Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Duyuru İsmailağa lideri Mahmut Ustaosmanoğlu vefat etti

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
V Çevrimdışı

Vakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu çok tehlikeli bir yaklaşım. Size söven neden Allah'a sövmüş olsun? Siz haşa Allah'ın temsilcisi misiniz? Hiç bir insan, hiç bir mezhep, hiç bir içtihat din ile eşit değildir. Kâdının hükmüne razı gelmeyen bir kimse bile, Allah'ın şeriatıyla değil, o kadıyla muhataptır. Bu tür kıyaslardan sakınmak lazım. Osmanlı'da da buna benzer bir anlayış hakimdi maalesef. Bu istismara da açıktır. İmam Alusi bunu tefsirinde güzel anlatıyor.


Şehadet getirende asıl olan İslam'dır. Adamı kafir yapan sizsiniz. O yüzden tekfirinize katılmayanları kınamaya hakkınız yok. Biz en ihtiyatlı yolu takip ediyoruz. Tekfirden kaçınmak, galip ulemanın yoludur. İstigase'nin bidat olduğunu açıklayan, şirke benzediğini anlatan ulema dahi muayyen şahısları bunun üzerinden tekfir etmemiştir. Şeyh Karadavi ve İhvani Müslimin'in yolu da böyledir.

Aşağıdaki videoda İsmailağalı bir hocanın istigasenin manasına dair getirdiği tevili dinleyin:

İddia ettiğimiz konular mezhep konusu mu içtihat konusu mu yoksa doğruca İslam mı? İslam bu. Ayrıca içtihat nerde yapılır? Kuran ve sünnette bulunmayan konularda. Bunların şirk olduğunun kanıtını kuran ve sünnette göremedinizmi ki bir ayet ve hadis bile olmadan kafadan yaptıkları içtihatları (kuruntuları) kabul edebiliyorsunuz? Bunlara fatiha 5. ayet tek başına yeter.

İslamı anlatan da tabiki İslamın temsilcisidir. İslamı anlatanı yalanlayan Allahı yalanlamıştır. İslamı anlatana söven de Allaha sövmüştür. Hoşunuza gitmese de.

En'am 33

Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler açıkça Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
 
V Çevrimdışı

Vakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
şeriat korkusu sardıran bir adam için
Şeriat Allahın kitabı Rasulünün sünnetidir. Bu adamın şeriatla nasıl bir ilgisini gördünüz yada siz şeriatı hiç gördünüz mü?

Bana mesajınızı geri almışsınız güzel.
 
Son düzenleme:
V Çevrimdışı

Vakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"Yemin olsun ki sana da, senden öncekilere de vahyolundu ki: “Yemin olsun, eğer Allah’a ortak koşarsan, muhakkak amelin boşa gider ve mutlaka hüsrana uğrayanlardan olursun" Zümer 65

"Onların yaptıkları bütün amellerine yöneldik ve onları dağılmış zerreciklere çevirdik." Furkan 23

"Şüphesiz ki Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez. Bunun dışındakini dilediği kimse için affeder. Kim Allah’a ortak koşarsa, şüphesiz ki büyük bir günah iftira etmiş olur." Nisa 48
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
İddia ettiğimiz konular mezhep konusu mu içtihat konusu mu yoksa doğruca İslam mı? İslam bu. Ayrıca içtihat nerde yapılır? Kuran ve sünnette bulunmayan konularda. Bunların şirk olduğunun kanıtını kuran ve sünnette göremedinizmi ki bir ayet ve hadis bile olmadan kafadan yaptıkları içtihatları (kuruntuları) kabul edebiliyorsunuz? Bunlara fatiha 5. ayet tek başına yeter.

İslamı anlatan da tabiki İslamın temsilcisidir. İslamı anlatanı yalanlayan Allahı yalanlamıştır. İslamı anlatana söven de Allaha sövmüştür. Hoşunuza gitmese de.

En'am 33

Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler açıkça Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.

Kardeşim istigaseyi, rabıtayı ve sair bidatleri kabul etmiyorum. Hata olduğunu, bidat olduğunu, şirke benzediğini söylüyorum. Yalnız tekfire karşıyım. Tekfirin haklı olmadığını söylüyorum.

