Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru İnsanın Bir Derinliği Var mıdır ? Şeytanın Aldatması mı ?

7 Çevrimdışı

7 Nokta

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum
Bir süredir aklıma geliyor.
İnsanın derinliği var mıdır ? İnsanın kendini tanıması diye bir şey, kim olduğunu merak etmesi gibi şeyler ?
Yoksa bunlar daha çok cinlerden gelen etkiler mi ? ;
Ne kadar kendini tanımaya çıkmış insan görsem ya tarikat ehli ya da paranormal işlerle uğraşan kişiler. Örneğin 'zübdei alemsin sen', 'sır sende gizli' ya da bilinçaltı terapileri, numeroloji gibi işlerle uğraşayan insanlar.
Yahut ne olduğunu bulamamış varoluş felsefesine-felsefe alanına yönelmiş kimseler.

Bu tarz derinlere inmek şeytanın işi mi ? Kur'an'ın insanda oluşturmaya çalıştığı böyle bir derinlik var mı ? İnsanın nefsinin derinlerine odaklanmak var mı ?
Mesela cihad eden insanları takip etmeye çalışıyorum ya da inşaAllah şehit olmuş kişilerin önceki videolarına bakıyorum. Sanki yeryüzünün en normal fıtratlı insanlarına benziyorlar. Tabiri caizse herhangi gibi birisi gibi. Üzerlerinde ekstra hiçbir farklılık göremiyorum.

Selefi kişilere bakınca çok yüzeysel, çok normal bir yaşam var. (Bu bana göre daha sağlıklı) Tarikat ehli kişilere bakınca çok daha derin, gizemli. (metafiziksel müdahaleler olduğunu düşünüyorum)
Sizlerin fikirleri neler ?
 
A Çevrimdışı

Azeribirmuvahhid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum
Bir süredir aklıma geliyor.
İnsanın derinliği var mıdır ? İnsanın kendini tanıması diye bir şey, kim olduğunu merak etmesi gibi şeyler ?
Yoksa bunlar daha çok cinlerden gelen etkiler mi ? ;
Ne kadar kendini tanımaya çıkmış insan görsem ya tarikat ehli ya da paranormal işlerle uğraşan kişiler. Örneğin 'zübdei alemsin sen', 'sır sende gizli' ya da bilinçaltı terapileri, numeroloji gibi işlerle uğraşayan insanlar.
Yahut ne olduğunu bulamamış varoluş felsefesine-felsefe alanına yönelmiş kimseler.

Bu tarz derinlere inmek şeytanın işi mi ? Kur'an'ın insanda oluşturmaya çalıştığı böyle bir derinlik var mı ? İnsanın nefsinin derinlerine odaklanmak var mı ?
Mesela cihad eden insanları takip etmeye çalışıyorum ya da inşaAllah şehit olmuş kişilerin önceki videolarına bakıyorum. Sanki yeryüzünün en normal fıtratlı insanlarına benziyorlar. Tabiri caizse herhangi gibi birisi gibi. Üzerlerinde ekstra hiçbir farklılık göremiyorum.

Selefi kişilere bakınca çok yüzeysel, çok normal bir yaşam var. (Bu bana göre daha sağlıklı) Tarikat ehli kişilere bakınca çok daha derin, gizemli. (metafiziksel müdahaleler olduğunu düşünüyorum)
Sizlerin fikirleri neler ?
İnsanın kendisini tanıması, ıslah etmesi ve arındırması islamda sabit olan bir şeydir tabii ki. Tarikatçılarda olan şey, hinduizm, budizm, şamanizm, satanism gibi dinlerden alınmış kendini gizemli yapma ve hayatını değiştirme şeklidir. Bu yasak, bidat ve hatta küfr ve hatta şirk olan bir şeydir. İslamda felsefe yasak değildir ve islam tarihinde felsefeci alimler olmuştur. Günümüzde kendisini islama nispet edenlerin yaptığı felsefe, antik yunanlardan ve apateizm dediğimiz ateizmin zirvesinden alınmış bir sapıklıktır. Böyle ruhani varlıklarla kendini araştırma falan boş şeylerdir. İslamda şöyle bir şey vardır, oturursunuz yaptığınız yanlışları nasıl düzeltebileceğinizi düşünürsünüz. Bizim normal yaşamamızın sebebi de kibirden uzak durmamız olabilir. Bildiğiniz gibi kibir ve riya tehlikelidir. Günümüzdekilerin de yaptığı riyanın en zirvesidir. O yüzden biz daha normal ve fıtrat üzere yaşamaya çalışıyoruz Allahın izniyle.
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimiçi

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
"Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor musunuz?"

