Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Said Nursi Gerçeği - 3 Bölümlük DEV Eser

D Çevrimdışı

duygusuz

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Anaaaa ne oluyor ya hu? :) ne bu tutarıszlık kabalık. Sen kimsin ya akide ölçer msiin? Sapık mapık gerçekten şok oldum. Ben nurcu değilim ki kabeyeye gitmedim ama gidersem dua edeceğim halimize. Elimden düşmeyen şey varsa o da kuran ve hadislerdir inşallah ve gerekirse öyle aklıllı ve adı gibi said bitrinden de faydalanır kitaplarını okurum bir. İkincisi bir kişiye değil bir cemiyete topluluğa hakaret ettin yazık.:) Heeeeepsinin günahını aldın mı? Oh bu da üç. Sen değil sadece ve sadece ALLAHHH Hüküm verir. Sakın banlamaya kalkma yönceticisin diye. Bunu nefsine dokunduğu için yaptığına emin olurum yoksa. Sadcee acıdım haline. Allah hepimizi sıratı müstegime erdirsin ve ayaklarımızı sabit kılsın. Gerçekten bölücülük işte böyle olur.:) Bayramında mübarek ola gardaşım.:) Müslüman gardaşım! peh peh Allahım aramzıdaki bu ihtilafları sana şikayet ediyoruz. Sen düzelt halimizi. Amin.



amin amin amin ecmain, acem kardeş şimdi sonun geldi senin :))
 
Acem Çevrimdışı

Acem

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Meğer hepiniz cennetlikmişsiniz. Tüüüüüh biz hepimiz sapığız Allahım!!!! Allahım senden başka hüküm verenlerde mi vardı? Ne kadar cahilim tüüü bana.:) Hey Allahım. Daha küçüksünüz dilerim büyüdüğünüzde dinimizmin birlik ve bütünlüğe ne kadar önem verdiğini anlarsınız. Öyle kolay mı iki kitap okumakla önüne gelene sapık!! müşrik!! ithamlarında bulunmak. Bir hadis varki topunuzu riske atıyor.. Birine böyle bir ithamda bulunduğunuzda müşrik küfür ehli vs vs eğer o kişide bu vasıf yoksa direk size dolaşıyor bu ithamınız ve küfre düşüyorsunuz. Heyyy Allahım! İyilik ver akıl ver cümlemize amin. Bilgfi ölçser akide ölçer kardeşlerim.:) Ben kimseye kendimi bilgimi ıspat etmek zorunda değilim. Allah kalbimdeki imanın ölçüsünü bilendir. Bir tek o!! Kişiliğime izzeti nefsime cemaatelere saldırmanız ne kadar tuttarsız ve bu konuda ne kadar bencil yetersiz olduğunuzun kanıtı.
 
Acem Çevrimdışı

Acem

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Sonum gelmişse bilirim ki kişiselliştirildi nefis araya girdi. Eğer bura sadece kendileri gibi düşünenlerin ortamıysa bir şey diyemem. Akibetime de üzülmem. Ama onlara ve akıbetlerine üzülürüm. Sonuçta Allah herşeyin iç yüzüdnen haberi olandır. Burada bitmez nokta kadar hayır ve şer getirilecekse hesap günü ortaya ben kendimden eminim ve hakkımı Allaha havale ediyorum. iCiddi bir sorun var ortada. Allahım iyi etsin hepimizi.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Acem acınacak biri varsa o da sizsiniz. Kurandaki kendini ata dinine mensup edip sapkınlıkların peşinden gidenlerden ne farkınız var.

Birlik ancak sahih akideyle olur, temiz iman ile olur.

Birlik peygamberimizden 14 asır sonra gelen birinin, geçmişte peygamberimize iftira atanların peşine takılmakla onları hoş görmekle olmaz.
Birlik kendi pis emellerine, cebrail as, hz ali r.a, hz ebu bekr r.a'ı kendi oyununa ortak edenleri hoş görmekle olmaz.

Acem madem o kadar akıllısın,

said nursinin, vahy alma, hz ali r.a'ının risalelerle tevbe dilemesi,hz ebu bekr r.a'nın peygamberin gözü önünde hutbeye çıkıp risale okumasını,tüm türklerin müslüman olmasını bunları bir ispat eder misin...

Biri çıkıp günümüzde bir kitap yazsa ve o kitap için, bu kitab zamanında hz ali'nin kucağına cebrail indirdi dese, ona sen kafir oldun diye saldırıp öldürürler, ama nedense bunu diyen said nursiye kimse birşey demediği gibi birde utanmadan hala bu kuranın tefsiri diyen ahkamklar bulunmakta.

Biri çıkıp, bir kitap yazacak ve diyecek ki bu kitab, bana gayri ihtiyari yazıldı, bu kitabı okuyan kesin iman bulur, dese hep birden bree sapık melun diye saldırıp o kişi öldürülür. Ama iş said nursiye gelince , ya başka anlamda olabilir birleşelim ayrılmayalım diye...

Allah'dan korkun, kitapda açık açık cebrail a.s'ı bile alet ediyorlar. Ahirette bunun altından kalkamazsınız, hz ali r.a'nın kitabı vesile edinerek tevbe dilemesinin altından kalkmazsınız, ve en komigi peygamber hayattayken, ebu bekr r.a'nın peygamberin huzurunda çıkıp hutbede risale okuma yalanının altında ezilir kaybolursunuz.

Tüm bunlara, çocuklar, delililer, ahmaklar ve kalpleri bağlı olanlar inanır.

Ardından buraya gelip demogojiler yapıp, ahmakça hiç birşey sunmadan basit tevillerle üste çıkanlara acıyorum.

Mertseniz, yiğitseniz ve de samimiyseniz kıvırmayın, HAK DIN varken, rasulullah sav'in sünneti dururken gelin üstte sorduğum 3 meseleye peygamberden yanıt verin.....
 
