ALLAH’IN KİTABIYLA SAVAŞAN NUSAYRİ BAAS REJİMİNİ DESTEKLEMEK SURİYE HALKININ BAŞINI HAYRA MI SOKMAKTIR?
ABD’yi tek düşman ve sadece İran’ı İslam görenlerin; tarih ve akide algıları, ne yazık ki dünyayı okumalarında zihinlerini karıştırıyor ve Türkiye’de adeta İran’ın tarihi ve siyasi misyonuna karşı kör bir zümre oluştu bunlar; adeta İsmailîlerin daileri gibi davranıyorlar ve Türkiye’de Müslümanların gerçeklerin nasıl çarpıtıldığını görmelerine engel olmaya ve aklımızın semasını karartmaya çalışıyorlar.
Gerçekten bu Suriye hadisesi bizleri nasıl da “Kral Çıplak”dercesine ortaya çıkardı. Nasıl da “kardeşlik” ve “vahdet” yalanlarının aslında “vahdet” değil de bir “hiyanet olduğunu ve ardında sayısız çirkin oyunları sakladığını hepimize gösterdi.
Nedir bu? Suriye’de zaten bir gün İran ile Müslümanlar arasında patlak verecek olan bir savaşın zamanından önce ayağa kalkması sebebiyle, İran’ın ve Irak’ın hazırlıksız yakalandığı bu savaşta İran’ın çömezi Hasan Nasr’ın ve Hizbinin ne kadar zor durumda kaldığını gören Türkiye’deki Sünnet Akidesi kökenli olduğunu söyleyen ve aslında aklen ve kalben Şiileşmiş (Şiileşmeyi mücerred manada Ali’yi sevmek anlamında değil, Farisi ideolojilerin, Bâtıniliğin ve sahabe düşmanlığının bir göstergesi )olanları kasdediyorum.
Suriye’deki savaş, sadece bir Amerika- İran savaşı değildir. Aktörleri; İran, İsrail ve Batınîlerin olduğu bir savaştır.
Bazıları, Hak ile batılı birbirine karıştırıyor. Güya Suriye halkına acıma görüntüsü altında aslında zalimlerin yaltakçılığını yapıyorlar. Sanki Suriye’de adalet olsa imiş, sanki Suriye’de Amerika’nın memnun olmadığı bir durum olsa imiş, o zaman Suriye’deki rejimle halkın bir sorunu olmaz imiş!
Şimdi Suriye’de 1967 İsrail -Arap savaşından bu yana bir Baas iktidarı var. Bu iktidarın temelleri Fransa’nın işgaliyle atıldı. Nusayrilerin Alevi şemsiyesi altında kendilerini kamufle edip işgalci emperyalistlerin yanında yer almaları ve onların asla Suriye’den ayrılmamaları gerektiğine dair Nusayri liderlerin Aleviler adına imzaladıkları belgeyi sitemde yayınladım. Bu belge gerçek, tarihî ve akidevî bir belgedir. Bu belgede İsrail’e ve Yahudilere karşı şefkat ve merhamet dolu ifadeler kullanan Nusayri liderlerdi. Kendilerine Alevi demeleri bu durumu değiştirmiyor.
Suriye’de İran’ın derin stratejileri zarar görünce, bizdeki Şialaşmış olan birçok isim ve kesim adeta ırzlarına tecavüz edilenler ve kanları canları zarar gören ve yurtları harap edilenler kendileriymiş gibi ağlamaya ve feryad etmeye başladılar.
Sizler gerçekten Amerika ve Nato düşmanıymışsınız öyle m?, biz bunu hiç bilmiyorduk yeni öğrendik. Şia demek; Tevhid, adalet ve “vahdet” mi demekmiş bunu da sanki yeni öğrendik.
Irak işgal edildi. Sünnet ehli olduğunu söyleyen bazı hainlerle Şiîler ABD ile işbirliği ederek birlikte yüz binlerce insanı katlettiler.
