Korktum, paniğe kapıldım!..
Ölümden değil, ölümden sonraki durumlardan korkuyordum.
Allahı düşündüm, boynum büküldü, ayaklarım çözüldü. Manevi bir bitkinlik içinde, eski bir kabrin yanına uzanıverdim!.. Kendime baktıkça ne kadar aciz, ne kadar çaresiz olduğumu hissettim. Kundakta eli kolu bağlanmış zavallı bir bebe gibi ağlamaya başladım!.. Bildiğim bütün lisanları bildiğim bütün cümleleri, bildiğim bütün kelimeleri unutmuştum. Hafızamda sadece bir cümle kalmış, bütün benliğim bu cümleye sarılmıştı.
“Allah’ım bana yardım et.”
(Alnımdaki Işık, Mehmed Alagaş)
Ölümden değil, ölümden sonraki durumlardan korkuyordum.
Allahı düşündüm, boynum büküldü, ayaklarım çözüldü. Manevi bir bitkinlik içinde, eski bir kabrin yanına uzanıverdim!.. Kendime baktıkça ne kadar aciz, ne kadar çaresiz olduğumu hissettim. Kundakta eli kolu bağlanmış zavallı bir bebe gibi ağlamaya başladım!.. Bildiğim bütün lisanları bildiğim bütün cümleleri, bildiğim bütün kelimeleri unutmuştum. Hafızamda sadece bir cümle kalmış, bütün benliğim bu cümleye sarılmıştı.
“Allah’ım bana yardım et.”
(Alnımdaki Işık, Mehmed Alagaş)