A
Çevrimdışı
Bu MÜŞRİKLER aslında asli olan MÜŞRİKLER değil midir ? Örnek olarak; İnsan ALLAH'a ortak koşarak inanıyor, Bunu açıklıyorsun kabul ediyor ve kendisini TEVHİD üzere düzeltiyor fakat bir diğeri ise uyarılarına rağmen buna kulak vermiyor ve yolunda gitmeye devam ediyor. bu iki insan farklı değil midir ? Yada o insan söylemene rağmen yine ortak koşarak inanıyor ve ayrıca buraya dikkat edelim senin görüşünden dolayı sana savaş bile açmış. Burada benim anladığım ve okuduğum şey her ne olursa olsun aynı ortamda bulunmamak en doğru harekettir tabikide. Ama TEVHİD'i anlatmak ve hatasını düzeltmek istemek buna delil olabilir, Hani İbrahim, babası Âzer’e, “Sen putları ilâh mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum” demişti. Yani hiç TEVHİD'İ Anlatmadan, hata üzeri olduklarını anlatmdan beri olmak bana doğru gelmiyor ki delillerde buna işaret ediyor...Soru:Günümüzde bu vakıayla sıkça karşılaşılıyor ve genel muassır alimlerin görüşününde bu yönde olduğu söyleniyor hatta selefin genel görüşünün bu olduğuda hakeze söyleniyo şirkten beri olup müşrikleri tekfir eden bir müslüman böyle bir durumla karşılaşırsa ne yapmalı?
Cevap; Sevgili kardeşim; Öncelikle sana nasihatim erkekleri taklit etmekten sakınmandır. Nitekim seleften bu konuda birçok hadis varid olmuştur. Abdullah ibnu Mesud demiştir ki; " Sakın ha sakın erkekleri taklit etmeyesiniz. Eğer onlar iman eder iseler sizde iman edersiniz. Eğer onlar küfreder iseler sizde küfredersiniz." İmam Lelekai tahriç etmiştir.
Bundan sonra derim ki; Muasırlar, Alimler insanların koydukları ünvanlar sakın sizi hakka tabi olmaktan alıkoymasın. İnsanların çoğu şöhret belasına kurban olurlar. Sakın sizlerde bu belanın kurbanları olmayın. İnsanın alimliği hakkı bildiği oranda ölçülür. Yoksa cahillerin verdikleri lakapların havadaki çer çöp den başka bir değeri yoktur. Ehliyet sahibi insanların verdiği lakaplar ve unvanlar kıymetlidir. Yalakaların unvanları yağlamacılıktan başka bir şey değildir. Allah bize yeter o ne güzel vekildir.
Selefin de müşrikleri tekfiri dinin aslı saymadığını söyleyenin iddiasını ispat etmesi gerekir. Biz diyoruz ki selef Kuran ve sünnet naslarının açık bir şekilde tekfir ettiği müşrikleri tekfir etmek dinin aslıdır. Biz iddiamızı şöyle ispat ediyoruz;
Müşriklerin tekfiri dinin aslındandır. Bunun Kuran’dan delilleri;
“ Sizin için İbrahim ve beraberindekilerde güzel örnekler vardır. Onlar kavimlerine dediler ki; ‘Biz siz müşriklerden ve sizin Allah’tan başka ibadet ettiklerinizden beriyiz. Sizi tekfir ediyoruz. Sizin ile bizim aramızda Allah’a tevhid üzere iman edinceye kadar ebedi bir buğz ve düşmanlık başlamıştır.’”(Mümtehine 4)
“ Siz müşriklerden ve Allah’tan başka ibadet ettiklerinizden uzaklaşıyorum. Rabbime dua ediyorum ki umulur da bununla cehhennemliklerden olmam. Ne zaman ki o müşriklerden ve onların Allah’tan başka ibadet ettiklerinden beri oldu, Biz de ona İshak ve Yakub’u verdik.”(Meryem 48-49)
“ O müşriklerden ve onların Allah’tan başka ibadet ettiklerinde uzaklaştılar, bizde onlara mağaraya çekilin dedik.”( Kehf 16)
İşte bu ayetlerin hepsi müşriklerden beraatin dinin aslına taaluk eden bir mesele olduğunu ortaya koymaktadır. Peki, bu ayetleri Ulema nasıl anlamıştır? İşte o sorunun cevabını da ilim ehlinin şu sözleri ile ortaya koyalım inşallah.
