Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Said Nursi Gerçeği - 3 Bölümlük DEV Eser

İ Çevrimdışı

İslam Yolcusu

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
acem arkadaş şunu demiş: (Öyle kolay mı iki kitap okumakla önüne gelene sapık!! müşrik!! ithamlarında bulunmak.) bu ölçü Kuranda verilmiş. Örneğin Allah kendi hükümleriyle hükmetmeyenlerin kafir olduğunu söylüyor. kim ki bunun aksini söyler yada yok ben öyle diyemem derse o kafir olur. Eliyle yazdıkları kitapları da Allah'a bağlayanlar içinse ayet şu şeklidedir. "Vay, Kitabı elleriyle yazıp, sonra da onu az bir değere satmak için, «Bu Allah katındandır» diyenlere! Vay ellerinin yazdıklarına! Vay kazandıklarına!" (Bakara suresi 79) bunlar sadece iki örnek daha fazlası Kuranda var. ölçü Kuran ve Sünnettir ama bazı kişiler onları bırakıp zanlarını ölçü alıp yok onu diyemem yok bunu diyemem moduna girip toplumda ki populer şahıs gruplara torpil geçilmesi taraftarı olmaktadırlar. Aman sesimizi çıkarmayalım itikadı ne olursa olsun ölüden de yardım istese, hz.Aliye vahiyde indirtse ama sesimizi çıkarmayalım herkesi müslüman sayalım. işte bu insanların savunduğu tek şey budur.
 
İ Çevrimdışı

İslam Yolcusu

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
(şimdi ekleyeceğim bu yazıyı bir arkadaştan alıntıladım. Allah ondan razı olsun)

-Taraftarlarının ve sevenlerinin Said Nursi’ye mahsus kıldığı hatta Said Nursi yaptığı için taraftarlarınca eleştirilmesi bile söz konusu olmayan özellikler-

Ölülerden yardım istemek = said nursiye mahsus

Gaybdan haber vermek = said nursiye mahsus

Ebced ve cifir gibi yahudi kabala işleri yaparak gaybi tarihler peydahlamak = said nursiye mahsus

İradesi dışında yazdırılan kitaba sahip olmak = said nursiye mahsus

Uydurma - zayıf - hadisler nakletmek = said nursiye mahsus

Uydurma - zayıf - hadise bir kitabında sahih deyip diğer kitabında uydurma demek = said nursiye mahsus

Hz. Ali'nin kucağına Cebrail tarafından kitap indirtmek = said nursiye mahsus

Hz. Ali'nin kucağına indirilen kitabı manevi alemde kendisinden almak = said nursiye mahsus

Yazdığı kitaba Kuranın sıfatlarını vermek = said nursiye mahsus

Deprem -zelzele- yangını kitabına saldırıdan bilmek = said nursiye mahsus

Akaidi şianın etkisinde kalarak oluştuğundan cevşeni piyasaya sürmek = said nursiye mahsus

Kur’an ve Hz.Muhammed (s.a.v) hakkında inmiş ayetlerin kendisine ve risalelerine işaret ettiğini iddia etmek = said nursiye mahsus

Amerika’yı övüp, misyonerle ittifakı öngörüp bir yandan da İslam alimi sayılmak = said nursiye mahsus

Nurculuk adlı yeni bir din ortaya atıp İslam’ın yerine geçirmeye çalışmak = said nursiye mahsus

İşte birçoğu İslam’a göre küfür olan bu amellerin hepsini Said Nursi yapmış ve bizzat Risale-i Nur’a da yazmıştır. Ölçüyü Kur’an ve Sünnet olarak almayan insanlarca bu yapılanlar, işin faili Said Nursi olduğu için (artık ne ayrıcalığı varsa) görmezlikten gelinmekte hatta İslam’a karşı yapılan bu tahrife göz yumulmaktadır. Bunları ortaya çıkaran ve bu tahrife karşı çıkan Müslümanlar ise ahmaklıkla, sapıklıkla, dinsizlikle, münafıklıkla, iftiracılıkla, hainlikle vs… suçlanmaktadırlar. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar misali bunlar olmaktadır. Ama imanı kuvvetli olanlar hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan mücadele ederler. Said Nursi gibi İslam’a muhalif birçok fikir uyduran felsefecilere karşı gelmeyen, sessiz kalan Müslümanlarda içinde yaşadıkları topluma benzememek için tepkilerini göstermeli ve bu tip tahrifçi insanların gerçek yüzlerinin ortaya çıkması için çalışmalıdırlar. Yoldan çıkmış çoğunluğun söylediklerine aldırış etmeden mücadele sürdürülmelidir.

Yeryüzündekilerin çoğunluğuna itaat edersen seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar, sadece tahminde bulunurlar. (Enam Suresi 116)
 
ا Çevrimdışı

التوحيد

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Devekuşuna demişler ki " kuş isen uç " Hayır, demiş, ben deveyim. Deve isen yük taşı, demişler. Hayır, demiş, ben kuşum...

yanı burada ne söylenirse söylensin aynen Devekuşun verdiği cevabı vereceklerdir ve kafalarını kuma gömmeyi
sürdüreceklerdir. İstediğiniz kadar kafanızı kuma gömün, azıcık ehli sünnet terbiyesi almış ve
sahih İslam akidesi ile tanışmış herkes gövdenizi görmektedir.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Yıllar önce bizim yazı, döndü dolaştı yine bize geldi maşeallah





MARİFETLER


Kabirden yardım istemek = said nursiye mahsus

Gaybdan haber vermek = said nursiye mahsus

Ebced ve cifir gibi yahudi kabala işleri yaparak gaybi tarihler peydahlamak = said nursiye mahsus

İradesi dışında Yazdırılan kitaba sahip olmak = said nursiye mahsus

Uydurma - zayıf - hadisler nakletmek = said nursiye mahsus

Uydurma - zayıf - hadisi bir kitabında sahih deyip diğer kitabında uydurma demek = said nursiye mahsus

Hz. Ali'nin kucağına cibril tarafından kitap indirtmek = said nursiye mahsus

Hz. Ali'nin kucağına indirilen kitabı manevi alemde kendisinden almak = said nursiye mahsus