Irak paramparça edilirken ve II. Moğol işbirliğine benzer bir hiyanet söz konusuyken Irak’taki Müslümanlara ağlamayanlar ve hatta Cihad eden Mülümanları; başta İran terörist olarak suçlarken her şey tıkırında idi. Ama Suriye’deki savaş birçok dengeyi birden sarstı ve bütün Batı hemen bu savaşı Batı’nın ve İsrail’in lehine çevirme gayretine soyundu. El-Ahdar el-İbrahimi’nin son günlerde söylediklerine bakınız; sözleri tamamen bir kiralık adamın ve hainin sözleri değil mi?
Ortada birileri ideolojilerinin ve akidelerinin savaşını verirken, bizdeki safların ve kendini bilmezlerin ettikleri iftiralar çuvallara sığmaz oldu.
Peki, nedir bu İran ağıtçılığı ve nedir bu katillerin ve seffahların zalimliğini görmezden gelme ve Suriye halkı -dikkat edin Suriye halkı deniliyor- adına bu kadar sahte müşfiklik ve diğer gâmlık!? Suriye’de Bâtıniler, mazlum halkın başkaldırısı karşısında son günlerini yaşıyorken zaman ve kadere karşı direnen İslam düşmanları(İsrail ve Nusayriler) Suriye’de büyük bir katliam gerçekleştiriyorlar. Bizdekiler ise durmadan İran’a ağlıyorlar. Hâlbuki kanı dökülenler belli.
Tarihteki Nusayri ve Batınî hareketlerden haber olmayan ve bizde kendilerine “öncü liderler” yaftası yakıştıran ve “öncülükleri"kendilerinden menkul ve İran’ın ağzıyla konuşan ve “tadlîl”de mükemmel bir yetenek sahibi olan bazı kimseler, Suriye halkına (!) nasıl bir hiyanet ettiğimizi bize ispat etmeye çalışıyorlar.
Acaba, yıllarca Suriye’deki katliamları seyreden ve şimdi de bizzat katlaimların ortağı olan İran ve Hizbullah’ın cinayetlerini görmeyenler; şimdi nasıl olmuşsa dünyayı İran’dan ve islamı da Şia’dan ibaretmiş sanıyorlar?
Geçenlerde ziyaret ettiğim bir tanıdık bana Şia’nın -i bunun içinde -Kafir şii gruplar da var- 450 Milyon kusur olduğunu hatırlattı ve demek istedi ki, ‘dengeler artık bizden yana, tarihin alnından yakaladık ve artık bundan sonra sizlerin dediği olmayacak.’ Adeta tatlı bir şekilde beni uyarıyor ve Şia’nın gücüne dikkatimi çekmeye çalışıyordu.
Türkiye’nin Suriye halkının başını belaya soktuğunu söyleyenler; Irak’a Afganistan’a ve Gazze’ye baksınlar. Burada Müslümanların başını kim belaya sokmuş, sadece Siyonist İsrail mi?
Müslümanların kendi dinlerine dönmelerine asla izin vermeyen ve Dini sadece ibadetlere hasredip mescidlerde toplanmaya indirgeyen ve tarihte Fatımîlerin Tunus’ta, Cezayir’de ve Fas’ta yaptıklarına benzer bir baskıyı kurmuş olan Nusayri rejiminin ve İran’ın burayı işgaline kadar ses çıkarmayan zevat; aslında İran’ın işgalinin fiilen gerçekleşemediğine ağlıyorlar. Hâlbuki İran’ın Suriye’yi ve Lübnan’ı isimsiz olarak işgali devam etmektedir.
Suriye’deki savaş, Siyonist İsrail’in ve İran’ın Müslümanları ekserisini (tabiri caizse) mukadderatlarını belirlemenin dışına çıkarma savaşıdır. Bugün de Suriye halkı, yeni hain Kufelilerin ellerini kesme savaşı veriyor.
