Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Mürtedlerin Kendi Aralarındaki Nikahının Hükmü Nedir?

T Çevrimdışı

Türkmen (Türk+İman)

Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleyküm Hayırlı Ramadanlar.

İki Müslüman evlense ve biri mürted olsa din farkından dolayı nikah düşer, bunu biliyorum. Ancak fıkıh okurken ikisi aynı anda mürted olsa da nikah düşermiş diye gördüm. Bunun üzerine aklıma şu sorular takıldı:

İki mürted, mürted olduktan sonra nikah yapsalar bu nikah batıl mıdır? Çocukları veled-i zina hükmünde midir?

Mesela dine inanmayan iki ateist mürted, devlet nikahı yapsalar bunların çocukları evlendikten sonra mürted olanların çocukları gibi veled-i zina mıdır, yoksa iki asli müşriğin nikah yapması gibi çocuklar kendilerine mi aittir?

Son olarak bu konuda hükmi mürted ile hakiki anlamda İman/Tevhid ehli olduktan sonra irtidat eden kişi arasında fark var mıdır? Örneğin ergenlikten önce ateist olmuş biri anne babası Müslüman olduğu için hükmen mürteddir diye biliyorum, bu tarz mürtedler ile; gerçekten İman edip dini bırakan mürtedler arasında bu konuda fark var mıdır?

Allah radı olsun…
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakâtuh kardeşim; Sizlere de hayırlı Ramadanlar dilerim;
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اِذَا جَٓاءَكُمُ الْمُؤْمِنَاتُ مُهَاجِرَاتٍ فَامْتَحِنُوهُنَّؕ اَللّٰهُ اَعْلَمُ بِاٖيمَانِهِنَّۚ فَاِنْ عَلِمْتُمُوهُنَّ مُؤْمِنَاتٍ فَلَا تَرْجِعُوهُنَّ اِلَى الْكُفَّارِؕ لَا هُنَّ حِلٌّ لَهُمْ وَلَا هُمْ يَحِلُّونَ لَهُنَّؕ وَاٰتُوهُمْ مَٓا اَنْفَقُواؕ وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ اَنْ تَنْكِحُوهُنَّ اِذَٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اُجُورَهُنَّؕ وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَسْـَٔلُوا مَٓا اَنْفَقْتُمْ وَلْيَسْـَٔلُوا مَٓا اَنْفَقُواؕ ذٰلِكُمْ حُكْمُ اللّٰهِؕ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْؕ وَاللّٰهُ عَلٖيمٌ حَكٖيمٌ
وَاِنْ فَاتَكُمْ شَيْءٌ مِنْ اَزْوَاجِكُمْ اِلَى الْكُفَّارِ فَعَاقَبْتُمْ فَاٰتُوا الَّذٖينَ ذَهَبَتْ اَزْوَاجُهُمْ مِثْلَ مَٓا اَنْفَقُواؕ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّـذٖٓي اَنْتُمْ بِهٖ مُؤْمِنُونَ
"Ey iman edenler! Mûmin kadınlar göç ederek size geldiklerinde -Onların imanlarını Allah daha iyi bilmekle beraber- Siz Onları sınayın. Eğer mûmin olduklarını anlarsanız, Onları kâfirlere iade etmeyin. Bunlar Onlara helâl değildir, Onlar da Bunlara helâl olmaz. Onlara (kocalarına) harcadıklarını (mehirleri) geri veriniz. Mehirlerini ödediğiniz takdirde bu kadınlarla evlenmenizde sakınca yoktur. Kâfir kadınları nikâhınız altında tutmayın. Siz harcadığınızı (verdiğiniz mehri) isteyin, Onlar da harcadıklarını istesinler. Allah’ın hükmü işte budur. Aranızda hükmünü böyle veriyor. Allah hakkıyla bilmektedir, hüküm ve hikmet sahibidir."
"Şayet eşlerinizden biri kâfirlere kaçar, böylece
(tazminat ödemek için) sıra Size gelmiş olursa, eşleri gitmiş olanlara harcadıklarına denk bir şey verin. İnandığınız Allah’a karşı gelmekten sakının.
" (Mumtehinne 10 - 11)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), muşrik olan ve sonra birlikte Müslüman olan çiftlerden nikâhlarını yenilemelerini istememiştir.
İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir:
"Bir adam Müslüman olur, sonra hanımı da Müslüman olursa, o kadın o adamın hanımıdır (nikâhları devam eder)."
(İbn Ebi Şeybe, Musannef, 4/105; Abdurrezzak, Musannef, 6/175)


Peygamber’in kızı Zeyneb (r.anha), muşrik olan eşi Ebu’l-Âs'tan ayrılmıştır. Daha sonra Ebu’l-Âs Müslüman olunca, yeniden nikâh kıyılmadan eski evliliklerine devam etmişlerdir (Ebu Davud, Nikâh, 24)
Bu, fakihlerin "Eğer çiftler aynı anda Müslüman olursa, nikâhları yenilenmez." görüşüne delil olarak alınmıştır.


