Ebu Zerkaya cevap 5
5.
Bundan sonra ise Ebu Zerka el-Auninin bazı safsafalarını türkçeye çevirerek guya selefi alimleri eleştiriyor . O safsafalardan birisi de İŞİD-in bu gün müsülmanları tekfir etmesini , onları öldürmesini, kafalarını kesmüsini selef davetine bağlamak cehdidir. Kendinden de uyduruyor ki, guya İŞİD Suuddaki alimlere yanlış yolda olduklarını söylemiş , ancak onlar cevap verememiş bir-ikisi cevap vermiş onlarıda ilmi olarak susdurmuşlar grin emoticon .
İlk önce onu söyleyeyim ki, bu safsafanın ne ilmi ne de mantıklı bir esası vardır. Hz.Aliye karşı savaşan hariciler onu kafirlikde ittiham ederken Necd Alimlerinin kitaplarınamı dayanıyorlardı ya Kuran ayetlerinemi ? Onlar Kurandan ayeler getirib onu tekfir ediyor ve müsülmanlara karşı savaşmıyorlarmıydı? Esaslandırdıkları ayetlerde onların zannlarına görü iddiaları ile tam üst-üste düşüyordu. Şimdi Ebu Zerka gibi birisi Kuranı radikallıyın tekfirciliyin kaynağı olarak gösterse sözünde haklımı ? Nasıl ki bu gün batıda radikalizmin kaynağı olarak Kuranı hadef almışlar. Onlar söylüyorkar ki, bu gün baş veren olaylar kendi kaybağını Kurabdan alıyor. Bunun için de Kuranda "müşrikıeri berede tutsanız öldürün" ve benzeri ayetleri delil getiriyorlar. Şimdi sen onlara ne anlatacaksın?
Haccac müsülmanlara zülum yaparken , sahabileri öldürürken necdilerdenmi ilham alıyordu yoksa Kurandanmı ?
Bundan başka tarihde İŞİD tipli yüzlerle qruplar olmuşdur ki, onlar da eşari ve matrudi, sofi olarak haksız yere müsülman kanları akıtmış ve müsülmanları genel tekfir etmişdir. Bunlara bir kaç örnek verelim :
Hicri 13 cü asırda Husa (şimdiki Sudan , Nijer) arazisinde Şeyh Osman bin Muhammed Fuduyi (1168-1233 h) adlı şahıs tarafından Suktiyye İslam Devleti adlı bir qurup yaratıldı. O kendileri ile birlikde olmayanları tekfir ediyor ve müsülmanları haksız yere katl ediyordu. Kendinin Nuru'l-Elbab isimli kitabında yaşadıöı devirde ki insanları 3 sınıfa bölmüş onlardan 2 sınıfı tekfir etmiş yalnız kendisi ile birlikde olanları müsülman görmüş ve onun da çok az ve nadir insanlar olduğunu söylemişdir. Kendisi ise Eşari itikadında olmuş, sufi ve kadiri tarikatlna bağlı olmuşdur. Şimdi onun bu yaptıklarında kim sorunlu ? İmam Eşarimi yoksa AbdülKadir Geylanimi ?
Bundan başka Afrika topraklarında şimdiki Fas ve diğer arazilerde yaranmış ibn Tumertin " Devletu'l - Muvahhidin" birleşmesini de örnek göstermek olur. Müvahidler devleti adlanan bu çete müsülmanları tekfir ediyor, onları öldürüyordu.
İbn Teymiyye onun hakkında konuşarken , Irakda ilim aldığını Fasa döndükden sonra berberlerden kendisine tarafdar toplamış "el-Murşide" adlı kitap yazdığını ve binlerle maliki alimini mücessim olmakda ittiham ederek ve onun davetine hilaf çıkan her kesi öldürdüyünü yazmışdır. Subki onun mutezile olduğunu iddia edildiyini aslında ise eşari olduğunu yazıyor. Zehebi " siyer" kitabında onun hakkında konuşarken eşari olduğunu İmam Ğazaliden ilim aldığını yazıyor
Böylece eşari , sofi olan muvahiddler devletinin yapdıkları eşarinin eserlerindenmi kaynaklanmış yoksa imam ğezalidenmi ? Kendi "el-Murşide" kitabında o Eşarinin itikadına esaslanıyordu ve karşı çıkanları mücessime adlandırıb öldürüyordu. Bu linkde el-Aunin şüphesine geniş cevap verilmişdir. İsteyenler baka ve arapça bilenler çevire bilir
http://sunnahway.net/vb/showthread.php?t=99560
Eşarilerde olan tekfir sözlerinden yalnız birini yazacağım.