ABD bu bölgede var olduğu sürece, Müslümanlar iradelerine vurulan prangaları kıramayacaklardır. Ancak, Irak’ın ve Afganistan’ın işgallerine yardım edenler ve buna göz yumanlar, İsrail’i ve Amerika’yı burada güçlendirmişlerdir. Türkiye Irak tezkeresini Meclisten çıkarmayınca cezalandırıldı. Türkiye şu anda bunun bedelini ödüyor. Türkiye tezkereye evet deseydi neler olurdu diye kimse oturup düşünmüyor. Türkiye’de özgür bir devlet olma ve ABD’ne meydan okuma iradesi ve akidesi yok. İran’da ise, akide devleti olma, işgal etme ve takiyye siyaseti var. İşte Suriye iç savaşı ne için hala bitmedi diye düşünenlere Suriye’de kimin kaybetmek istemediğine baksın ve ona göre bir karar versin.
Suriye’de kaybetmek istemeyen en büyük çıkar sahibi İsrail’dir. İsrail, zaten Suriye’de iktidar idi. Bunu kimse görmedi. Suriye’de iktidardaki ikinci güç ise İran’dı. İsrail Golan’da Suriye’nin ortağı, İran ise, Şiiliğin yayılmasında Suriye’nin ortağı idi.
Dikkat edin, Türkiye’de yeniden Şiilik ve sahabe konusu niçin gündeme getiriliyor? Sünneti inkâr eden ve kendilerine Kur’ancı (el-La Kur’aniyyun) adını veren MÜRTEDLERİN sesi neden yükseliyor? Allah’ın “ğayb”ı bilmediğinin delillerinin Kur’an’da var olduğunu, Allah’ın onun ne zaman evleneceğini ve kiminle evleneceğini bilmeyeceğini söyleyen mürtedlerin cirit attığı bir yerde, acaba neler oluyor diye Suriye üzerinden İran’a ağıt yakanlar neden bir kez dahi olsun düşünmüyorlar ve İslam’a kurulan bu tuzakların cümlesine ve Mürted önderlerine işaret etmiyorlar?
Neden İran ekseninde bir Şiilik propagandası artıkça; mealcilik ve Sünneti inkâr edenler de artmaktadır diye niçin kendimize sormuyoruz ve bunun derin ilgileri üzeriden kafa yormuyoruz?
Türkiye’de Mealcilik denen iblisçe akide ve sahabe düşmanlığı ile Şiîleştirme savaşı neden kol kola sürüyor, bunu ne zaman anlayacağız? Türkiye’de Şii yayılmacılık ivmesi; sahabe düşmanlığı ve onların adaletini zayıflatma ve Kur’ancılık akımı sayesinde güçleniyor.
Ne zaman ki İran’ı yanlış politikalarını ve İsraili devreden çıkarırsak, işte o zaman İslam’ın zaferi gerçekleşecektir. Siyasi arenada İran’ın gücü olduğu sürece, İsrail’in gücü devam edecek ve bu bölgede savaşlar sona ermeyecektir. Zira her iki millet de “kurtarıcı” bekliyor, savaş “kurtarıcılar” adına verilmektedir.
Bu kurtarıcılar bu topraklarda olacaklarmış! Şiiller bunun için tabii ve akidevi olarak israile düşman olacaklar ve İsrail’in mehdisiyle (!) savaşa hazırlanacaklardır İsrail’in İran’ın mehdisiyle savaşmaya hazırlandığı gibi. O halde bu işin sırrı nerde diye aramaya gerek yok.. İşin sırrı burada ve Rum suresindeki Farisi yenilgisinin intikamını almada gizli.
Şia ve İran dailerine sesleniyorum!
Ümmetin çocuklarını aldatıp saptırmak yerine, kalkın ve Allah’ın kitabının ayetleriyle konuşun! Gizlediğiniz siyasi Şiiliğinizi ve akidenizi Suriye bağlamında ABD uzmanlığı yaparak ve ğaybı okuyarak akıl füruşluk etmeyin. Açıkça ve dürüstçe biz İsna Aşeriyye adı altında Allah’ın Rasulü’nün (salallahu aleyhi ve sellem)ashabına düşmanlık eden ve Ayşe’yi (radiyallahu anha) ahlaksız bir kadın gibi niteleyen ve batıl ma’sumiyet akidesini ihdas edenlerden yanındayız deyin!