M Çevrimdışı

mustafataha

Üye
İslam-TR Üyesi
yahu arkadaşım sadece siz müslümansanız!geriye kalanlar değilmi ?sizi gidi tavuk vicdanlılar diyorsunuz ..peki siz ne oluyorsunuz..hakaret müslümanın büyük bir aybıdır.meşrebiniz,mesleğiniz hak olabilir..o halde diğerlerinin mesleğine meşrebine batıl deme lüksünüz olmamalı..dil uzattığınız zatı fazla tanımam .fakat soyunun hem seyyit,ve de şerif olduğunu biliyorum..söylenen bu sözler sonra sıkıntı olarak sahibini vuran zehirli ok olabilir..biz kafire karşı ittihad edelim,fakat müslüman kardeşlerimizle de ittifak edelim.haydi kalın sağlıcakla...
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
yahu arkadaşım sadece siz müslümansanız!geriye kalanlar değilmi ?sizi gidi tavuk vicdanlılar diyorsunuz ..peki siz ne oluyorsunuz..hakaret müslümanın büyük bir aybıdır.meşrebiniz,mesleğiniz hak olabilir..o halde diğerlerinin mesleğine meşrebine batıl deme lüksünüz olmamalı..dil uzattığınız zatı fazla tanımam .fakat soyunun hem seyyit,ve de şerif olduğunu biliyorum..söylenen bu sözler sonra sıkıntı olarak sahibini vuran zehirli ok olabilir..biz kafire karşı ittihad edelim,fakat müslüman kardeşlerimizle de ittifak edelim.haydi kalın sağlıcakla...

Konuyu neden saptırıyorsunuz? Said nursi cebraile, hz Ali r.a'a, Hz Ebu bekir r.a'a iftira atarken ona birşey denmiyor da biz bu gerçekleri gün yüzüne çıkarınca hakaret mi oluyor?

Gelin delille konuşalım,

Soyu seyyid ya da şerif olanlar'ın her dediği hak mıdır?

O zaman Hz Nuh as'ın oğlu ve karısı neden kafirler olarak öldü?
O zaman Hz Lut as'ın karısı neden kafir olarak öldü?
O zaman hz peygamberimizin(sav) öz amcası neden kafir olarak öldü?

İslam'da soy ve neşreb var mıdır? Yoksa Allah katındaki değer sadece iman ve takva'mıdır?
 
M Çevrimdışı

mustafataha

Üye
İslam-TR Üyesi
arkadaşım senin mesleğin meşrebin nedir?
ehl-i sünnet isen neden fitnecilik yapıyorsun? değilsen ehl-i sünnete bir garazın mı var? ehl-i sünnete uygun olan bir eseri neden karalama çabası içerisindesin.? buradan olan çıkarın nedir.?kime veya kimlere hizmet ediyorsun.?başındaki aklınla değil kalbdeki akıl ve vicdanınla kendini bir sorgula.! bugüne kadar insanların imanını kurtaran bir esere veya o eserin müellifi olan zata hakaret etmek ve islam düşmanı göstermekle kimlere hizmet ediyorsun bir düşün. kimleri incitiyorsun onu da bir düşün.!
sorularının cevaplarını vereceğim fakat islam din düşmanlığını bırakmanızı isterim zira düşünceleriniz zehirli bir bala benziyorki: allah mahşerde sen benim razı olduğum kuluma neden iftira attın diye sorarsa halin nice olur.peygamberin şefaatını nasıl ümid edersin.arkadaşım yazık olur sana

1-risale-i nur vahyi değil ,ilhami bir eserdir.sünuhat nevindendir ki;sen daha vahiy ile ilhamı anlayamaışsın nasıl yorum yaparsın cahil olma

2-18.lema da cevabı var orayı okursan anlarsın.ayrıca sapık ça fikirlerle beslendiğin için sapıkça sormuşsun 2.sorunu ..hakikatle hayali birbirinden ayır...

3-risale-i nur kuranın hakikatlı bir tefsiridir.25. sözü oku aklın sönmemiş ise istifade et--kuran-ı kerimi bu kadar hangi kitap anlatmış ,övmüş,methetmiş,kuranın ALLAH kelamı olduğunu ispat etmiş.anla aklını başına al hayvan olma..

peygamber efendimiz (asm) ve mucizelerini bilmek,anlamak,tanımak --sözler 19. söz. [Risâlet-i Ahmediye'ye Dairdir --eserini oku kalbin bozulmamış ise istifade et..
KURAN-I AZİMÜŞŞANI VE PEYGAMBERİMİZ(ASM) risale-i nurdan oku aklın ve kalbin zehirlenmiş onlara tiryak olsun.

eğer dahada tatmin olmaz kendine gelmez isen ne diyeyim ALLAH senin kalbine mühür vurmuş derim yazık yazık vah sana yazık oldu sana derim...
 
M Çevrimdışı

mustafataha

Üye
İslam-TR Üyesi
Konuyu neden saptırıyorsunuz? Said nursi cebraile, hz Ali r.a'a, Hz Ebu bekir r.a'a iftira atarken ona birşey denmiyor da biz bu gerçekleri gün yüzüne çıkarınca hakaret mi oluyor?

Gelin delille konuşalım,

Soyu seyyid ya da şerif olanlar'ın her dediği hak mıdır?

O zaman Hz Nuh as'ın oğlu ve karısı neden kafirler olarak öldü?
O zaman Hz Lut as'ın karısı neden kafir olarak öldü?
O zaman hz peygamberimizin(sav) öz amcası neden kafir olarak öldü?

İslam'da soy ve neşreb var mıdır? Yoksa Allah katındaki değer sadece iman ve takva'mıdır?




seninle görüşelim istersen aklındaki bütün sorularına cevap verilecektir.senin gibi kalbi zehirlenenler panzehir alıp gittiler.
biz yolumuzu kuran ve sünneti anlayarak yaşayarak buluruz.


fitne tohumu atarak değil..
 
