Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Atatürk'ün Balıkesir Hutbesi Ve Köprüsü!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
D Çevrimdışı

dide-i sude

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Ya bence Atatürk'ün dinden imandan haberi varmış aslında ama... İşte bişeyleri yapabilmek için bişeylerden fire vermek gerekiyodu.Yani aslında Atatürk bağımsız bi Türkiye kurmadı.Bu ülkeyi kurabilmek için birilerinin izni gerekiyodu. Onlar da izni birtakım şartlarla verdiler. İşte nebiliym inkılaplar, Ayasofyanın cami olmaktan çıkarılıp müze yapılması bu şartlardandır büyük ihtimalle. Bi düşünsenize Arpça elimizden alınıp yerine latin dili getirilmeseydi Kur'an'dan bu kadar çabuk uzaklaşmazdık heralde. Yeni nesil, insanlar Allah'ın kitabından bu kadar habersiz yaşamazdı.Çünkü anlardık. Ve bizler... belki çoğUmuz hergüN Arapçasını okuyoruz ama manasını bilmeden kuru kuru okuyoruz işte. Neyse uzattım birazcık galiba. Kısacası biyerler gelebilmek birilerinin ekmeğine yağ sürmekten geçiyo. Batı bizi dinimizde, kitabımızdan koparmak istedi. onu da inkılap adı altında yaptırdılar işte. Ve bu ülke kurulduğundan beri asla bağımsız olmadı.
 
D Çevrimdışı

dide-i sude

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Ya benim kafama takılan bi konu var yalnız. Atatürk mason localarını kapattı ya. Ama hangi cesaretle? Bi kere her işin arkasında Yahudiler var. Dünya kuruldu kurulalı her pisiliğn arkasından bu millet çıkmıştır.E bunlardan izinsiz bi iş gerçekleştirilemez. o zaman ya bu iş danışıklı dövüş denilen türden bi iş. Ya da Atatürk'ün ölümü sirozdan değildi arkadaşlar. komplo teorisi gibi oldu ama. Valla bi sitede okumuştum Atatürk'ü tedavi eden doktor Mim kemal'in yahudi olduğunu. Aslında evt ya neden olmasın. Bu adamların adeti değil mi kullanıp çöpe etmak. Saddam da Amerikanın adamı değil miydi? Sonunda yine onlar yıkıp, onlar öldürttüler. Neyse olkullarda bize bir dize yalan öğretmişler. Valla hiç bişeye güvenim kalmadı. Belki Atatürk 1881 de Selanikte de doğmamıştır. Kim bilir?
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
haklısın kardeşim sölediklerin dogru yani inş. böle devam edersin araştıran kimlik olursun hakkı bulan olursun selametle.
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
Atatürk İslam için ne düşünüyordu?

Sherill'e göre Atatürk Tanrı'ya inanıyor ama dine inanmıyor.

Atatürk'ün, biyografisini yazan ABD Büyükelçisi Sherrill'e açıkladığı 'dinle ilgili' düşünceleri ilk kez yayımlandı. Sherrill'in kitabına almayıp rapor olarak ABD Dışişleri'ne gönderdiği söyleşide Atatürk 'Agnostik olmadığını, tek tanrıya inandığını' söylüyor, dindar olmayan Türklerin yüksek sesli duaların cezbine kapıldığını belirtiyor

06/09/2006 (11366 kişi okudu)