Eşarilerin kendi devrinde imamı olan İmam Nevevinin de kitabına şerh yazdığı Şeyh Ebu İshak eş-Şirazi diyor :
(فمن اعتقد غير ما أشرنا إليه من اعتقاد أهل الحق المنتسبين إلى الإمام أبي الحسن الاشعري رضي الله عنه فهو كافر. انظر شرح اللمع له 1 / 111
"Kim bizim imam Eşariye nisbet etdiyimiz hakk ehlinin itikadından başka bir itikadda olaraa o KADİRDİR."
Göründüyü gibi Şeyh Şirazi kendi itikatlarında olmayan eşari olmayan her kesi tekfir etmekdedir. İmam Nevevi onun "el-Muhazzeb" kitabına şerh yazmışdır.
Sofilerin şeyhi ve mercisi sayılan Şeyh Ticani kendisinin "Cevahiru'l-Meani" kitabında yazıyor :
“من ترك ورده وأخذ وردنا وتمسك بطريقتنا هذه الأحمدية المحمدية الإبراهيمية الحنفية التجانية فلا خوف عليه من الله ولا من رسوله ولا من شيخه أيًا كان من الأحياء أو من الأموات أما من أخذ وردنا وتركه فإنه يحل به البلاء وأخرى ولا يموت إلا كافرًا قطعًا وبذلك أخبرني سيد الوجود ـ صلى الله عليه وسلم ـ يقظة ومنامًا
Kim öz virdini terk etse ve bizim virdimizi götürse ve o , Ahmediyye , Muhammediyye , İbrahimiyye, hanefi , ticaniyye tarikatında olsa ona Allah ve Resulünden hiç bir korku yokdur, şeyhindende korku yokdur, ister o ölü ister diri olsun. Ancak kim bizim virdimizi götürse ve sonra onu terk etse o tüm belalarla karşılaşır ve ölerken Kafir gibi ölür. Bunu bana varlığın seyyidi haber verdi. Hem uykuda hem de ayakda olanda.
Sofilerin kendi tarikatkarını terl edenleri mürted olarak görmelerine dair onlarla örnek getirmek mümkün.
Rafizilerin ise aslında kendilerinden başka tüm fırkaları kafir görmesi, sünnileri genel tekfir etmesi hiç kimseye saklıı değil. Bunun için onların görüşlerini nakil etmek olar.
Bundan başka o zaman kelam ehli onların tayin etdiği kurallar esasında dinini bilmeyen cahil avamları tekfir ediyordu. Bunu İmam Ğazali ve diöer alimler nakil ediyorlar.
Bu linkde eşariler ve matrudilerden bazı alimlerin tekfirde haddi aşmalarına örnekler vardır ( arapça bilen kardeşler türkçüye çeviri yapa bilir)
http://www.saaid.net/Doat/alkulify/9.htm
Bunun gibi onlarla örnek vermek olur ki, İŞİDin yaptıklarını necd daveti ile bağlamanın ne kadar batıl olduğunu göresin. Yukarıda verilern örneklerin maksadı odur ki , her hangi bir alimin bir konuda hata yapmasl tamamı ile onun mensub olduğu fırkaya aid edilmesinin yanlış olduğunu isbat etsin. Aslında ise o zaman sofi "alimler" Muhammed bin AbdülVahhabı tekfir ediyor bazıları onun fırkasını yehudi fırkası olarak tesvir ediyordular.
http://www.dd-sunnah.net/showthread.php?t=77879
Bu linkde bazı hanefi ve şafi olan matrudi ve eşari sofilerin Muhammed bin AbdülVehhabı ve genellikde " vehhabileri" mürtedlikde , kafirlikde hatta mülhid ateist olmakda suçlamalarından konuşuluyor. Ebu Zırvanın geçmişde yaşayan alimlerim de var dediği alimlerde bunlar .
Sonra Ebu Zerka safsafakarına devam ederek söylüyor : İŞİD " Nevakidul İslam" dağıtıyor.