toprak56 Çevrimdışı

toprak56

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
S.A. butun yorumlari okudum. Gercekten sunu gordum. Forumdaki arkadaslar kuran ve sunnet cizgisinde bir seyler aciklamis, said nursiyi savunanlar' kurandan ve sunnetten deliller degilde; Risaleleden alintilarla savunma yapmaya calismis. Burda cok ciddi bir celiski var. Neden said nursiyi kurana ve sunnete gore degilde, risalelere gore savunuyorsunuz? Kardesler neden Risaleleri kusursuz goruyorsunuz? Kusursuz olan Allah ve resulu degilmidir? Kuranla celisen yazilarinda neden said nursiyi elestiremiyorsunuz? Kalblerdeki putlari kirmadan oraya tevhid inancini yerlestiremezsiniz. Risalelere verdiginiz degerlerin yarisisini kurana ve sunnete verseydiniz, suan alim olmustunuz. 1400 kusur senedir herkes kuran ve sunnetle hidayeti bulmusken, bizim nurcular ( Allah kendisine inananlara kendi kitabinda, Musluman adini koymustur ) Beser tarafindan yazilmis ve kendilerince,kutsal kabul edilen , kendilerince hatasiz ve hatadan beri oldugu sanilan kitaplarla hidayeti ariyorlar. Eger Allah in kitabi kusursuz ise risalelere ne hacet? Eger Allah bazi seyleri eksik biraktiysa ( hasa ) o zaman bosuna tartismayalim, cunki o zaman kuran ilah kelami olamaz ( hasa ) .ikinci ihtimal imkansiz olduguna gore, Allah ve resulunun kitabi bize yeter. Alimler ise kitabimiza yeni seyler katmak icin degil sahabe i kiramin anladigi sekilde bize nakletmek icin vardir. Yoksa bazilari gibi Dunya tarihinde ornegi olmayan bir sekilde, Ruyalarla insanlari kandirnak icin degil.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
mustafataha isimli ağzı pislik torbası haline gelmiş risale nur hastalığına yaklanmış edebsiz siteden uzaklaştırılmıştır. Kuran ve sunnet ile tanışmamış bu sapıklar, yeni din edinmiş gibi bütün sapkın akidelerine yine said Nursinin hezayanlarını nass gibi delil getirmeye çalşarak sapıklığını belgelemiştir.
Vahy ile ilham aynı olmayınca hatasız Kitap yazdırılarak Kurandan üstün görünüp savunulabileceğini, Said Nursiyi peygamberden çok zikredeceğine sanan bu sapıklar; nedense Kuran ve sunnetten kendi sapıklıklarını savunamamaktadırlar.



İLHAM

Feyiz yoluyla kalbe ilka olunan mana. Akıl yürütme ve düşünmeye dayanmadan kalpte doğan bilgi. ilhamın çeşitli tarifleri yapılmakla beraber ortak noktaları dikkate alındığında şöyle tarif edilebilir; herhangi bir istidlal yoluna başvurmadan insanın ruhî melekeleri vasıtasıyla bir konu hakkında ilim sahibi olması.

Kur'an-ı Kerim'de Allahu Teâlâ'nın arıya vahyettiği anlatılmaktadır (en-Nahl, 16/68). Bu vahiyle kastedilen ilhamdır. Yine Kur'an'da peygamber olmadığı bilinen şahıslara geldiği bildirilen vahiy ilham ile tefsir edilmiştir. Allah Hz. Musa'nın annesine "çocuğu emzir, başına gelecekten korktuğun zaman, onu suya bırak, korkma, üzülme biz şüphesiz onu sana döndüreceğiz ve peygamber yapacağız" (el-Kasas, 28/7).

Bu ayet-i kerimedeki vahyin ilham olduğu kabul edilirse, ilhamın uykuda ve uyanık iken geldiği söylenebilir. Nitekim Allahu Teâlâ'nın Hz. İbrahim'e oğlunu kurban etmesini söylemesi uyku halindeki ilhama misaldir.
(Ramazan Efendi, Haşiye ala Şerhi'l-Akâid, s. 63).

İslâm akâidinde, ilim elde etme yolları arasında ilham kabul edilmemiştir. Kelâm âlimlerinin çoğu bu görüştedir. Ancak bu meseleyi Taftazanî (ö. 797/1395) şöyle yorumlamıştır:
İlham herkes için bilgi vasıtası değildir. Başkasına karşı delil olarak kullanılmaya elverişli de değildir. Kişinin kendisi için ilham delil olabilir. Çünkü ilhamla ilim hasıl olduğu konusunda şüphe yoktur. Bu hususla ilgili hadisler mevcuttur. Bir çok seleften bununla ilgili haberler nakledilmiştir.
(Taftazani, Şerhu'l-Akâid, terc. Süleyman Uludağ. s. 121).

Gazzalî, Razî ve Âmidî gibi bazı kelâmcılar nazar ve istidlal söz konusu olmaksızın ilhamla yakînî ve kat'î bilgilerin elde edileceğini kabul ederler. Ancak ilham zannedilen şey vehim olabilir. Şeytan'ın vesvesesi olabilir. Bunun için ilhamı vehim ve vesveseden ayırabilmek için onun dine uygunluğunu âyetlerle ve hadislerle kontrol etmek gereklidir. Bu şekilde kabul edilen ilham bile dinler ve mezhepler konusundaki tartışmalarda ölçü değildir ( İsmail Hakkı İzmirli, Yeni İlm-i Kelâm, I, 59).

Vahiy ile ilham arasındaki farklı yanlar şunlardır:

1. Vahiy yalnızca peygamberlere gelir.
2. İlhamda melek gözükmez.
3. Kendisine ilham gelen kişi bunu gizleyebilir. Hatta gizlemesi daha güzeldir. Peygamber vahyi gizleyemez,
4. Vahiyde kesinlik vardır. Peygamber vahyin, Allah'tan geldiğini kesin olarak bilir. İlham zannîdir.
(Zurkânî, Menâhilu'l-İrfân, Kahire 1954, I, 64).

İham, Batı dünyasında mistisizm; Doğu dünyasında ve özellikle İslâm aleminde tasavvufun gerçeğe ulaşma yollarından biri ve en önemlisi olan sezgi (hads-instuition) ile eş anlamlı kullanılmıştır. Sûfiler ilham'ı bir bilgi edinme yolu olarak kabul etmiştir
(Curcânî, Ta'rifât, s. 35)
ŞAMİL İSLAM ANSİKLOPEDİSİ



Son cümlede gördüğümüz gibi , ehli sünnet müslümanlar değil , sofiyye bunu kendine kullanarak istediğini dizme imkanı bulmuş ve böyle ilim elde edilir itikadındadırlar. Fakat üst tarafta gördüğümüz gibi İslam akaidinde buna itibar eidlmez.