RADİKAL - İSTANBUL - Atatürk'ün din hakkındaki görüşlerine ışık tutacak yeni bir belge ortaya çıktı. 1932-1933 yıllarında Ankara'da görev yapan ABD Büyükelçisi Charles H. Sherrill'in hazırladığı ve Atatürk'ün kendi ağzından dinle ilgili görüşlerini içeren rapor ilk kez Toplumsal Tarih dergisinde araştırmacı yazar Rıfat N. Bali'nin hazırladığı yazıda yayımlandı. Büyükelçi, Ankara'da görev süresi boyunca Atatürk ile yaptığı görüşmelere ve gözlemlere dayanarak 'A Year's Embassy to Mustafa Kemal' adlı bir kitap hazırlamıştı. Eser ilki, 1934 yılında Atatürk yaşarken, üç kez Türkçeye çevrildi. Kitabın en ilginç bölümü Atatürk'ün dine bakışını içeren kısımdı. Bu bölümde yazar, Atatürk'le yaptığı uzun bir mülakata yer vermiş ancak Atatürk'ün sözlerinin bir kısmını kitaba almamış bunu da "Din konusundaki şahsi görüşleri hususunda söylediklerinin tamamını burada vermek hiç doğru olmaz" satırlarıyla dile getirmişti.
Ancak Sherill, kitaba sadece bir bölümünü aldığı görüşmeyi özetleyerek bir rapora döktü ve ABD Dışişleri Bakanlığı'na gönderdi. ABD Dışişleri Arşivi'ndeki bu raporu, Bali Türkçeye çevirip Toplumsal Tarih'e yazdı. Aşağıda, raporun tam metni yer alıyor.
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ
Sayı:423
Ankara, 17 Mart 1933
Konu: Türkiye'de din
MÜNHASIRAN MAHREM
Saygıdeğer Hariciye Vekili
Washington
Beyefendi,
Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal ile dün öğleden sonraki üç saatlik mülakatımda, hakkında yazmakta olduğum biyografinin sekiz bölümünü birlikte gözden geçirdiğimiz sırada Türkiye'de din meselesi bahis edildi. İncelememde Türkiye Cumhuriyeti'nde İslam dininin gelişimi konusuna oldukça yer verdiğime dikkatini çektim, biyografim için -yayınlanmak veya yayınlamamak kaydıyla- bana söylemek istediği kadarıyla sınırlı olmak üzere bu mevzudaki görüşünü bilmek istediğimi belirttim. Sözlerinin hangi kısmının efkârı umumiye(nin) (bilgisi) için olduğunu, hangi kısmının olmadığını belirterek mevzu hakkında teferruatlı bir şekilde konuştu.
Galiba, altı ve yedi yaşındayken annesi onu bir sıbyan mektebine göndermek istiyordu. Burada öğretmen Kuran dersleri de verecekti. Bu, uzun Arapça bölümleri ezberlemek demekti. Diğer yandan babası oğlanın din eğitiminin verilmediği laik bir mektebe gitmesini istiyordu. Her ne kadar sonunda babanın sözü kabul edildiyse de annesi oğlanı Selanik'te geçerli olan geleneksel tören eşliğinde sıbyan okuluna gönderdi. Ertesi gün babası oğlanı okuldan aldı ve laik okula koydu. Buna çok üzülen annesi epey ağladı ve oğlanın teklif etmesi üzerine sıbyan okulundaki din hocası
eve gelip ona Kuran eğitimini verdi. Bu sadece bir ay sürmesine rağmen anneyi tatmin etti. Bu, ömrü boyunca alacağı tek din eğitimiydi.
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
'Beşeriyetin Tanrı ihtiyacı'