Kuran'ın Arap müşriklere getirdiği hitap farklıdır. Arap Müşrikler Allah'ın tasarrufuna inanmıyorlardı. İstisna etmiyorlardı. Putları hem ilah kabul ediyor ibadet ediyor, hem de onların zat ile güç sahibi olduğuna inanıyorlardı. Dediğin gibi kati bir ayet olsaydı veya mesele hakkında icma olsaydı başak olurdu, ama durum böyle değil.

Ayet ile getirdiğin kıyas ise tamamen batıl. O Resulullah'a has bir hitap. İslam'ı anlatanı yalanlayan yalnızca onu kişiyi yalanlamış olur. Aksini diyerek kendini yüceltmiş olursun akhi! Ayrıca o ayette Resulullah'ı yalanlayanlar Allah'ı yalanlamış olurlar da denmiyor (böyle olduğu halde). Ayetten murad, müşriklerin Resulullah'ın zatını yalanlamadıkları, onun sadık olduğunu bildikleri ve inkar edilecek bir tarafı, bir kusur olmadığı için için, aksine doğrudan (dolayılı değil!) Allah'ın ayetlerini inkar ettikleri belirtiyor.

Önceki ayet de aynı. Orada Hristiyanların vasfı üzerinden Müslümanlara kıyas yapmaya izin verecek, vasfı ve hükmü umumi kılacak bir karine yok. Fıkhi değimle hükmün illeti Hristiyanlara has. Müslümanlar arasındaki ilişkiye dair onca kaynak varken böyle kıyaslara girişilmesi manasız. Hz. Ömer'in yaptığına gelince 1) o halifeydi, otorite sahibiydi 2) sahabenin icmaı ve rızası arkasındaydı. Bizim yaşadığımız zaaf döneminde ilişkiyi kesmek büyük mefsedet doğurur.
 
Son düzenleme:
Muhammed087 Çevrimdışı

Muhammed087

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Tarikatcilar arasında en nefret ettiğim şey Allah dan başkasından yardım isteyenler birde çalgıli şarkılı zikir yapanlar..garip burda bunların saçmasapan tevillerini haklı görenlerde var,yetiş muhammed deyince Allah'a dua ediyormuş aslında, o zaman en baştan neden Allah'a dua etmiyorsun,böyle olursa Allah kimin aklina gelir,Kemalistlere bakıp bunlara sempati duymam için de bir sebep yok,bu ölümü görüp sıtmaya razı olmak gibi birsey,kemalist arıyorsanız en iyi kemalistlerden biri cübbeli Ahmet yıllardır her gittiği yerde Mustafa kemali övüyor cemaatinden de ses yok hala cübbeli hocamız diye peşinden gidiyorlar
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
burda bunların saçmasapan tevillerini haklı görenlerde var

Kardeşim tevilden bahsetmek, onun haklı bir tevil olduğunu söylemek değildir! Her fiil sahibinin kendi fiiline bir tevili olur. Bunu dikkate almak gerekir. Tevil illa fiili meşru kılmaz, bidat olmasını değiştirmez; dediğin gibi doğrudan Allah'tan istemeleri gerekirdi, ancak bu getirdikleri tevil onların tevhit ehli olduğunu ispat eder.
 
V Çevrimdışı

Vakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim istigaseyi, rabıtayı ve sair bidatleri kabul etmiyorum. Hata olduğunu, bidat olduğunu, şirke benzediğini söylüyorum. Yalnız tekfire karşıyım. Tekfirin haklı olmadığını söylüyorum.

Kuran'ın Arap müşriklere getirdiği hitap farklıdır. Arap Müşrikler Allah'ın tasarrufuna inanmıyorlardı. İstisna etmiyorlardı. Putları hem ilah kabul ediyor ibadet ediyor, hem de onların zat ile güç sahibi olduğuna inanıyorlardı. Dediğin gibi kati bir ayet olsaydı veya mesele hakkında icma olsaydı başak olurdu, ama durum böyle değil.