Şeyhulislam İbn Teymiyye rahimehullah dedi ki; “ Şüphesiz bütün dinler müttefiktir ki; bütün resuller putlara ibadetten neyhettiler(Şirk) ve bunu yapanları tekfir ettiler. (Bu şirkleri işleyen müşrikleri) Mümin mümin olamaz ancak putlara ibadetten ve Allah’tan başka ibadet edilen her şeyden beri olmadıkça. Allah subhanehu ve tealanın dediği gibi; ““ Sizin için İbrahim ve beraberindekilerde güzel örnekler vardır. Onlar kavimlerine dediler ki; ‘Biz siz müşriklerden ve sizin Allah’tan başka ibadet ettiklerinizden beriyiz. Sizi tekfir ediyoruz. Sizin ile bizim aramızda Allah’a tevhid üzere iman edinceye kadar ebedi bir buğz ve düşmanlık başlamıştır.’”(Mümtehine 4)
Bunun böyle olmadığını iddia eden bir de pervasızca bunu selefe nispet edenlerin iftiralarını ispat etmeleri gerekir ki Allahın dediği gibi; " Zan haktan bir şey değildir." (Necm 28)
Her kim dininin aslını bozarsa o müslüman değildir. Allah hakka hidayet edendir. O ne güzel vekil ne güzel mevladır.
Bu MÜŞRİKLER aslında asli olan MÜŞRİKLER değil midir ? Örnek olarak; İnsan ALLAH'a ortak koşarak inanıyor, Bunu açıklıyorsun kabul ediyor ve kendisini TEVHİD üzere düzeltiyor fakat bir diğeri ise uyarılarına rağmen buna kulak vermiyor ve yolunda gitmeye devam ediyor. bu iki insan farklı değil midir ? Yada o insan söylemene rağmen yine ortak koşarak inanıyor ve ayrıca buraya dikkat edelim senin görüşünden dolayı sana savaş bile açmış. Burada benim anladığım ve okuduğum şey her ne olursa olsun aynı ortamda bulunmamak en doğru harekettir tabikide. Ama TEVHİD'i anlatmak ve hatasını düzeltmek istemek buna delil olabilir, Hani İbrahim, babası Âzer’e, “Sen putları ilâh mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum” demişti. Yani hiç TEVHİD'İ Anlatmadan, hata üzeri olduklarını anlatmdan beri olmak bana doğru gelmiyor ki delillerde buna işaret ediyor...
Ayrıca bu ayetide göz ardı etmemek gerek... MÜMTEHİNE 8. Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.
Şöyle söyleyeyim; Sabah gelip dükkanı açtın, müşrik geldi alışveriş yaptı. Nasıl davranmak gerek ? Din ile ilgili soru sordu cevap verdin TEVHİD ile dinledi ve yaklaştı... Orada bahsedilen MÜŞRİK kişiler Allahualem MAKDİSİ onların asli müşrik olduğunu yazıyordu... Mumtehine 8 ve 9 Hakkında ne diyorsun ? Bir sonraki ayetlerde olan ?Asli müşrik ve cahil müşrik diye bir ayrım yapmışsın. Bunun delilleri ile ulemadan nakillerle bize ıspatlayabilir misin? Hangi alim böyle bir ayrım yapmış? Birde tevhidi anlatmadan beraat etmenin doğru olmadığının delili nedir? Ki beraatin manası Mümtehine-4 ayetinde görüldüğü üzere "KEFERNA bikum" yani "Sizleri TEKFİR ettik". Yani beraatin manası tekfir. Sen ise tevhidi anlatmadan tekfir diğer manası ile beraatin olmayacağını söylüyorsun. Bunun delillerini zikredersen bizlerde aydınlanırız.
Şöyle söyleyeyim; Sabah gelip dükkanı açtın, müşrik geldi alışveriş yaptı. Nasıl davranmak gerek ? Din ile ilgili soru sordu cevap verdin TEVHİD ile dinledi ve yaklaştı... Orada bahsedilen MÜŞRİK kişiler Allahualem MAKDİSİ onların asli müşrik olduğunu yazıyordu...