İlk önce " Nevakidul İslam" kitabından kim kendi görüşlerine uygun kullanmaya kalkarsa bu hiç de Muhammed bin AbdülVehhabın günahı değildir. Şeyhin orada yazdığı tüm İslamı bozan ameller hepsi Kuran ve Sünneye dayanan görüşlerdir. Orada selefin görüşüne uymayan bir görüş yokdur. İstenilen 10 islamı bozan ameli selefden örnekle göstermek mümkündür. Muhaliflerin en çok eleştirdiyi, tekfirciliye yoı açıyor dediyi risalede geçen üçüncü kuraldır. Bu da kim müşrikleri tekfir etmezse ve ya onların küfürlerinde şüphe ederse ve ya onların yollarını doğru görerse o da kafirdir " görüşüdür. Tabbəii bunun Kuran ve Sünneden delillerini getirmeye ihtiyaç görmüyorum , çünki mevzumuz o değil. İsteyen alimlerin şerhine baka bilir. Ancak Selefden aynı görüşü söyleyen olmuşmu buna dikkat çekeceyim.
Kadi İyad diyor :
ولهذا نكفر من لم يكفر من دان بغير ملة الإسلام من الملل أو وقف فيهم أو شك أو صحح مذهبهم وإن أظهر مع ذلك الإسلام واعتقده واعتقد إبطال كل مذهب سواه فهو كافر بإظهاره ما أظهر من خلاف ذلك )أ.هـ (القاضي عياض – كتاب الشفا – جـ 2 ص610)
Bu yüzden de biz islam dinindem başka dini seçenleri tekfir etmeyenlerin kendilerini tekfir ediyoruz. Onları tekfir etmede duranları, onların küfründe şek edenleri ve ya mezheblerini doğru görenleri de tekfir ediyoruz (Kitabuş Şifa 2\610)
قال نحو هذا القول الجاحظ وثمامة في أن كثيراً من العامة والنساء والبله ومقلدة النصارى واليهود وغيرهم لا حجة لله عليهم .. إذ لم تكن لهم طباع يمكن معه الاستدلال وقد نحا الغزالي قريباً من هذا المنحى في كتاب التفرقة ، وقائل هذا كله كافر بالإجماع على كفر من لم يكفر أحداً من النصارى واليهود وكل من فارق دين المسلمين أو وقف في تكفيرهم أو شك) أ هـ (ص602 ص 603 الشفا الجزء الثاني
Burada da Kadi İyad Ğazaliden nakl ederek aynı şeyi söylüyor .
قال القاضي أبو بكر لأن التوقيف والإجماع اتفقا على كفرهم فمن وقف في ذلك فقد كذب النص والتوقيف أو شك فيه . والتكذيب أو الشك فيه لا يقع إلا من كافر ) أ .هـ الشفا جـ2 ص 602، 603
Burada ise Kadi İyad Kadi Ebu Bekirden nakl ediyor ki, müsülmanların icma ile kafir adlandırıkları kesleri tekfir etmeyen, tekfirinde dayanan ve ya şüphe eden kendisi kafir olur.
İbn Teymiyye diyor :
وأما من جاوز ذلك إلى أن زعم أنهم ارتدوا (يقصد الصحابة رضي الله عنهم ) بعد رسول الله صلى الله عليه وسلم إلا نفراً قليلاً لا يبلغون بضعة عشر نفساً أو أنهم فسقوا عامتهم فهذا لا ريب أيضاً في كفره لأنه مكذب لما قصه القرآن في غير موضع من الرضى عنهم والثناء عليهم بل من يشك في كفر مثل هذا فإن كفره متعين ) أ . هـ الصارم المسلول:ص591- 592 ط دار الجيل
Kim Aliye dua ederse ( Aliden dilerse, ölmüş birisinden dilerse isterse) kafir olur. Kim de onun küfründe şek ederse o kendisi de kafir olur.
Hemçinin ibn Teymiyye diyor:
وأما من جاوز ذلك إلى أن زعم أنهم ارتدوا (يقصد الصحابة رضي الله عنهم ) بعد رسول الله صلى الله عليه وسلم إلا نفراً قليلاً لا يبلغون بضعة عشر نفساً أو أنهم فسقوا عامتهم فهذا لا ريب أيضاً في كفره لأنه مكذب لما قصه القرآن في غير موضع من الرضى عنهم والثناء عليهم بل من يشك في كفر مثل هذا فإن كفره متعين ) أ . هـ الصارم المسلول:ص591- 592 ط دار الجيل
Kim dese ki Allah Resulünden sonra sahabiler bir kaç kişi istisna mürted oldu bu 10 ve ya bir kaç kişidir, ve ya hepsi fasık oldu o kesin küfrübde şüphe yokdur çünki o Kuranda Allahın onlarla ilgili olan razılığı il alakalı ayetleru yalanlamışdır. Hatta onların küfrüne şüphe eden muayyan olarak küfre düşmüşdür (es-Sarimul Meslul 591-592)
İbnu'l Makarri " Rauda" kitabında Heysemiden nakil yaparak demişdir :
قال ابن المقري في الروضة نقلاً عن كتاب الإعلام بقواطع الإسلام : أن من لم يكفر طائفة ابن عربي كان كمن لم يكفر اليهود والنصارى "كتاب الإعلام بقواطع الإسلام لابن حجر الهيثمي ص 379
Kim Arabinin fırkasını tekfir etmiyorsa, sanki yehudi ve hırıstiyanları tekfir etmemiş gibidor.