Ayet ile getirdiğin kıyas ise tamamen batıl. O Resulullah'a has bir hitap. İslam'ı anlatanı yalanlayan yalnızca onu kişiyi yalanlamış olur. Aksini diyerek kendini yüceltmiş olursun akhi! Ayrıca o ayette Resulullah'ı yalanlayanlar Allah'ı yalanlamış olurlar da denmiyor (böyle olduğu halde). Ayetten murad, müşriklerin Resulullah'ın zatını yalanlamadıkları, onun sadık olduğunu bildikleri ve inkar edilecek bir tarafı, bir kusur olmadığı için için, aksine doğrudan (dolayılı değil!) Allah'ın ayetlerini inkar ettikleri belirtiyor.

Önceki ayet de aynı. Orada Hristiyanların vasfı üzerinden Müslümanlara kıyas yapmaya izin verecek, vasfı ve hükmü umumi kılacak bir karine yok. Fıkhi değimle hükmün illeti Hristiyanlara has. Müslümanlar arasındaki ilişkiye dair onca kaynak varken böyle kıyaslara girişilmesi manasız. Hz. Ömer'in yaptığına gelince 1) o halifeydi, otorite sahibiydi 2) sahabenin icmaı ve rızası arkasındaydı. Bizim yaşadığımız zaaf döneminde ilişkiyi kesmek büyük mefsedet doğurur.


Bir müslümanın dinine imanına sövmek veya dini imanı için bir müslümana sövmek Allahın gücüne gitmez yani. Apaçık ayeti bana delil olmaması için tevil edip kendimi yüceltiyormuşum gibi birde zan eklemişsiniz çok etkili olmuş.

Allahın ayetini okuyan veya Allahın ayeti üzere konuşan yaşayan kişi kadının tesettürü caminin minaresi erkeğin sakalı gibi dinin şiarı olmuştur. Kime bu özellikleri sebebiyle küfredilirse dinin şiarına küfredilmiştir. Dinin şiarına küfredenin hükmünü yazayımmı siz bulur musunuz? Bana küfredilmesinden konuşmuyorumki burda kendimi yüceltmiş olayım Allahın ayetleri üzere temsil ettiğim hakikate veya bu hakikat yüzünden bana küfredilişi konu ediyorum. Bir müslümana küfretmek küfür değildir ama dinine veya dini için küfretmek küfürdür.

“Allah Teala buyuruyor ki: Âdemoğlu dehre (zamana) söverek bana eziyet verir. Halbuki Ben dehrim. Her şey benim elimdedir. Geceyi, gündüzü ben idare ederim.” (Buharî, Tefsir 45)

Burda da insanların sövdüğü Allah değil zaman. Ama Allah zamanı yaratan olarak bu sövmeden eziyet duyduğunu bildirmiş kutsi hadis. Allahın ayetini okuyan Allahın ayeti ile yaşayan kişi zaman kadar Allahın yarattığı olamamış mıdır?

Zihinsiz bir sofi kendisine okuduğum Allahın ayetlerine karşı bana şeytanın hizmetkarı demişti. Ben ayet okuyarak kime hizmet etmekteyim? Allaha. Ama benim hizmet ettiğime adam şeytan diyor. Adam Allaha şeytan diyor farkında değil.

Bunları da sofileri kurtarmak için tevil edin eminimki onları kurtarmak için gayretiniz karşılıksız kalmayacaktır.

Kardeşim tevilden bahsetmek, onun haklı bir tevil olduğunu söylemek değildir! Her fiil sahibinin kendi fiiline bir tevili olur. Bunu dikkate almak gerekir. Tevil illa fiili meşru kılmaz, bidat olmasını değiştirmez; dediğin gibi doğrudan Allah'tan istemeleri gerekirdi, ancak bu getirdikleri tevil onların tevhit ehli olduğunu ispat eder.
Amellerini kabul etmediğinizi bilmek güzel. Tevilleri de tevhid ehli olduğuna delilse şu kadını da tevili yüzünden tevhid ehli yapın tam olsun.

Yurtdışında kadın bir hocası varmış 4 eşle evlilik sadece erkeğe değil kadına da olur demiş. Neden? Çünkü ayette cinsiyet belirtilmiyormuş. Nikaha da gerek yokmuş birlikte oldukları an eş oluyorlarmış. Bu kadın abdesti de ojeyle alıyor çünkü hocası alınabilir demiş. Kadın islama mesafeliydim şuan çok mutluyum diyor bunları takipçilerine yayıyor onlar da Allah razı olsun diyor zina ve ojeleriyle islamımızın tevhid ehli neferleri oluyorlar.

Tevillerini kabul ettiniz mi? Etmediyseniz neden ettiyseniz neden. Şirk zinadan ve ojeyle namazdan daha ciddi bir konudur. Bunların şirk hakkındaki tevilini kabul edebiliyorsanız bu kadını da tevhid ehli yapın. İman genişliğinizi daha iyi görelim.
 
V Çevrimdışı

Vakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu ayet ve hadisleri tevil etmek için bana sen Allah dostumusun da bunları delil getiriyorsun demezsiniz inşallah.

[Araf 196]

Çünkü benim velim, Kitab’ı (Kur’an’ı) indiren Allah’tır. O, bütün salihlere velilik eder.

Ömer radıyallahu anh'ın anlattığına göre:

"Bir gün Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm'ın mescidine gitmiştir.

Orada Muaz İbnu Cebel radıyallahu anh'ı Aleyhissalâtu vesselam'ın kabrinin dibinde oturmuş ağlar bulmuş ve:

"Niçin ağlıyorsun?" diye sormuştur.

Mu'âz: "Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm'dan işitmiş olduğum bir hadis sebebiyle" demiş ve Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm'ın hadisini okumuştur:

"Şurası muhakkak ki riyanın azı dahi şirktir.

Kim Allah'ın velisine düşmanlık yaparsa şüphesiz Allah ile savaşmaya çıkmış olur.

Allaha itaatkâr, takva sahibi ve halktan uzak duran öyle (kendi halinde) kullarını gerçekten sever ki, onlar görünmedikleri zaman aranmazlar (ehemmiyet verilmedikleri için, yoklukları kimsenin dikkatini çekmez), hazır bulundukları zaman (da meclislere, ciddi meşguliyetlere) çağırılmazlar, tanınmazlar.

Kalpleri pırıl pırıl hidayet kandilleridir. (Onları hiçbir şey şekke şüpheye atamaz.) Her müşkil meselenin, ağır belanın altından kalkarlar."

7158 Kütüb-i Sitte

"Her kim beni tanıyan ve ihlas ile bana ibadet eden bir kuluma düşmanlık ederse, ben de ona harp ilan ederim" (Buhari)

Bunları da tevil edip reddederseniz biz iman edenleri Allah sahipsiz bırakmış demektir. Bize yapılan küfür zamana feleğe yağmura yapılan küfür kadar Allaha dokunmuyor demektir. Kendimi yüceltmekten Allaha sığınırım yücelttiğim Allahın dinine sahip çıkan tarafım Allahın uyguladığım dinidir. Tövbe estağfirullah.
 
V Çevrimdışı

Vakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Şunun altını çizmek istiyorum ben trafikte bana sövenden bahsetmiyorum o zaman söven bana sövmüştür. Ben Allahın dinini anlatır ayetini okurken Allah adına hareket ederken bana söven Allaha sövmüştür. Din Allahındır dinine uyan kişi de bu hali devam ettiği süre Allahındır. Allahın zamanına yağmuruna feleğine veya salih kuluna bir de dini yüzünden söven Allaha sövmüştür çok düşünmeye gerek yok.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Kardeşim tevilden bahsetmek, onun haklı bir tevil olduğunu söylemek değildir! Her fiil sahibinin kendi fiiline bir tevili olur. Bunu dikkate almak gerekir. Tevil illa fiili meşru kılmaz, bidat olmasını değiştirmez; dediğin gibi doğrudan Allah'tan istemeleri gerekirdi, ancak bu getirdikleri tevil onların tevhit ehli olduğunu ispat eder.
Bitmeyen cehalet, bitmeyen tevil, bitmeyen iyi niyet mazereti...

Sonsuzluk girdabı.

Patron duvarları boyaması için bir işçi tutar, der ki "Şu duvarı şu şekilde ve kırmızıya boya". Eline bir de "tarifi unutmasın diye" istediği tarifi içeren bir kitapçık tutuşturur. İşçiyi önünde duvar, elinde kitapçık, boya ve fırçayla başbaşa bırakır ve gider.