Onlar gibi siz de zalimlerden yana oldunuz. Türkiye Suriye’de bir zulüm işliyorsa İran milyonlarca zulüm işlemektedir. Suriye’de “kardeş savaşın”a (!) karşı siz adil oldunuz da biz mi Suriye’de hançerlerle gırtlakları kesilen Müslümanların ve ırzları kirletilen kadınlara karşı insanlık dışı iğrençlikleri yapanların yanında olduk ve onlara silah verdik. Bizlerin silahıyla mı Müslüman kadınlara tecavüz edenler korundu. Birgün olur sizin de kadınlarınızın ırzı tehlikeye düştüğünde Batınî Fatımilerinizin kadınlarının ve kızlarının saçlarını keserek Nuruddin Zengi’ye bohçalayıp gönderdikleri bir günün yeniden önümüze gelebileceğini düşünün ve bunun ne demek olduğunu oturun ve bir kez daha hatırlayın!
Aynı akibet, Suriye’deki tecavüzleri görmeyenlerin kadınlarının da başına gelebilir! Suriye’deki tecavüzleri kınamayan bizdeki bütün zevat, bu ırza tecavüzleri onaylamaktadır.
Eğer Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, Suriye’de yüzyıla varan zulümden ve Karmati artığı Nusayri devletinden ve Nusayrilerin akidesinden söz edin. Edebilir misiniz? Edemezsiniz! Buradan kendilerine çağrıda bulunuyorum. ABD hakkında uzmanlık gösterisi yapacağınıza, Rabbinizin kitabına ve O’nun Rasülü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetine bir bakın da hangi akideden yana olduğunuzu görün!. Ortada İran denen bir devlet olmasa idi, bu “adil” olmayan “dahiyâne” sözleri edebilir miydiniz? Allah’tan korkun ve fitne tohumları ekmeyiniz.
İranlaşmanın dayandığı batıl ve fitne, Suriye’de Şia’nın desteğiyle savaşıyor bunu bilmeyen mi var?
Eğer amacınız hakkı tesbit ve hakkı söylemek olsaydı; bir kerrecik dahi olsa Nusayrilerin zulmüne ve İran’ın akidesi uğruna Irak’ta neler yaptığını söylerdiniz. Irak’taki ABD de Suriye’ye müdahale eden ve orada İsrail’in çıkarlarını kollayan ABD’dir. Irak’taki ABD ile Afganistan’da İran’la birlikte olan ABD de şimdi düşmanlık salvolarını attığınız ABD.
Irak’ta işgalle ısmarlama bir Şii devleti kuran ABD de Şia’nın sevmediği (!) ABD. Ama gelin görün ki Suriye’deki insanca kıyamı; timsah gibi gözyaşları dökerek ve vicdan sömürüsü yaparak, bu konuda Allah’ın kitabının neler söylediğine sırtınızı dönerek ve Türkiye’nin ABD’den yana olduğunu söyleyerek, İran’ın ne kadar ABD’den yana olduğunu ve Golan’ın İsrailin elinde kalması için elinden geleni yapan Rusya’nın nasıl Suriye’nin dostu (!) ve islamî (!) İran’ın yanında olduğunu görmüyor musunuz?.
ABD İran ve Suriye’nin düşmanı imiş! Rusya İsrail’in düşmanı ve İran’la Suriye’nin dostu öyle mi? İran eğer İslam âleminde işgal edilen bölgelerde ve Müslümanlara yapılan zulümlerin karşısında durursa akidesini inkâr eder. Bunun için İran; sürekli Filistin ve Kudüs sakızıyla ağzımıza geviş vermeye çalışıyor ve beynimizin derinliklerinde tarihin en büyük sarsıntısını oluşturmaya çalışıyor. İran, sürekli olarak İsrail odaklı bir mücadeleden söz ederken, bununla aynı akidevi hükmü içeren; Kafkasya, Afganistan ve Somali gerçeğini ise sürekli ihmal ettirmeye ve unutturmaya çalışıyor. Rusya’yla Suriye’deki, ABD ile Afganistan’daki ve Irak’taki işbirliği bunun en büyük örneğidir.