İlk defa Şia'nın aşırı gruplarına mensup Mugire b. Saîd el-İclî'nin "ism-i a'zam" sayesinde ilâhî bilgilerin kalbe akacağını iddia etmesinden sonra Ca'fer es-Sâdık'a nisbet edilen çeşitli rivayetlerin de etkisiyle ilham, bazı Şiî fırkaların kendi imamlarına gelen kesin bilginin kaynağı olarak görülmüştür.
[Hayyât, s. 110-111; Eş'arî, s. 50-51]

İlk devir sûfîleri, Kur'an ve Sünnete başvurarak değerlendirmeye tâbi tutmayı gerekli gördükleri ilhamı sadece itikadî konularda dikkate alırken daha sonra yetişen sûfîlerce ilham, bütün dinî konularda kullanılan müstakil bir bilgi kaynağı haline getirilmiştir. Diğer taraftan Mu'tezile kelâmcılan içinde "as-hâbu'l-ilhâm" (ashâbu'l-maârif) adı verilen bir grup, aklî bilginin tefekkür sonunda ilâhî ilham yoluyla meydana geldiğini savunmuştur.
[Kâdî Abdulcebbâr, et-Muğnî, XII, 96]


Bilindiği kadarıyla ilhamın dinî konularda bilgi kaynağı olamayacağını söyleyen ilk Sünnî kelâmcı Ebû Mansûr el-Mâturidî'dir. Mâturîdî, insana ait bilginin eksikliğini öne sürerek doğrudan doğruya Allah'tan gelen ilhamı bilgiye başvurmak gerektiğini iddia eden çeşitli grupların bulunduğuna dikkat çekmiş ve görüşlerini eleştirmiştir.
[Kitâbû't-Tevhîd, s. 6]


İnsan kalbine bazı bilgilerin ilham edilmesi mümkün olmakla birlikte bunlar genel geçerliliği bulunan kesin bilgi kaynağı teşkil etmez ve dinî alanda delil olarak kullanılamaz.
Sûfiyye ile onlara tâbi olanların dışında kalan İslâm âlimlerinin çoğunluğu bu görüştedir. Delilleri ise şöylece özetlenebilir:


a) Kur'an'da insanın doğru bilgiye ulaşmak için başvurması gereken kaynaklar duyular, akıl yürütme ve vahiy olmak üzere üç noktada toplanır.
Yine Kur'an'da canlı cansız bütün varlıkları gözlem altına alıp incelemeyi ve akıl yürüterek onların menşei hakkında bilgi üretmeyi emreden, daha sonra da üretilen bilgilerin vahyi teyit ettiğini açıklayan 700'den fazla âyetin mevcudiyetine karşılık ilhamî bilgilerin elde edilmesiyle ilgili açık anlamlı beyanların bulunmayışı bu yöntemin kesin bilgi kaynağı olmadığını gösterir.
[Kâdî Abdulcebbâr, el-Muğnî, XII, 3 İ 3; Zerkeşî, VI, 16]

b) Hz. Peygamber'in Allah'tan ruşdunü ilham etmesini istemesi özel anlamda değil genel anlamda bir ilham niteliği taşır,

c) İlham kesin bilgi kaynağı olsaydı bu yöntemle elde edilen bilgiler arasında çelişki bulunmaz, farklı din ve mezhepler teşekkül etmezdi.
[Mâturî-dî.Kitâbu't-Tevhîd, s. 61; İbn Fûrek, vr. 10b. 6ia]

d) İlhamî bilgiler kontrolü mümkün olmayan sübjektif bir nitelik taşır. Bu sebeple ilhamın bilgi kaynağı olduğunu iddia etmek kadar olamayacağını söylemek de mümkündür.
[İbn Hazm, II, 272; IV, 171; Nesefî, 1,22-23]

İlhamın dinî alanda kullanılabilecek kesin bilgi kaynağı olmadığını ve uyulması Zorunlu bir hükmün delilini teşkil edemeyeceğini savunan görüş nasların yanı sıra akıl ilkelerine daha uygun görünmektedir. İlham taraftarlarının dayandığı âyetlerde, muttaki ve sâlih kullara dinî hükümlere kaynak teşkil edebilecek bilgi verildiğine dair açık bir beyan mevcut değildir. Bu âyetlerde ilâhî emirlere uyanların Allah yolunda başarılı kılınacakları, nefislerine karşı verdikleri mücadelede yardıma mazhar olacakları ve izledikleri yolun isabetli olduğuna dair müjdelerin işaretlerini bu dünyada alacakları anlatılır.
İmâm-ı Rabbânî ile Abdulvehhâb eş-Şa'rânî ilhamın hiçbir şekilde helâl, haram, farz, vacip gibi dinî bir hükme mesnet teşkil edemeyeceğini belirtmişlerdir [Âlû-sî, XVI. 17-18]

İlhama dair hadislere gelince bunların bir kısmının uydurma olduğu tesbit edilmiştir; "Bildiğiyle amel eden kimseye Allah yeni bilgiler verir" anlamına gelen rivayet bunlardan biridir.
[Haris el-Muhâsibî, s. 100]

Konuya dair bazı hadisler de İsabetsiz şekilde yorumlanmıştır. Nitekim Hz. Ömer'in özel olarak ilâhî ilhamlara mazhar kılınmış (muhaddes) bir kimse olduğunu belirten rivayet bunlardan biridir.
İbn Kuteybe, bu hadiste geçen "muhaddes" kelimesinin "sanki kendisine önceden bildirilmiş gibi, bir şeyi söylediği zaman sezgisinde ve zannında isabet eden kimse" anlamına geldiğini belirtir.
[Ğaribu'l-hadiş, 1, 97-98]

Nubuvvet müessesesi sona erdiğinden sâlih kullarda ortaya çıktığı kabul edilen ilhamî bilgiyi onların başkasına tebliğ etmekle yükümlü olmadıkları dikkate alınırsa bu tür bilgilerin ferdî dinî tecrübenin ötesinde bir anlam taşımadığı anlaşılır.
Şu halde başkasına aktarılamayan, duyu verileri ve rasyonel bilgilerle de kontrol edilemeyen bu tür tecrübelerin genel geçerliliğinin bulunmaması gerekir. Ayrıca ilhamî bilgiyi öne çıkarıp bütün gayretini buna ulaşmak için harcamak, akıl ilkelerinin yanı sıra duyu verilerine dayanan bilgileri İhmal etmek gibi bir sonuç doğurur.
Gerçeğe ilhamî bilgiyle ulaşılabileceğini savunanların akıl ve duyu verilerine güvenmedikleri, hatta böyle bir çabayı terketmeyi tavsiye ettikleri bilinmektedir. Kur'an ise insanı objektif bilgi kriterleri olan duyu verilerine ve rasyonel bilgilere yöneltmektedir. Allah'ın her insana iyiliği ve kötülüğü tanımasını sağlayıcı duygular ilham ettiği ise tartışmasız kabul edilmesi gereken bir husustur.