Agnostik olduğuna dair genellikle kabul görmüş inancı, kesinlikle reddediyor, ancak dininin sadece Kâinat'ın Mucidi ve Hâkimi tek Tanrı'ya inanmak olduğunu söylüyor. Ayrıca beşeriyetin böyle bir Tanrı'ya inanmaya ihtiyacı olduğuna inanıyor. Buna ilaveten dualarla bu Tanrı'ya seslenmenin beşeriyet için iyi olduğunu belirtti. Burada duruyor.
Daha sonra teferruatlı bir şekilde neden o kadar inançlı bir Protestan Hıristiyan olduğumu sordu. Ben de ona, bu raporda yeri olmayan, sebeplerimi söyledim. Sadece bir genel mütalaa söyleyebilirim. Suallerinde tamamıyla samimiydi, bu da din konusunda yeterince zihin yorduğunu göstermekte. Daha sonra, 10 yıl önce inşa ettiği yeni Cumhuriyet'in Reisicumhuru olarak iktidara geldiği zaman İslam dininin durumu hakkında bilgi vermeye başladı. Şeyh-ül İslam'ı, medreseleri, Mahkeme-i Şer'iyyeleri ve bu mahkemelere riyaset eden kadılar, hocalar ve muhtelif dervişler dahil olmak üzere bütün ruhban sınıfını lağvetmeyi gerekli bulduğunu söyledi. Osmanlı'da geçerli olan bu ruhban yapıdan geriye kalan, müezzin olarak minarelerden halkı ibadete çağıran ve camilerde namaz kıldıran imamlardı.
Ona az evvel tasvir ettiği bu yapıyı tamamıyla yok ettikten sonra Türk gençliği için, şayet kaldıysa, ne tür dini tedrisat kaldığını sordum. Kifayetsiz medrese sistemini tüm ülkeye yayılmış ilk ve ortaöğretim sistemiyle ikame ettiğini ve bu sistemin (talebeyi) üniversiteye dek götürdüğünü belirtti. Hz. Muhammed'in hayat hikâyesi ve daha ahlaklı yaşama konusundaki hikmetli düsturlarla dini tedrisat verildiğini, bu dini tedrisata Yeni ve Eski Ahit'te tasvir edilen diğer büyük dinleri ve Budist dini kitapları da dahil ettirdiğini söyledi.
Daha sonra o ve ben bu modern Türk dini tedrisatı ile Birleşik Amerika'da ortalama pazar okulunda verilen dini tedrisatı mukayese ettik. Pazar okullarımızda verilen dini tedrisatın cuma sabahları kadınlar tarafından tüm ülkedeki Halk Evleri'nde verilip verilemeyeceğini sorduğumda böyle bir fikrin muvaffak olacağına dair pek şüpheli göründü, ancak yeni bir fikir olduğunu ve kaale alacağını söyledi. Bu amaçla kadın öğretmenlerin vazifelendirilmesi fikri ona cazip geldi, çünkü bu şekilde hocaların erkek partizanları, siyaset veya benzeri muhtemel başka mesele yaratacak ihtimallerden kaçınılmış olacaktı.
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
Bursa hadisesi
Bu çerçevede yakın tarihte olan Bursa hadisesi üzerinde serbestçe konuştu. Bu hadise Türklerce değil üç yabancı tarafından çıkarılmıştı: Bir Arnavut, bir Bulgar ve bir Rus. Hatta Üçüncü Enternasyonal tarafından kışkırtıldığını da ima etti. Muhtemelen sıkıntı verecek bu siyasi hareketi basit bir dil meselesine, ezanın Arapça yerine Türkçe okunması haline dönüştürerek gösterdiği siyasi maharetten ötürü kendisine iltifatta bulundum.
Bu sözlerim Kuran'ın Arapçadan Türkçeye tercüme edilmesi için nasıl ve neden telkinde bulunduğu konusunda konuşmasına sebep oldu ve bu mevzuda yepyeni bir ufuk açtı.
Türk halkının uzun zamandan beri ezberden okuduğu bazı Arapça duaların gerçek manasını anladığı zaman tiksineceğini söylüyor. Kuran'dan alınan bir Arapça bölüm okudu.