Süfyan binUyeyne demişdir :
القرآن كلام الله عز وجل من قال مخلوق فهو كافر ، ومن شك في كفره فهو كافر
Kuran Allahın kelamıdır. Kim söylese ki mahlukdur , o kafir olur. Hemin şahsın kafir olmasında şüphe edende kafirdir.
İmam Ahmed bin Hanbelde aynı sözü diyor :
أحمد إبن حنبل جاء فى رده على رسالة مسرد بن مسرهد البصري في جوابه عن القرآن قوله : ( فهو كلام الله غير مخلوق ، فمن قال : مخلوق ، فهو كافر بالله العظيم ، ومن لم يكفره فهو كافر . ) أهـ طبقات الحنابلة لأبي يعلى الحنبلي (1/315) .
Selefden bunun gibi yüzlerle rivayetler vardır ki, onlar küfrüne icma olan şahısları tekfir etmeyeni kafor görmüşdürler. Tabii ki bu da muayyan kurallar dahilindedir. Ancak bununla selefiliyi tekfircilikde itham (ittiham) etmek tabii ki ya hemin şahsın selefin görüşünden habersiz olmasından ya da bilerekden iftira atmasından haber veriyor. Bununla birlikde İmam Muhammed bin AbdülVehhabın getordiyi İslamı bozan 10 amelin hepsi Kuran ve Sünneye ve Selefin görüşüne dayanmakdadır. EBU ZIRVANIN 8Cİ KURALA YAPTIĞI ELEŞTİRİ İSLAMIN ESASINA YAPTIĞI ELEŞTİRİDİR. KURAN AYETİNE YAPTIĞI ELEŞTİRİDİR. Şeyh orada diyor :
الثامن : مظاهرة المشركين ومعاونتهم على المسلمين ، والدليل قوله تعالى " ومن يتولهم منكم فإنه منهم إن الله لا يهدي القوم الظالمين"
İslamdan çıkaran 8ci amel : Müsülmanlara karşı müşriklerle bir olub onlara yardım etmek. Delil : Allahın bu sözüdür : Sizlerden kim onları kendine dost tutarsa o da onlardandır. Allah zalim kavmi doğru yola yöneltmez ( Maide 51)
Şeyh burada Kuran ayetin ve ümmetin İCMAsın getiriyor. Şeyh Bin Baz müsülmanlara karşı kafirlere yardım etmenin icma ile küfür olduğunu demiştir. Şimdi ise bakalım eski selef dönemi alimlerine bu konuda ne diyorlar :
Taberi Maide auresi 51 ci ayenin tefsirinde diyor :
والصواب من القول في ذلك عندنا أن يقال: إن الله تعالى ذكره نهى المؤمنين جميعا أن يتخذوا اليهود والنصارى أنصارا وحلفاء على أهل الإيمان بالله ورسوله وأخبر أنه من اتخذهم نصيرا وحليفا ووليا من دون الله ورسوله والمؤمنين فإنه منهم في التحزب على الله وعلى رسوله والمؤمنين وأن الله ورسوله منه بريئان
Ayetin tefsirinde doğru olan budur ki , Allah muminlere yehudi ve hırıstiyanlara muminlere karşı yardım etmeyi, onlara Allaha ve Resulüne inananlara karşı muttefik olmayı yasak etmişdir. Allah burada haber veriyor ki , kim onlara yardım eder ve Allahdan Resulünden başka onları dost ve muttefik kılarsa o Allaha ve Resulüne ve muminlere karşı onların (kafirlerin) sərasındadır. Allah ve Resulü ondan beridir.
et-Taberi " Muminler muminleri bırakıb kafirıeri dost edinmesinler! Bunu eden kimse bilsin ki Allah ile onun arasında hiç bir bağ yoktur ayetinjn tefsirinde diyor :
ومعنى ذلك: لا تتخذوا أيها المؤمنون الكفار ظهرا وأنصارا توالونهم على دينهم وتظاهرونهم على المسلمين من دون المؤمنين ، وتدلونهم على عوراتهم، فإنه من يفعل ذلك فليس من الله في شيء، يعني بذلك: فقد برىء من الله وبرىء الله منه بارتداده عن دينه ودخوله في الكفر
Onun açıklaması " Ey muminler kafirleri dost edinmekle onların dinlerine yardım etmeyin ve muminleri bırakıp onlara müsülmanlara karşı yardım etmeyin" demekdir. Hakikaten bu sözlerden kim yaparsa Allahla onunarasında hiç bir bağ kalmamışdır. Yani Allah ondan , o ise Allahda beri olmuşdur. Bu ona göredir ki , artık o bununla küfre girmiş ve dininden irtodad ederek mürted olmuşdur.