Yazdığı kitaba Kuranın sıfatlarını vermek = said nursiye mahsus

Deprem -zelzele- yangını kitabına saldırıdan bilmek = said nursiye mahsus

Şirk ürün Vahdet-i vücudu ve icatçısı ibn Arabiyi kitaplarında savunmak = said nursiye mahsus

Şianın etkisinde kalarak akaidi oluştuğundan cevşeni piyasaya sürmek = said nursiye mahsus


Bitmez .....


rs_1258337677.jpg


RİSALE-İ NUR'LARDA TEZAT VE YANLIŞLIKLAR !

https://www.islam-tr.org/islami-vid...ercegi-3-bolumluk-dev-eser-23.html#post202277
 
M Çevrimdışı

mapavri78

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
selamün aleyküm kardeşlerim
Rabbimize şükürler olsunki bizleri bu dünyada müslüman olarak yarattı; Rabbime yalvarıp dua ediyorumki son nefestede kelime-i şaadet ile çene kaparız.Müslüman müslümanın kötülüğünü istemez biz isterizki her müslüman Allah'ın rızasını kazanıp cennetle müjdelensin.Burda nurcular ve olmayanlar şeklinde var olduğu görünen iki gurupta bunu dileyip bunu istiyor diye düşünüyorum.Aynı zamanda birbirimizinde imanını ölçüp hüküm verecek değiliz hükmü verecek olan şüphesizki Allah'tır.Burda dile getirilmeye çalışılan şey nurculuk denen yolun islamiyete ters düşen tarafları olduğudur ve bu ayetler ve hadislerle ispatlanarak öne sürülmüş belgelenmiştir.Burda veya nerde olursa olsun hiç kimsenin haddine değildir Allah!ın ayetlerinin üstüne laf konuşmak ve burda öyle biri olacağınıda zannetmiyorum.Burda anlayamadığım bu kadar delil ortada iken neden hala bu kardeşlerimiz bu yolda gitmekte ısrar ediyorlar haddimi aşmak istemem fakat artık bu arkadaşlar burda olduğuna göre bu delilleri biliyor ve görüyorlar bunları bilmeyen görmeyen duymayan kardeşlerimize birşey diyemiyorum,araştırma gereği duymamışlar belkide bulundukları durum itibariyle bu yolun hep iyi yanlarını görmüşlerdir bilemiyor ve yorum yapamıyorum.Allah hepimizi doğru yoldan ayırmasın diyerek Fethullah hoca efndinin şu sözlerini dile getirmek ve yorumlamak istiyorum


Fethullan Gülen:Elli senedir aleyhimde yazılar yazan insanla alâkalı “Cehenneme girsin” diye aklıma geldiğinde her defasında “Hayır ya Rabbi, Cehennemle azab etme, ne olur bahtına düştüm, kalbine iman koy, onu da imanla serfiraz kıl!” diyorum.

Burada hoca efendi aleyhine yazı yazmış insana cehenneme girsin demiyor cehennemle azap etme diyor ,kalbine iman koy diyor,onu imanla serfiraz kıl diyor yani bu kişinin kendisini eleştirdiği ve yazı yazdığı için cehennemlik olduğunu ,imanı olmadığını ,imanla yüceltilmesini dilediğini söylüyor.

hoca efendi kafasına göre hükmü veriyor adamı imansız ilan ediyor .şimdi ben burda insanların imanını ölçüp imansız demeyin diyen nurcu arkadaşlara soruyorum hocanız bunu yapmamışmıdır?

ayrıca diyorki 'cehenneme koyma' ne yani Rabbimiz kimi cennete kimi cehenneme koyacağını(haşa) kullarına danışarakmı hüküm verecek?

Affınıza sığınıyorum ben bu cümleden nacizane aklımla bunu anladım yanlış anladıysam Allah!a sığınır tövbe ederim.
Allah razı olsun.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Acem , şarlatanlığı bırak da; Kur'an ve sunnetle, sapıklıklarınızı savunacaksan koy delilini ortaya. Dedikoducu kadınlar gibi boş boş konuşup fitne çıkartarak konuyu sabote etme.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Şimdi buraya karşı çıktığımız sapkın sözlerinden 2 adetini kendi kitabından sayfa nolarıyla koyacağız. Konuşmak isteyen safta 4 tutsun:


FETHULLAH GÜLEN İTİKADİNDEKİ ARIZAYA ÖRNEK

Fethullah gülen'le Amerikada 1 ay kitabından

Yazar : Ali Ünal Fethullah gülen hakkında röportaj yaptığı kitabından : sayfa 83 - 84 Nil yay. basım 2001
images
fethullah_gulen01.jpg

" ALLAHa iman , arz etmeye çalıştığım gibi , diğer iman esaslarına inanmayı da gerektirir. İman esaslarına göre , İslamın şartları füruuata girer . İslamın şartlarına göre , diğer ahkam furuata girer.
Bir örnek: Henüz başını örtmeyen bir kadın , bir müftüye gidip , "Ben başımı örtemiyorum ; hacca gitmek istiyorum, ne yapayım ? " diye sorar :
Müftü efendi , "boşuna yorulma ; başını kapamadıkça , haccın kabul olmaz " diye cevap verir.
Halbuki , Hac ayrı bir ibadettir , başın kapatılması ayrı bir emirdir. Birinin yapılmaması , diğerinin yapılmamasını gerektirmediği gibi , şartlarına riayet edilerek yapılan bir vazife , diğerinin kabulune mani olmaz. kaldı ki hac , İslamın beş şartlarındandır . Başı örtme ise , bu beş şart içinde olmayan bir emirdir . O kadın hacca gider , bir şartı yerine getirmemiş olur ve büyük ihtimal , bundan sonra da gönülden ALLAHa yönelir . Maalesef , bu hususlar yeterince idrak edilemediği için büyük hatalar yapılıyor .
Başı örtme emri , Efendimizin peygamberliğinin 18 veya 19 . yılında ve medine döneminde gelmiştir. O zamana kadar böyle bir emir yoktu ve müslüman kadınların başları kapalı değildi. İçki , üç merhaleli olarak yasaklanmıştı. Bedir ve uhud şehidlerinden belki çoğunun kursağında , şehid olduklarında içki vardı . Hatta , içki yasağı gelince , bazıları bu şehidlerin durumu ne olacak , kursaklarında içki ile gittiler diye endişeye düşünce , " ALLAH , o önce yaptıklarınızdan dolayı imanınızı , yani o zamanki amellerinizi , kazandıklarınızı zayi edecek değildir." ayetiyle onları rahatlattı. O dönemde , zihinler ve kalbler hazırlana tebliğ yapılmış ve ahkam vaz' edilmişti"

TENKİD :

Şimdi hakikatlere bir göz atalım . Nasılda çarpık ve fasit misallarla baş açıklığına delil getirmeye çalışmış görelim.


