Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Video Tevessül Meselesinde Deliller !

M Çevrimdışı

Muhaajir

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Bu hadiste geçen istimdadın şirk olmayışının sebebi ve illeti, orda Allah SvT'nın bazı kullar hâzır kılması. Bu açıklama necd ulemasına ait. Müşriklerin bazı şüphelerini zikrettikten sonra bu hadisin mahiyetini de açıklıyorlar.

Zikri geçen kullar hem hâzırlar hem diriler. Sırf Allah SvT'nın hikmeti gereği görülemiyorlar mesela cin veya melekler gibi.

En doğrusunu Allah SvT bilir.
 
A Çevrimdışı

ammar huseyn

Üye
İslam-TR Üyesi
Yedinci şüphe:

Yakındaki Allah’ın kullarına: ”Ey Allah’ın kulları bana yardım edin” diye nida edilmesinden bahseden zayıf Hadis
Bu Hadis’in manasını muasır müşriklerin değiştirip uzaktaki duymayan kişi için saptırdıklarının isbatı

Muasır müşrikler, Allah’tan başkasına dua etmenin caiz olduğunu isbat edemeyince, yine konu ile alakası olmayan bir delil zikretmişlerdir. Bizlerde onların zikrettikleri bu şüpheye hem sened bakımından, hemde mana yönünden cevap verip, bu delilin aslında sened bakımından sabit olmadığını, mana yönündende konu ile akalası olmadığını isbat edeceğiz inşallah.
Herşeyden önce Hadis’in senedini inceleyelim:Hadis farklı senedler ile rivayet edilmiştir. Hadis’in genel manası şudur: Bir kişinin bineği kaybolursa, şöyle bağırsın: Ey Allah’ın kulları, bana yardım edin. Hiç şüphe yoktur ki Allah’ın kulları bineğini durdururlar(Bineğini bulurlar. Kaçarken de durdururlar). Hadis’in metni yaklaşık böyledir. Bazı rivayetlerde Allah’ın kullarından kasd edilenin Melek’ler olduğuda zikredilmiştir. Şimdi senedlerini inceleyelim:
Birinci sened:
Ebu Yala Müsned’inde, Taberani el-Mucemul Kebir’inde, İbnus Sunni Amelul yewmi welleyle’de, Abdullah bin Mesud’dan, o da Peyamberimizden s.a.v. rivayet etmiştir.
Ama hepsinin senedinde ”Maruf bin Hasan es-Semerkandi” vardır. Bu kişi de Mechul’dur. Yani kim olduğu bilinmemektedir. Demek ki bu sened zayıftır.
İkinci sened:
İbni Ebi Şeybe Musannef’inde rivayet etmiştir. Muhammed bin İshak’tan, o da Eban bin Salih’ten. Eban’da direk Allah Rasulunden s.a.v. rivayet etmiştir.
Eban’da ne Allah Rasulunu görmüş, nede Sahabe’leri görmüştür. Demek ki senedden iki kişi en az eskiktir. Buda senedin ”Mudal” olduğunu gösterir. Mudal’da ittifaken zayıftır.
Üçüncü sened:
Heysemi’nin Keşful Estar’ında rivayet edilmiştir. Bu rivayette de kasd edilenin Melek’ler olduğu zikredilmiştir.
Ama senedindeki ”Usame bin Zeyd el-Leysi” de zayıflık vardır. İmam Ahmed Munker rivayetleri olduğunu zikretmiştir. Yahya bin Said’e göre metruk bir ravi’dir(İmam Ahmed’in el-İlel’ine bak). Münker rivayetlerinden biriside bu Hadis’tir.
Dördüncü ve beşinci sened:
Beyhaki Şuabul İman (no: 7297) adlı eserinde rivayet etmiştir. İki sened ile, zikrettiğimiz Usame bin Zeyd kanalı ile rivayet etmiştir. Ama ibni Abbas’ın sözü olarak rivayet etmiştir.
Halbuki zikrettiğimiz üçüncü senede baktığımızda İbni Abbas’tan, o da Peygamberimizden s.a.v. rivayet ettiğini göreceğiz. Buda Hadis’te iztiraplık olduğunu gösterir.
Biricisinde: Ravh bin Ubade vardır. Güvenilir bir ravi’dir, ama bazı senedlerde hata etmiştir. Nasıl ki ibni Mehdi senedinde hata ettiği bir hadisi düzeltmiştir(Tehzibut Tehzib 3.clt. 295.s.). Bazen hata ile zayıf ravileri senedden çıkarttığı olmuştur. Muhtemeldir ki o hadislerden biriside budur.
Bu illetin üzerine Usame’deki zayıflığıda ekleyelim.
İkincisinde ise: Muhammed bin Abdulvehhab vardır. Güvenilir olsa da yine bazı hataları olmuştur. Muhtemeldir ki bu rivayet de onun hatalı rivayetlerindendir.
(Muhammed bin Abdulvehhab, bir hadis ravisidir. Bu raviden yüz yıllar sonra yaşayan İmam Muhammed bin Abdulvehhab değildir. Cahil muaıır müşriklerin karıştırmaması için zikrettim)
Ayrıca başka bir illet daha vardır:
Her birinde hafiften zayıflık olmasına rağmen, bazen Peygamberimizden s.a.v. merfu olarak, bazende İbni Abbas’tan mevkuf olarak rivayet edilmesi, Hadis’in muztarip olduğuna delalet etmektedir. Muztarip de zayıftır.
Altıncı sened:
Taberani’nin Mucemul Kebir’inde rivayet edilmiştir. Ama senedinde ”Abdurrahman bin Şureyk” vardır. Ebu Hatim, Hadis’lerinin vahi (boş) olduğunu söylemiştir(Tehzibul Kemal).
Bu rivayetin sonunda şu ilave vardır: Buda denenmiştir.
Derim ik: Bu ilave de bu olayın denendiği zikredilmiştir. Ama yararlı çıkıp çıkmadığı hiç zikredilmemiştir.
Ayrıca bizler dinimizi denenmiş şeylerden almayız. Bizler dinimizi Kuran’dan ve Sünnet’ten öğreniriz.

