(Misafirlerimizn Linkleri Göremediğinden Dolayı Bunda Sonra Haberleri Direk Atacağım.)
"Suriye Halk Ayaklanması ve Bölgeye Etkileri”Ankara Semineri
Genç Birikim Derneği, Ankara Gençlik Parkı Kültür
Merkezi’nde düzenlediği "Suriye Halk Ayaklanması ve Bölgeye Etkileri Paneli"ne
katılım oldukça fazlaydı.
]Arap Baharı olarak adlandırılan halk ayaklanmalarının şimdilik son
ülkesi olan Suriye’nin diktatör Baas Rejimine karşı 15 Mart 2011’de Özgür Suriye
Ordusu’nun başlattığı Suriye kıyamı gün geçtikçe güçlendi ve ülkede Özgür Suriye
Ordusu’nun yönetimi ele geçirmesine çok az kaldı.
Baas Rejimi kontrolündeki ordu, Kıyamın başlamasının ardından henüz 2
yıl geçmiş olmasına rağmen 120 binden fazla Müslüman’ın canına kıydı; 250 bin'in
üzerinde Müslüman’ın engelli hale gelmesine neden oldu; 10 binlerce Müslüman’ın
tecavüze uğramasının da tek sorumlusu.
]
Genç Birikim Derneği, Ankara Gençlik Parkı Kültür Merkezi’nde düzenlediği
"Suriye Halk Ayaklanması ve Bölgeye Etkileri Paneli"ne katılım oldukça
fazlaydı.
İki oturumdan oluşan Panelin ilk oturumunda konuşma yapan Mek-Dav Genel
Başkanı ve Araştırmacı-Yazar Süleyman Arslantaş 1948 den beri İsrail’i ziyaret
etmeyen Obama’nın seçimi kazanması İsrail’in ve Yahudi lobisinin kaybetmesi
olarak görülebileceğini söyledi.
]
Bugün Suriye’de yaşanan olayların en temel nedenlerden bir tanesi İsrail’in
güvenliği sorunu olduğunu ifade eden Aslantaş “İsrail’in güvenliği için Filistin
devletinin kurulması gerekmektedir. Bölgede bir harita değişimi kaçınılmazdır.
Önümüzdeki günlerde İsrail devlerinin güvenliği garanti altına alınırsa Suriye
problemi 3-4 aya kalmaz çözülür.” dedi.
Panelin bir diğer konuşmacısı Mavi Marmara’nın şahitlerinden ve Özgür-Der
Genel Başkanı Rıdvan Kaya ise konuşmasında “Coğrafyanın tamamında 2. Dünya
savasından beri çalkantılar olmakta fakat hiçbir olay iktidar değişimine sebep
olmamıştır. Ancak son iki yıldır gerçekleşen olaylarda köklü değişimler
olmuştur. Neden şimdi başladı bu süreç Müslüman birisinin kendini yakmasıyla
birden ortaya çıkmadı bu olaylar. Burada biriken öfke vardır. Arka planı vardır.
Bu bardağı taşıran son damladır. “ dedi
]
Bölgedeki tüm rejimlerin ortak özelliklerinin hanedanlık kökenli uzun süreli
iktidarlar olduğunu dile getiren Kaya “Suriye’de beklenseydi değişim olacaktı
diyenler! Halk bölgede 30-40 yıldır bekliyor zaten. Bölge halkı fakirken bu
iktidarlar refah ve zenginlik içinde bölgenin kaynaklarını kendi hanedanlıkları
için kullandılar. Bu rejimlerin tümünün ortak özellikleri işbirlikçi
rejimlerdir. dedi.
Bölgedeki intifada hareketlerin tümünde İslami kimlik ve karakter taşıyan
hareketler olduğunu söyleyen Kaya: “Suriye’de bu cihad sonucu İslam’ın iktidara
gelmesi zaten birçok ülkede gerçekleşen İslam iktidarının tüm bölgeye hakim
olması demektir. O yüzden Suriye çok önemlidir.” diyerek sözlerini
sonlandırdı.İ
]lk Oturumun son konuşmacısı olan Medeniyet Derneği Genel Başkanı ve Buruc
Yayınları sahibi Kâzım Sağlam konuşmasında Suriye’de Esed’in gitmesiyle bölgede
ne gibi değişikliklerin olabileceği konusuna değindi. Esed’in gitmesiyle Arap
dünyasındaki bu dalgalanmanın sadece bu bölgeyle sınırlı kalmayacağını belirten
Sağlam, balkanlardan Asya’ya tüm İslam dünyasını saracağını söyledi.
Suriye intifadasının başarılı olması halinde bundan sonra bölgede emelleri
olan Emperyalist güçlerin buralarda rahat hareket edemeyeceklerinin üstünü çizen
Kazım Sağlam “Halkı ile barışan idareler isteseler de istemeseler de halkın
isteğiyle hareket edeceklerdir” dedi.
]Kazım Sağlam’ın konuşmasının ardından kısa bir ara verilen panel Genç Birikim
Derneği Genel Başkanı, Araştırmacı-Yazar Ali Kaçar ve Müslüman Kardeşler’in
Suriye Lideri Muhammed Riyad Eş-Şukfa’nın konuşmalarının olduğu ikinci oturumla
devam etti.İ
kinci oturumun ilk konuşmacısı olan Genç Birikim Derneği Başkanı Ali Kaçar
Suriye’deki Kürt hareketlerinin geçmişten günümüze kadar olan tarihlerinden ve
Suriye olaylarındaki rollerinden kısaca bahsetti.
]Panelin son konuşmacısı olarak sözü alan Muhammed Riyad Eş-Şukfa Suriye’de
İslamcıların göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir güç olduğunu altını çizdi ve
“50 yıldan beri zorbalık baskı altında bulunan Müslüman Suriye halkı zaferi
sabırsızlıkla beklemektedir” dedi.
İhvan Mensubu olmanın 1980 yılından bugüne Suriye’de yasak olduğunu söyleyen
Eş-Şukfa o günden bugüne birçok insanın bu nedenle hapis, sürgün ve idam
edildiğini söyledi.
]
Bu fetret döneminde ihvan olarak yurtiçindeki ve yurtdışındaki muhalif
gruplara sürekli destek olduklarını ve bu nedenle batının İhvanı düşman olarak
gördüğünü söyleyerek sözlerine devam eden Şukfa, ancak Suriye halkının Batı
istemese de İslamı ve dolayısıyla İhvanı desteklediğini bu nedenle İhvanın Esed
rejiminin devrilmesinin ardından da Suriye’de yeniden aktif görev alacağını
belirtti.
“Biz Suriye’nin geleceği ve istikrarı için ılımlı veya değil tüm muhalif
grupların birleşmesini sağlamak istiyoruz” diyen Muhammed Eş-Şukfa “İslami
olarak bizim hedeflediğimiz şey Suriye’de sivil bir yönetim kurulmasıdır ama
bizim şimdiki önceliğimiz istikrar ve seçimlerin yapılmasıdır” diyerek
konuşmasına son verdi.
Panel soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
Suriye Halk Ayaklanması ve Bölgeye Etkileri” haberi