Bunun için İran her zaman bu oyunu sahneleyerek, asıl İslam âleminin büyük gövdesini parçalanmasına seyirci kalıyor ve de kalacaktır. Orada açıkça bir akide aykırılığının siyasetini güden İran, nedense Kudüs konusunda Ömer’i hiç hatırlamadan ve Salahuddin’i hiç dile getirmeden soyut bir Kudüs savaşını sanal bir alemde bizim gibi aptalların (!) gözleri önünde bir büyücü edasıyla idare ediyor. Techîl ve “istihcâl” politikası Şeriatî’nin dediği gibi, İran bir “istihmâr” (eşekleştirme) politikası uyguluyor İslam âlemine karşı.
Bizdeki, zihinsel ve ideolojik İrancıların ukalalığından kendinizi kurtarınız!. Sizler de gelecekte- bugün bile belki Beşşar’dan yanasınız- Suriye’deki katliam gibi Türkiye’deki bir katliamın taraftarları olacaksınız. İran- Türkiye savaşının hazırlığını yapan İran’ın, acaba İslam âlemini nasıl bir cehennemi durumumun içine ittiği neden göremiyorsunuz.
İRAN, TÜRKİYE’DE SAVAŞIYOR AMA BUNU GÖREMİYORUZ VE SİZLER DE BU SAVAŞTA FARİSİ MİLLİYETÇİLİĞİNİ İDEOLOJİSİNİN ASLI HALİNE GETİRMİŞ OLAN BİR DEVLETİ VE ÖMER’İN EN BÜYÜK DÜŞMANI OLAN BİR AKİDENİN MENSUPLARININ SAVAŞINI VERİYORSUNUZ.
Suriye’nin “başını belaya sokmak”tan söz edenler; takiyye maskesini çoktan yüzünüzden sıyırıp atmışlardır. Ama, Allah alim, insaflı değilsiniz. Suriye’de bu savaş olmasa idi. Bu zulmün ne zaman kalkacağını ve nasıl kaldırılacağına dair bir fikriniz olur muydu?
İran’ın tarihî ve siyasî çıkarları uğruna dininizi ayaklar altına alıyorsunuz!
Suriye’deki savaşı; ABD uğruna verilen bir savaş gören zavallı akıldânelerimiz, acaba Suriye’nin İslam’a karşı tavrını, Türkiye laikliğini eleştirdikleri kadar eleştirebilmişler miydi? Ya da şöyle bir soru soralım: Bütün iddialarınızı haklı çıkaracak bir Suriye Nusayri sahih İslam akidesinden ve dininden neden söz edemiyorsunuz.? Siz bu ümmeti -hâşâ- eşek mı sanıyorsunuz!?
Gösterin ey zalimler ve ey ırz düşmanlarının yardakçıları, savunduğunuz İran’ın Suriye’deki İslamı nerede? Suriye’de Nusayrilerin Allah’a imanları var idiyse; neden düşmanınız Amerikalıların ve Yahudilerin (Siyonist İsrailli) ırzları emanda (güvende) iken, bizim ırzlarımız sizin devrimci Şiî-batınî-Nusayri iğrenç ayaklarınızın altında kirletiliyor!?
Bizi öldürebilirsiniz ama kadınlarımıza asla dokunamazsınız?
BAKIN BU AMERİKANCI (!) EHL-i SÜNNET NE KADAR ADiL HÂLÂ NUSAYRİLERİN IRZLARINI KORUYORLAR ONLARIN KADINLARINA DOKUNMUYORLAR..!
Ama Müslümanların “vahdet”inden yana olduklarını söyleyenlere bakınız, nasıl kadınlarımızı kirleten kâfirlerin yanında yer alıyorlar?
Bu tecavüz timlerini kim oluşturuyor? Kim bunlara “silah”ı ve “hap”ları temin ediyor? Allah’tan korkun ve İblis’in yolunu terk edin ve Müslüman olun!
