Bak kardeşim.İbn Teymiyye böyle birşey dememiştir.Kendi eserlerinde tam tersi yazarken onu çekemeyenler böyle şeyler uydurmuştur.Ebu bekir Sifil ise İbn Teymiyye gerçekte ne diyor diye bakmadan ne idüğü belirdiz kaynaklarla Şeyhülislam'a iftira ediyor.
Ayrıca Abdülkadir Geylani bu sözü Gunyetüt Talibin'in ikinci cildindeki sapık fırkalar bölümünde söylüyor.
İşte ibni teymiyye sempatizanı kardeşlerimizin hatası da burda başlıyor; ibn teymiyyeyi kati suretle ehli sünnetin sesi olarak nitelendiriyorsunuz. Lakin kendisi bir kitabında ak dediğine bir kitabında kara diyor.
https://ebubekirsifil.com/ibn-teymi...in-ebediligi-meselesindeki-gorusunun-tesbiti/
Bu makalede ibn teymiyyenin bu konu hakkında dile getirdiği,değiştirdiği görüşlerine kaynakları ve İbn Teymiyye taraftarı el-Albânî nin bu konudaki itirafına ulaşabilirsiniz.
el-Albânî nin itirafı :
“Bundan 20 yıl önce Silsiletu’l-Ahâdîsi’d-Da’îfe’de (II, 71-5) o ikisinin (İbn Teymiyye ve İbnu’l-Kayyım’ın), bazılarını “fena-i nar” görüşüne delil olarak kullandıkları bir kısım merfu ve mevkuf rivayetlerin tahrici münasebetiyle onların bu görüşüne red sadedinde kısaca değinmiştim.[35] Orada bu rivayetlerin zaafını da beyan etmiştim. İbnu’l-Kayyım’ın, Cehennem’in hiç son bulmayacağı şeklinde bir görüşü daha vardır.[36] İbn Teymiyye’nin de Cennet ve Cehennem’in son bulacağını söyleyenlere reddiye sadedinde bir eseri (kaide) mevcuttur.
“O zaman İbn Teymiyye’nin, İbnu’l-Kayyım’ın bu ikinci görüşünü paylaştığını sanmıştım.[37] (Ancak Ref’u’l-Estâr’da gördüm ki) Müellif es-San’ânî, İbnu’l-Kayyım’dan yaptığı nakille, yukarıda işaret edilen reddiyenin[38], Cehennem’in son bulacağını söyleyenlere değil, sadece Cennet’in son bulacağını söyleyen Cehmîler’e reddiye mahiyetinde olduğunu beyan etmekte ve kendisi, yani İbn Teymiyye de Cehennem’in son bulacağını söylemektedir. Hatta sadece bunu söylemekle kalmamakta, Cehennem son bulduktan sonra cehennemliklerin, altından ırmaklar akan cennetlere gideceğini de ileri sürmektedir…”[39]
ibn teymiyyenin konu hakkındaki farklı beyanlarından bir kesit
“… (Allah Teala Cennet nimetleri hakkında “kesintisiz bir lütuf…” buyurduğu halde) Cehennemlikler(in akıbeti) hakkında ne dilediğini haber vermemiştir. Sünnet ve Hadis uleması bu konuda Sahabe ve Tabiun’dan çeşitli rivayetler nakletmiştir. (…) Şu halde Cehennem’in son bulacağına Kitap, Sünnet ve Sahabe akvaliyle ihticac edil(ebil)irken, Cehennem’in baki olacağını söyleyenlerin elinde ne Kitap, ne Sünnet, ne de Sahabe akvalinden bir delil vardır!” (…)
Allah ın fiilleri konusunu,pirin cehmiyye ile ilgili sözünü, bu sözün mahiyetini vs araştırıcam. Rabbim hak yoldan ayırmasın.
Kehf suresi yeterince açık değil mi ? Hızır a.s. Musa a.s. ın sabredemeyeceğini neyle biliyor. Musa a.s. ın bilmediği meseleleri neyle biliyor?
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]65 - Nihayet kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
66 - Musa ona: "Allah'ın sana öğrettiği ilim ve hikmetten bana da öğretmen için sana tabi olabilir miyim?" dedi.
67 - (Hızır) dedi ki: "Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin.
68 - "İçyüzünü kavrayamadığın şeye nasıl sabredeceksin?"
69 - Musa: "İnşaallah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmeyeceğim" dedi.
70 - (Hızır) dedi ki: "O halde bana tabi olacaksın; ben sana sırrını anlatmadıkça, hiçbir şey hakkında bana soru sorma!"
71 - Bunun üzerine ikisi beraber yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman, o kul (Hızır) gemiyi deldi. Musa, ona şöyle dedi: "Geminin içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın."
72 - (Hızır
"Sen benimle asla sabredemezsin, demedim mi?" dedi.
73 - Musa dedi ki: "Unuttuğum şeyden dolayı beni suçlama ve bu işimden dolayı bana bir güçlük çıkarma."
74 - Yine gittiler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü. Musa: "Kısas olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın" dedi.
75 - Hızır dedi ki: "Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin demedim mi sana?"
76 - (Musa) dedi ki: "Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam bana arkadaş olma! Hakikaten benim tarafımdan ileri sürülebilecek son mazerete ulaştın.
77 - Bunun üzerine yine yürüdüler. Nihayet bir köy halkına varıp onlardan yemek istediler. Ancak köy halkı onları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular. Hızır hemen onu doğrulttu. Musa: "İsteseydin elbet buna karşı bir ücret alırdın" dedi.
78 - Hızır dedi ki: "İşte bu, seninle benim aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o sabredemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim."
79 - "Gemi, denizde çalışan bir kaç yoksula aitti. Onu kusurlu kılmak istedim, çünkü onların ilerisinde her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı."
80 - "Oğlana gelince, onun ana-babası mümin kimselerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk."
81 - "İstedik ki Rabbleri onun yerine kendilerine ondan temizlikçe daha hayırlı ve daha çok merhamet eden birini versin."
82 - "Duvar ise, o şehirde iki yetim oğlana ait idi. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı. Babaları da iyi bir kimse idi. Onun için Rabbin istedi ki o iki çocuk erginlik çağlarına ersinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Ve ben bunların hiçbirini kendiliğimden yapmadım. İşte senin sabredemediğin şeylerin içyüzleri budur."[/FONT]
Yahut Rabbim yalnızca peygamberlerine mi hitap edebileceğini kaidesinde misiniz ? haşa Musa a.s. ın annesi peygamber miydi
O esnada Musa'nın anasına "Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden kaygılandığında onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu tekrar sana vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız" diye bildirdik.
vesselam