Bu rivayeti zayıflayan alimler:

Bir: Abdullah bin Mubarek.
İki: İmam Heravi.
İmam Allame el-Heravi, Zemmul Kelam adlı eserinde şöyle demiştir:
İbni Mubarek, seferlerinden birisinde iken yolda kaybolmuştu. Ona da ulaşmıştı ki kim zor durumda kaldığında: Allah’ın kulları, bana yardım edin derse, yardım edilir. (İbni Mubarek dedi ki) Bende (Bu Hadis’i bulma adına) cüzü (kitabı) aradım. Senedine bakmak için.
(İmam Heravi der ki) İşte senedini kabul etmediği bir duayı etmeyi caiz görmemiştir(3.clt. 110.s.).
Derim ki: Elbetteki İbni Mubarek’in bu rivayeti zayıflaması sabit değildir. Çünkü senedi yoktur. Ama Heravi’nin zayıfladığı çok açıktır. İmam Heravi’de Hadis ulemasının ileri gelenlerindendir.
Üç: İmam Bezzar.
Müsned’inde Hadis’i zikrettikten sonra şöyle demiştir: Bu sözü, Peygamberden s.a.v. sadece bu lafız ile, bu sened ile rivayet edildiğini biliriz(2.clt. 178.s.). zikrettiği senedin de zayıf olduğunu isbat etmiştik.
Sonuç:
Bu geçmişi anlarsak, bu Hadis’in zayıf olduğunu söyleyebiliriz.
Ama aslında eski alimlere bakarsak, onlar bu gibi Hadis’leri faziletli amellerden saydıkları için bazıları amel etmekte tesahul etmiş ve bu gibi Hadis’ler ile amel etmiştir.
Halbuki bilmemiz gerekir ki zayıf Hadis ile itikad edilemediği gibi amel de edilmez. İster faziletli amellerde olsun, ister fıkhi meselelerde olsun. Çünkü zayıf hadis demek, Peygamberimizin s.a.v. deyip demediğinden şüphe ettiğimiz bir söz demektir. Şüphe ettiğimiz bir şeye de dinimizi bina edemeyiz. Ne faziletli amellerimizi bina ederiz. Nede fıkhi meseleleri, nede itikadi meseleleri. Bizler zayıf hadislerden uzak dururuz. Taki Sahih olduğu ortaya çıkana kadar.
Bu Hadis’e Sahih diyenler olmuştur. Yine İbni Abbas’ın sözü olarak Sahih’tir diyenlerde olmuştur. Ama böyle diyenlerin hepsi hata etmişlerdir. Zikrettiğim illetlere bakılırsa bu Hadis’in salim ve illetsiz olan bir sened ile rivayet edilmediği görülecektir. Bu nedenle bu Hadis zayıftır.
Şimdi ise bu Hadis’in manasına gelelim:
Bir: Hiçbir alim bu Hadis’i ele alıp Allah’tan başkasına dua etmenin caiz olduğunu söylememiştir.
İki: Hadis’e bakıldığında, orada bulunan Allah’ın kullarından yardım istenmesi geçmektedir. Hadis’in en kuvvetli senedlerinde de (zayıf bile olsa) kasd edilenin Melek’ler olduğu geçmektedir.
Hadis’te Peygamberimiz s.a.v. orada bulunan Melek’lerden yardım isteyin diyor. Bunda da bir sorun yoktur zaten. Sen yanında bulunan bir kişiden: Bana yardım et, diyerek yardım istersen, her hangi bir günah işlemiş olmazsın.
Ama bizim Şirk dediğimiz ise, orada bulunmayanlara dua edip onlardan yardım istemen. İşte şirk olanda budur. Bununda Hadis ile bir alakası yoktur.
Üç: Hadis’te belli kişilerden yardım istemekten bahsetmemiştir. Genel olarak orada bulunan Allah’ın kullarından yardım istemek vardır.
Ama muasır müşrikler ise, orada bulunmayanlardan yardım istemekteler! İşte Şirk olanda budur. Bunun bu Hadis ile de bir alakası yoktur.
Ayrıca muasır müşrikler, isimleri ile belli kişilerden yardım istemekteler. Hadis’te ise sadece orada bulunan ve isimleri zikredilmeden yardım isteneceğinden söz etmiştir.
Dört: Hadis’te kasd edilen Melek’lerdir. En azından bütün rivayetlerin ittifak ettiği bir nokta vardır. O da: Allah’ın kulları bizim için görünmez varlıklardır.
Demek ki onlar her yerde mevcutlar. Ama bizler göremiyoruz. Bu nedenle onlardan yardım istemek, yanımızda bulunan bir kişiden yardım istemektir.
Bu mesele ile uzakta olan aciz kuldan yardım istemek arasında büyük fark vardır. Kuran ve Sünnet, uzakta olan aciz kullardan yardım istemenin şirk olduğunu söylemiştir.
Kısacası: Bu Hadis’in konumuz ile hiçbir alakası yoktur.
Bizim yanımızda bulunan Melek’lerden yardım istememiz ile, yanımızda bulunmayan ve uzaklarda olan kişilerden yardım istemek arasında büyük fark vardır.
Uzaktakilerden yardım istemenin Şirk olduğu Kuran’la sabittir. Ama yanımızdaki kişilerden yapabilecekleri şeyleri istemekte bir mahsur yoktur. Bu mubah şeylerdendir. Mubah olmadığını iddia edeninde delil getirmesi gerekmektedir.
Elbetteki bu dediklerimizin hepsi Hadis’in Sahih olduğunu farzetsek olurdu. Halbuki bu Hadis, isbat ettiğimiz gibi zayıftır. Alimler de ittifak etmişlerdir ki zayıf hadis ile itikad etmek batıldır.

