abdulmecid'in son halife olmadığını da biliyorsun değil mi ?
Abdülkadir bin Abdülazizin görüşü:
"Bu görüş, Osmanlı Devleti’nin -ki Hanefi mezhebi, devletin resmi mezhebiydi- yeni meydana gelen meseleler hakkında fakihlerin ictihaddan kaçındıkları gerekçesiyle kafir beşeri Fransız kanunlarından alıntı yapmak için kullandığı bir bahanedir. Alıntı, ticaret ve medeni kanunlarından başlayarak, yavaş yavaş ceza kanununa ulaştı/vardı. 1840 yılı gelmeden Osmanlı Devleti, Fransız ceza kanununu uygular oldu ve ondan sonra şer’i/dinî hadler geçersiz kabul edilerek kaldırıldı. Osmanlı Devleti’ne, Fransız kanunlarının uygulanömasında geriye kalan Osmanlı vilayetli de katıldı.
Böylece senin için ortaya çıkan durum, Osmanlı Devleti’nin 1840 yılından beri kafir devlet olduğudur. Yoksa birçok İslamcınıun arasında yaygın olduğu üzere 1924 yılından beri değildir. Yaygın görüşe göre Osmanlı Devleti, 1924 yılında Lozan Konferansı kararları gereği hilafet kaldırılıncaya ve Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye için laik anaytasa koyuncaya kadar İslamî hilafet devletiydi. Bunların hepsi, sadece ortaya çıkan sonuçlardır. Yoksa devlet, Allah’ın indirdiğinin dışındaki kanunlarla hükmetmesinden/yönetmesinden dolayı 1924 yılında önce 1840 yılından ityibaren seksen yıl önce kafir devletti. Bu yanlış düşüncenin sebebi, İslamcıların birçoğunun, suçlu/günahkarların (mücrimlerin) yönteminden/uslubundan gafil olduklarındadnır. Ben, araştırdığım kadarıyla, Osmanlı Devleti’nin küfrüne, Şeyhulislam Muhammed b. Abdulvehhab’ın rahimehullah toryunlarından olan Necid Davet alimlerinin dışında erkenden (zamanında) uyaran kimse görmedim. Onlar, Osmanlı Devleti’nin tekfir edilmesini, erkenden (zamanında) Allah’ın indirdiklerinin dışındaki şeylerle hükmetmesi/yönetmeleri sebebiyle “ed-Dureru’s Seniyye fi Ecvibeti’n Necdiyye” kitabının yedinci cildi Kitabu’l Cihad’da ve Şeyh Abdullatif b. Abdurrahman b. Hasan b. Şeyh Muhammed b. Abdulvehhab’ın “er-Resailu’l Mufide” kitabında belirttiği üzere, açıkça söylemişlerdir. Şeyh Muhammed Emin eş-Şankıti ictihad kapısının kapatılması iddiasının tehlikesine ve bunun Müslümanların ülkelerinde beşeri kanunlarının tayin/hakim kılınmasında etkisine, tefsir, Advau’l Beyan: 7/580-583’de işaret etmiştir. Oraya dön."