Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Hanefiler İmam Ebu Hanife Vefat Edene Kadar Selefi miydiler?

B Çevrimdışı

Bir tutam ilim

إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ
İslam-TR Üyesi
*ebu hanife göktetir derken yüceliğili anlamında diyorsa ?
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

1 Milyoncu : )
İslam-TR Üyesi
Kardeşim yazdıklarımı iyi oku inşaAllah anlarsın.

Alt yapisinda sıkıntı varsa kafasinin karışması normal.
Bende icerikten bir sey anlamadim.
Ama bu sizlerden kaynakli bir durum değil benim eksikliğim. Kafasi karisani bilemem ama sizler bazi kavram terim vs vakif oldugunuz icin anlatim hususunu daha basitlestirebilirseniz karşı taraf daha iyi oturtur.
 
B Çevrimdışı

Bir tutam ilim

إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ
İslam-TR Üyesi
kitabut tevhid kimin kitabı
 
B Çevrimdışı

Bir tutam ilim

إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ
İslam-TR Üyesi
ebu hanife yüceliği anlamında demiş
 
B Çevrimdışı

Bir tutam ilim

إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ
İslam-TR Üyesi
Allah heran bizimle değilmi ?
 
B Çevrimdışı

Bir tutam ilim

إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ
İslam-TR Üyesi
Ebu Hanife kendisine "Allah nerededir?" diye soran kadına: "Allah Subhanehu ve Teala sema'dadır, yerde değil." cevabını verdi. Bunun üzerine adamın biri: "Peki, Allah'ın: "O bizimle beraberdir" (Hadid, 57/4), sözüne ne dersin?" deyince: "Bu, senin bir kimseye mektup yazıp 'ben seninle beraberim' demen gibidir. Halbuki sen onun yanında değilsin." yanıtını verdi.(bk. Beyhaki, el-Esma ve's-Sıfat, 2/238).

Konuyu seslendiren Beyhakî’nin bizzat kendisi, İmam Azam'la ilgili bu rivayetin doğruluğundan emin değildir. Bu tereddüdünü “eğer bu rivayet doğru ise...” kaydıyla göstermiştir.(bk. ilgili yer).

Beyhakî’ye göre şayet bu rivayet doğru olsa bile, bunun anlamı gerçekten gökte olduğu anlamına gelmez. İmam Azam, bu ifadeyi, Kur’an’da Allah hakkında kullanılan “gökte olan...”(Mülk, 67/16,17) mealindeki ayetten ötürü kullanmıştır.(bk. ilgili yer). Bu ayetin manası ise, gerçekte Allah’a bir mekan izafe etmek değil, onun yüceler yücesi bir varlık olduğu gerçeğidir. İnsanlara göre gök kavramı, hâkimiyeti, üstünlüğü ve yüceliği ifade eder.

Kanaatimizce, söz konusu rivayette yer alan “İmam Azam yedi gün sonra ancak kadına cevap verebildi.” ifadesi, bu rivayetin doğru olmadığının açık göstergesidir. Çünkü böyle bir soruya cevap vermek için yedi gün beklemek İmam Azama yakışmaz. Nitekim, Beyhakî’nin aynı yerde diğer bir rivayete dayanarak ifade ettiği gibi, bu konuda İmam Azamın görüşü ehlisünnet görüşüdür.

“Allah vardı, onunla birlikte hiçbir şey yoktu.” (Kenzu’l-ummal, h. No: 29850; Bkz.Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946.) mealindeki hadisten anlaşılacağı üzere, yer ve göklerin de içinde bulunduğu yaratılmış varlıktan hiç bir eser yokken, Allah vardı ve tabiatıyla gökte değildi. Zaten Ezelî olmanın anlamı da budur.

"Allah zaman ve mekandan münezzehtir." inancı ehlisünnetin temel akidesidir. Bu sözü bir kafirin uydurduğu ve bu sözden dolayı öldürüldüğü, şeklindeki iddia bir uydurmadır. Aslı astarı yoktur.