Kitabın tamamı:
Kitap: Allah’tan başkasına dua etme şirki hakkında zikredilen şüphelerin cevabı (80s.) | Ehli İlm

Dört mezhep ulemasının tevessül adı altında Allah'tan başkasından yardım isteyenleri tekfir ettiğini görmek için:
Dört mezhep ulemasının Allah’tan başkasına dua edeni kafir görmeleri | Ehli İlm
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Abdul Muizz! Sakin ol Arkadaş sinirlenmeye gerek varmı? Ne oldu yoksa konudan 1,5 ay sonra yazmak günah mı oluyor?Nakl edeceğim şeyleri zaten Muslih rumuzlu üye yazmıştı. Görünüyor okumamışsın.! İmam Ahmedin bu rivayetle amel etmesi:İbn Teymiyyenin talebelerinden olan Şemsuddin İbn Muflih (708-763 h/1308-1362) «El Edeb Eş Şeriyya» adlı kitabında şöyle der: “Fasl: Hayvanı ürküb kaçan ve ya yolda kaybolan kişi ne söylemelidir?İbnus Sunni kendi kitabında Abdullah bin Mesuddan – Allah ondan razı olsun – Rasulullahın – sallallahu aleyhi ve sellem – şöyle dediyini rivayet etmiştir:«Sizden birinin hayvanı kimsesiz bir çölde ürküb kaçarsa şöyle desin: “Ey Allahın kulları! Onu benim için tutun! Çünki, Allahın yer yüzünde (bu iş için) hazır olan kulu vardır ve onu tutar.”İmamımız Ahmedin oğlu Abdullah dedi: Babamı şöyle söylerken duydum: “Beş defe Hacca gitdim. İki defe binikle, üç defe ise piyada. Ve ya üç defe binikle, iki defe piyada. Piyada gitdiyim bir Hacc yolculuğunda yolumu kaybettim. “Ey Allahın kulları! Bize yolu gösterin” demeye başladım ve yolu bulana kadar bunu söylemeye devam ettim.» Kaynak: İbn Muflih: El Edeb Eş Şeriyya: 1/457Beyrut: 1419/1999 İmam Ahmedden bu hadise sabittirmi?Evet! Çünki, bunu onun doğma oğlu Abdullah rivayet etmiştir.Ayrıca ilim ehlinden bir çoğu bunu kendi kitablarında zikr etmişler. Mesela: İbn Asakir «Tarihu Dimeşk» (Senedi Sahihdir deyerek), İmam Beyhaki «Şuabul İman», İmam İbn Kesir «El Bidaye ven Nihaye», İmam Celaluddin Es Suyuti «El Habiik fi Aberil Meleik» adlı kitablarda ve sitat getirdiyimiz Allame İbn Muflih.Allame, Zahid ve Fakih Muhyiddin En Nevevinin bu rivayetle amel etmesi kendi eseri olan «El Ezkar min Kelami Seyyidil Ebrar» geçiyor.Diğer alimlerin görüşü de zaten yazılı geriye dön bir bir oku…..Abdul Muizz! İmam Ahmedin Müsned eserinin bu konuyla ne ilgisi var anlamadım.?
