Bismillah,
Hamd yaşamı ve ölümü var eden ve ölümlerin en güzeli olan Şehadet aşkıyla yürekleri dolduran Allah azze ve celle'ye, Salat O'nun Rasulü ve kulu olan Muhammed Mustafa (s.a.v)'in üzerinedir. Sözlerime başlamadan önce Allah azze ve celle'nin bu güzel şeref ile şereflendirdiği kulları arasına önce beni daha sonra siz değerli kardeşlerimi/abilerimi almasını niyaz ederim.
Değerli kardeşler, Halife Ebubekir (r.a) dönemine o şartlar altında bakacak olursak Yemame Savaşında Bera Bin Malik (r.a)'ın yapmış olduğu o çağı kapsayan bir istişhaddır. İstişhad denilince aklınıza hemen patlatmayı getirmeyin kardeşler. Bunun eskiden günümüze serüvenine bakın. Ebubekir (r.a)'ın döneminde istişhad Bera Bin Malik (r.a)'ın yapmış olduğu davranıştır. Günümüz istişhadını ben ve sen belirleyemeyiz bunu yerlerinde oturan alimlerde belirlemiyor(bu konuda fetva vermekten uzak durmayı tercih edenler çok). Bunu Cihad alimleri dediğimiz ve ömürleri sahada geçen, canlarını Cihad ederek harcayan ve rızayı sadece Allah'tan bekleyen alimlerimiz veriyor. Ve Bera Bin Malik (r.a)'ın yaptığı ile kendisine bomba bağlayıp patlatan Mücahidleri kıyas ediyorlar. Davranışların aynı davranış olduğunu dile getiriyorlar. Tabii bunu bütün alimler yapmıyorlar.
Peki Bera Bin Malik (r.a) ne yaptı da kıyas ediliyor?
"Yemame günü Bera Bin Malik (r.a) savaşın kilit noktalarından bir tanesinde cesaretini göstererek, müseyleme ve askerlerinin geriye kaçarak, girip sığındıkları bahçenin önünde durarak şöyle haykırdı:
"Ey Müslümanlar ... Beni kaldırıp onların üzerine bahçeye atın…!”
Berâ kardeşlerinin kendisini fırlatmalarını beklemeden duvara tırmanıp, kendini bahçenin içine attı ve kapıyı açtı. İslâm askerleri de içeriye girdi… O gün müşriklerin kılıçları, Bera Bin Malik (r.a)'ı seksen küsur darbeyle seksen yerinden yaraladı. Öyle ki savaştan sonra bir ay Hâlid b. Velîd onun tedavisiyle ilgilendi. Fakat bütün bu başına gelenler onun amacı ve arzusu değildi. Buna rağmen bu durum Berâ’yı ümitsizliğe düşürmedi. Yarın yeni bir savaş daha başlayacaktı.. "
Evet kardeşler, yukarıda gördüğümüz gibi Bera Bin Malik (r.a) canından vazgeçerek öleceğini bildiği halde savaşı Müslümanların kazanması için kendisini bahçeye atarak günümüz tabiriyle istişhad yapmıştır. Ama Allah azze ve celle ona şehadeti nasip etmemiş, seksen yerinden seksen küsur yarayla kurtulmayı nasip etmiştir. Yukarıda
Abdulmuizz Fida hocanın anlattığı gibi Mücahidlerden de Allah azze ve celle'nin şehadeti nasip etmediği, büyük yaralar nasip ederek sağ kurtulan Mücahidlerimiz de mevcut tıpkı Bera Bin Malik (r.a) gibi...
Bera Bin Malik (r.a)'ın bu cesareti ve şehadet aşkı sayesinde Müslümanlar galip gelmiştir. Tıpkı bir hafta önce yaşanan Halep Gazası'nda olduğu gibi. Halep Gazasını kazandıran en önemli saldırıların ikisi şehadet eylemidir. İki Mücahidin bomba yüklü araçlarla kendilerini patlatmasıdır. Bunları göz ardı edemeyiz, bunlar İslam'a şeref katan davranışlardır. Hele ki bizim gibi pısırıkların (üzerinize alınmayın kendimden bahsediyorum(!) ) oturup konuşacağı meseleler değildir. Sahada olup canlarından vazgeçenlerin oturup istişare edeceği bir meseledir.
Diğer bir konuda, bu saldırıları emirler, komutanlar zorla yaptırmıyor. Bilakis Mücahidler isteyerek gidiyorlar, çünkü onlarda Bera Bin Malik (r.a) gibi şehadet aşığı kimselerdir. Nice Cihad topraklarında 5-6 yıl gibi uzun bir zaman istişhad sırasını bekleyen Mücahidler mevcut. Bunları bir bütün olarak düşündüğümüz zaman bize söyleyecek söz kalmıyor. Çünkü Bera Bin Malik (R.a)'ın kardeşlerine içeri atmalarını söylüyor onlar atmıyor ve kendisi tırmanıyor. Tıpkı günümüz Mücahidleri gibi komutanlar ne kadar yapma sen bize başka türlü lazımsın dedikleri halde onlar gönüllü oluyorlar.
Peki Allah için soruyorum sizlere ve kendime: Bizler istişhad yapmaya karar verdikte bunun amel-i salih noktasınımı arıyoruz? Yoksa daha cihada bir fiil katılmadan sadece bu konularımı irdeliyoruz? Eğer kafanızda sadece bir soru olarak kalmışsa soru aklınıza geldiği gibi cevap olarak Bera Bin Malik ve davranışı aklınıza gelsin... Ve Allah'tan korkun, Vallahi şuan dünyanın en merhametli insanları, senden de benden de hocalarımızdan da daha merhametli olan vallahi o Mücahidlerdir. Onlar istemeden bir kedilerin dahi kılına zarar vermek istemiyorlar kaldı ki sivil insanlara hiç zarar vermezler...
"Muhammed, Allah’ın rasulüdür.
Onunla beraber olanlar kafirlere karşı şiddetli,
birbirlerine karşı ise merhametlidirler."
(Feth: 29)