DİPNOT: Bu bölüm, Kuran'ın Tebbet Suresi'dir. 'Bismillahirrahmânirrahim. 1,2,3,4,5. Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşte yanacak. Odun taşıyıcı olarak ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde karısı da (ateşe girecek).' (R. N. Bali'nin notu)
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
Türkçe Kuran okutma nedeni
Bu duada Hz. Muhammed amcası ile amca kızının yaptıkları bir şeyden ötürü cehenneme gitmeleri için beddua eder.* "Düşünen bir Türk'ün böylesi bir duayı okumaktan elde edeceği dini ilhamı veya dine ilgi göstermesini tahayyül edebilir misin?" dedi. Bu fikrini geliştirdikçe ben de gitgide Kuran'ın Türkçe okunmasını teşvik etmesinin sebebinin Kuran'ın Türkler arasında gözden düşmesi olduğu neticesine varıyorum.
Daha sonra umumi ve şaşırtıcı bir beyanda bulunarak Türk halkının gerçekte hiçbir şekilde dindar olmadığını, aralarından camilere giden az sayıda kişinin alışkanlıktan veya yüksek sesle söylenen duaların cezbine kapılarak camiye gittiğini ileri sürdü. Saygılı bir şekilde bu bakışıyla mutabık olmadığımı, eşimle yaşadığımız tecrübeyi anlattım. İki Türk arkadaşımızın daveti üzerine 23 Ocak'ta Ayasofya Camii'ne gidip Kadir Gecesi'ne şahit olduk. Ona yüzde 20'si askeri üniformalı 10 bin mümin tarafından doldurulan caminin ne kadar kalabalık olduğunu, bütün müminlerin tam bir saat Gazi'nin de varlığını kabul ettiği Tanrı'ya doğrudan yönelttikleri dualarla nasıl yoğun bir şekilde ibadet ettiklerini anlattım.
Bu kalabalık, bu ibadet ve müminlerin duaya yoğunlaşmaları hususunda izahat istemem, onun Türk gençliğinin din hakkında bilgi edinme fırsatı mevzusunda Türk hükümetinin kısıtlı bir rolü olması gerektiğine dair kanaatini dile getiren daha fazla beyanatlar vermesine neden oldu. Bu beyanatlarını bitirdiğinde şimdilik ortaöğretimde ve Dâr-ül-fünûn'un küçük ilahiyat bölümünde üç büyük din hakkında verilen tarihi tedrisattan fazlasını öğretmeye inanmadığı sarihti.
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
Sovyetler gibi lağvetmeye karşıydı
Ancak Sovyetler'in her türlü dini lağvetme fikriyle kesinlikle mutabık değil. Bellibaşlı camilerin hükümetçe muhafaza edilmeleri ve amaçları doğrultusunda kullanılmaları gerektiğinde ısrarlı. Üç büyük dinin ahlak öğretilerine dinden ziyade ahlak olarak inanıyor.
Bize ihsan ettiği hayırlar için tek Tanrı'ya sık sık minnettarlığımızı dile getirecek ifadelerin eklenmemesi halinde şahsi dini inancının natamam olacağını söylediğim zaman şaşırdı, ancak alakadar göründü. Sadece yeni bir fikir olduğundan, bu fikri kaale alacağını söyledi. Benimle bu konuda daha fazla konuşma arzusunu ifade etti. Bu beni şaşırttı, zira Yusuf Akçura bey gibi samimi arkadaşları beni sürekli onunla din hususunda konuştuğum takdirde, Gazi'nin nazikçe 'dostluğumuz' olarak adlandırdığı münasebetlerimizin kesinlikle bozulacağı hususunda ikaz etmişlerdi. Konuşmamızın bu bölümünün sonunda, daha öncesi bir yabancı ile hiçbir zaman bu konuda bu kadar etraflı konuşmadığını ve özel dini inançlarını da hiç dile getirmediğini söyledi.
Saygılarımla
Charles H. Sherrill