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Abdul Muizz! Yine diyorsunki: Bir kişinin sadece Allahtan yardım isteme konusunda yüzlerce sahih rivayeti bırakıb bir tana uydurma veya zayıf diye ihtilaflı rivayete ısrarla sarılması onun zayıf hadis mubtelası olduğunun göstergesidir.Muvahhid Faruk Cevap:Allah Allah ölemi mmmmm. O zaman o söylediğin yüzlerce sahih hadisi bırakıbda “bir tana uydurma veya zayıf” dediğin o rivayetle amel eden o iki imamı da Muslihi itham ettiğin gibi niye itham etmiyorsun? Bununla yanaşı bu duanı caiz gören o kadar fukahanı?Mmmmmmm. Kos kocaman iki imam amel etsin diğerleride böyle bir dua şeklini caiz görsün ama normal karşılansın. Ama o ilim ehlinin görüşüne göre uyarak amel eden ise zayıf hadis mubtelası olsun. Yoksa İmam Ahmed senin iddia ettiğin o yüzlerce sahih hadisi mi göremedi? Tamam Zorlama değelim ki göremedi..... O zaman ondan sonra gelen imamlar nasıl? Onlar da mı göremedi bu yüzlerce sahih hadisi? Böyle bir zayıf rivayetle amel etmeğe teşvik etti milleti?Şeyhul İslam İbn Teymiyye.....«Sahih Muslim»i bizzat şerh eden İmam Nevevi......Belkede elliden fazla hadis ustazından ilim almış Ebul Kasim Et Tabarani...Hatta Tabarani rivayeti naklettikten sonra Bu Tecrübeden geçirilmiştir diyor......Maliki alimlerinden İbnul Hacc El Abdari.........Maliki alimlerinden Şihabuddin En Nefrevi.......Allame Abdur Rauf El Munevi.......Hanbeli ulemasından İbn Kayyim El Cevziyye........Şimdi bu kdar alim senin iddia ettiğin o yüzlerce sahih hadisi göremedi öle mi? Böle bir şeyin mümkünlüğünü kabul edenin akıl kıtlığı lehine değil aleyhine delil olarak yeter....Gerçi söylediğin o söz doğru (Akıl ne büyük nimettir.) Ama senin bundan mahrum olduğun da ortada.Acele etmeye gerek yok otur iyice tefekkür et.Ayrıca demogojiye kaçanın kim olduğu ortada. Gerçi sen samimi olsaydın sana sorulan soruya cevap verirdin.Böyle bir Dua hakkında senin itikadın nedir?Ahiru Da’vana Elhamdulillahi Rabbil Alemin.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdul Muizz! Sakin ol Arkadaş sinirlenmeye gerek varmı? Ne oldu yoksa konudan 1,5 ay sonra yazmak günah mı oluyor?
Nakl edeceğim şeyleri zaten Muslih rumuzlu üye yazmıştı. Görünüyor okumamışsın.!
Aklını kullanmaktan aciz edebsiz cahiller aynaya bakarak yazdıklarından kendilerini muhatabı sanır ve sinirleniyor zannedebilir. Alakasız konuya 1,5 ay sonra yazı yazıyor ve hadisten bahsediyorsan, mesajlarda geçen hangi hadisse alıntı yapmıyorsun, sonra da yazmak günah mı diyorsun! Sana ecir kazandın yada gunah kazandın mı denildi ki embesilce konuşuyorsun? Senden hadisi ekle ki hangi hadisten sorduğun anlaşılsın, senin aklından geçenleri okuyan şeyhlerinden değiliz ki?
Ayrıca Muslih, bir tane mesaj ve hadisten bahsetmedi!