Hanefî Mezhebine göre Muşrik bir çift aynı anda Müslüman olursa, önceki nikâhları geçerli olur ve yenilenmesi gerekmez.
Buna Zeyneb (r.anha) ve Ebu’l-Âs’ın durumu, İbn Abbas’ın (r.anhuma) yukarıdaki fetvası ve Rasulullah’ın muşrik çiftlere İslam'a girmeleri durumunda yeniden nikâh kıymayı emretmemesi


İmam Serahsî (rahimehullah) şöyle der: "Muşrik olan iki eş birlikte Müslüman olursa, nikâhları aynen devam eder ve nikâhlarını tazelemeleri gerekmez." (İEbû Bekr Şemsu’l-eimme Muhammed b. Ebî Sehl Ahmed es-Serahsî, el-Mebsût, C. 5, Sf: 48)

Şafiî ve Hanbelî Mezhebine göre karı-koca birlikte Müslüman olursa, nikâhları yenilenmez. Eğer biri önce Müslüman olup diğeri iddet süresi içinde Müslüman olmazsa, nikâh sona erer.


İmam Nevevî (rahimehullah) şöyle der: "Eğer muşrik bir çift birlikte Müslüman olursa, evlilikleri geçerlidir ve yeni bir akit gerekmez." (İmam Nevevî , el-Mecmu', C. 16, Sf: 112)

Mâlikî Mezhebine göre ise eşlerden biri önce Müslüman olur, diğeri de iddet süresi içinde İslam’a girerse, nikâh devam eder. Eğer iddet süresi geçtikten sonra Müslüman olursa, nikâh yenilenmelidir.

İmam Mâlik’in görüşü: "Eğer muşrik olan eşler, aynı anda İslam’a girerse, evlilikleri geçerlidir. Eğer biri önce girer de diğeri iddet süresi içinde Müslüman olmazsa, nikâh düşer."
(Sahnûn - Ebû Saîd Abdüsselâm b. Saîd b. Habîb et-Tenûhî , el-Mudevvene'tu'l Kubra, C. 2, Sf: 271)

**

Murtedlerin Kendi Aralarında Yaptığı Nikâhın Hükmü Nedir?
Murtedlerin kendi aralarında yaptığı nikâh ise sahih değildir, çünkü murtedin gayrimüslim statüsü bile yoktur.

Hanefi Mezhebi
Hanefî âlimlerinden İmam Serahsî (rahimehullah) şöyle der: "Murtedin nikâhı bâtıldır. Çünkü murted, İslam’ın hukukî korumasından çıkmıştır ve onun yaptığı nikâh geçerli olmaz." (Ebû Bekr Şemsu’l-eimme Muhammed b. Ebî Sehl Ahmed es-Serahsî, el-Mebsût, C. 5, Sf: 48)

Şâfi Mezhebi
Murtedlerin kendi aralarındaki nikâhı kesinlikle geçersizdir.
İmam Nevevî (rahimehullah) şöyle der: "Müslüman olup sonra irtidat eden bir kimsenin nikâhı hemen bozulur ve tekrar İslam’a dönse dahi yeni bir nikâh gerekir." (İmam Nevevî , el-Mecmu', C. 16, Sf: 112)

Hanbeli Mezhebi
İbn Kudâme (rahimehullah) de aynı görüşü savunur: "Murted, İslam’ın hukukî sınırları dışına çıktığı için onun yaptığı nikâh muteber değildir."
(Ebû Muhammed Muvaffakuddîn Abdullāh b. Ahmed b. Muhammed b. Kudâme el-Cemmâîlî el-Makdisî , el-Muğnî, C. 7, Sf: 136)

Mâliki Mezhebi
Eğer erkek murted olursa, nikâh feshedilir ve kadın iddet bekler. Kadın murted olursa, nikâh iddet süresince askıda kalır; eğer iddet içinde Müslüman olursa nikâh geçerli olur, olmazsa feshedilir. Murtedlerin kendi aralarında yaptığı nikâh kesinlikle sahih değildir.