* Bu bölüm, Kuran'ın Tebbet Suresi'dir. 'Bismillahirrahmânirrahim. 1,2,3,4,5. Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşte yanacak. Odun taşıyıcı olarak ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde karısı da (ateşe girecek).' (R. N. Bali'nin notu)
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
Sherrill'ın Kadir Gecesi izlenimleri
"...uzun zamandan beri İstanbul Müzesi Müdürü olan Halil Bey, eşim ve beni Ayasofya Camii'nde Kadir Gecesi'ni izlemek için davet etti. Ayin boyunca o, eşi ve Evkaf Müdürü bizlerle birlikte oldu ve birçok sualime çok ilginç cevaplar verdi. (...) Ramazan ayının 27'nci gününün akşamındayız.
Dünyanın her yerindeki Müslümanlar, gün doğuşundan gün batımına kadar hepimizin ibadet ettiği tek Tanrı'ya inanan Müslüman müminlerin dualarının (Tanrı katında) duyulacağı ve kabul edileceği hususunda eğitilmişler. Bu nedenle İslam (dini) bu geceyi Kadir Gecesi olarak çağırmakta.
Alaycı mizaca sahip bazı insanların iddia ettikleri gibi kişinin dine verdiği kadarını elde ettiği doğruysa şayet o zaman on binin üzerindeki
müminler her biri ve tamamı Kâinatın Yaratıcısı'na sunmakta oldukları bu
dua saatinden çok şey kazanacaklardır!
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
'İslam en yüksek noktasında'
Hıristiyan inançları açısından değerlendirirsek, İslam dini Türkiye'de engelsiz veya ruhani müdahale olmaksızın -saf protestancılık- en yüksek noktasında bulunuyor. Şahsi inanç burada en yüksek gücüne yükselmekte. Bu satırların yazarı gördüğü Hıristiyan toplulukların hiçbirinden 23 Ocak 1933 akşamı Ayasofya'da izlediği ibadet kadar etkilenmediğine ve şahit olduğu ibadetin samimiyetine ikna olduğuna şahitlik yapabilir. Bu kalabalığı cezbedecek ne musiki ne de kesif belagat sahibi bir hatip vardı.
Her çeşit Türk oradaydı. Galerilerin altındaki geniş avluları kadınlar dolduruyordu, büyük merkezi alanda sıra sıra (yaklaşık yüz sıra) erkekler vardı. Her sırada omuz omuza yaklaşık seksen erkek. Her biri eğilip kalkan, konuşulanlardan bihaber, eğilen, secde eden ve her biri büyük Tanrı'nın Güç Evi ile şahsi temasını kurmaya niyetli.
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
'Biz ABD'liler kadar dindarlar'
Burası Türk halkının ruhunu hissetmesi için uygun yer ve andı.
Kişi Türk ırkının ne olduğunu gerçekten anlamak, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran ve ilk Cumhurreisi olan Mustafa Kemal gibi bir önderin doğduğu ulusu anlamak için basit, dindar Türk'ü bu fırsatlarda görmesi lazım. Evet Türk halkı biz Amerikalılar kadar dindarlar, belki de daha fazla dindarlar."
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
Elçinin kaleminden Bursa hadisesi
"...Bursa'da 1 Şubat günü öğleden sonra Evkaf Müdürlüğü önünde toplanan yaklaşık 100 kişilik bir grup Türkçe ezan aleyhinde gösteri yaptı. Olayı 4 Şubat'ta Afyon'da haber alan Gazi Mustafa Kemal gezi programını iptal ederek Bilecik üzerinden 5 Şubat'ta Bursa'ya vardı.
İçişleri Bakanı Şükrü (Kaya) ve Adalet Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşek) beyler de Bursa'ya gelerek incelemeler yaptı. Mustafa Kemal, Bursa'dan ayrılmadan önce Anadolu Ajansı'na şu açıklamayı yaptı: "Bursa'ya geldim. Olay hakkında ilgililerden bilgi aldım. Olay aslında önemi haiz değildir. Herhalde cahil mürteciler Cumhuriyet adliyesinin pençesinden kurtulamayacaklardır. Olaya bilhassa dikkatimizi çevirmemizin sebebi, dini, siyaset ve herhangi bir tahrike vesile etmeye asla müsamaha etmeyeceğimizin bir daha anlaşılmasıdır. Meselenin mahiyeti esasen din değil, dildir. Kati olarak bilinmelidir ki, Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatına hâkim ve esas kalacaktır."
Kazanlı Tatar İbrahim'in başını çektiği olay, Bursa Ulucami müezzininin vazifesi başına gelmemesi üzerine Halil adında birinin ezanı Türkçe yerine Arapça okuması ve sivil polis memuru Hamdi Efendi'nin müdahalesi sonucu çıktı. Tatar İbrahim'in kışkırtmasıyla cami cemaatinden bir grup, "Dinini seven bizimle gelsin" diyerek Evkaf Müdürlüğü'ne doğru yürüyüşe geçtiler.
Vilayet Konağı önüne gelen kalabalık, zabıta kuvvetlerince dağıtıldı ve tahrikçiler yakalandı. 23 kişinin yakalandığı olaydan sonra Bursa Ulucami hatibi Hafız Tevfik Efendi de İstanbul'da tutuklanarak Bursa'ya gönderildi. Ankara'ya dönen Adalet ve İçişleri Bakanları, Bursa'daki incelemelerini ve aldıkları tedbirleri Bakanlar Kurulu'na bildirdiler.
13-14 Şubat'ta soruşturma sona erdi. Aralarında Bursa müftüsü Nureddin Efendi, Ulucami hatibi Hafız Tevfik Efendi ve fabrikatör Gaffarzade Mehmet Efendi'nin de bulunduğu 24 sanık, 15 Şubat'ta Bursa Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi. Daha sonra tutuklu sanıkların Çorum'a nakledilmesi emri geldi. Bursa olayı davası Çorum'da görüldü ve 1 Mayıs'ta karar açıklandı. Dört kişi beraat ederken, beş kişi ikişer yıl ağır hapis, yedi kişi birer yıl ağır hapis, yedi kişi de beş ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Bursa müftüsü Nureddin ve kâtibi Kamil efendiler, 12 Haziran'da beraat ettiler.
Bursa olayının ardından İzmir ve Salihli'de de Türkçe ezan okumamakta direnen dört imam ve müezzin tutuklanarak mahkemeye sevk edildi."
 