İmam Ahmedin bu rivayetle amel etmesi:
İbn Teymiyyenin talebelerinden olan Şemsuddin İbn Muflih (708-763 h/1308-1362) «El Edeb Eş Şeriyya» adlı kitabında şöyle der:
“Fasl: Hayvanı ürküb kaçan ve ya yolda kaybolan kişi ne söylemelidir?
İbnus Sunni kendi kitabında Abdullah bin Mesuddan – Allah ondan razı olsun – Rasulullahın – sallallahu aleyhi ve sellem – şöyle dediyini rivayet etmiştir:
«Sizden birinin hayvanı kimsesiz bir çölde ürküb kaçarsa şöyle desin: “Ey Allahın kulları! Onu benim için tutun! Çünki, Allahın yer yüzünde (bu iş için) hazır olan kulu vardır ve onu tutar.”
İmamımız Ahmedin oğlu Abdullah dedi: Babamı şöyle söylerken duydum: “Beş defe Hacca gitdim. İki defe binikle, üç defe ise piyada. Ve ya üç defe binikle, iki defe piyada. Piyada gitdiyim bir Hacc yolculuğunda yolumu kaybettim. “Ey Allahın kulları! Bize yolu gösterin” demeye başladım ve yolu bulana kadar bunu söylemeye devam ettim.»
Kaynak: İbn Muflih: El Edeb Eş Şeriyya: 1/457
Beyrut: 1419/1999
İmam Ahmedden bu hadise sabittirmi?
Evet! Çünki, bunu onun doğma oğlu Abdullah rivayet etmiştir.
Ayrıca ilim ehlinden bir çoğu bunu kendi kitablarında zikr etmişler. Mesela: İbn Asakir «Tarihu Dimeşk» (Senedi Sahihdir deyerek), İmam Beyhaki «Şuabul İman», İmam İbn Kesir «El Bidaye ven Nihaye», İmam Celaluddin Es Suyuti «El Habiik fi Aberil Meleik» adlı kitablarda ve sitat getirdiyimiz Allame İbn Muflih.
Allame, Zahid ve Fakih Muhyiddin En Nevevinin bu rivayetle amel etmesi kendi eseri olan «El Ezkar min Kelami Seyyidil Ebrar» geçiyor.
Diğer alimlerin görüşü de zaten yazılı geriye dön bir bir oku…..