Mezhep imamlarının ve o mezheplere tabi milyonlarca alimin görüşlerini bir tarafa atarak, kendi düşüncelerini “selef/selefiye” adı altında ümmete dayatmaya çalışan bir zümrenin aktif gayretleri bilinmektedir. Bu düşüncelerini tasdik ettirmek için de İmam Azam gibi büyük müçtehitlerin bazı sözlerini cımbızla alıp, eğip bükerek, kendilerine delil getiriyorlar. Bu cümleden olarak, Hanefî Mezhebi'nin alimleri arasında yer alan Şerhul Akidetul Tahaviye sahibinin görüşüşlerini kendilerine uygun buldukları için oradan bolca istifade ediyorlar. Halbuki, bu kişi, İbn Teymiye’nin fikirlerinin etkisinde kalmış bir kimsedir. Bu sebeple, Tahavî’nin demediği şeyleri de anti parantez olarak kitaba sokuşturarak kendi düşüncelerini yaymaya çalışmıştır.

Bununla beraber, kim söylerse söylesin, ehlisünnet ve cemaatin umumî caddesinin dışına çıkanlar, insanlara yarardan çok zarar veririler.

- Öncelikle şunun altını çizmeliyiz ki, bu zümrenin sık, sık kullandıkları “Selef alimleri şöyle dedi.” şeklindeki kestirip atmaları, isabetli bir tavır değildir. Selef deyince sanki “Selef efendi”adında bir kimseden söz ediliyormuş gibi, bir tek düşünceden bahsediliyor. Oysa ehl-i ilim ve erbab-ı basiret çok iyi bilirler ki, gerek sahabiler, gerek tabiinler ve gerekse tebe-i tabiin olsun, hepsinin pek çok meselede farklı görüşleri, farklı içtihatları ve ayetlerle ilgili farklı yorumları vardır. Hepsi de selef alimlerinden olan meşhur fıkhî mezheplerin varlığı, bunun açık göstergesidir. Sahabilerin birbirinden farklı içtihat yaptıkları ehl-i ilme gizli değildir. Demek ki, “selef böyle dedi, şöyle dedi” gibi toptancı ifadeler asla doğru değildir. Hatta yanlış bir yönledime olacağından bunu söyleyenlerin sorumlu olacakları da unutulmamalıdır. İslam’ın fikir özgürlüğüne verdiği değer ölçüsüne de aykırıdır. Kur’an ayetlerini tedebbür ve tefekkür etmeyi emreden ayetlerin emirlerine karşı da ciddi bir saygısızlık ifadesidir.

- İkincisi: Selef alimlerinin hiç biri, söz gelişi “Arşa istiva”yı teşbih ve tecsimi andıran bir manaya yorumlamamıştır; dedikleri şey, “Bu tür ifadeler müteşabihtir, iman ederiz, gerçek anlamlarını Allah’a havale ederiz” şeklindedir. Oların bu görüşlerini özetleyen İmam Malik’in şu sözleri meşhurdur. Adam’ın biri İmam Malik’e “Arşa istiva” konusunu sorduğunda imam cevap olarak: “İstiva malumdur, keyfiyeti meçhuldur, onu sorgulamak bidattir...” demiştir.

- Üçüncüsü: Hz. Ali (ra) “Gerçekleri öyle anlatınız ki, Allah ve Resulü (asv) yalanlanmasın.” demiştir.

Bu kurala göre, daha önceki zamanlarda bu tür müteşabih konuları o dönemin safvetine/insanların duygular açısından arı ve duru olan durumlarına halel vermemek için, onların bilgisini Allah’a havale etmek uygun olabilirdi. Ancak, felsefenin her tarafa yayıldığı, İslam’a aykırı bir çok yanlış düşüncenin zemin bulduğu sonraki devirlerde, aynı metot kullanılsaydı, Hz. Ali’nin bu tavsiyesine, İslam’ın tebliğ metoduna, evrensel mesajının hakkıyla anlaşılmasına taban tabana zıt bir hal olurdu.