Neden Suriye’de İslam mazlumken ve İran’ın ve Nusayrilerin çıkarları daha tehlikede değilken, Suriye halkı için ağıtlar yakıp matemler tutmuyordunuz? Çünkü o zaman Esed’ler demek Suriye halkı demekti.
1982 Hama katliamı için hiç ağladınız mı? Golan için hiç ağladınız mı? Şimdi neden her yer Kerbela ve her gün Aşura oluyor muş?
Türkiye’de laikliğin insanlık, Türklük ve her şey sayıldığı gibi. Sizlerin Münafık tarikatçı el-Butî’den ne farkınız var “hiyanet”in adı bir sıfatları farklı.
Suriye'de bunca zulüm ve barbarlık sürerken İslamî (!) İran’ınız ve akıldaneliğiniz nerdeydi? Neden Suriye’de bir İslam devletinin kurulmasını istemeyen İran; ABD ve İsrail düşmanı rolünü oynuyor ki?
Oturun düşünün! Bey’atlısı olduğunuz İran Şialığı neden Suriye’de bir İslam devletinin kurulmasını Nusayrilere bir ricada bile bulunmadı? Eğer böyle bir teklif de bulunsa idi İran Suriye mi harap olurdu? Yoksa İsrail daha da mı güçlenirdi?
Erdoğan’ı haniler zümresine kaydetmeden ve Suriye halkını takiyyeyle tekfir etmeden önce bunun üzerinde biraz düşünsenize! Siz kalkmış Türkiye’nin yani AKP’nin ve Erdoğan’ın hiyanetinden söz ediyorsunuz. Misaliniz merd-i, Kıpti misali gibi.
Peki yıllarca onbilerce Müslümanı katleden ve o kadarını zibdanlarda çürüten zalim bir rejimin İslam dinine ve Ümmete hiyanetinden neden söz etmediniz. Şimdi kalkmış tarihe ders vermeye kalkışıyorsunuz!
Kim ashabı Uhdûd? Kim mü’min?
Yüz binlerce Müslümanı katlettiğiniz halde, bu cinayeti gizlemek için ABD’nin zalimlik fotoğrafının gölgesine sığındınız.. Nefret ettiğiniz sevgilinin..!
ABD olmasa siz de olamayacaksınız. Düşman olduğunuz ABD, İran’ı da daha büyütmek istiyor; niçin mi Ka’be’yi ve Mescidi Nebevi’yi onların elleriyle yıkmak için. Okuyun Şii kaynakları da görürsünüz?
Suriye’de bir İslam Devleti, kurulacak olsa bile, bunu istemezsiniz. Çünkü sizin İslamınız kızıl renk, kan rengi… Müslüman kadınlara tecavüzleri gözlerden saklayan bir din.
Eğer izzet sahibi iseniz ve Allah’ı ve Rasulü’nü (sallallahu aleyhi ve sellem) seviyorsanız, Suriye’de zalim ve kâfir bir azınlığın Müslümanlara en azından elli yıldır yaptıklarını anlatırdınız. Golan’ı Hafız Esed’in nasıl İsrail’e bıraktığını yazardınız. Golan için İsrail’in garantisi olan devletler, sadece Rusya mı, aynı zaman da İran da Golan konusunda bugüne kadar Suriye’nin yanında yani Nusayrilerinin yanında olmadı.
VALLAHİ HAKİKATİN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORSUNUZ AMA, İran’ın kuklası durumuna düşenler gibi, borçluluk psikolojisini altında eziliyorsunuz!
Artık utanmanıza gerek yok, açıkça Şia’yı ve Nusayrileri sevdiğinizi ve desteklediğinizi söylesenize! [KİŞİ SEVDİĞİYLE BERABERDİR]
Evet, siz de Nusayrilerin tecavüzlerinin şerikisiniz ve Allah katında bunun hesabını vereceksiniz. Çok affedersiniz her şeye maydanoz olmayı bırakın ve adam gibi bir Müslüman olun size canımız feda.