İmam Ahmed'in o rivayetle amel ettiği oğlu Abdullah'ın görüşü. Ayet ve hadis olmadığı gibi, bizi bağlayıcı de değildir. Bizi bağlayan böyle bir olayı yaşayan Rasulullah (s.a.v.)in kaybolan devesi hakkında Allah'tan başka sözde kulları(!) yardıma çağırıb çağırmadığıdır!
Şimdi sen, Rasulullah (s.a.v.)in kaçıb kaybolan devesi Kasva hakkında neden ashabına tavsiye ettiği ve sen ve sofilerce sahih görülen duayla amel etmemiştir? bunun cevabını ver!
Tabi bundan önce yukarıda sorduğum sorulara cevabını 2 dir bekliyorum!




_Bu rivayetin senedinin ravileri arasında Maruf b. Hassan es-Semerkandi isimli ravi var mıdır?
Eğer cevabın "evet vardır" ise muhaddisler bu kişinin güvenilirliği hakkında ne demişlerdir?
Yok cevabın "hayır yoktur" ise, ravileri Abdullah ibn Mesud'a kadar sırasıyla yazar mısın?
_Ayrıca ravi zincirinde kopukluk var mıdır? Var ise hangi raviler arası senedde kopukluk vardır?

1- Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, X/132'de rivayetin ravisi olan Mâruf bin Hassan es Semerkandi hakkında (güvenilirliği, sika vs) ne demiştir?
2- Ebu Hatim er-Razi, rivayetin ravisi olan Mâruf bin Hassan es Semerkandi hakkında (güvenilirliği, sika vs) ne demiştir?
3- Ayrıca ravi zincirinde İbni Burayde ile İbni Mes’ud arasındaki ravilerde kopukluk yok ise isimlerini bekliyorum!
4- (Konuyla pek ilgisi olmasa da) Aktardığın (Muslih) şu rivayetin Bab ve Hadis numarasını istiyorum.

Ölünün kabrinde dua ede bileceğine dair.
Delil:
Hadisi Şerif
“Şüphesiz ki, amelleriniz sizin yakınlarınız ve aşiretinizden olan ölülerinize arz olunur, eğer hayır olursa seviniyorlar, başka tür oldukda ise şöyle derler: Allahım! Bize hidayet ettiğin gibi onlara da hidayet etmeden onları öldürme!” (Ebu Davud)


5- Aşağıdaki hadislerden bir şey anlıyor musun?
İbni Abbas (r.anhuma) şöyle buyurmuştur:
"İstediğin zaman Allah'tan iste. İstimdad ve yardım istersen Allah'tan iste. Kalemin mürekkebi kurumuştur, sen karşılaştığın şey ilesin. Bütün yaratıklar uğraşsa, sana Allah'ın yazdığı faydalı şeyden başkasını veremezler ve gene bütün yaratıklar çalışsa, sana Allah'ın yazdığından başka hiçbir zarar veremezler"

(İbn Mace, Keffaret: 2; Darimi, Nuzur: 6)

Enes dedi ki: Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki:
"Sizden herbir kimse Rabbinden ne ihtiyacı varsa hepsini O'ndan istesin. Hatta ayakkabının bağı koptuğu takdirde dahi onu O'ndan istesin"

(İbn Hibban, Sahih, III, 148, 176, 177; el-Makdisi, el-Ehadisu'l-Muhtara, V, 9, 10;
"İbn Hibban tarafından güvenilir ravilerin rivayeti olarak kaydedilmekle beraber, doğrusunun mursel olduğunu" kaydetmekledir.)