(Zariyat 20-21)

IMG_20250317_151318.jpg
IMG_20250317_151338.jpg
 
7 Çevrimdışı

7 Nokta

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İnsanın kendisini tanıması, ıslah etmesi ve arındırması islamda sabit olan bir şeydir tabii ki. Tarikatçılarda olan şey, hinduizm, budizm, şamanizm, satanism gibi dinlerden alınmış kendini gizemli yapma ve hayatını değiştirme şeklidir. Bu yasak, bidat ve hatta küfr ve hatta şirk olan bir şeydir. İslamda felsefe yasak değildir ve islam tarihinde felsefeci alimler olmuştur. Günümüzde kendisini islama nispet edenlerin yaptığı felsefe, antik yunanlardan ve apateizm dediğimiz ateizmin zirvesinden alınmış bir sapıklıktır. Böyle ruhani varlıklarla kendini araştırma falan boş şeylerdir. İslamda şöyle bir şey vardır, oturursunuz yaptığınız yanlışları nasıl düzeltebileceğinizi düşünürsünüz. Bizim normal yaşamamızın sebebi de kibirden uzak durmamız olabilir. Bildiğiniz gibi kibir ve riya tehlikelidir. Günümüzdekilerin de yaptığı riyanın en zirvesidir. O yüzden biz daha normal ve fıtrat üzere yaşamaya çalışıyoruz Allahın izniyle.
Aslında evet nefsi arındırmak var ama bu da derinlere indirmiyor. doğru ve yanlışlar belli, aslında yüzeysel bir arınma var.
Soruyu şöyle detaylandırayım:
İnsanın en sevdiği renkten, doğduğu aileye kadar tefekkür etmesi, bunların bir hikmete binaen olduğunu düşünüp -bir giz keşfetmesi ve ALLAH Tealaya yaklaşması- gibi bir durum var mı ?

İnsana verilmiş ruh-nefs katman katman derinleşebiliyor. Derinlere indikçe şeytanın oyuncağı olmak olası. Yüzeysel birisi gibi yaşayıp gitmek ve bir sır varsa ahirete bırakmak en mantıklısı olabilir mi ? Soruyu tarikat geçmişi olanlar biraz daha anlayabilir.

Tarikatlarda 'ruhani' varlıklar ile bile (ölmüş şeyhler ! gibi) bir bağın vardır. Her şey bir işarettir. Hatta şeyhin (!) yapsa bir hikmettir. Hem sonra kendinde var olan güce ulaşmaya çalışırsın. bu güç ile de ALLAH Tealaya yakınlaşırsın gibi gibi. Selefi iken bu tarz derinlikler yok, yüzeysel yaşanıyor. Kur'an'a bile zahiri açıdan bakılıyor ve sınırlar aşılmıyor.
 
7 Çevrimdışı

7 Nokta

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor musunuz?"

(Zariyat 20-21)

Ekli dosyayı görüntüle 34545Ekli dosyayı görüntüle 34546
Kardeş sana da aynı mesajı atıyorum.

Aslında evet nefsi arındırmak var ama bu da derinlere indirmiyor. doğru ve yanlışlar belli, aslında yüzeysel bir arınma var.
Soruyu şöyle detaylandırayım:
İnsanın en sevdiği renkten, doğduğu aileye kadar tefekkür etmesi, bunların bir hikmete binaen olduğunu düşünüp -bir giz keşfetmesi ve ALLAH Tealaya yaklaşması- gibi bir durum var mı ?