Evvela İslam alemi Hz. peygamberden , sahabeden , tabiinden , mezheb alimlerinden mücaddid ve müctehidlerinden hiç birisi bu güne kadar ALLAHın muhkem bir ayetine (tesettür hükmüne ) furuattır dememişlerdir.

Sonrada başını örtemden hacca gitmek isteyen bir bayanı akli olarak caizliğine hükmetmiş , müftüyü ve islam alemini terse yatırmıştır. Hiç başı açık hacı gördünüz mü ?
Delil olarak ta ne sunmuş ? : Hac ayrı bir ibadet , baş örtmek ayrı bir emir. Diyerek akli olarak haklı çıkmaya , bundan sonra baş açık hacca gitmeye çığır açacak bir kapı açmaya fetva vermiştir. Üstelik zan !! ile hareket ederek , yani hacdan geldikten sonra örtünebilir umuduyla buna fetva vermiştir !!
Evet gerçekten de her ikisi de ayrı hükümlerdir. Diğer ayrı farzların olduğu gibi ...
Nasıl ki namaz farzı bir hükümdür , Abdest ayrı bir emirdir . Namaz farzını yapabilmemiz için diğer bir farzı (abdesti ) yerine getirmeden namaz caiz olmazsa ; namaz geçerli olabilmesi için diğer emri de yani abdesti de yerine getirmemiz FARZdır. !!
Hacc Arafattır . Arafata çıplak çıkılmaz. ALLAH rasulunun tatbikatına karşı çıkılarak ben yaptım oldu mantığıyla dinde bidat yenilikler icat edilemez.
Bunun sağlam bir delil olmadığını çok iyi bilen zat , bu seferde sinsice tesettürün farziyetini ve önemini bozmaya , düşürmeye ve yıpratmaya çalışarak baş açıklığına yol bulmaya çalışmıştır.
"Tesettür emrinin peygamber efendimizin peygamberliğinin 18 veya 19. yılında Medine döneminde gelmiştir . O zaman kadar böyle bir emir yoktu ! " diyerek sonradan gelen farz ayetlerin iptal edilebileceğine , yapılmayabileceğine , çünkü bu ilk inen islamın şart emirlerden değil sonradan gelen farzlardandır manası yüklemiştir. Bu mantıkla hükümleri değerlendirirse yine geç inen ayetlerden zina , cuma , içki vs pekçok farzın iptali ve istismarı fetvalarına yol açmaktadır. Küfür rejimlerinin her kırbaç şaklatmasında bu emirlerinde geç inmesinden dolayı yeni fetvalar !! peydahlayacaktır. Tabi İslam aleminin teveccühüne!! mazhar olmaya devam edecektir
Uhud şehidlerinin kursaklarında içki olmasını da ve onların bir sorumluluğu olmadığını da kendinepayanda almaktadır.
Ama şunu çok iyi bilmektedir ki daha o zaman İçki haram kılınmamıştır !!
savaş bitmiş ve içki ayeti kesin haramlığıyeni inmiştir !! Bunun üzerine sahabeler sorduklarında , ALLAHın onlara daha emir (yasak)vermediği için veballerinin olmadığı açıklanmıştır . O andan itibaren de kimse içmemiştir.İçenlerde vebalde olmuşlar cezalandırılmışlar , helal diyenlerde KAFİR hükmünü almışlardır!!!
Bu hüküm geç inmiştir diye , Uhud şehidlerini kendilerine delil almamışlardır .
ALLAHın emri ilk insin son insin , ister kuranda o konuda 1 tane ayet olsun ister 500 ayet olsun aynı kuvvettedir .
(müslümanlar için )

SELAM HİDAYETE TABİ OLANLAR ÜZERİNE OLSUN


fethullah-gulen-cemaatine-nasil-veda-etti-1406091200_l.jpg


Fethullah GÜLEN, Peygamberimizin amcası Hamza’nın kendine, sayılamayacak kadar çok yardım ettiğini iddia eder ve onlardan birini şöyle anlatır:

Ankara’dan İstanbul’a geliyoruz... “Kartal civarına kadar geldik. Hava hafif hafif yağıyordu. Oralarda çukurca bir yer varmış; tam biz oraya yaklaşmıştık ki, yağmur olanca hızıyla şiddetlendi. Rampanın dibine indiğimizde de bujileri su aldı ve araba stop etti. Bir-iki dakika içinde su kabardı ve bizim arabayı yüzdürmeye başladı. Her geçen dakika su daha da kabarıyor ve bir afet halini alıyordu. Öyle ki kısa bir müddet sonra kalas yüklü kamyonları bile kaldırıp, sağa sola sürüklemeye başladı. Camı biraz açayım, dedim, içeriye dolan su üçümüzü de sırılsıklam ıslattı. Hemen camı kapattım. Elden bir şey gelmiyordu. Koca otobüs ve kamyonlar dahi suyun yüzünde adeta saman çöpüne dönmüşlerdi. Hatta onlardan birkaçı, sağımızdan, solumuzdan geçerken “Geçen sene burada bir sürü taksi sürüklendi gitti.” diyerek moralimizi de bozdular... Ya araba kıyıdaki bariyerlere vurur da parçalanırsa; halbuki emanet.. durmadan bunları düşünüyorum...
Bir ara baktım büyük bir kalas bize doğru geliyor. Aklımdan, şu kalas bizim ile sütre arasında dursa hiç olmazsa araba kıyıdaki sütrelere çarpmaz diye düşündüm ve tam o esnada arkadaşlara “dua edin” dedim. Kendim de “Ya Seyyidena Hamza! Ya Seyyidena Hamza!” diyerek o yüce ruhu, imdadımıza göndersin diye Cenab-ı Hakk’a dua ettim. Üzerimize doğru gelmekte olan kalas, yanımızdan geçerek gözden kayboldu... Ve hayrettir selin mecrası birden değişti, hızı da azaldı... Olayın şahitleri var. Bu değişikliği ve birden selin hızının azalmasını fiziki kanunlarla izah imkansız. Hiçbirimizin şüphesi kalmadı ki, Cenab-ı Hakk o mukaddes ve yüce ruhu istihdam buyurdu ve yardımımıza gönderdi... .
( Küçük Dünyam 2, Zaman Gazetesi 28 Kasım 1996, ayrıca
[FONT=Palatino[/URL] Linotype]http://arsiv.zaman.com.tr/1996/11/28...ndi/index.h tml ; (30/11/2003) )