Not :
1- Sakın demogojiye kaçma, konuyu saptırma. Net , kısa sorduğum soruya cevap yaz!
2- Buna cevab verdikten sonra da, kaypakça kaçtığın şu linkteki sorularıma cevab vereceksin! Acil bekliyorum :
https://www.islam-tr.org/konu/zevahirinin-rafizileri-tekfir-etmedigi-dogrumu.33658/
3- Sorularıma cevab vermeden bir daha kafana göre yazma!
 
A Çevrimdışı

ammar huseyn

Üye
İslam-TR Üyesi
Sekizinci şüphe:

İmam Ahmed’e atılan iftiranın cevabı

İmam Ahmed r.h. Ehli Sünet ve Hadis’in büyük imamlarındandır. Allah ona rahmet eylesin. Kuran yaratıktır diyen Allah’ın düşmanlarının karşısında sabırla dayanmış bir imamdır. Bu nedenle böyle büyük bir imama Şirk iftirası atmak gerçekten çok tehlikelidir.
Muasır müşrikler İmam Ahmed’in şirk işlediğini ve Allah’tan başkasına dua ettiğini iddia etmişlerdir. Halbuki bunların hepsi yalandır. İmam Ahmed sünnete sarılan birisidir. Sünneti takip eden imamlardan birisidir.Muhaliflerimiz de bu imama iftira atarlarken, sanki itikadi konuda ona uyduklarını iddia ediyorlar. Halbuki İmam Ahmed r.h. Allah’ın göklerin üstünde olduğunu inkar edeni tekfir eden birisidir. Nasıl ki Mervezi mesailinde nakletmiş, bizlerde bu meseleyi Ahmed bin Hanbel ve Selef’in itikadı risalemizde tafsille açıkladık.Yani eğer gerçekten muhaliflerimiz İmam Ahmed’i kendi imamları olarak görüyorlarsa, bilsinler ki İmam Ahmed onları tekfir ediyor. Eğer gerçeten muasır müşrikler İmam Ahmed’i imam olarak görüyorlarsa, İmam Ahmed’in dediği gibi Allah’ın göklerin üstünde olduğunu kabul edip, onu inkar edenleri Tekfir etmeleri gerekmektedir. Ama bizler biliyoruz ki muhaliflerimiz sadece fitne çıkartma adına İmam Ahmed’e iftira atıyorlar. Amaçları onu takib etmek değildir. Eğer onu takip etmek olsaydı, bu durumda onun dediklerini derlerdi.
Zaten bizler İmam Ahmed’i takip etmeyi meşru görmüyoruz. Böyle bir şeye hiç kimseyi davet etmiyoruz. Takip edilecek tek kişi Efendimiz Allah Rasuludur s.a.v.
Şimdide muhaliflerimizin iddialarını zikredip cevabını verelim.
Muasır müşrikler şöyle demişlerdir:
İmam Beyhakinin(r.a) “Şuaybul İman” isimli kitabinin 6-ci cildinin 128-ci sayfasinda bulunan 7697 numarali hadisdir.Bu sayfada İmam Beyhaki diyor ki:
“Abdullah Ibni Ahmed Ibni Hanbel(r.a) dedi ki,Babamdan(Ahmed Ibni Hanbelden(r.a) şöyle duydum.Ben üçü yaya ikisi binekle olmak üzere 5 defa hac yaptim.Bir defasinda Yaya hacc yapmağa giderken yolumu kaybettim.Ey Allahin hizmetkarlari bana yardim edin diye yolumu buluncaya kadar böyle bağirdim”
Derim ki: Bu zikredilen iftira hakkında iki yönden konuşacağız.
Bir: Sened bakımından.
İki: Mana bakımından.
Elbette mana bakımından bu zikredilende Allah’tan başkasına yapılan bir dua yoktur.
Bu rivayetin senedine bakarsak, göreceğiz ki Beyhaki hocası Hakim’den, o da Hafız Ahmed en-Neccad’dan, o da İmam Ahmed’in oğlu Abdullah’dan, o da babası İmam Ahmed’den rivayet etmiştir.