Şeytanlar da vahiyde bulunurlar. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Tıpkı bunlar gibi her nebiye insan ve cin şeytanlarından, düşmanlar oluşturmuşuzdur. Aldatmak için biri diğerine yaldızlı sözler vahyeder...” (En’am 112)

“... Şeytanlar dostlarına, sizinle mücadele etmelerini vahyederler. Onlara boyun eğerseniz tam müşrik olursunuz.” (En’am 121)

Konumuz açısından şu âyet de önemlidir:

“Allah’ın bir insanla konuşması sadece vahiy yoluyla veya perde arkasından ya da bir elçi göndererek kendi izniyle dilediğini vahyettirmesi şeklinde olabilir.” (Şûrâ 51)

Kur’an’da arıya (Nahl 68), Musa aleyhisselamın annesine ve Meryem’e yapılan vahiylerden bahsedilir. Sahih rüya da perde arkasından yapılan vahiy yani verilen bilgidir. Bunun şifresini herkes çözemediği için tabirine ihtiyaç duyulur.

Bu tür vahiyler her insana; rüya, ilham veya başka şekillerde olabilir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Musa'nın annesine şunu vahyettik: "Çocuğu emzir, bir şey olacağından korktuğunda onu denize bırak ama korkma ve üzülme. Biz onu yine sana döndüreceğiz ve resullerden biri yapacağız". (Kasas 7)

Bu tür vahiyler kesin bilgi ifade etmez. Bunu şu ayetlerden anlarız:

“Musa'nın annesinin gönlü bomboş kalmıştı. İçi rahat olsun diye kalbini pekiştirmiş olmasaydık olanı biteni nerdeyse açığa vuracaktı. Ablasına, "Onu izle" demişti. O da uzaktan gözetlemişti. Onlar fark edemiyorlardı. (Kasas 8-9)

Musa’nın annesi, yapılan telkinin doğruluğunu ancak çocuk kendisine döndükten sonra anlamıştı. Bunu da şu ayetler göstermektedir:

“Önceden, oradaki sütannelerini ona yasaklamıştık. Ablası dedi ki: "Sizin için onun bakımını üstlenecek bir aileyi gösterebilir miyim? Onlar ona iyi bakarlar."

Böylece onu, annesine geri verdik ki, gözü aydın olsun da üzülmesin. Bir de bilsin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir ama çokları bunu bilmezler.” (Kasas 12-13)

Bunlar, rasullere gelen bilgi çeşidinden değildir. Rasul, birinin sözünü diğerine ulaştıran kişidir. Allah’ın resulleri, Allah’ın sözlerini insanlara ulaştırırlar. Allah’ın resullerine Kur’ân’da hem rasul, hem nebi denir. Nebi denmesi, vahiy aldıkları için, rasul de o vahyi tebliği ettikleri içindir. Onların vahiy alış şekilleri farklıdır, daha vahyi alırken onun Allah’tan geldiği konusunda kesin bilgiye ulaşırlar. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Allah bütün gaybı bilir, kendi gaybını kimseye açmaz. Dilediği elçi bunun dışındadır. Onun da önüne ve arkasına gözcüler diker. Bunu yapar ki o (elçi), (gelen meleklerin) Allah’ın gönderdiklerini tastamam ulaştırdıklarını bilsin, onların yanında olanı kavrasın ve her şeyi bir bir hafızasına yerleştirsin. “ (Cin 72/26-28)

Ayetteki “kendi gaybını” ifadesi, resullere bildirilenin özel gayb bilgisi olduğunu gösterir. Bu bilgiyi, ancak Allah’ın Nebileri alabilirler. Bunlar, insanlara ulaştırılmak için yapılan vahiylerdir. Vahiy ve ilhamın diğer şekillerinde böyle bir şey yoktur. Bu sebep onlar, sadece ilgili kişiyle alakalıdır. Bir başkası için önemli değildir.

Ama hurafeciler, insanlara olan vahiy ve ilham sınırını aşarak kendilerini Allah’ın nebileri gibi göstermeye çalışır “Nebilere olan bize de olur, biz de vahiy alırız” diyerek yoldan çıkarlar. Allah Teâlâ bunlar için şöyle buyurur:

“Allah'a karşı yalan uydurandan, ya da kendine vahiy gelmediği halde vahiy aldığını söyleyenden yahut Allah'ın indirdiği gibisini ben de indireceğim" diyenden daha zalimi kim olabilir? …” (En’âm 93)



Nurcuların ruh sağlığı ve pisikolojileri yerinde değildir.
Çünkü metod olarak İslami usullere , metod ve ilkelere değil aksine tamamen İslam'ın reddettiği ebced, cifir , gayb, vehim-ilham, batıni hezeyanlara dayanan mistik usullere dayanılmıştır.
Ehli sunnet islam alemi ile nurcu - sofiyyenin İslam akaidleri ve metod anlayışları farklı olduğundan , bir taraf Kuran ve sünneti kaynak edinip bu yolda islam alimlerinin geliştirmiş olduğu usuller neticesinde meselelere yaklaşırken,
diğer kesim (sofiyye-nur) ise batını ve keşf ile bilgi alınadığına itibar edilerek islama aykırı bile olsa kendi alimleri öyle demişse sorgusuz sualsiz kabullenilecektir.