Hem “Ya Seyyidenâ Hamza! Ya Seyyidenâ Hamza!” yani “Efendimiz Hamza, efendimiz Hamza yetiş!..” diyor, hem de “o yüce ruhu, imdadımıza göndersin diye Cenab-ı Hakk’a dua ettim ” diyor.
Bunun neresi Allah’a dua? Sonra şöyle diyor:

“Ehl-i tahkik, şahıslardan istimdat etmeyi mahzurlu görürler. Kanaatimce her meselede olduğu gibi, bu meselede de ölçüyü iyi ayarlamak, ifrat ve tefritten kaçınmak gerekir. Bize göre büyük ve mukaddes ruhlardan istimdat olabilir; fakat kalbin ibresi her an Cenab-ı Hakk’ı göstermelidir. Yani bu büyüklere, vesile ve vasıtalıktan öte tasarruf adına hiçbir paye verilmemelidir. Zaten onları vesile olarak istihdam buyuracak da yine Cenab-i Hak’tır. O dilemedikten sonra, hiç kimsenin, hiçbir meselede yardımcı olması, bir şey yapması mümkün değildir. Ama, Hak tecelli eyleyince her işi âsân eder; halk eder esbabını bir lahzada ihsan eder.” Bu hususu da böyle tespit ettikten sonra: Büyük ve mukaddes ruhlar ceset kafesinden kur-tulduklarında, adeta bir melek haline gelirler... Hele bunlardan, canlarını yüce, yüksek bir ideal ve davaya adamış olanlar, kendileriyle aynı düşünceyi paylaşanları Allah’ın izniyle her zaman destekler, onlara arka çıkar ve onları korurlar. Ama, arz ettiğim gibi frekans birliği şarttır”.

Bu kılıfa vereceğimiz cevap şu ayetlerdir :

“Darda kalmış kişi dua ettiği zaman onun yardımına kim yetişiyor da sıkıntıyı gideriyor ve sizi yeryüzünün hakimleri yapıyor? Allah ile beraber başka bir tanrı mı var? Ne kadar az düşünüyorsunuz..“ (Neml 62)

Güç yetirilemeyen konularda Allah’tan başkasından yardım alınabilirse, kim Allah’a sığınır?

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
“De ki, Allah’ın dışında kuruntusunu ettiklerinizi çağırın bakalım; onlar, sıkıntınızı ne gidermeye, ne de bir başka tarafa çevirmeye güç yetirebilirler.
Çağırıp durdukları bu şeyler de Rablerine hangisi daha yakın diye vesile ararlar, rahmetini umar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı cidden korkunçtur.” (isrâ 56-57)

“Allah neyi gizlediğinizi, neyi açığa vurduğunuzu bilir.
Allah’ın yakınından çağırdıkları ise bir şey yaratamazlar; esasen kendileri yaratılmıştır.
Onlar ölüdürler, diri değil. Ne zaman dirileceklerini de bilemezler.” (Nahl 19-21)



İsa’ya Allah diyen Katolikler de benzeri ifadeleri kullanarak şöyle diyorlar:
İsa kendiliğinden bir şey yapamaz. Her şeyi kendisini gönderen Baba’dan alır . (Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, par. 859. )
Şimdi o, Baba’nın yanında Hıristiyanların avukatlığını yapıyor. Onlar lehine aracılık etmek için hep canlıdır. Allah’ın huzurunda daima hazır bulunmaktadır” ( Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, par. 519).

Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“İşte Rabbiniz olan Allah… Hakimiyet onundur. Onun yakınından çağırdıklarınız bir çekirdek zarına bile hükmedemezler. Onları çağırsanız, çağrınızı işitmezler; işitmiş olsalar bile size karşılık veremezler; kıyâmet günü de sizin ortak saymanızı tanımazlar. Hiç kimse sana, her şeyin iç yüzünü bilen Allah gibi, haber veremez.” (Fatır 13-14)

“De ki: “Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kurtaran kimdir? Bundan bizi kurtarırsan şükredenlerden olacağız diye ona gizli gizli yalvarır yakarırsınız.”
De ki: “Allah sizi ondan ve her sıkıntıdan kurtarır, sonra da ona ortak koşarsınız.” (En’am 63-64)

“Gemiye bindiklerinde, şirkten uzak bir şekilde, yalnız ona boyun eğerek Allah’a yalvarırlar. Allah onları karaya çıkardı mı, bir de bakarsın ona eş koşmaya kalkışıyorlar.” (Ankebut 65)

Hamza gibi şehidlerin ölmediğini ispat için şu ayete dayanılıyor:

“Allah yolunda öldürülenlere ´ölüler demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ama siz bunu fark edemezsiniz.” (Bakara 27154)

Allah, “siz bunu fark edemezsiniz” dediğine göre bize söz düşmez. Onlardaki canlılık, insanın fark edebileceği cinsten olsaydı, öncelikle Peygamberimiz fark eder, Hamza’nın ölümüne pek fazla üzülmezdi.
Abdullah b. Mes’ud diyor ki; “biz onun, Hamza’ya ağladığı kadar bir şeye ağladığını görmedik. Onu kıbleye doğru koydu, cesedinin başında durdu ve sesli olarak, hıçkıra hıçkıra ağladı” (Safiyyu’r-Rahmân el-Mubârekfûrî, er-Rahiku’l-Mahtûm, Beyrut 1408/1988, s. 255-256.)