Yalnız senedinde bir illet vardır. O da: İmam Neccad‘dan kaynaklanmıştır. İmam Neccad büyük bir alimdir. Güvenilirdir. İmamdır. Büyük bir kitapta Hadis’lerini toparlamıştır. Kendi yazdığı eserlerindeki Hadis’ler sahih’tir.
Yalnız İmam Darukutni şöyle demiştir: Kendisi başkalarının kitabından tahdis etmiştir. Bu tahdis ettikleri kendi usulunde (eserlerinde) yoktur(Tarihul Bağdad, Hatip Bağdadi. 5.clt. 309.s. / Tarihul İslam, Zehebi. 7.clt. 860.s.).
İmam Bağdadi bunu zikrettikten sonra şöyle demiştir: Neccad hayatının sonlarında kör olmuştu. Belkide bazı Hadis talebeleri ona Darukutni’nin dediğini okumuş olabilirler. En doğrusunu Allah bilir(geçmiş iki kaynağa bak).
Derim ki: Bu nedenle Neccad’ın Sahih rivayetleri ile zayıf rivayetlerini ayırmamız için, İmam Abdullah bin Ahmed’den naklettiği bu rivayeti kendi kitaplarında olup olmadığını öğrenmemiz gerekmektedir. Çünkü hangi nakil onun eserlerinde yoksa, bu durumda onun rivayetlerine sokuşturulmuş olma ihtimali vardır. Ancak eğer kitaplarında bu rivayet mevcut ise, o zaman yakinen Sahih’tir.
Yalnız onun kitabında bu rivayetin olup olmamasını öğrenene kadar, İmam Ahmed’den aktardığı bu nakil zayıf hükmündedir.
Nasıl ki bu dediğimi önceden Şeyulislam İbni Teymiyye mudafası adlı eserimin dokuzuncu bölümünde, Hafız Iraki’nin bir Hadis’i sahih görmesine yaptığım mulahaza da zikretmiştim.
Şimdi bu rivayet zayıf bile olsa, sahih olarak farzedelim ve İmam Ahmed’den gelen bu rivayetin manasına bakalım:
Görüldüğü gibi İmam Ahmed geçmişte zikrettiğimiz Hadis’in manasını uygulamıştır. O da: Eğer bineğimizi kaybedersek, yer yüzünün her yerinde Melek’ler olduğundan, yanımızda bulunan Melek’lerin bize yardım etmesini isteyeceğiz.
İmam Ahmed de bu Hadis’i uygulamıştır. Kendince ictihad etmiş ve yolu kaybolunca, etrafında bulunan Melek’lerin ona yolu göstereceğini düşünmüştür.
İşte hepsi bu kadar.
Nerede İmam Ahmed Allah’tan başkasına dua etmiş?
Eğer İmam Ahmed, müşriklerin iddia ettiği gibi Allah’tan başkasına dua etmenin şirk olmadığına inansaydı, o zaman gidip ölmüş hocası olan Şafii’yi çağırırdı.
Neden çağırmadı?
Çünkü biliyordu ki Allah’tan başkasına dua etmek şirktir.
İşte bu zikrettiğimiz kuvvetli delile muasır müşrikler asla cevap veremezler.
Görüldüğü gibi İmam Ahmed en zor anında bile uzakta olan birisine dua etmiyor. Çünkü dua ederse Kafir olacağını biliyor. Bu nedenle yanında bulunan Melek’lerden yardım istiyor. İmam Ahmed biliyor ki yanında bulunmayandan yardım istemek şirktir. Böyle yapan kafir olur.
İşte bunu anlayan, İmam Ahmed’in bu yaptığının bizim için bir delil olduğunu, muhaliflerimiz için bir delil olmadığını açıkça görür. Zaten bu rivayetin zayıf olduğuda ortaya çıkmıştır.

Kitabın tamamı:
Kitap: Allah’tan başkasına dua etme şirki hakkında zikredilen şüphelerin cevabı (80s.) | Ehli İlm


 
Üst Ana Sayfa Alt