tamam en Müslüman sizsiniz sakin olun. alt tarafı seviyorum dedim tapıyorum demedim Atatürkte müslüman öyle yt ye girip rastgele hocalardan dinleyip bana kafir diyosunuz, komik
Asıl sen bir sakin ol.Sana attığımız deliller Allah subhanehu we tealanın kelamıdır.Kendi nefsimizin ve aklımızdan bir şeyler anlatsak elbette bizi dinleme.Ama lütfen onlarca ayette geçen mevzuyu görmezlikten gelme ,çünkü eğer Kur'ana iman ettiğini söylüyorsan o halde ayetlere teslim ol.Yok hatalısınız diyorsan da buyur şurada hatalısınız de bizde ona göre gayet medeni bir şekilde meseleyi güzelce tartışarak halledelim.Ama eğer bunu yapmıyorsan veya yapamıyorsan o zaman Kur'ana ve Allahın emirlerine teslim olmalısın.
.......Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden böyle yapanların cezası dünya hayatında rezil rüsva olmaktan başka bir şey değildir. Ahiret Günü'nde de azabın en çetinine uğrayacaklardır. Allah sizin yaptıklarınızdan gafil değildir.
(Bakara, 85)
Tevrat’la yükümlü kılındıkları hâlde onun gereklerini yerine getirmeyenlerin misali, koca koca kitapları yüklenen (fakat içinde yazanları anlamayan ve/veya yaşamayan) eşeğin misali gibidir. Allah’ın ayetlerini yalanlayan bir topluluğun misali ne kötüdür. Allah, zalimler topluluğunu hidayet etmez.
(Cuma, 5)
Aralarında hükmetmesi için Allah’a ve Resûl’üne davet edilen müminlerin sözü: “İşittik ve itaat ettik.” demeleridir. İşte bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
(Nûr, 51)
Şimdi sana çok basit bir şey soracağım.Arkadaşların Atatrk hakkında yazdığı delilleri (tabi onlarda çok önemli) göz ardı ediyor veya inanmak istemiyor olabilirsin peki yazının başında belirttiğim gibi bu şahsın meclisi açtığını da mı biliyorsun?
Sana göre meclisi açıp orda Allah'ın dışında kanun koymak şirk mi değil mi?
Bu soruya cevabın evetse mesele bitmiştir.Adam müşriktir,onu sevip dost edinemezsin yukarıda attığımız onlarca delile göre eğer dost edinirsen sende dinden çıkarsın.Ama yok ben kanun koymanın şirk olduğunu düşünmüyorum diyorsan şu ayetleri hemen oku:
Yoksa cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar?
Yakinen inanmış bir kavim için kim Allah’tan daha güzel hüküm sahibi olabilir?
(5/Mâide, 50)
De ki: “Ne kadar kaldıklarını en iyi bilen Allah’tır. Göklerin ve yerin gaybı (bilgisi) O’na aittir. O, ne güzel görür, ne güzel işitir. Onların, O’ndan başka bir dostu yoktur.
Hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz.
(Kehf 26)
Yoksa onların, Allah'ın dinde izin vermediği şeyi kendilerine meşru kılacak ortakları mı vardır? Eğer azabın ertelenmesine dair kesin yargı sözü olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilir, işleri bitirilirdi. Gerçekten zalimler için acı bir azab vardır.
(Şura 21)
Allah’ı bırakıp da taptıklarınız, sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında herhangi bir delil indirmemiştir.
Hüküm sadece Allah’a aittir. O size kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
(Yusuf 40)
Sonra şunu söyledi: “Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden savamam.
Hüküm yalnızca Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edecek olanlar da yalnızca O’na tevekkül etsinler.” dedi.
(Yusuf 67)
De ki: “Şüphesiz ben, rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum. Siz ise onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir.
Hüküm ancak Allah'ındır ve Allah hakkı anlatır; O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”
(En'am 57)
Sonra onlar, gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler.
Dikkat edin, hüküm yalnız O'nundur ve O, hesabı çabuk görendir.
(En'am 62)
Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah’tır. Gündüzü, ısrarla kovalayan geceyle örter. Güneş, Ay ve yıldızları emrine amade kılıp, boyun eğdirendir.
Dikkat edin! Yaratmak da emretmek de Allah’a aittir. Âlemlerin Rabbi olan Allah, ne yücedir.
(7/A'râf, 54)
Haram ayların (yerlerini değiştirip) ertelemek, küfürde ileri gitmektir. Bununla kâfirler saptırılır. Allah’ın haram kıldığına sayı bakımından uydurmak için onu bir yıl haram, bir yıl da helal kılıyorlar. Böylelikle Allah’ın haram kıldığı (ayları) helal kılmış oluyorlar. Kötü amelleri onlara süslü gösterildi. Allah, kâfirler topluluğunu hidayet etmez.