Konu ile ilgili diğer âyetler şöyledir:
“Allah yolunda öldürülenleri ölü sanma. Hayır, onlar diridirler, Rableri katında rızıklanırlar.Onların içleri açılır; çünkü onlara Allah, kendi ikramından vermiştir. Arkadan gelip kendilerine henüz katılmamış olanlar adına da sevinirler. Çünkü onları korkutacak veya üzülmelerine sebep olacak bir şey yoktur.
Allah’ın nimeti ve ikramı sebebiyle de sevinirler. Allah, müminlerin alacağı karşılığı azaltmayacaktır.” (Al-i İmran 169-171)

Bir an için “siz bunu fark edemezsiniz” hükmünün olmadığını ve iyi müminlerin onların farkına vardığını düşünelim. Bu durumda fark edilecek tek şey, içinde bulundukları nimetler olur. Bu, onların insanlara yardım edeceğine delil olmaz. Onlardan yardım isteyenlerin durumu, şu ayette açıklanandan başkası değildir:
“Allah’ın yakınından kıyâmet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek kimseyi çağırandan daha sapık kimdir? Oysaki bunlar onların çağrısından habersizdirler.” (Ahkaf 5)

Mekke müşrikleri de tanrılarında var saydıkları gücü Allah’ın verdiğine inanırlardı. Kabe’yi tavaf ederken şöyle derlerdi:
Lebbeyk lâ şerîke lek illâ şerîkun huve lek temlikuhu ve mâ melek”
“Emret Allah’ım, Senin hiçbir ortağın yoktur. Yalnız bir ortağın vardır ki, onun da bütün yetkilerinin de sahibi sensin.”

Bu, delilsiz bir iddiaydı. Bunu bize nakleden İbn Abbas diyor ki,onlar “Lebbeyk lâ şerîke lek = Emret Al-lah’ım, Senin hiçbir ortağın yoktur.” dediklerinde Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle derdi: “Yazıklar olsun; burada kesin, burada kesin ”.(Müslim, Hacc, 22, Hadis no 1185.)

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Desen ki: ‘Gökten ve yerden size rızık veren kim? Ya da işitmenin ve gözlerin sahibi kim? Kimdir o diriyi ölüden çıkaran, ölüyü de diriden çıkaran? Ya her işi düzenleyen kim?’ Onlar: ‘Allah’tır!’ diyeceklerdir. Deki; ‘O halde ona karşı gelmekten sakınmaz mısınız?’
İşte sizin gerçek Rabbiniz Allah budur. Hakkın ötesi sapıklık değildir de ya nedir? Nasıl da çevriliyorsunuz?” (Yunus 31-32)

Hamza’yı, Abdulkadir Geylânî’yi veya başkasını yardıma çağıranlarla zaman zaman şöyle konuşmalar yaparız:
- Onlar sizi tanıyor mu?
- Allah tanıtamaz mı?
- Onlar sizi duyabilirler mi?
- Allah duyuramaz mı?
- Onlar sizin konuştuğunuz dili bilirler mi?
- Allah öğretemez mi?
Peki onlar ölmemişler midir?
- Onlar ölmezler, desem okuduğun ayetlere göre bunun bir faydası yoktur.
- Demek Allah Teâlâ önce onlara dirilik verecek, sonra sizi ona tanıtacak, sesinizi duyuracak, dilinizi öğretecek ve sizi anlamasını sağlayacak; sonra da sizin lehinize aracılık yapmasına, kendine karşısında sizi savunmasına müsaade edecek. Size göre aynı anda on binlerce kişi onlara baş vurmakta ve yardım istemektedir. Bunların her birini anlaması ve sıraya koyması da gerekecektir. Bu, ancak hayal aleminde olabilir!

Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Allah’ın yakınından çağırdıklarınız da, sizin gibi kullardır. Eğer haklıysanız onları çağırın da size cevap versinler bakalım.
Onların yürüyecek ayakları mı var, yoksa tutacak elleri mi var, ya da görecek gözleri mi var, veya işitecek kulakları mı var? De ki: “Ortaklarınızı çağırın sonra bana tuzak kurun, hiç göz açtırmayın.”
“Çünkü benim velim Kitap’ı indiren Allah’tır. O, iyilere velilik eder.”
“Onun yakınından çağırdıklarınız kendilerine yardım edemezler ki size yardım etsinler.” (Araf 191-197)





FETHULLAH GÜLEN (yıllar önce) TAĞUTLARLA ANLAŞMADAN ÖNCE TESETTURSUZ OKLA GİDİLMEZ, BAŞÖRTÜSÜ OKUMAK İÇİN AÇILMAZ DİYORDU!!


7170

7176



************


Fethullah Gulen İc Yuzu

https://www.islam-tr.org/tevhid/17201-fethullah-gulen-ic-yuzu-ve-dinler-arasi-diyalog-fitnesi.html
 