İşçi bir duvara, bir fırça ve boyaya, bir de tarife bakar. Beğenmez, gider bir kova boya alır ve tarif dışındaki başka desenlerle "yeşile" boyar.

Patron gelir ve bakar ki yapılan işin verdiği işle alakası yok. "Bu ne, ben böyle mi tarif ettim sana, kitaba da mı bakmadın?" der ve "Ya sabır" eşliğinde tarifi tekrarlar ve kitapçığı dikkatli incelemesini söyler.. Sonra yine odayı terk eder.

İşçi bir renge, bir tarife bakar; ama yok beğenmez. "Bir de şöyle yapayım" diye bir başka renk alır eline ve bu kez de mora ve yine farklı bir desenle boyar.

Patron gelir ve bakar ki... "Bu ne?!!! Sen salak mısın be adam, sana böyle mi tarif ettim? Gözünde mi görmüyor kitaptaki tarifi?!!"

İşçi der ki: "Ama bu sizin tarif ettiğinizden, kitaptakinden daha güzel patron!?"

Sizce bu döngü ne kadar devam etmeli?

Verilen emri keyfine göre yapmayan bir işçiye kaç kez yeni bir fırsat verirsiniz? Kaç kez uyarırsınız? Kaç kez bilgilendirir, kaç kez kitabı gözüne sokarsınız? Sonuç olarak bu işçiyi "bir türlü istediğiniz şekilde çalışmadığı halde" işçileriniz arasında tutar mısınız?

Tutarsanız eğer emsalsizsiniz...

Bitmeyen cehalet, bitmeyen tevil, bitmeyen iyi niyet döngüsü. Ölene kadar cehaletten, ölene kadar tevilden, ölene kadar iyi niyetten mazeretli...

Avam halka deseniz anlarım, senelerdir ayet ve hadislerle iç içe, güya ilim ehli birinden bahsediyorsunuz. Kabul edilecek cehaleti, kabul edilecek tevili mi kalmış? Kendisine tebliğ mi yapılmamış? Bu tevilinden daha sağlam bir hakikatle ömrü boyunca uyarılmamış mı? İlgili ayet ve hadisleri ömrü boyunca duymamış mı? Müslüman demek bir yana da, "Tevhid ehli" diye anmışsınız ya, yani nutkum tutuluyor...

Ayrıca ikide bir bid'at diyorsunuz; bid'atın haram olanı var, şirk olanı var. Konumuz şirk olanı, dinden çıkaranı... Açık delil de yok gibi davranıyorsunuz. Ahkaf 5. ayet "Kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyeceklere dua edenden daha sapık kim vardır" ayeti ve benzeri bir çok ayetin hangisinin anlamı kapalı? Kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olan kim? Ölüler olmasın sakın? Ölülere dua edenden daha sapık kim vardır? Yeterince açık değil mi? Dua nedir onu mu anlamıyorsunuz? El açıp istemek, yanında hazır bulunmayan birini gayblere seslenerek çağırmak, yardımını istemek, sığınmak, hatta Cübbelinin yaptığı gibi gaybdeki kişiye "Sensin bizim efendimiz, yetiş imdadımıza, tut elimizden; gavs o, büyük o" diye Allah'ı değil Gavs'ı övmek artı Allah'tan değil Gavs'tan istemek. (Veya yanısıra istemek, fark etmez o da şirk) DUA budur, ölüye de işte böyle cübbelinin yaptığı gibi yapılır. Allah'ı bırakıp, gavsa seslenir, över, ister, sığınır.

Bunu bir cahil yapsa, bilmiyor der öğretirsin. Şu boya örneğinde olduğu gibi tekrarla tekrarla tekrarla hala öğrenmiyor, şirkini savunuyor? Bunun daha ne mazereti var? O kadar delille tevili çürütüldükten sonra hala çürük teviline tutunmalarından sonra iman mı vardır bunlarda? Allah dostu olmadıklarına yemin ederim, Allah dostlarının özelliği TAKVA'dır. Ateş olan yerde değil, dumanı olan yerde bile durmaz onlar korkudan. Cahillerine de mazeretli derim. Ama o kadar tebliğden sonra yok artık...
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi


bizim kıldıgımız namaz Allah'ın kıldıgı namazın suretidir sözü tam bir mücessimeliktir. suret sözlüklerde bir cismin dış görünüşü olarak tarif edilir. Buradan da şu anlaşılıyor. Haşa insan suretinde bir ilah secde ediyor rukuya eğiliyor ellerini baglayıp kıraat eyliyor.