İnsana verilmiş ruh-nefs katman katman derinleşebiliyor. Derinlere indikçe şeytanın oyuncağı olmak olası. Yüzeysel birisi gibi yaşayıp gitmek ve bir sır varsa ahirete bırakmak en mantıklısı olabilir mi ? Soruyu tarikat geçmişi olanlar biraz daha anlayabilir.

Tarikatlarda 'ruhani' varlıklar ile bile (ölmüş şeyhler ! gibi) bir bağın vardır. Her şey bir işarettir. Hatta şeyhin (!) yapsa bir hikmettir. Hem sonra kendinde var olan güce ulaşmaya çalışırsın. bu güç ile de ALLAH Tealaya yakınlaşırsın gibi gibi. Selefi iken bu tarz derinlikler yok, yüzeysel yaşanıyor. Kur'an'a bile zahiri açıdan bakılıyor ve sınırlar aşılmıyor.


Ve bu ayeti nasıl yorumluyorsun ? Kendi nefsindeki alametleri ? Muhtemelen yüzeysel bakıyorsun (olumsuz olarak söylemiyorum) Örneğin nefsine bakınca yoktan yaratıldığını ve kul olmaya geldiğini, kulluğunu tamamlayınca Rabbine döneceğini düşünüyorsun.

Oysa bu ayet tarikatlarda her yere çekilebilir. Ruhun üflenmesinden tut, haşa insanın kendisinin ALLAH Tealanın bir parçası gibi görmeye dek gidebilir. Ya da insanın kapasitesini ortaya çıkarmak için riyazet, zikir vsvs. ardından fena-beka makamları.

Kısaca tarikatlarda insanın bir iç yolculuğu var, aşamalar var. Ardından bizim şimdi şirk gördüğümüz fenafillah gibi aşamalar.
Ama bizlerde böyle bir bakış açısı yok. Sahabe yaşamları da bu şekilde gözüküyor sorun yok.

O zaman bu derinlere inmek şeytanın işi ?
 
A Çevrimdışı

Azeribirmuvahhid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İnsanın en sevdiği renkten, doğduğu aileye kadar tefekkür etmesi, bunların bir hikmete binaen olduğunu düşünüp -bir giz keşfetmesi ve ALLAH Tealaya yaklaşması- gibi bir durum var mı ?

İnsana verilmiş ruh-nefs katman katman derinleşebiliyor. Derinlere indikçe şeytanın oyuncağı olmak olası. Yüzeysel birisi gibi yaşayıp gitmek ve bir sır varsa ahirete bırakmak en mantıklısı olabilir mi ? Soruyu tarikat geçmişi olanlar biraz daha anlayabilir.

Tarikatlarda 'ruhani' varlıklar ile bile (ölmüş şeyhler ! gibi) bir bağın vardır. Her şey bir işarettir. Hatta şeyhin (!) yapsa bir hikmettir. Hem sonra kendinde var olan güce ulaşmaya çalışırsın. bu güç ile de ALLAH Tealaya yakınlaşırsın gibi gibi. Selefi iken bu tarz derinlikler yok, yüzeysel yaşanıyor. Kur'an'a bile zahiri açıdan bakılıyor ve sınırlar aşılmıyor.
Tabii ki tefekkür ederek Allaha yakınlaşmak güzeldir. Rabıta gibi hinduizm yogasına benzeyen şeyler dışında islamın mübah kıldığı şeyler yapılabilir. Aşırıya gitmek dediğiniz aslında bidat eklemek. Mekkeli müşriklerin mantığı şuydu, putlar bizi Allaha yakınlaştırır ve bu bir bidattı daha şirk derecesine ulaşmış değildi. Sonra direkt o putlardan isteyince şirke düştüler. Küçük bir bidat dinden çıkarmasa da, çıkarmaya doğru götüren bir yoldur. O yüzden en doğrusu şeriatın dışına çıkmamaktır.
 
A Çevrimdışı

Azeribirmuvahhid

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeş sana da aynı mesajı atıyorum.

Aslında evet nefsi arındırmak var ama bu da derinlere indirmiyor. doğru ve yanlışlar belli, aslında yüzeysel bir arınma var.
Soruyu şöyle detaylandırayım:
İnsanın en sevdiği renkten, doğduğu aileye kadar tefekkür etmesi, bunların bir hikmete binaen olduğunu düşünüp -bir giz keşfetmesi ve ALLAH Tealaya yaklaşması- gibi bir durum var mı ?

İnsana verilmiş ruh-nefs katman katman derinleşebiliyor. Derinlere indikçe şeytanın oyuncağı olmak olası. Yüzeysel birisi gibi yaşayıp gitmek ve bir sır varsa ahirete bırakmak en mantıklısı olabilir mi ? Soruyu tarikat geçmişi olanlar biraz daha anlayabilir.


Tarikatlarda 'ruhani' varlıklar ile bile (ölmüş şeyhler ! gibi) bir bağın vardır. Her şey bir işarettir. Hatta şeyhin (!) yapsa bir hikmettir. Hem sonra kendinde var olan güce ulaşmaya çalışırsın. bu güç ile de ALLAH Tealaya yakınlaşırsın gibi gibi. Selefi iken bu tarz derinlikler yok, yüzeysel yaşanıyor. Kur'an'a bile zahiri açıdan bakılıyor ve sınırlar aşılmıyor.


Ve bu ayeti nasıl yorumluyorsun ? Kendi nefsindeki alametleri ? Muhtemelen yüzeysel bakıyorsun (olumsuz olarak söylemiyorum) Örneğin nefsine bakınca yoktan yaratıldığını ve kul olmaya geldiğini, kulluğunu tamamlayınca Rabbine döneceğini düşünüyorsun.

Oysa bu ayet tarikatlarda her yere çekilebilir. Ruhun üflenmesinden tut, haşa insanın kendisinin ALLAH Tealanın bir parçası gibi görmeye dek gidebilir. Ya da insanın kapasitesini ortaya çıkarmak için riyazet, zikir vsvs. ardından fena-beka makamları.

Kısaca tarikatlarda insanın bir iç yolculuğu var, aşamalar var. Ardından bizim şimdi şirk gördüğümüz fenafillah gibi aşamalar.
Ama bizlerde böyle bir bakış açısı yok. Sahabe yaşamları da bu şekilde gözüküyor sorun yok.

O zaman bu derinlere inmek şeytanın işi ?
Derinlere inmek derken kastettiğiniz insana göre değişir. Bana göre derine inmek ateistler gibi düşünüp hayatta kendi hükmünü koymaktır. Ama size göre helal olan tefekkürdür. O yüzden anlatmak istediğim şu, şeriat helal demişse helaldir sorgulamayız. Haram demişse de bir hikmet vardır işittik, gördük, anladık ve itaat ettik deriz.
 
7 Çevrimdışı

7 Nokta

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Derinlere inmek derken kastettiğiniz insana göre değişir. Bana göre derine inmek ateistler gibi düşünüp hayatta kendi hükmünü koymaktır. Ama size göre helal olan tefekkürdür. O yüzden anlatmak istediğim şu, şeriat helal demişse helaldir sorgulamayız. Haram demişse de bir hikmet vardır işittik, gördük, anladık ve itaat ettik deriz.
Bunun sınırını merak ediyorum. İnsanın kendi nefsinde derin düşünmesi şeytanın aldatması gibi geliyor.
Ne zaman ki 'ben'den 'biz'e çıkıyoruz, o zaman insan feraha eriyor.
Mesela çevremde psikologa giden var, bazen anlatıyorlar seansları. Çocukluğuna dek gidiyor vs, içerisinde katman katman travma da var. Bana bu sistem hatalı geliyor. İnsan kendisinde derinleştikçe daha büyük bir sarmala yakalanıyor sanki. Sahabe hayatlarında bunu görmüyorum. 'Ben'den, 'biz' oldular ve çocuklarını canlı canlı gömseler dahi İslamdan sonra travma olmadan devam ettiler (gözüküyor)
Kur'an'da Fatiha suresinde olduğu gibi ben yerine 'biz' düşüncesini besliyor diye düşünüyorum.