(Tevbe 37)
Ey îmân edenler! Allah'a itaat edin, Rasûle de itaat edin, sizden olan yöneticilere de (itaat edin).
Eğer bir hususta ayrılığa düşerseniz, eğer Allah'a ve âhiret gününe îmân ediyorsanız onu Allah'a ve Rasûlü'ne götürün. Bu, hem daha hayırlı hem de sonuç olarak daha güzeldir."
[Nisâ, 59]
Hayır! Rabbine yemîn olsun ki aralarındaki ihtilâflarda seni hakem kılmadıkça ve sonra da verdiğin hükme içlerinde bir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça îmân etmiş olmazlar."
[Nisâ, 65]
Allah’ı bırakıp da
din âlimlerini, rahiplerini, Meryem oğlu Mesîh’i rab edindiler. Oysa tek bir Tanrı’ya kulluk etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka tanrı yoktur; O yüceler yücesidir, onların yakıştırdıkları eş ve ortaklardan bütünüyle uzaktır.
(Tevbe 31)
Adiy, Medine’ye geldi. O, Tay Kavmi'nin lideriydi. Boynunda gümüş bir haçla Resûlullah’ın (sav) huzuruna girdi. Resûlullah (sav) Tevbe Suresinin 31. ayetini okuyordu. Adiy, Peygamber’e (sav): ‘Onlar, din adamlarına tapmadılar ki!’ dedi. Resûlullah (sav): ‘Evet, fakat din adamları, onlara helali haram, haramı helal kıldılar. Onlar da tabi oldular. Bu, onların, din adamlarına ibadetidir.’ buyurdu.”
(Tirmizi, 3095,Tefsir9/10; İbni Ebi Hatim, 10057-10058,Müsned)
(Zemahşerî, II, 149; Râzî, XVI, 37,İbn kesir,Cerir et Taberi).
......Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bu şekilde davranan birinin dünya hayatındaki cezası ancak rezil rüsvâ olmaktır; kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine itilirler. Allah sizin yapmakta olduğunuzdan habersiz değildir.
(Bakara 85)
De ki: “Ey Ehl-i Kitap! Gelin sizinle bizim aramızda ortak bir kelimede buluşalım: Yalnızca Allah’a ibadet edelim, hiçbir şeyi O’na ortak koşmayalım,
(Allah’ı bırakıp da) birbirimizi Allah’ın dışında rabler edinmeyelim.” Şayet yüz çevirirlerse deyin ki: “Şahit olun ki biz müslimlerdeniz.”
(Âl-i İmran, 64)
Sana indirilene (Kur’ân) ve senden önce indirilen (Kitaplara) iman ettiğini zannedenleri görmedin mi? İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları (hakka geri dönüşü zor) uzak bir saptırmayla saptırmak ister.
(4/Nisâ, 60)
Bir de ‘Allah’a ve Rasûlüne iman edip itaat ettik diyorlar’ sonra da bunun arkasından yan çiziyorlar, bunlar mü'min değillerdir. Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Peygamber'e çağırıldıklarında, birde bakarsın ki içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler.”
(Nur, 47, 48)
Ey Davud! Seni yeryüzünde halife kıldık. (Öyleyse) insanlar arasında
hak ile hükmet. Sakın hevaya/arzuya uyma, yoksa seni, Allah’ın yolundan saptırır. Hiç şüphesiz, Allah’ın yolundan sapanlara, Hesap Günü'nü unuttukları için çetin bir azap vardır.
(Sâd, 26)
Teşri' (kanun koyma) hakkını Allah değilde meclise vermek ve yasa çıkarmak insanı müşrik ve kafir yapar.Bir kişi kanun koyarken Allah'a El Hakem,El Hakim,el Adl isimlerinde şirk koşmuş olur.Allah hükmünde hiç kimseyi ortak kabul etmez.
Sonuç itibariyle bu malum şahıs TBMM'yi açarak şirkin önderliğini yapmıştır.Sen de gelip böyle bir kafiri sevdiğini söylüyorsun.Allahu teala da en baştaki yazımda belirttiğim gibi kafirleri dost edinmenin;
1- onlardan olmak olduğunu(yani kafir),
2- dosdoğru yoldan sapmak olduğunu
3-Allahla arasında hiç bir bağ kalmayacağını
4-Allaha karşı apaçık delil verilmiş olacağını
5-Fasıklık olduğunu
6-Zalimlerden olacağını
belirtiyor.Allah'ın bu tehditlerine düçar olmamak istiyorsan bir an önce tevbe et,ve mümtehine 4'de geçtiği gibi İbrahim as ve ona tabi olanların yoluna uy.