- Dördüncüsü: İmam Azam dahil, ehlisünnetin ortak akidesine göre, Allah’ın selbî sıfatlarından bir sıfatı da “muhalefetun lil havadis”dir. Yani Allah, yaratıkların hiç birine benzemez. “Allah’ın benzerinin olmadığını” ifade eden ayette bu husus vurgulanmıştır.

Arşa istiva, bazılarının sandığı gibi bir hakikat olarak telakki edilse, Allah’ın maddi bir varlık olarak tasavvur etmek lazım gelir ki, ehlisünnetin akidesine aykırıdır. Fakat bunu mecaz bir ifade olarak Allah’ın bütün varlıklar üzerindeki saltanatının manevî bir simgesi olarak, kabul etmekte ne dine bir aykırılığı, ne ayetin açık ifadesine bir tezatlığı ve ne de Kur’an’daki Allah tasavvuruna bir zıddiyeti vardır. Ve üstelik böyle bir anlayışın ortaya konmasıyla, bu günkü insanların zihninde yanlış bir Allah tasavvurunun önüne de geçilmiş olur.(ALINTI)
 
Ebu Hayseme Çevrimdışı

Ebu Hayseme

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
hatemül enbiya Kardeşim şimdi bende sana birkaç maddede Maturidi mezhebinin iddiasının batıl oluşunu ispatlıyayım.

1.Allah Kur'an'da elinin, yüzünün, nefsinin, istivasının olduğunu belirttikten sonra; ancak bir nass olursa farklı bir şekilde anlaşılabilir. Ki Kur'an'da böyle birşey yoktur. Hadislere baktığımızda ise te'vil etmeyi bırak, Allah rasulunun -salellahu aleyhi ve sellem- daha fazla bu kavramlardan bahsettiğini görürsün. Ben sen Ebu Hanife'yi sorduğun için sadece onun sözlerini yazdım. Yoksa bu konuda çok hadis vardır.

2.Yukarıdaki yazıda sadece Beyhaki rivayetinden bahsedilmiş. Peki onlarca diğer rivayet ne olacak.

3.Ebu Hanife'nin Allah'ın zamandan ve mekandan münezzeh olduğuna inandığı ispatlansada -ki ispatlanamaz- bu ancak onun Ehl-i Bid'at olduğu anlamına gelir. Selefi salih döneminde onlarca kişi Allah'ın arşta olduğuna i'tikad etmiştir. Sırf o dönemde yaşıyan bir kişi böyle i'tikad etmiyor diye onun görüşünü doğru olarak almak ancakahmaklık olur. Eğer böyle yapacak olursak; Cehm bin Safvan, Muhammed bin Kerram ve Nafi bin Ezrakta selef döneminde yaşadılar. Onları hangi kefeye koyacağız. Ki dediğim gibi Ebu Hanife böyle bir bid'at çıkarmamış ve cemaate uymuştur. Allah ona rahmet etsin. Yine diğer büyük imamların bu konuda sözleri çoktur. Benim bunları yazmama sebebim senin Ebu Hanife'yi (rahimehullah) sormandı.

4.Bütün selef Allah'ın zaman ve mekandan münezzeh olduğunu söylese dahi; yine kişinin çıkıp seleften sonra doğan bir şahıs olan Ebu Mansur'a uyup kendisine Maturidi diyerek ona nisbet etmesi ve ya selefin son dönemlerine kadar Mu'tezile olan bir şahıs olan Ebu Hasen'e uyup kendisine Eş'ari diyerek ona nisbet etmesi akıl karı mıdır. Şayet öyle olsaydı yine bu şahısların kendilerine selefi demeleri gerekirdi. Çünkü mezkur iki şahsa uymamîzı söyleyen vs ya o ikisine uymamızı gerektirecek bir nass yoktur. Şayet "Selefi'yim" demeseler bile neden sadece Ehl'i Sünnet ve'l Cemaat ismini benimsemeyip farklı mezhebler ortaya attıklarını kendilerine sormak lazım.