Türkiye Müslümanlarına ve akidemize ayar çeken büyük ”öncüler” bize akıl ve İslam’ın ne demek olduğunu öğretiyorlar. Suriye rejimi için gözyaşı dökerek... Lütfen ne olduğunuzu ve kimi olduğunuzu bilin! Bu gururdan ve kibirden Allaha tevbe edin ve sözlerinizi kırk kez tartarak söyleyin ve tevbe edin.
ABD düşmanı iseniz; buyurun Suriye’deki savaşta Nusayrilerin yanında yer alınız!.Eğer Suriye’deki Müslümanların ABD’nin uşakları ise- ki Irak’ta İran da ABD’nin uşağı idi bunu unutmayın- onların kanlarının ve ırzlarının Nusayrilere Baas partisine helal olduğunun fetvasını da siz de versenize. ABD için savaşıyorlar demekle ne dediğinizin farkında mısınız?
Bunun sözün Kur’an ve Fıkıh mizanında isminin ne olduğunu biliyor musunuz? Gelin Allah’ın olan DİN’e dönün İran’ın Dinine ve ona yardakçılık dinine değil. Biz İran’ın da Suriye’nin de ne kadar Amerika ve İsrail düşmanı olup olmadığını çok iyi biliyoruz.
Soruyorum size, siz Suriye’yi ne kadar tanırsınız?
Golan Suriye’den değil mi? Suriye’yi yerle bir eden, şu anda İsrail mi Nusayriler mi? Bu savaş İsrail’in gizli savaşı. Eğer Suriye Müslümanlarının yanında olmazsak, bir gün gelecek bunun bedelini bütün Müslümanlar ödeyecek.
Türkiye’deki Müslümanlardan daha akıllı olduğunuzu, yanına yaklaşılmaz olan kibrinizle anladık da, haydi şu Suriye’de çoğu İslam üzere olan direnişçilerin kanlarının ve canlarının helal olduğunu da açıkça ilan etseniz de bu konudaki cehaletimize bir cehalet daha ekleyelim!
Irak’a ABD’ni davet edenler de sizin gibi ağlayanlardandı.
Suriye’de Nusayrilere karşı savaşanlar; hain, cahil ve uşak da; İran ajanı Malik’inin de hain ve uşak olduğunu ve bütün Irak şia’sının da ABD’nin İran’la birlikte hiyanet ettiğini de söyleseniz ya!?
EVET, İRAN’IN GÖZDESİ, NUSAYRİ KÜFR DEVLETİ YIKILACAK BU ÇOK ZORUNUZA GİDİYOR KARİZMANIZ BOZULUYOR İŞTE BUNUN İÇİN YIRTINIYORSUNUZ!
Nasıl olsa ABD kâfir ve zulüm devleti. Ama Nusayri devleti İran’ın beslemesi çete ve hiyanet devleti, Şia’yla bazı ortak değerlere sahip ya onun için yanında duruyorsunuz.,
Bazıları Şiîleştikleri halde açıkça çıkıp kendisinin ne olduğunu söyleyemiyorlar. Bin ladin gibi bir Mücahide ve edeb adamına insan dil uzatacak kadar akıl dengesini yitirircesine hezeyanlar savuran “öncüler” nasıl fitne odağı haline geldiklerinin farkında varmalıdırlar.
Siz ABD’yi bırakın da kalbinizdeki imanı sorgulayın ve ne kadar Kur’an’a iman ediyorsunuz onu fark edin!. Kur’an’ı Amerikan düşmanlığı felsefesiyle mi tefsir ediyorsunuz?
Suriye’deki ABD uşağı Müslümanların da kâfir mi, Müslüman mı olduklarını söyleyin de millet de bunu bilsin ve kim olduğunuzu daha iyi görsünler. ABD düşmanlığı sizin ekmeğiniz ve yaşam güvenceniz ve siyasetinin olmazsa olmaz takiyyesi.
Lütfen kendinize gelin. Bu ham hezeyanları bırakın. Müslümanların kardeşliği bu fitne içeren yorumlarla sağlanmaz.
Mehmet Emin Akın
01.01.2013 Salı, 00:13