D Çevrimdışı

dide-i sude

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Vallahi bütün gece çalışmısınız. Allah razı olsun. Bilgiler için çok tşk ederiz. Rabbim ecrini verir inş.
 
ensarullah Çevrimdışı

ensarullah

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
abdullah13 ' Alıntı:
KARDEŞ YAPSIN YAPMASIN, VEYAHUT YAŞASIN YAŞAMASIN, BİZİ ENTERE ETMEZ BİR ANLAMDA.....ÇÜNKÜ İSLAM KUL İLE ALLAH ARASINDA, BİZ ONU YARGILAYAMAYIZ Kİ......

öyle bi enretese ederki seni beni hepimizi.bakın cedelleşmek isteniyorum ama hep kendimi bi tartışmanın içinde buluyorum dua edin bu huyumdan kurtularyım.bak abdullah şeriat nedir abi neden insanlar Allahın hükümlerini çiğnediklerinde had cezası yahut başka şeyler gçrürler.eğer biri diğerini ilgilendirmeseydi ......
bak ataputu(lanetullahi aleyh) nasıl savunursun sen ya.neyi dayanıon her islam hakkında iyi şey söyliyenlşer müslümanma islam kerimovlar,yalpak karzailer,köpek hüsnü mübarekler sence islam hakkında kötü şeyler mi söylüyorlar.Ataput laikdir.laiklik nerdir abdullah kardeş.Din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması(kirtaplardfa böle yazıyor)haşa!Allah dünya işlerinden anlamazmı devlet in nasıl yönetileceğini bizi yaratan Mevlam Bilmezmi! Haşa.Laik demokrat bi adamı(adammı orasıda meçhul )asıl savunursun.istiklal mahkemelerinde müslüman alimleri asan zihniyeti nasıl savunursun Allahtan kork :mad: :mad:
 
U Çevrimdışı

uksimu

Aktif Üye
Frm. Yöneticisi
tevbe estagfirullah abdullah ne ruh üfşlemesi tevbe yaww şirk sözüdür bu yaw dikkat et inş. insnaların vasfında ruh üflemek diye bir şley yok ancak Allah c.c. ruh verebilir
 
ensarullah Çevrimdışı

ensarullah

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
bak sana birşey anlatayım abdullah.istiklal mahkemleri n,bir gün bir alimi asmak için karar alır.fakar alim karar çıkmadan önce ölmüştür.Alimi mezardan çıkarırlar asarlar cansız bedenlerini sallandırmak hoşlarına gider.bana böyle bi zihniyeti savunma madem dini yaşaması seni ilgilendirmio(ki beni ilgilendirir) o zaman nie o herifin milletin gözünü boyamak için yaptığı şeyleri koyuyosun buraya.
 
D Çevrimdışı

duman46

Üye
İslam-TR Üyesi
s.a kardeşlerim atatürk dini biliyor olabilir ne yaptıkalrı beni ilgilendirmez allah ile kendi arasınsda birşey varki bunları biliyorda niye yapmıyor içkinin haram oldugunu biliyor nedne içiyor sizlere soruyorum tamam ülkenin kurtuluşunda büyük rolü olabilir ama bunların hepsini atatürke mal edemeyiz bence çok ynalış evet kardeşimizin dedigi gibi belki atattürk yahudi nerden biliyoruz bunları neyse ben fazla bişey söylemek istemiyorum aeo
 
K Çevrimdışı

kerembey

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
s.a.
arkadaşlar unutmayalım ki sonuç olarak Atatürk ve silah arkadaşları bize bağımsız bir devlet verdi eğer vermeseydi ingilizler tarafından sömürülmüş afrika
fransızlar " " cezayir
potekizler " " brazilya
hong kong
mısır v.s.
gibi ülkenin durumlarına düşerdik ve savaş zamanı istanbuldaki son osmanlı padişahı 30 seneliğine ingilizlerin sömürgesi olmalarının imzasını atmıştı.
fakat atatürk anadoluda birleşti ve güçlendi ve ülkeden hepsini attı
size soruyorum bu adamın işi gücü yok muydu da kendini senelerdir savaş cephelerinde harap etti neden evinde oturmadı da bağımsızlık gibi o zaman ülkenin durumu ok fakir ve hiç bir ümit yok iken türkiyeyi kurtardı ve şuan düzenli ve çok güçlübi ordumuz var bu ordu da kurulmasaydı inanın şuan ırak gibi açlık sefillik ölüm tecavüz v.s. olamaz mıydı elinizi vicdanına koyun allah için
size soruyorum arkadaşlar bu adamı ister sevin ister sevmeyin ama bence atatürk ve silah arkadaşları bence ve kanaatimce büyük bi teşekkürü ve saygıyı hak ediyo...


şunu söyliyeyim tarihte suudi arabistan ingilizlerle bir olup bize savaş açmıştır bunu da unutmayın artık kardeş kardeşi vurmasın
yaşasın türkiye yaşasın iran ortadoğunun yenilmez süper gücü...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt