"Kendilerine niçin alay ettiklerini sorsan, mutlaka: “Biz öylesine lafa dalmış, eğleşiyorduk!” derler. De ki: “Demek siz Allah ile, O’nun âyetleriyle ve O’nun Rasûlüyle eğleniyorsunuz, öyle mi? Artık boşuna özür dilemeyin! Çünkü siz iman ettikten sonra tekrar küfre girdiniz. Samimi tevbelerinden dolayı sizden bir grubu affetsek bile, diğerlerini inkâr ve günahta ısrar etmeleri sebebiyle cezalandıracağız." (Tevbe 65-66)
Bu ayetlerde Allah ayetleri, dini, peygamberi alaya alan kimselerin küfre girdiğini belirtiyor. Samimi bir tevbenin gerekli olduğunu yine ayetten anlıyoruz. Bu yüzden "Tövbelerim samimi mi?" diye kendinize sorun.
"Allah’ın kabul edeceği tevbe, ancak câhillikleri sebebiyle günah işleyip de, o günahtan çarçabuk vazgeçenlerin tevbesidir. İşte Allah, böylelerinin tevbesini kabul buyurur. Allah her şeyi hakkıyla bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. Yoksa hayatı boyunca günah işleyip işleyip de, nihâyet kendisine ölüm gelip çattığında: “Ben şimdi tevbe ediyorum” diyenlerin ve kâfir olarak ölenlerin tevbeleri kabul edilmeyecektir. Biz, böyleleri için can yakıcı bir azap hazırladık." (Nisa, 17-18)
Bu ayetlerde ise Allah azze ve celle cahillik sebebi ile işlenen günahlardan sonra yapılan tevbenin kabul edileceği belirtiliyor. Ölüm gelince yapılan tevbenin kabul edilemeyeceği belirtiliyor. Bu yüzden ölüm gelmeden önce tevbenin zamanında yapılması gerektiğini anlayabiliriz. Bu yüzden sürekli aynı hataya düşseniz bile ölmeden önce ne kadar tevbe edebilirsek etmemiz gerek.
"Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı."
Allah Resulü, "Günah işlemeseydiniz Allah sizi helak eder ve yerinize günah işleyip tevbe eden kullar yaratırdı" diyor. Bu da kulun sürekli tevbe etmesi gerektiğinin ve sürekli günah işleneceğinin bir göstergesidir.
Allahu alem..