5.Yazıda belirtildiği için yazıyorum. Bizim Allah'ın sıfatlarını tecsim ve teşbih ettiğimiz iftiradan ibarettir.

6.Bize çok söylendiği için yazıyorum. Yine vizim kendimizi 400 sene önce doğan Muhammed bin Abdilvehhab'a nisvet ettiğimiz de iftiradır.

Es'selamu Aleykum.
 
B Çevrimdışı

Bir tutam ilim

إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ
İslam-TR Üyesi
karıstıkta kafa karısıyo hangi kitapları okumam gerek bide selefde kuran sünnetmi var sadece icmaiümmet kıyası fukaha yokmu ?
 
Ebu Selman et-Turkî Çevrimdışı

Ebu Selman et-Turkî

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
karıstıkta kafa karısıyo hangi kitapları okumam gerek bide selefde kuran sünnetmi var sadece icmaiümmet kıyası fukaha yokmu ?
Kardeş te'vil edilmemesi gereken ayetlerin peşine düşmezsen iyi edersin. Allah'ın eli vardır, yaratılmış herhangi bir varlığın eline benzemez, elden kasıt ne bilinmez. Allah'ın yüzü vardır, yaratılmış herhangi bir varlığın yüzüne benzemez, yüzden kasıt ne bilinmez. Allah arşa istiva etmiştir, nasıl istiva etmiştir bilinmez, normal bir varlığın bir yeri kaplamasına/istila etmesine benzemez.

Bu konuda ne Allah (s.v.t), ne Rasul (s.a.v), ne Sahabe (r.anhum) herhangi bir yorumda bulunmamış, dolayısıyla biz de yorum yapmamalıyız. Allah'ın eli, yüzü vardır, arşa istiva etmiştir, nasıl olduğu bilinmez. Bu meselelerin daha da üzerine gidersen işin içinden çıkamazsın, zira alimler dahi bu meselenin üzerinde durmaktan kaçınmış.
 
toprak56 Çevrimdışı

toprak56

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Cumhura göre maturide ve eşari ehli sünnet Sayılmış ve hiçbirisi için küfür isnad edilmemiştir. Şimdi bunların şu görüşü batıl, şu görüşü sağlam demek kişiye ne kazandırır bilemem ama bu konularda konuşmak için de alim seviyesinde olmak gerekiyor. Aşağıdaki linkte açıklamalar yapılmış, işi uzmanlarından dinlemek kafanızdaki karışıklığı gidermede daha iyi olacaktır.

Selamunaleykum

https://www.islam-tr.org/konu/esariler-ve-maturidilerin-hukmu-nedir-aralarindaki-fark-nedir.29528/
 
B Çevrimdışı

Bir tutam ilim

إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ
İslam-TR Üyesi
tamamda hangi birine inancam dediklerin hangi ayette eli yüzü
 
hebbit kerrih Çevrimdışı

hebbit kerrih

İslam-tr Mudâvimi
Site Emektarı
Bi adam itikadda selefi amelde hanefi olabilir. arkadaslardan dinledim akin hocaya biri gelip hocam ben itikadda selefi amelde hanefiyim uygun mu diye sorunca alnindan opup "iste boyle olacasiniz." Demis : )))
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
B Çevrimdışı

Bir tutam ilim

إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ
İslam-TR Üyesi
B Çevrimdışı

Bir tutam ilim

إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ
İslam-TR Üyesi
dinimiz islamı dsteklediğimden değil sadece gercekleri görmek gerek hangi sey haksa onu kabul ederim mezhep önemli değil
 
B Çevrimdışı

Bir tutam ilim

إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ
İslam-TR Üyesi
tamamda bana kitab önerin okuya okuya kendim bulcam böle itilafta kalmak olmaz bu konuda hele birde herkes bir şey diyor nuraddin yıldız hocanın bu konuda bir fetvası varmı
 
Üst Ana Sayfa Alt