Örneğin düşünceni kendinle uğraşmaktansa -biz-liğe çevirdiğinde huzur buluyorsun ve psikolojik olarak daha sağlıklı insan oluyorsun (gibi geliyor)
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimiçi

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
Uhti, kendi vücudunda, nefsinde tefekkür etmelik bir çok şey var. Bunları elbet düşünüyor ve tefekkür ediyorum, yarın hesab gününde Allah'ın bu emanetlerini razı olduğu şekilde teslim etmek istiyorum. Ancak çok çok derine inmek risk taşıyor. Narsistlik gibi, kibir gibi aşırıya kaçma olur.

İslam'ın emrettiği gibi; ne gevşek, ne de aşırıya gitmemek gerekiyor. Orta yolu bulmak gerekiyor. Bu her konu için geçerli. Bu yüzden sevdiğin renk, yaşadığın aile gibi konuyu aşırıya götürmek uygun değildir.

Bu şekilde yapılırsa şeytan sizin ile daha çok uğraşıp sizi saptırmak için daha çok çalışacaktır. Bir de üstüne bir kaç tane tesadüf ile karşılaştığın zaman kendini özel görmeye, hissetmeye başlarsın.

Bu yüzden ne aşırıya gitme, ne de gevşeme yapmadan orta yollu bir şekilde tefekkür etmek en uygunudur.

Sahabeler kendilerini sürekli sorguya çekiyor ve kendilerine münafık mıyım? Sorularını soruyorlardı. Bu yüzden nefsini hesaba çekmeli, nefse karşı yaptığın bu zorlu cihadda kendini tefekkür etmelisin. Allah'ın verdiği bu gözler ile neler yapıyorsun? Ellerin Allah'ın razı olduğu amelleri yapıyor mu? Allah sana bu ayakları niçin vermiş?

Tarikat gibi oluşumlarda bu gizemlilikler oldukça fazla. Özellikle tarikat alimlerinde bu nefis düşüncesi nirvanaya ulaşmış. Sakıncalı bir durum olduğu kanaatindeyim. Bu yüzden de Allah Rasulü'nün, sahabelerin hayatlarına bakarak onların bu durumdaki hallerine bakılabilir. Ki onların derine inmediklerini biliyoruz.
 
7 Çevrimdışı

7 Nokta

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Uhti, kendi vücudunda, nefsinde tefekkür etmelik bir çok şey var. Bunları elbet düşünüyor ve tefekkür ediyorum, yarın hesab gününde Allah'ın bu emanetlerini razı olduğu şekilde teslim etmek istiyorum. Ancak çok çok derine inmek risk taşıyor. Narsistlik gibi, kibir gibi aşırıya kaçma olur.

İslam'ın emrettiği gibi; ne gevşek, ne de aşırıya gitmemek gerekiyor. Orta yolu bulmak gerekiyor. Bu her konu için geçerli. Bu yüzden sevdiğin renk, yaşadığın aile gibi konuyu aşırıya götürmek uygun değildir.

Bu şekilde yapılırsa şeytan sizin ile daha çok uğraşıp sizi saptırmak için daha çok çalışacaktır. Bir de üstüne bir kaç tane tesadüf ile karşılaştığın zaman kendini özel görmeye, hissetmeye başlarsın.

Bu yüzden ne aşırıya gitme, ne de gevşeme yapmadan orta yollu bir şekilde tefekkür etmek en uygunudur.

Sahabeler kendilerini sürekli sorguya çekiyor ve kendilerine münafık mıyım? Sorularını soruyorlardı. Bu yüzden nefsini hesaba çekmeli, nefse karşı yaptığın bu zorlu cihadda kendini tefekkür etmelisin. Allah'ın verdiği bu gözler ile neler yapıyorsun? Ellerin Allah'ın razı olduğu amelleri yapıyor mu? Allah sana bu ayakları niçin vermiş?

Tarikat gibi oluşumlarda bu gizemlilikler oldukça fazla. Özellikle tarikat alimlerinde bu nefis düşüncesi nirvanaya ulaşmış. Sakıncalı bir durum olduğu kanaatindeyim. Bu yüzden de Allah Rasulü'nün, sahabelerin hayatlarına bakarak onların bu durumdaki hallerine bakılabilir. Ki onların derine inmediklerini biliyoruz.
Hah kardeş, işte bu, derine inmiyorsun.
Diyorsun ki nefsime bakınca münafık mıyım diye tefekkür ediyorum,

Aslında şu cadıcılık haberi çıktı duymuşsunuzdur, içeriğe baktınız mı bilmiyorum. Sürekli insanın kendisinde derinleşmesi, kainatta derinleşmesi var ama ALLAH Tealanın istediği tefekkür bu şekilde değil Allahualem. Burada kokuların enerjisi demiş, taşların enerjisi demiş, gökyüzü ay her şeye anlam ve hikmetle bakıyor, kendi beyin dalgalarını geliştirmeye çalıyor ya da keşfetmeye diyelim...ama şeytan işi işlere benziyor. Yüzeysel olanın doğru olduğuna inanıyorum ben de: Duygularda derine inmemek, insanın kendi nefsinde derine inmemesi...