7487
Yazdırılan Kitaplar




MARİFETLER


Kabirden yardım istemek = said nursiye mahsus

Gaybdan haber vermek = said nursiye mahsus

Ebced ve cifir gibi yahudi kabala işleri yaparak gaybi tarihler peydahlamak = said nursiye mahsus

İradesi dışında Yazdırılan kitaba sahip olmak = said nursiye mahsus

Uydurma - zayıf - hadisler nakletmek = said nursiye mahsus

Uydurma - zayıf - hadisi bir kitabında sahih deyip diğer kitabında uydurma demek = said nursiye mahsus

Hz. Ali'nin kucağına cibril tarafından kitap indirtmek = said nursiye mahsus

Hz. Ali'nin kucağına indirilen kitabı manevi alemde kendisinden almak = said nursiye mahsus

Yazdığı kitaba Kuranın sıfatlarını vermek = said nursiye mahsus

Deprem -zelzele- yangını kitabına saldırıdan bilmek = said nursiye mahsus

Şirk ürün Vahdet-i vücudu ve icatçısı ibn Arabiyi kitaplarında savunmak = said nursiye mahsus

Şianın etkisinde kalarak akaidi oluştuğundan cevşeni piyasaya sürmek = said nursiye mahsus


Bitmez .....


ustadim2.jpg
 
Muhammed Yusuf Çevrimdışı

Muhammed Yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
yahu arkadaşım sadece siz müslümansanız!geriye kalanlar değilmi ?sizi gidi tavuk vicdanlılar diyorsunuz ..peki siz ne oluyorsunuz..hakaret müslümanın büyük bir aybıdır.meşrebiniz,mesleğiniz hak olabilir..o halde diğerlerinin mesleğine meşrebine batıl deme lüksünüz olmamalı..dil uzattığınız zatı fazla tanımam .fakat soyunun hem seyyit,ve de şerif olduğunu biliyorum..söylenen bu sözler sonra sıkıntı olarak sahibini vuran zehirli ok olabilir..biz kafire karşı ittihad edelim,fakat müslüman kardeşlerimizle de ittifak edelim.haydi kalın sağlıcakla...

zaten doğuda ki herkes seyyit :) demek soyu seyyit öyle mi peki ebu lehep peygamber efendimizin amcası değil miydi peki soyu onu kurtardı mı gebermedi mi zelil olarak Allah rızası için biraz toparlanın bırakın bu zırvaları tek kaynak kuran ve sünnet değil mi???
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
3-risale-i nur kuranın hakikatlı bir tefsiridir.25. sözü oku aklın sönmemiş ise istifade et--kuran-ı kerimi bu kadar hangi kitap anlatmış ,övmüş,methetmiş,kuranın ALLAH kelamı olduğunu ispat etmiş.anla aklını başına al hayvan olma..


Kendini ehli sünnete nispet edip tekrar risaleden delil veriyon,şuurun yerinde mi senin ? gerçi doğru akılla değil ilham yolu ile tefsir ettiğiniz için unutmuşum

başındaki aklınla değil kalbdeki akıl ve vicdanınla kendini bir sorgula.!

Beyinsiz olduğun için böyle bir cümle sarf ettin sanırım, zira aklı olmayanın dini yoktur.


bugüne kadar insanların imanını kurtaran bir esere veya o eserin müellifi olan zata hakaret etmek ve islam düşmanı göstermekle kimlere hizmet ediyorsun bir düşün. kimleri incitiyorsun onu da bir düşün.!


Tağuti sistemin fesad medreselerinde ilham yolu ile binlerce öğrenciyi okutup tağuti sistemin destekçileri yaparak,o kadar gencin imanını hiç zedelemediğinizi mi sanıyorsunuz.
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
yahu arkadaşım sadece siz müslümansanız!geriye kalanlar değilmi ?sizi gidi tavuk vicdanlılar diyorsunuz ..peki siz ne oluyorsunuz..hakaret müslümanın büyük bir aybıdır

arkadasim, kimse bu forumda sadece biz muslumaniz demiyor, lutfen sizi adil olmaya cagiriyorum boyle diyen biri varsa buyrun bize gosterin, duygusaliginiz sizi iftiraya itiyor farkinda degilsiniz ..

peki siz ne oluyorsunuz diye sormussunuz PEKI SIZCE BIZ NE OLUYORUZ? BUYRUN SIZ CEVAB VERIN ve soyleyin SIZIN ZAHIRINIZ SIZIN KUFUR VE SIRKTE oldugunuzu gosteriyor, yada diyinki SIZIN ZAHIRINIZ SIZIN MUSLUMAN OLDUGUNUZU GOSTERIYOR,

bizim sizin bu sorunuza cevabimiz hamdolsunki muslumanlardaniz ... yok bizim icinde bulundugumuz durum ISLAM degilse buyrun bize kuran ve sunneten durumumuzu izah edin unutmayinki DIN NASIHATTIR .. bizde nasihatiniza uyalim ama zevki, nefsi, ZAN ile gelip yorum yapmayin ..



meşrebiniz,mesleğiniz hak olabilir..o halde diğerlerinin mesleğine meşrebine batıl deme lüksünüz olmamalı..dil uzattığınız zatı fazla tanımam .fakat soyunun hem seyyit,ve de şerif olduğunu biliyorum..söylenen bu sözler sonra sıkıntı olarak sahibini vuran zehirli ok olabilir

digerlerine batil demememiz gerektigini soyluyorsunuz ve boyle bir luksumuz olmadigini, buna sizin deliliniz ne?

oysa islamdan ogredigimiz batil ile mucadele etmemiz gerektigidir, iyligi emir kotulukten men etmemiz gerektigidir,

Rasûlü Ekrem (s.a.v.), “Allah’ın benden önceki gönderdiği nebilerin kendi ümmetleri içinde sünnetini alan ve emirlerini tatbik eden havari ve sahabileri vardır. Sonra onların peşinden yapmıyacakları şeyleri söyleyen ve emrolunmadık şeyleri yapan nesiller meydana gelecektir. Onlarla eliyle cihat eden kimse, mümindir; onlarla diliyle cihad eden kimse de mümindir; onlarla kalbiyle cihad eden kimse de mümindir; bunun gerisindeyse hardal tanesi kadar da iman yoktur” buyurmaktadır.

iste bizler munkeri bir sekilde nehiy etmeliyiz.. nehiyin en alti kalb ile bugzdur .. munkere karsi kalpte bugzun olmayisinida allah resulu (sav) hardal tanesi kadar iman olmamakla tarif ediyor ..

simdi sizlere soruyorum

Kabirden yardım istemek = said nursiye mahsus

Gaybdan haber vermek = said nursiye mahsus


Ebced ve cifir gibi yahudi kabala işleri yaparak gaybi tarihler peydahlamak = said nursiye mahsus