İbn Hazm diyor :
قال ابن حزم رحمه الله في المحلى (11/ 138) : (صح أن قوله تعالى "وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُم" إنما هو على ظاهره بأنه كافر من جملة الكفار ، وهذا حق لا يختلف فيه اثنان من المسلمين
Allahın kim onları dost edinirse o da onlardandır sözünün zahiri onu gösteriyor ki, o bununla hemin kafirlerden bir kafor olur. Bu konuda müsülmanlardan iki bir-biri arasında ihtilaf etmemişdir .
İbn Teymiyye diyor :
وقال شيخ الإسلام ابن تيمية في مجموع الفتاوى 18/300 ، بعد ذكر قوله تعالى " يا أيها الذين آمنوا لا تتخذوا اليهود والنصارى أولياء " إلى قوله " يا أيها الذين آمنوا من يرتد منكم عن دينه …" : (فالمخاطبون بالنهى عن موالاة اليهود والنصارى هم المخاطبون بآية الردة ، ومعلوم أن هذا يتناول جميع قرون الأمة، وهو لما نهى عن موالاة الكفار وبين أن من تولاهم من المخاطبين فإنه منهم، بين أن من تولاهم وارتد عن دين الإسلام لا يضر الإسلام شيئا، بل سيأتي الله بقوم يحبهم ويحبونه فيتولون المؤمنين دون الكفار ويجاهدون فى سبيل الله لا يخافون لومة لائم ، كما قال في أول الأمر "فإن يكفر بها هؤلاء فقد وكلنا بها قوما ليسوا بها كافرين" ، فهؤلاء الذين لم يدخلوا في الإسلام وأولئك الذين خرجوا منه بعد الدخول فيه لا يضرون الإسلام شيئا بل يقيم الله من يؤمن بما جاء به رسوله وينصر دينه إلى قيام الساعة).
Müsülmanlara karşı kafirlere yardım yapan dininden çıkmakla mürted olur.
İbn Kayyim de burada aynı şeyi diyor , hatta onlara yardım yapmakla dinlerine gireceğini öyle tasvir ediyor ki, icma ile hemin şahhısdan cizye götürülmez deyil. Bakmayar ki ehli-kitapdan götürülüt. Bu onun mürted olmasından dolayıdır.
عاشرا : وقال ابن القيم رحمه الله في أحكام أهل الذمة : 1/195 [ط. رمادي للنشر]
أنه سبحانه قد حكم ولا أحسن من حكمه أنه من تولى اليهود والنصارى فهو منهم "ومن يتولهم منكم فإنه منهم" فإذا كان أولياؤهم منهم بنص القرآن كان لهم حكمهم، وهذا عام خص منه من يتولاهم ودخل في دينهم بعد التزام الإسلام فإنه لا يقر ولا تقبل منه الجزية بل إما الإسلام أو السيف فإنه مرتد بالنص والإجماع).
Ehli-Sünnet alimlerinden mutakaddim , mutaahhir olmakla yüzlerle böyle sözler getirmek olar. Ancak EBU ZERKA bu kuralı eleştirmekle ÜMMETİN İCMASINI ELEŞTİRİYOR. O ki kaldı onun tatbikine kimse bunu her kese tatbik ederse , tefsilata gitmezse bu o kuraln sorunu değil. Ne de ki yazarın ne de ki kitabın. Eğer öyle olsa idi hariciler Alini tekfir ederken Maide suresi 44 cü ayeti delil getiriyordular. " Allahın hükmü ile hüküm etmeyenler , mehz onlar kafirlerdir ". Bu o demek değil ki Kuran ayeti ve hemin kural onların tekfirciliöine bir kaynak idi. Sorun onların tatbikini yanlış yapmalarında idi. Tefsilata gitmemeyinde idi. Şimdi Ebu Zerka gibi birisi hariciler hemin ayete dayanarak Hz.Alini tekfir etmiş , ona savaş açmış diye hemin ayeti ve kuralı eleştirse nasıl olur ? Sübhanallah.