Acem Çevrimdışı

Acem

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Başka dine mensub insanlar bile nezaketi bırakmaz elden. Şarlatanlık etme yok fitne çıkarma. Ayıp ya hu vallahi anlaşılacak tipler değisiniz. Biz şimdi hepimiz İslam dinine mensup kardeşler miyiz yani? Sen kalbimi açıp gördün mü kardeş? Ne varrr ne yok içinde?:) Ya saidi nursinin kalbini ya ötekinin ya berikinin. Kimseyi torbil olsun diye savunmam. Kimi kandıracağım ya hu o kadar aptal mıyım? Allah herşeyi her an görüp duyarken. İki de bir deve kuşunu örnek veriyorsunuz?:) Silin üyeliğimi de artık fitne çkarmayayım şeyhlerim. Zaten can atıyrosunuz silmek için galiba. :) Sizi Allaha havale ediyorum akıllarınızı başlarınıza getirsin. En azından kimsenin itikadı imanı hakkında konuşmamayı öğrenin bunu diliyorum Allahtan. Herkese sonsuza dek hayırlı geceler diliyim bari. Çünkü bir daha yazmayı düşünmüyorum burada. belki cennette buluşuruz ha ne dersiniz?:) Yoksa cehennemde mi? Allah korusun tabi din kardeşlerim sizi ve beni.:) Cık cık ne hallere geldik. Haydi şevbaş. Arkamdan konuşmayın sakın haaa dedikoducu insanlarrrr gibi.:) ( dedikodu bayanlara has değil hatrlatim dedim:) )


Haa birde Kuran ve sünnetle savunmak için yeterli bir ilme sahip olmadan önüme gelene sayıp sövemem mücadele edemem. benim bu konuya dahil olmadaki amaçta ilk Mesajımdan beri belli. Kimsenin dinine küfür etmeyin eğer onun dini tamsa sizinki gider. Bu sünnetle cavp işte işte. Hadis-i şerif araşırın görün.:) Allah'ın buyurduğu ve bizimde gördüğümüz gibi şüphesiz insaların çoğu tartışmayı sever.:) Ben gidim de tarışmaya sebep olmim bari. Neysee haydi Allah yâr. (Arkamdan konuşana hakkım helal değil. Acem gitti ban oldu öl oldu:) )
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Foruma sanırım sizin kadar küstah ve cahil biri daha gelmemiştir. Hem ben cahilim yanıt veremem deyip hem de küstahlık yapan biri de gelmemiştir. Gereksiz birinin forumda durmasınada gerek yok.

Evet said nursiyi savunana kesimin hazin sonu, 1 adet delille gelmeden, komik tevillerle konuyu başka yere çekip kafalarındaki said nursiyi portesine dokundurtmak isteyemen cahiller. Bu kadar said nursiyi savunana kadar peygamber sav'in hadislerini araştırıp Rasulullah sav'in yolunu tutsaydınız ya!!!

Peygambere iftira atan, melekleri kendi emellerine alet eden, Rasulullah sav'in sahabelerine iftira atan bir adamı böyle savunanları Allah'a havale ediyorum.

Unutma o beklenen gün yakın, Hz Peygamber sav, Hz Ali r.a, Hz Ebu bekr r.a ve daha niceleri ile yüz yüze geleceğiniz gün acaba haliniz nice olacak...

Cebrail as'ın Hz Ali'nin kucağna risale indirmesine, Hz ali'ni risale ile tevbe dilemesine, Hz Peygamberin s.av Hz Ebu bekr r.a'a hutbede risale okutmasına nasıl yanıt vereceksiniz.

Başkalarının dinine sövmeyin demissin aynen o şekilde başka bir dinden bahsediyoruz ve kimsenin kimseye sövdüğü yok, sadece iman ve küfür ayrımı var, bunu da anlayacak kapasite de sizde yok. Selametle kalın.
 
Muzzammil Çevrimdışı

Muzzammil

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Qur-an'in nurunu sondurmeye ve kendi nursuz risalelerini one gecirmeye calisan, yazdiklarinin icerisinde ayet ve hadisten cok cifir ve ebced bulunan, yahudi abakusu cifir ile yazdigi matematik kitablarinin oldugu odalar yaninca da sucu kendisine ilham getiren cin ve seytanlara atan bu Said'e ne de gobekten baglanmissiniz.

Bitmez...
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İslam-tr Sakini
Site Emektarı
Ey nurcular!!! ey said said deyip onun yazdığı kitabı okumadan KUR'AN dan üstün tutanlar!!! ey okuma özürlü olanlar!!!! (okusalar ALLAHU alem anlayacaklar kesinlikle)ey kesinlikle kuru kuruya fetoşun fetoşça karılar gibi ağlayan adamı dinieyip onun peşinde ona kananlar!!!! BİLİNKİ İSLAM DİNİ SİZİN BİLMEK İSTEDİĞİNİZ GİBİ SİZLERİN İNŞA ETMEYE ÇALIŞTIĞINIZ GİBİ BİR DİN DEĞİLDİR..KENDİNİZE BİR İYİLİK YAPIP EVVELA O DEĞER VERMİŞ OLDUĞUNUZ!!!!!SAİDİN KİTABINI BAŞTAN SONA OKUYUN OKUMAYI BİLMİYOR İSENİZ SES KAYITLI DİNLEYİN...VE KİTABIN İÇİNDEKİ ŞARLATANLIKLARI GÖRÜN ... EVET KENDİNİZE İYİLİK YAPIN ALLAH CELLE CELALUHU RIZASI İÇİN BİR İYİLİK YAPIN..................................................
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
AHİLER ŞU YAZIYA BAKIN ADAMLARIN DERDİ NEYMİŞ YAZIKLAR OLSUN

Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Mustafa Sungur konuştu
Hutbe-i Şamiye’yi nasıl değerlendiriyorsunuz? Üstad Hazretleri, o hutbeyi vereli tam yüz yıl oldu...
Hutbe-i Şamiye’nin ihbarları zamanla çıkmaya başlıyor elhamdülillah. Bundan daha büyük müjde ve sevinç olur mu? Zaman gösteriyor bunu. Yüz sene geçtiği halde, o hakikatler yeniymiş gibi kendini gösteriyor. Güya Üstad, o hutbeyi Suriye’ye ve âlem-i İslâma yeni vermiş gibi, yeni okuyor gibi.
İslâm dünyasındaki son gelişmeleri de göz önünde bulundurursak, o hutbedeki bazı müjdeler sanki yeni tahakkuk etmeye başlıyor gibi değil mi?
Son zamandayız kardaş. Aramızda hep lâftır ya, son asır bu asır. Üstad Hazretleri “La tezâlü tâifetün min ümmetî...” (Ümmetimden bir taife ALLAH’ın emri gelinceye kadar (yani kıyâmetin kopmasına kadar) hak üzerinde galip olacaktır) hadis-i şerifini izah ederken, “La tezâlü tâifetün min ümmetî” ifadesi (cifir hesabıyla) 1542 eder diyor. Yani o zamana kadar devam ediyor. Ama “zâhirîne ale’l-hakkı” 1506 eder. Bu tarihe kadar zâhir ve aşikârâne, belki gâlibâne... Ondan sonra Risâle-i Nur vazife-i tenviriyesine gizli ve mağlûbiyet içerisinde devam eder diyor. Son asırdayız. Ahirzamandayız. Neyi yapabildiysek o kadar...
“İttihad-ı İslâm” konusunda ne diyorsunuz? Şimdi buna çok ihtiyaç var değil mi?
Tabiî... Risâle-i Nur her tarafa yayılıyor şimdi. Tercümeleriyle âlemi kaplıyor. Demin dediğim gibi âhirzamandayız, son asırdayız. Bu fırsat bir daha elimize geçmez. Şimdi İslâm âlemi de büyüyor. Çok gayret etmek lâzım.
Üstad Hazretlerinin Tiflis’teki Şeyh San’an tepesinde Rus polisiyle aralarında geçen diyaloğu ve orada Üstad’ın İslâm âleminin geleceğiyle ilgili verdiği müjdeleri de hatırlamamak mümkün değil. Ayrıca Üstad, orada Rus polisine “Medresemin planını yapıyorum” demişti. Sizin Tiflis’teki Nur dershanesinin açılışında bulunarak bu mânâya mazhar olduğunuzu düşünebiliriz her halde...
Evet, Tiflis’e gitmiştik. Orada dershaneler var. Şimdi çok küllîleşti. O mânâ tahakkuk ediyor elhamdülillah.
Şeyh San’an tepesindeki hadisede Üstadın âlem-i İslâma bakışı gerçekten çok manidar. Az perdeli de olsa zuhur ediyor şimdi. Tabiî Risale-i Nur’un oralarda yayılmasıyla olacak biraz da...
Risâle-i Nur her tarafta okunuyor. Âlem-i İslâmın temel taşı gibi olmuş. Her tarafa yayılıyor, her tarafta okunuyor. Dünya adeta bir dershane, bir medrese-i nuriye hükmüne geçti. Risâle-i Nur deyince, Üstadın mânevi şahsiyeti de akla geliyor tabiî. Her tarafta onun nuru konuşuluyor, onun eserleri okunuyor, onun sözleri dinleniyor. Üstad mânen yaşıyor yani. Risâle-i Nur’un okunduğu yerlerde Üstad mânen bulunuyor, oralara gidiyor gibi.


Yeni Asya
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Dersanelerde islam adına çok çalışma yapılıyor ya, her yer islamla dolup taşıyor!!!!
 
D Çevrimdışı

DAVAMŞEHADET

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
online izleyemiyorum bir videonun indirilimesi saatler sürüyor bende ..risaleleri çok olmasada okuyan ,üstadın hayatını az çok bilen birisiyim buna rağmen bu derece iddialı bir söylem varsa incelemek isterim yardımcı olursanız sevinirim..selametle..
 
T Çevrimdışı

tevhidiyol

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
s.a 7-8 yıldır bu nur camisanın içinde bulunan insanlar olarak belgeselleri izlerken acı yalnışlarımızın farkına vardık.malesef olağanüstü hikayelerle gaybten haberlerle bizlere ve bizler gibi insanlar hep din kullanılarak su istimal edildi burdaki tüm yorumları okudum ve malesef nur camiasının çok trajikomik teviller yaptığını görüyorum din delil ve nas üzeredir ama nerede üstat dedi işte bitti:) tabi doğal bu bir evde kuranda çok risalei nur okutuluyorsa farkına varmadan peygamberin birer bir sünnetini yerine getiren adam gibi zannediyorsunuz ama görüyorumki bağnazlık var birşey sorduğun zaman bu hadis sahihmi üstat dediyse sahhtir biz ondan dahamı iyi bilecez işte bu kuranda yok öle geçm,yor ne yapcaz hocam dendiğinde üstat anlamış olayı bize öyle geliyordur işte niye başka kitab okumuyoruz dendiği zaman daha risaeli nuru bitirmedikmi gibi dinden uzak cevaplar almaktayız.usülül hadis usülül tefsir adıan zaten bişey görülmüyor malesef kurandan ve sünet uzak kalan bir yer burdan tüm kendini nurculuk davasına adıyan insanlara sesleniyorum gelin allahın dinini kuran ve sünnet olduğu gibi alalım risaeli nur daki gibi değil her konuyu açıklamya hazırım risaeli nur hakkında nur talebelerinin suçu kuran ve sünnetten uzak olmadır ve bu yüzden dava sanılan fakat içi boş bir kütük misali zaten uluhiyet tevhidi yok akaid dersleri yok yokta yok uzun bir araştımlarımız sonucu biz boş bir 7 sene geçirmisiz hade gene sil baştan malesef allah geride kalan nurculara hidayet versins selam ve dua ile..
 
L Çevrimdışı

Leaff

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ben de hiç işin orasına burasına takılmadan size sadece kendi başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Arkadaşlarımın isteğiyle 1 ay boyunca yani 4 kere toplantılara gittim. Bir apartmanın 4. katında daireden içeriye girdik. İçeri girdiğimde ortam aynı camii gibiydi. Sağlı solu ayakkabılıklar vardı ve arada bir duvar ykılmış 2 oda birleştirilmiş toplantı olacak hale gelmişti. Her yerde sandalyeler vardı. Ön de bir kürsü ve bir sandalye vardı. Oturdum ve herkes gibi hocayı bekledim. Hoca geldi..