İradesi dışında Yazdırılan kitaba sahip olmak = said nursiye mahsus

Uydurma - zayıf - hadisler nakletmek = said nursiye mahsus

Uydurma - zayıf - hadisi bir kitabında sahih deyip diğer kitabında uydurma demek = said nursiye mahsus

Hz. Ali'nin kucağına cibril tarafından kitap indirtmek = said nursiye mahsus

Hz. Ali'nin kucağına indirilen kitabı manevi alemde kendisinden almak = said nursiye mahsus

Yazdığı kitaba Kuranın sıfatlarını vermek = said nursiye mahsus

Deprem -zelzele- yangını kitabına saldırıdan bilmek = said nursiye mahsus

Şirk ürün Vahdet-i vücudu ve icatçısı ibn Arabiyi kitaplarında savunmak = said nursiye mahsus

Şianın etkisinde kalarak akaidi oluştuğundan cevşeni piyasaya sürmek = said nursiye mahsus


butun bunlarin muhatabi olan bir zat ve icerigi kufur sirk dolu olan bir kitapdan daha munker ne olabilirki ?


biz kafire karşı ittihad edelim,fakat müslüman kardeşlerimizle de ittifak edelim.haydi kalın sağlıcakla

inanin biz hic bir musluman kardesimize ittihad etmedik buda bize iftiradir ..
 
İ Çevrimdışı

İslam Yolcusu

Üye
İslam-TR Üyesi
NURCULARA: Bu yazı daha önce yazdığımın kopyasıdır. Said Nursi'nin Kuranı nasıl tefsir ettiğine dair bizzat risalelerinden örnekler verdim. Ama bazılarının işine gelmediği için es geçmişler. Kurandan bahseden ayetin kendi kitabından bahsettiğini ileri sürecek kadar haddini aşan said nursi elbette müslüman olamaz. deliller aşağıdadır belgeselde daha fazlasıda vardır. Allah bu belgeseli yapanlardan razı olsun görüyorum ki ona karşı hiçbir reddiye sunulamamış çünkü arkadaşlar belgeseli Kuran ve Sünnetten delillerle doldurmuşlar. Nurcular ise delil getirmek yerine yok üstadımız şöyle yok böyle, siz kimsiniz, neden onla uğraşıyorsunuz gibi basit karşılıklar vermişler. said nursinin Kuran ve Sünnetle çeliştiği ortadadır. Bu arada site sahiplerine tavsiyem yılmadan yayına devam etmeleridir. Said Nursi biraz meşhur diye torpil geçecek halimiz yok ya değil mi? Daha önce verdiğim deliller aşağıdadır. Aklını kullanabilenler değerlendirebilir.

Bu Kitabın indirilmesi, Aziz ve Hakîm olan Allah tarafındandır. (Zümer 1)

Risalelerde bu ayet şu şekilde yorumlanmıştır.

Hem Sure-i Zümer, hem Sure-i Casiye, hem Sure-i Ahkâf’ın başlarında bulunan Bu Kitab'ın indirilmesi, aziz ve hakîm olan Allah’tandır âyât-ı azîmeleridir. Şu âyetler dahi yirmi ikincideki ayetler gibi Risalet’ün-Nur’un ismine ve zâtına, hem telif ve intişarına bir mâna-i remziyle bakıyorlar.Risale-i Nur-Sikke-i Tasdik-i Gaybî-sf.144- Birinci Şua-Yirmi Dördüncü Ayet ve Ayetler-Yeni Asya Neşriyat

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüpseniz (yıkanıp) temizlenin; eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız (cinsi münasebette bulunup) da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz. (Mâide 6)

Risalelerde bu ayet şu şekilde yorumlanmıştır.

"Sin" harfi "Sad" harfinin altında gizlenmesi ve "Sad" görünmesinin iki sebebi var…Sad ve sin, birbirine tam kardeş olması ve bir kelimede birbirinin yerine geçmesi münasebetiyle bu âyetteki "sa‘îden" (toprağa) kelimesindeki sad, sin okunsa Risale-i Nur’un tercümanını göstermesi… Risale-i Nur-Kastamonu Lâhikası-sf.20,21-Yirmi Yedinci Mektuptan-Azîz ve Sıddık ve Sâdık ve Fedâkâr ve Vefâdar Kardeşlerim!-Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî-sf.112 ve Birinci Şua Otuz Birinci Ayet-Tenvir Neşriyat

Maide Suresindeki 6.Ayet; açıkça abdestten, gusülden, teyemmümden bahsetmekte iken Nur Risaleleri’ne göre; ayette geçen su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin ifadesindeki toprak Said Nursi’dir. Ayetin Arapçasında saiden ifadesi geçmekte ve manası topraktır. Ve saiden kelimesi Arapçadaki sad harfiyle yazılır. Said Nursi’nin ismindeki said kelimesi ise sin harfiyle yazılır. Yani hem yazılış hem de mana bakımından iki kelime arasında bir uyum ortada yokken, kelimeler arasında zoraki bir ilişki kurmak maksadıyla sin harfinin sad harfinin altına gizlendiği gibi tuhaf ve saçma bir açıklama yapılmıştır.

…O, iman edenler için hidayet ve şifadır… (Fussilet 44)
Said Nursi, Fussilet Suresi 44. ayetteki Kurandan bahseden bu ifadenin kendi risalelerine işaret ettiği iddiasındadır.

Bu ayetin makam-ı cifrisi olan bin üç yüz kırk altı adedi, Resaili’n-Nur’un bin üç yüz kırk altıda şifadarâne etrafa intişaratının (yayılmasının) tarihine ve Mu’cizat-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm namında olan risale-i harikanın zaman-ı telifine tam tamına tevafukudur. Risale-i Nur-Şualar-sf.1081-Birinci Şua-On Altıncı Ayet-Yeni Asya Neşriyat

Gördüğünüz üzere Said Nursi Kur’an’dan bahseden Fussilet Suresinin 44.ayetini hiç utanmadan kendi risalelerine işaret olarak yorumlamaktadır. görüldüğü üzere o yere göğe sığdıramadığınız said nursi Kuran ayetlerini izah ederken tamamen şahsına ve kitabına uyarlıyor. size tavsiyem belgeselin tamamını izlemenizdir. çocuk gibi hareket etmeyi bırakıp delilleri inceleyin. bu işler sloganik laflarla olmaz delillerle olur.
 
