aşırı görebilebilir. Fakat atmosferi küfür olan bir ortamda iman varlığını idame ettiremez.
Sistemi reddetmekle beraber ''Kötünün iyisini getirmek için oy veriyorum...'' diyen Müslüman kardeşlerimizi de bu kapsamda değerlendiriyoruz. Kendilerini tekfir etmiyor bu yolun yanlışlığını; bir sonuç getirmeyeceğini söylüyoruz. Allah bizlerden kötünün iyisine değil en iyiye uymamızı istiyor.
''Tağuta kulluk yapma (eğilimin)den kaçınanlara ve Allah'a yönelenlere (öteki dünya için mutluluk) müjdeleri vardır. Öyleyse Muştula kullarıma!O kullarım ki, sözü dinlerler sonra da onun en iyisine (en açığına ve en kuvvetlisine) uyarlar. İşte bunlar Allah’ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir ve bunlar gerçek akıl sahibleridir.'' (Zümer,17-18)

kaynakları müsait zamanda atarım...
 
B Çevrimdışı

berae24

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Demokrasi insanın ilahlaştırılması, kitlelerin egemenliğidir.

| Ebu'l Ala El - Mevdudi / El İslam ve'l Medeniyyetül Hadise s.33 |
 
K Çevrimdışı

Khaled21

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Yok kitapları çok güzel bende cuma konuşmalarını okumuştum ama bu söylemlerine rağmen neden parti kurmuş bunu açıklayabilen yokmu?
 
HAMAS Çevrimdışı

HAMAS

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
toptan tekfirciler nerede kaldılar.mevdudi partiye girmiş,hasan el benna partiye girmiş.Hatta ihvan yıllardır mecliste işçi partisinin adı altında çalışıyor.Bugüne kadar nerede idi tekfirşörler.
 
K Çevrimdışı

Khaled21

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Mesele tekfir meselesi değil mesele şu parti işi ve seçimlere girilmesinin açıklaması nedir
 
HAMAS Çevrimdışı

HAMAS

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
daha önce birkaç konuda da söyledim.kafalarınızda ki hasan el benna,seyyid kutub,ahmet yasin profillerini gözden geçirin.Bu saydığım isimler ile cemaatsel birlikteliliğimden yola çıkarak bu çağrıyı yapıyorum.Parti kurmak,meclise girme olaylarına detaylarını bilmeden toptan red ile yola çıktığınızda bu şahsiyetleri de tekfir veya red etmek durumunda kalırsınız.

Beni kravatlı gören direk ooo vay .... diye devam eder,ben hasan el benna ,malcolm x veya seyyid kutubun kravatlı resimlerini gösterince kıvıranları çok gördüm.Hamdolsun lise bittiği gün 1999'da kravatı çıkardım ve o günden sonra düğün,davet,seminer,kokteyl'lerde bile takmadım.Birini eleştirirken hele hele müslüman birini eleştirirken biraz insaflı olun.

Müslümanları eleştirmek için harcadğımız vaktin birazınıda kafirler için harcayalım.
 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Beni kravatlı gören direk ooo vay .... diye devam eder,ben hasan el benna ,malcolm x veya seyyid kutubun kravatlı resimlerini gösterince kıvıranları çok gördüm.Hamdolsun lise bittiği gün 1999'da kravatı çıkardım ve o günden sonra düğün,davet,seminer,kokteyl'lerde bile takmadım.Birini eleştirirken hele hele müslüman birini eleştirirken biraz insaflı olun.

Müslümanları eleştirmek için harcadğımız vaktin birazınıda kafirler için harcayalım.

Kokteyller derken...? Hocam Mecliste de görmek isteriz sizleri :)
 
HAMAS Çevrimdışı

HAMAS

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
işim gereği tanıtım toplantıları için swiss otel,çırağan gibi otellere gitmek durumunda idim.Ama taviz vermedik elhamdulillah.
hatta bir keresinde çırağanda bir tanıtım için verilen kokteyl'de sarayda namaz kılacak yer yoktu ve garsonları sıkıştırınca şefleri devreye girerek mecburen namaz kılacak sarayın bir odasını ayarlamak zorunda kalmışlardı.
 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
işim gereği tanıtım toplantıları için swiss otel,çırağan gibi otellere gitmek durumunda idim.Ama taviz vermedik elhamdulillah.
hatta bir keresinde çırağanda bir tanıtım için verilen kokteyl'de sarayda namaz kılacak yer yoktu ve garsonları sıkıştırınca şefleri devreye girerek mecburen namaz kılacak sarayın bir odasını ayarlamak zorunda kalmışlardı.

tamam hocam herşey belli olduktan sonra mesele yok Allah Rahatlık Versin
 
Üst Ana Sayfa Alt