Elinde Nur Risalesi vardı. (Kur'an? Hak getire..) Ben tabi bunları hep gözlüyorum. İnce ince bakıyorum. Çok detaycıyımdır. Başladı kuştan, böcekten anlatmaya. Ben Kur'an ı defalarca hatim etmiş ve Türkçesinden de her akşam okuyan ve o şekilde de yüzlerce kez okumuş biri olarak, neredeyse Türkçe bile hatim edebiliyorum. Ne bekliyorum? Acaba Kur!an içinden bir örnekleme verecek yada kıssa geçecek mi diye.. Ama yok anlattı anlattı.. hep risale içinden. Neyse sonra okumaya geçti. Bu durum daha da feciydi. Çünkü Risale normal bir insanın anlamasının imkanı olmayan bir dilde yazılmış kitap. Omanlıca ağırlıklı ve çoğu yerde Türkçe den arındırılmış durumda.. Sonunda sözlük var ama neye yarar.. Okurken söylenmedikten sonra.. Etrafıma baktım insanlar uyumaya başladı yavaştan. Okuma bitti ve sonra Said-i Nursi nin hayatından bazı şeyler anlatıldı. Çay molasına geçildi..

Bu arada düşünmeye başladım. Ne Kur'an açan var ne bir şey. Ne ağzına Allah kelamını alan var ne Hz. Muhammed. Bir an ne oluyoruz dedim..

Böyle 3 kere daha gittim. Arada yabancılar la muhabbet ettim. Sonra gitmedim. Arkadaşlar bana sordular neden gelmiyorsun. Bende dedim ki "kardeşim burası benlik bir yer değil, ben risale filan dinlemek istemiyorum, zaten anlamıyorum da. Arada anladığım yerler var ve onların zaten daha da mükemmeli benim okuduğum Kur'an da zaten var. Ben soğudum dedim bıraktım." Daha bu kadarı bir şey değil, asıl olay bir gün sonra o bizim 3 kafadar arkadaşı buraya bağlayan adamın yanımıza gelmeseylendi. 4 arkadaş otururken bu adam geldi. Bizimkiler ayağa kalktı bende kalktım saygı yaptım. Sonra bizim arkadaşlar yan odaya geçti. Bu adam bana dediki "sen toplantımıza gelmiyormuşsun neden?" Bende tek tekanlattım burada yazdığım gibi. Bana şunu dedi. Zaten beni çileden çıkaran söz buydu. "Bak şimdi tam söyleyemiyorum ama sen anlarsın akıllı çocuksun. Bediüzzaman hazretleri aslında Mesihdi. Öyle normal bri alim değildi. O bizi kendi bayrağı altında toplayacak diğer tarafta." Gelin benim müridlerim diye bağaıracakmış, bizde onun bayrağı altına gelecek ve kurtulacakmışız. Hadi bu bir derece neyse.. Herkes önderiyle de beraber haşredilir. Ama bu mesih olayı ne ayak? Adam cahil desen cahil değil. Koskoca adam. Sınıf olarak da bunlar bilirsiniz sınıf sınıf; önde gelen biri.. Neyse ben yine gitmedim..

Bir hafta sonra benim göğsümde ağrı oluyor nedenini bilmiyordum. Bu adamla yine karşılaştık. Bana dedi ki "sen bana adını sotyadını ananın babanın adını filan ver senin yıldıznamene baktırcam" aradı bir yeri telefonla baktırdı. Döndü bana şunu dedi "bak oğlum. sen sakın evlenme. sen evlenince öleceksin. ekliyor "yani sakın ilişkiye girme" Şaşırdım kaldım. Hocam tamam ben pek inanmıyorum bu işe ama neyse vakt harcadınız sağ olun dedim. Çıktım.. gittim. Şu zaman da öğrendim ki meğer içimde bir kis varmış, iyi huylu ameliyat olacağım yakında..

Ve benim için hem arkadaşlarım hemde o kişiler ile bağlarımın koptuğu an ise çok vahim. Onu uzun uzadıya anlatmayacağım. Bunlarda "ot" davası olduğunu öğrendim hemde bir çoğunda. Bu da yetmedi "sapkınlık işleri, oğlancılık vs. " olduğunu öğrendim. Zaten bu durum arkadaşlarımdan uzaklaşmama neden oldu. Netice itibari ile kendimi nasıl kurtardım da aralarına girmedim, uzaklaştım Allah'a şükr ediyorum. Tabi yakın zaman da bunların istediklerini zengin edip, istediklerini batırma özellilerine de esnafla konuşmalarımız da şahit oluyorum. Bunlarda ayrı konu. Bunları uzun uzadıya yazdım ki; bilen bilmeyen bilmiş olsun. He belki benim içine girdiğim topluluk böyleydi, diğerleri böyle değil de denebilir. Ama ben hepsinin böyle olduğunu düşünüyrum açıkçası. Çünkü dışarıdan aldığım başka duyumlarda hep bu yönde.
 
Muzzammil Çevrimdışı

Muzzammil

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ahirette tapanlarini kendi sancagi altinda toplayacagi suphesiz :)
Demek ki yildiznamelere de baslamislar, size icirdikleri caylarda birsey de olabilir belki.Maalum Adiyaman'daki diger bir sahte ilah buyulu corba iciriyormus gelenlere.
Gulenyan'in yurtlarinda buyuk ogrencilerin kucuklere tecavuzu bilinen birsey ( Hepsi boyle diyemeyiz, ama boyle korkunc olaylarin yasandigi bilinmektedir ).
Tabi yakın zaman da bunların istediklerini zengin edip, istediklerini batırma özellilerine de esnafla konuşmalarımız da şahit oluyorum.
Gulenyanin ust duzey sapkın cahilleri cemaat icin tehlikeli gorduklerini ortadan kaldirirlar.
Bu adamlar oyle sanildigi gibi sadece sapik degildir akhiler, tabanda gordukleriniz hep gariban birsey bilmeyen cahil insanlardir.Biraz daha yukarilara ciktikca isin ne oldu belli olur.
 
kanepe21 Çevrimdışı

kanepe21

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ohoo gerçekten ilginç..benimde hep kafama takılır.benim bulunduğum çevrede de nurcular var.onlara neden nurcuların çoğu zengin diye sorunca tam cvp veremiyorlar.ama gerçekten nurcular çok zengin:)ama boşlar.bilmiyorum işin kolayına kaçan bir grup zorluğa gelmezler...
 
Üst Ana Sayfa Alt