"Cadıcılık EĞİTİM İÇERİĞİ
1. ASTROLOJİ
1.1. TEMEL SEVİYE ASTROLOJİ EĞİTİMİ
1.2. ASTROLOJİ NEDİR? TARİHİ
1.3. ASTROLOJİ SEMBOLLERİ – MİTOLOJİ
1.4. ELEMENTLER (ASTROLOJİ VE SİMYADA ELEMENTLER NASIL YORUMLANIR?)
1.5. ATEŞ – SU – HAVA VE TOPRAK GRUBU BURÇLARI
1.6. GEZEGENLER
1.7. EVLER
1.8. AÇILAR
1.9. AY FAZLARI VE AY DÜĞÜMLERİ
1.10. HOROSKOP YORUMLAMA
2. TAROT
2.1. TEMEL SEVİYE TAROT EĞİTİMİ
2.1.1. MAJOR ARKANA
2.1.2. MİNÖR ARKANA
2.1.2.1. DEĞNEK SERİSİ
2.1.2.2. TILSIM SERİSİ
2.1.2.3. KILIÇ SERİSİ
2.1.2.4. KUPA SERİSİ
3. SARKAÇ – PENDUL – RADYESTEZİ
TEMEL – ORTA- UZMANLIK SEVİYESİ
4. FREKANSLAR
4.1. BEYİN FREKANSLARI
4.2. TAŞLARIN FREKANSLARI
4.3. BİTKİLERİN FREKANSLARI
4.4. KOKU FREKANSLARI
4.5. SES FREKANSLARI
4.6. RENK FREKANSLARI
4.7. TAT FREKANSLARI
4.8. DUYGU FREKANSLARI
4.9. SEMBOL FREKANSLARI
5. SİMYA
5.1. DÖNÜŞÜM
5.2. AROMATİK YAĞ YAPIMI
5.3. TÜTSÜ YAPIMI
5.4. MUM YAPIMI
5.5. TENTÜR YAPIMI
5.6. İKSİR YAPIMI
5.7. MÜREKKEP YAPIMI
6. ŞİFALI OTLAR
6.1. İÇERİK BİLGİSİ
6.2. TEK KULLANIMLAR
6.3. BİLEŞİK KULLANIMLAR
7. SEMBOLLER
7.1. RUNE SEMBOLLERİ
7.2. ENOCHIAN SEMBOLLERİ
7.3. EZOTERİK SEMBOLLER
7.4. KOZMİK SEMBOLLER
7.5. DOĞA SEMBOLLERİ
7.6. SAYI SEMBOLLERİ
8. OLUŞUM
8.1. OLMA
9. SUNAK YAPIMI – ALTAR AÇMA
10. ENERJİYİ KULLANMA
10.1. MERİDYENLER
10.2.2024’ün son Witchcraft Eğitim Grubu
Ekinoksu karşılarken 11. Witchcraft Eğitim müfredatı;
WİTCHCRAFT OKULU
EĞİTİM İÇERİĞİ
1. ASTROLOJİ
1.1. TEMEL SEVİYE ASTROLOJİ EĞİTİMİ
1.2. ASTROLOJİ NEDİR? TARİHİ
1.3. ASTROLOJİ SEMBOLLERİ – MİTOLOJİ
1.4. ELEMENTLER (ASTROLOJİ VE SİMYADA ELEMENTLER NASIL YORUMLANIR?)
1.5. ATEŞ – SU – HAVA VE TOPRAK GRUBU BURÇLARI
1.6. GEZEGENLER
1.7. EVLER
1.8. AÇILAR
1.9. AY FAZLARI VE AY DÜĞÜMLERİ
1.10. HOROSKOP YORUMLAMA
2. TAROT
2.1. TEMEL SEVİYE TAROT EĞİTİMİ
2.1.1. MAJOR ARKANA
2.1.2. MİNÖR ARKANA
2.1.2.1. DEĞNEK SERİSİ
2.1.2.2. TILSIM SERİSİ
2.1.2.3. KILIÇ SERİSİ
2.1.2.4. KUPA SERİSİ
3. SARKAÇ – PENDUL – RADYESTEZİ
TEMEL – ORTA- UZMANLIK SEVİYESİ
4. FREKANSLAR
4.1. BEYİN FREKANSLARI
4.2. TAŞLARIN FREKANSLARI
4.3. BİTKİLERİN FREKANSLARI
4.4. KOKU FREKANSLARI
4.5. SES FREKANSLARI
4.6. RENK FREKANSLARI
4.7. TAT FREKANSLARI
4.8. DUYGU FREKANSLARI
4.9. SEMBOL FREKANSLARI
5. SİMYA
5.1. DÖNÜŞÜM
5.2. AROMATİK YAĞ YAPIMI
5.3. TÜTSÜ YAPIMI
5.4. MUM YAPIMI
5.5. TENTÜR YAPIMI
5.6. İKSİR YAPIMI
5.7. MÜREKKEP YAPIMI
6. ŞİFALI OTLAR
6.1. İÇERİK BİLGİSİ
6.2. TEK KULLANIMLAR
6.3. BİLEŞİK KULLANIMLAR
7. SEMBOLLER
7.1. RUNE SEMBOLLERİ
7.2. ENOCHIAN SEMBOLLERİ
7.3. EZOTERİK SEMBOLLER
7.4. KOZMİK SEMBOLLER
7.5. DOĞA SEMBOLLERİ
7.6. SAYI SEMBOLLERİ
8. OLUŞUM
8.1. OLMA
9. SUNAK YAPIMI – ALTAR AÇMA
10. ENERJİYİ KULLANMA
10.1. MERİDYENLER
10.2. MANA ENERJİSİ
10.3. PRANA ENERJİSİ
10.4. CHİ ENERJİSİ
10.5. BİOENERJİ
10.6. AMETERAPİ
11. RİTÜLLER – MİTOLOJİ
12. BEDEN DİLİ – MİKRO MİMİK
13. I CHING (5000 YILLIK EN ESKİ KEHANET SİSTEMİ)
14. BUSHIDO
15. IKIGAI


Türkiye’deki tüm Taklitlerinden sakınınız.MANA ENERJİSİ
10.3. PRANA ENERJİSİ
10.4. CHİ ENERJİSİ
10.5. BİOENERJİ
10.6. AMETERAPİ
11. RİTÜLLER – MİTOLOJİ
12. BEDEN DİLİ – MİKRO MİMİK
13. I CHING (5000 YILLIK EN ESKİ KEHANET SİSTEMİ)
14. BUSHIDO
15. IKIGAI"
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimiçi

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
Duymadım.

Onumuzde Kur'an'ın tefsiri Allah Rasulü ve sahabeler var. En güzel örnek onlar ve her meselede nakil var. Bu yüzden ben ümmetin erkeklerinden, ümmetin adamlarından olma niyetindeyim. İnşallah
 
Üst Ana Sayfa Alt