Sevgili Kardeşim; Kendi ön yargılarında benim veya buradaki Müslümanlar hakkında hüküm verme inşallah. Siz duymuşsunuz birilerinden bir şeyler o sözlerinizle bizim aleyhimizde hükümler veriyorsunuz. Öncelikle benim “Allah dinini 3-5 tane aceme mi bıraktı” sözüm sizi ilzam etmek, tekfirinizin haksız bir tekfir olduğunu aklen ispatlamaktan ibaretti. Yine bir sürü şeyler yazmışsın, kader ile alakalı, irade ile alakalı. Hem de benim sözlerimin hiçbirisi senin bu yazdıklarına delalet etmemesine rağmen. Yazdıklarımı bir oku önce. Ama benimde, tağutları ve onların kullarını tekfir eden bir kardeşin olduğunu bilerek oku. Ön yargı ile değil. Biz tağutlara, onların hükmünü Allah’tan daha üstün tutarak muhakeme olan herkesi tekfir ederiz. Keza oyunu demokrasi yücelsin diye veren herkesi tekfir ederiz. Buralarda hiç bir sorun yok. Ve şunu da söyleyeyim burada hiçbir Müslümanında tağutlara muhakeme olanları kurtarma gibi bir derdi olmadığı gibi oy kullananları kurtarma gibi bir derdi de yok. Ama mesele işin tekfiri boyutuna gelince: Tekfir cezâda nihai derecedir. Bu nedenle işlenen amelinde nihai derecedeki bir günah olması gerekir ki, kişi bu cezayı hak etsin. İşte buradaki Müslümanların amacı; kişinin ameli bu nihai derecede ki cezayı hak edecek bir amel seviyesine ulaştımı ulaşmadımı meselesidir sadece.
Kardeşim dediğimi neden atlıyorsun. Allah azze ve celle tarihte ne zaman taifetul mansurayı, ehli sünneti alimsiz bıraktı? Neden alimleriniz yok bir düşünsene ? tarihe dön bak, Alimi olmadığı halde tekfire kalkışanlar kimler? Kafana sarmışsın hüküm, muhakeme, tekfir, tağutlar vesaire vesaire. Bunlar senin benim meselem mi? Biz avamız kardeşim avam. Bize düşen alime sorup onun fetvası ile amel etmek. A meselesinde, B meselesinde hüküm vermek değil. Sana soruyorum kardeşim cevap verme sadece içinde cevabı varmı yokmu bilirsin sen zaten: “Fatiha kurandan bir ayetmi değilmi” veya “Abdestten önce niyet farzmı değilmi” “Fatihadan sonra herhangi bir sure okumanın hükmü ne?” cevap veremiyoruz değilmi? Günde 5 vakit namaz kılmamıza rağmen onun hükmünü bilmiyoruz. Kendisinden başka hak ilah olmayan Allah adına söyle; hangi mesele daha önemli? Neden bu meseleler ulemanın meseleleri de tekfir bizim meselemiz? Düşün!
Sana kendi hayatımdan bir örnek vereyim, Eskiden bir hocadan ders alıyordum, tekfirciydi oda. Adama hocam, usulü fıkh dersi yapsak dediğimde, “Ne! Usulü fıkıh mı, boşver onları gel biz nevakıdul islamı okuyalım, siz usulü fıkıhtan anlamazsın” diyordu. Subhanallah! Usulu fıkıhtan anlamıyorum ama maalesef ki tekfir konularından anlıyorum bu hocaya göre? Fıkhın dayandığı temellerden bi haber olan bir insan nasıl tekfir hakkında konuşabilir ki ? Vallahi bu, Aklen de naklen de imkansızdır.
Emrah Kurugöllü hocanın yanına gelmiş bir tane tekfirci, hoca Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab’ın “Mana’t-Tağut” risalesini şerh ediyor. Dersi dinlemiş sonra bir konu açılmış meğerse adam oradaki herkesi tekfir ediyor. Hoca demiş ki: “Subhanallah! Ben burada “tağutun manası” risalesini şerh ediyorum, Müslüman olduğumu sana ispatlamak için daha ne yapabilirim ki?”
Kardeşim, Bir söz vardır “İlimsiz Tecrübe, Tecrübesiz ilimden daha iyidir” diye. İşte böyledir, bütün tekfircilere bakın yaşı 60’ı geçmiş aklı başında bir tane adam yoktur içlerinde, Allah’ın sünneti böyle. Ebu Hanzala Hoca önceden bir menhec üzerindeydi evet gerçekten Ulemaya bağlıydı, İhtilaflı meselelerde duracağı yeri biliyordu. Lakin son zamanlarda ne Ebu Muhammed el-Makdisi kaldı, ne Ebu Katade nede diğer sair ulema. E suud zaten kafir. (onlara göre), el-kaide kafir, tahrir kafir, kafir kafir kafir. Allah ıslah etsin, Kardeşim sadece siz mi Müslümansınız? Şu nasihatimi unutma inşallah biraz tecrübe sahibi olun ne demek istediğimi hepiniz anlarsınız, ama iş işten çoktan geçmiş olur.