R Çevrimdışı

Ramazan03

Üye
İslam-TR Üyesi
Esssalamü Aleyküm ve Rahmetullah Arkadaslar,

Ben sahsim olarak son zamanlarda Islama yönelmek istiyorum ve bu konuda arastirma icindeyim. Nurcular, Süleymancilar,Diyanet, Milli Görüs gibi kuruluslari yakin takibte bulunmaktayim.

Gercekten cok hayretler icinde kaldim, ben nurcilari en iyi islama yakin ve faydali kisiler oldugunu zannediyordum.

Ben Islama yaklasmak icin kimlerin ne faliyet gösderdiklerini ve coluk cocuklara ne gibi dini egitim verdiklerini arastirirken bu kadarini beklemiyordum.

Bu belgeslleri izleyip hala belgesellerden süphe edenlere delil olarak Kurani-Kerim ayetlerini sunmus, bunlara itiraz edenler bir daha arastirsinlar derim.

Bizleri bu konuda bilgilendirdiginiz icin Teskker ederim.
Allah sizlerden ve bunu Hazirlayipda burada sunan arkadaslardan razi olsun.

NOT: yazilindaki hatalardan simdiden özür dilerim. Kilayve almanca
 
M Çevrimdışı

mapavri78

Üye
İslam-TR Üyesi
Meğer hepiniz cennetlikmişsiniz. Tüüüüüh biz hepimiz sapığız Allahım!!!! Allahım senden başka hüküm verenlerde mi vardı? Ne kadar cahilim tüüü bana.:) Hey Allahım. Daha küçüksünüz dilerim büyüdüğünüzde dinimizmin birlik ve bütünlüğe ne kadar önem verdiğini anlarsınız. Öyle kolay mı iki kitap okumakla önüne gelene sapık!! müşrik!! ithamlarında bulunmak. Bir hadis varki topunuzu riske atıyor.. Birine böyle bir ithamda bulunduğunuzda müşrik küfür ehli vs vs eğer o kişide bu vasıf yoksa direk size dolaşıyor bu ithamınız ve küfre düşüyorsunuz. Heyyy Allahım! İyilik ver akıl ver cümlemize amin. Bilgfi ölçser akide ölçer kardeşlerim.:) Ben kimseye kendimi bilgimi ıspat etmek zorunda değilim. Allah kalbimdeki imanın ölçüsünü bilendir. Bir tek o!! Kişiliğime izzeti nefsime cemaatelere saldırmanız ne kadar tuttarsız ve bu konuda ne kadar bencil yetersiz olduğunuzun kanıtı.


selamün aleyküm
kardeşim islamiyetin birlik ve bütünlüğe ne kadar değer verdiğinden bahsediyorsun fakat nurcruların kendi cemaatlerinden olmayanlardan alışveriş yapmayı benimsemediklerinide biliyormusun bumudur birlik beraberlik anlayışı cemaatten olmayan müslüman değilmdir??
 
Acem Çevrimdışı

Acem

Üyeliği İptal Edildi
Banned
selamün aleyküm
kardeşim islamiyetin birlik ve bütünlüğe ne kadar değer verdiğinden bahsediyorsun fakat nurcruların kendi cemaatlerinden olmayanlardan alışveriş yapmayı benimsemediklerinide biliyormusun bumudur birlik beraberlik anlayışı cemaatten olmayan müslüman değilmdir??

Arkadaşım benim kimsenin itikadını ve imanını ölçmek gibi bir yetkim yok. Bu Peygamber dahil hiç bir kula verilmemiştir. Hangi birey veya cemaat birlik ve beraberliği bozacak bir tutum ve davranışta bulunupta milletin hakkında hüküm veriyorsa ayırım yapmadan karşıyız. Bu ayırım şu an da bu forumdaki birçok konuda da kaşrıma çıktı. Yani hepimizde biraz suç var. Başkasına değil kendimize çevirelim okları. ''Gu enfüsiküm ve ehliküm naran'' ayetinde Allah-u Telala yakıtı taş ve odunlar olan cehenem ateşinden, önce kendi nefislerinizi sonra ailenizi koruyun derken ne kast etmiş bir araştırıp üzerinde düşünelim. Bu bize yeter! Ben bu gibi konulara sanal ve reel de yorum yapmaktan Allah'a sığınıyorum. Herkes kendine baksın.
Dua ile...
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Arkadaşım benim kimsenin itikadını ve imanını ölçmek gibi bir yetkim yok. Bu Peygamber dahil hiç bir kula verilmemiştir. Hangi birey veya cemaat birlik ve beraberliği bozacak bir tutum ve davranışta bulunupta milletin hakkında hüküm veriyorsa ayırım yapmadan karşıyız. Bu ayırım şu an da bu forumdaki birçok konuda da kaşrıma çıktı. Yani hepimizde biraz suç var. Başkasına değil kendimize çevirelim okları. ''Gu enfüsiküm ve ehliküm naran'' ayetinde Allah-u Telala yakıtı taş ve odunlar olan cehenem ateşinden, önce kendi nefislerinizi sonra ailenizi koruyun derken ne kast etmiş bir araştırıp üzerinde düşünelim. Bu bize yeter! Ben bu gibi konulara sanal ve reel de yorum yapmaktan Allah'a sığınıyorum. Herkes kendine baksın.
Dua ile...

Söyler misin vela bera yapmadan nasıl müslüman oldun?
 
ا Çevrimdışı

التوحيد

Üyeliği İptal Edildi
Banned
selamün aleyküm
kardeşim islamiyetin birlik ve bütünlüğe ne kadar değer verdiğinden bahsediyorsun fakat nurcruların kendi cemaatlerinden olmayanlardan alışveriş yapmayı benimsemediklerinide biliyormusun bumudur birlik beraberlik anlayışı cemaatten olmayan müslüman değilmdir??

eskiden gazetelerine aboneydim ve Nurcular müşterimdi fakat ne zaman ki gazete üyeliğini kestim onlarda
gelmeyi kestiler :) mahalle baskısı dedikleri bu olsa gerek. Gazete konusunda Esnafı adeta mecbur bırakıyorlar. Dolaylı bir " Abone olmazsanız gelmeyiz " iması ve tehditi.

Peeeeeh gelmezseniz gelmeyin be
 
Üst Ana Sayfa Alt