Akhi sen öncelikle delillerinle ne yapılması gerektiğini yaz, bende cevap vereyim sana... Aksi takdirde senin bu yazını okuyan HAKARET eder, ÖLDÜRÜR hatta bir müşriği (-:Sabah dükkan açmakla konumuzun pek bir alakası yok. Burada konu tekfir, yani beraatin aslı. Ben müşriklerle konuşmayalım, hakaret edelim demiyorum. Kimsede bunu yapmaz. Yukarıda söylediğim gibi dediklerini delilleriyle açıklarsan sevinirim
Akhi sen öncelikle delillerinle ne yapılması gerektiğini yaz, bende cevap vereyim sana... Aksi takdirde senin bu yazını okuyan HAKARET eder, ÖLDÜRÜR hatta bir müşriği (-:
Bu MÜŞRİKLER aslında asli olan MÜŞRİKLER değil midir ? Örnek olarak; İnsan ALLAH'a ortak koşarak inanıyor, Bunu açıklıyorsun kabul ediyor ve kendisini TEVHİD üzere düzeltiyor fakat bir diğeri ise uyarılarına rağmen buna kulak vermiyor ve yolunda gitmeye devam ediyor. bu iki insan farklı değil midir ?
Cezakallahu Hayr Akhi, sonuç itibari ile ne yapmamız, nasıl davranmamız gerekli peki ? Adamları zaten müşrik görüyoruz ve aralarında bulunmuyoruz diyelim. Hareket metodu nedir ?Soruya soru ile değil, delil ile cevap verirsen hepimiz aydınlanabiliriz. Burada kimse bir müşriğe tebliğ ulaşmadıysa onu öldürelim, müşriklerle kavga edelim demiyor. Rasulullah s.a.v. bu dini getirdiğinde halkını tekfir etti, o halk öyle ki kendini İbrahim a.s. dinine nispet edip "BİZ HANİF MÜSLÜMANLARIZ" diyorlardı. Ancak tekfir edilmelerine rağmen Allah subhanehu teala düşmanlık etmeyenlere yardım etmeyi yasaklamadı.
Benim sana sorduğum, itiraz ettiğim şudur. Sen asli kafirler gibi bir ayrım yaptın. Bende sana bunun delilini sordum. Halbuki Kur'an ve sünnette kendini İslam'a nispet edipte aslen kafir veya cahil kafir diye bir ayrım yoktur.
Sen dedin ki "Asli kafir olmayan müşriğe beraat olmaz." Ve işin garibi sözünün ucu şuraya gitti. Müşriklerden beraat, onları tekfirdir. Dolayısıyla sözünden şu mana çıktı, bir adam Müslümanım diyorsa, ve cahilce Allah'a şirk koşuyorsa, o tekfir edilmez. Zaten yukarıda okursan itirazım buna idi, bundan ötürü senden delil istedim.
Halbuki İbrahim a.s kavmi, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in kavmi ve birçok Peygamberin kavmi zaten "Biz Müslümanlarız" diyorlardı. Ancak şirklerinden ötürü Allah onları hüccetten önce ve sonra müşrik olarak isimlendirdi.
Bu durumda "Asli kafir-cahil kafir" ayrımını yapanlara göre Mekke müşriklerinin, tekfir edilmeden (beraat sağlanmadan) önce hüccet ikamesi gereklidir. Halbuki Rasulullah s.a.v. hüccetten öncede sonrada onlara kafir dedi. Tıpkı İbrahim a.s. babasına hüccetten önce ve sonra müşrik dediği gibi.
Yoksa kimsenin müşrikleri öldürelim, tebliğ yapmayalım dediği yok. Böyle sözden Allah'a sığınırım.
Bunun dışında konu ile alakalı olarakta hakiki cevap şudur; Tekfir dinin aslındandır. Bunu kimse inkar etmemiştir. İbrahim a.s. kıssası buna örnektir.
Ve yine Yahudi Hristiyanların tekfiride buna delildir. Her kim kelime-i tevhidi ikrarıyla beraber Yahudi Hristiyanları tekfir etmezse o kafirdir. Buda tekfirin dinin aslından olduğunun en büyük delillerindendir.
Necid ulemasının bu konuya dair birçok sözleri mevcut. Dileyenlerde onların eserlerine dönebilir.