Ayrıca Seyyid Ebu'l-A'lâ Mevdudî , Mumtehine suresi 10. ayetin tefsirinde şunları nakleder:
İrtidat meselesinde, birincisi eşlerin her ikisinin de dinden dönmeleri; ikincisi, birinin Müslüman kalırken diğerinin dönmesi şeklinde iki durum vardır.
Şayet eşlerin her ikisi de irtidat etmişlerse, Şafiilere ve Hanbelilere göre, mubâşeratten (cinsi birliktelik) önceyse hemen ayrılırlar, mubâşeratten sonraysa iddetin bitimi ile İslâmî nikahları son bulur. Bu görüşün aksine, Hanefiler kıyas yoluyla bu nikahın fesholduğuna kaildirler. Ancak Ebu Bekir (r.anh) döneminde vuku bulan irtidat olaylarında binlerce kişi İslâm'dan dönmüş ve sonra tekrar İslâm'a girmişlerdi. Sahabeden hiç kimse Onlara nikah yenileme (tecdid-i nikah) şartı koşmadığı için, Biz sahabenin bu ittifakını esas alıp kıyasın aksine eşlerin birlikte irtidat etmeleri durumunda Onların nikahlarının son bulmayacağını kabul ediyoruz. (El-Mebsut, Hidaye, Fethu'l-Kadir, Dört Mezhebin Fıkıh Kitabı)


Murted Çiftin Nikahının Hükmü Konusunda
Hükmi Murted ile Müslüman Olduktan Sonra (Hakiki) İrtidat Eden Kişi Arasında Fark Var mıdır?

İslam hukukunda, murted (dinden çıkan kişi) kavramı, kişinin İslam dininden ayrılması anlamına gelir ve bu durumun evlilik (nikâh) üzerindeki etkileri, mezhebler arasında farklılık gösterebilir. Ancak, hükmî murted (aslında hiç Müslüman olmamış veya ancak Müslüman gibi görünen kişi) ile hakiki murted (gerçekten iman ettikten sonra dinden çıkan kişi) arasındaki ayrım, klasik fıkıh literatüründe genellikle detaylandırılmamıştır. Dolayısıyla, mezheblerin nikâhın bâtıllığı konusundaki hükümleri, genel olarak irtidat (dinden çıkma) durumunu kapsar ve bu iki tür murted arasında spesifik bir ayrım yapmaz.
Mâlikî mezhebinde bazı fakihler, hakiki murted olan bir kişinin nikâhının derhal sona erdiğini, fakat hükmî murted olan bir kişinin evliliğinin iddet süresince bekletilebileceğini belirtmiştir. "Kadının murted olması halinde iddet süresi içinde İslam’a dönerse evlilik devam eder. Bu meselede hükmî murted ile hakiki murted arasında fakihler ihtilaf etmiştir."
(İbn Cuzey /
EbU’l-Kāsım Muhammed b. Ahmed b. Muhammed el-Kelbî el-Gırnâtî, el-Kavânînu’l-Fıkhiyye, C. 1, Sf: 345)
واختلفوا في نكاح المرتد، فقال مالك والشافعي وأبو حنيفة: إذا ارتد الزوجان معًا، أو ارتد الزوج وحده، انفسخ النكاح في الحال، وإن ارتدت الزوجة وحدها، وقف الأمر على انقضاء العدة، فإن رجعت إلى الإسلام قبل انقضائها، فهي زوجته، وإن انقضت العدة قبل رجوعها، انفسخ النكاح
"Murtedin nikâhı konusunda ihtilaf etmişlerdir. Mâlik, Şâfiî ve Ebû Hanîfe şöyle demiştir: Eğer iki eş birlikte dinden çıkarsa ya da yalnızca erkek dinden çıkarsa, nikâh derhal feshedilir. Eğer yalnızca kadın dinden çıkarsa, mesele iddetin sonuna kadar askıda kalır. Eğer kadın iddet süresi içinde İslam’a dönerse, nikâh devam eder. Eğer iddetin sonuna kadar dönmezse, nikâh feshedilir." (İbn Ruşd / Ebu’l-Velîd Muhammed b. Ahmed b. Muhammed el-Kurtubî, Bidâyetu'l-Muctehid ve Nihâyetu'l-Muktesid, C.1, Sf: 102)
 
Üst Ana Sayfa Alt