hatta cenazeyle alakalı bir espri yapacaktım mahmud efendinin bu sözünden dolayı cenazesini haşa (!) allah kıldırsın diye namaz kılıyormuş ya cenazeyide kılar ama küfre girmekten korktum ve neuzubillah dedim
 
Tevhid Yolunda Çevrimdışı

Tevhid Yolunda

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

Mahmud Efendi, Nakşibendi tasavvufunun kutuplarından birisi idi. İbn Arabi'nin İ'tikadını sahiplenmekte, kabir şirkine, ve ölülerden istiğase de bulunmaya davet etmekte ve evliyaları kâinata hükmeden kutuplar olarak görmektedir.

Erdoğan kendisini desteklediği için onu övdü. Erdoğan'ı destekleyen herkes aynı şekilde yaptı. Bu sahtekâr sûfiyi övmek için toplandılar.

Allah facir adamla da dine yardım edebilir. Mahmud Efendi Ku'ran okulları açtı ve mültecilere yardım etti, bazı övgüye değer işler yaptı, Modi'nin yargılanmasını istedi. Bütün bunlar onu alimlerden veya evliyalardan biri yapmaz. Halbuki o kabir şirkine ve tahrif edilmiş tasavvufa davet eden birisidir. Şirk tüm amelleri boşa çıkartır. Allahu Teala şöyle buyurmuştur :

"Onların yaptıkları amellere yönelir ve onu uçuşan toz zerreleri gibi kılarız." (Furkan : 23)

Mahmud Efendi'nin en önde gelen talebelerinden (Cübbeli Ahmed), Atatürk'ü desteklediğini ilan eden, Selefilikle mücadele eden ve o Selefilerin Türkiye'deki rejimi tekfir ettiğini söyleyen; habis, sahtekar ve müşrik birisidir. Bir röportajında da diyor ki CIA (Amerikan İstihbaratı) kendisinden Afganistan'da insanları ılımlı İslam'a yönlendirmek için okullar açmasını talep etmiş!!! O da Şeyhi Mahmud gibi, hulûla ve kutupların kâinata hükmettiğine inanıyor.

Tevhid bizim katımızda en önce gelen husus olduğu için bizim pusulamız, İhvân-ı Muslimin (Müslüman Kardeşler)'in veya cihadı sulandıranların pusulası gibi değildir. Ki onların pusulası, sırf bazı övgüye değer işleri olmasından veya Erdoğan'a karşı yapılan darbeye karşı durmalarından ötürü, aslında bu gibi kınanması gereken kimselerde sapmaktadır.

| Şeyh Ebu Muhammed El-Makdisi (ثبتہ اللہ)
 
V Çevrimdışı

Vakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
AbdulFettah Çevrimdışı

AbdulFettah

94.7 - Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum kardeşler, uzun zamandır foruma girmiyorum ama şu konu açılınca kendimi tutamadım çünkü bu konuda konuşulanlar yıllardır müslümanlarin birbirlerinin kanini döktükleri konulardir, çünkü bu konular şehadet getirmesine rağmen kişinin canini malini karisini helal görülmesine sebep olan konulardır. Özellikle son on yılda falan grup falan grubun tevilini kabul etmeyip tekfir ederek saldırmış.. falan devlet(!) Müslümanlari esir alip Hollywood fimlerini aratmayacak tarzda vahşice katliamlar yapmış..vs haberlerine sebep olan konular bunlardir. ki bu yapilanlar son derece ciddi şeyler. Bu konuda benimde içimde oluşan birkaç soru var

Kur'an'ın ayetlerini tevil ederek hak yoldan sapan müslümanlara karşı ehli sünnet uleması nasıl bir yol izlemiştir?
Rasulullah(sav) ve Sahabeler nasil bir yol izlemişlerdir?

Onlari tekfir edip kafir ilan ederek islama mi davet etmişlerdir?

Yoksa bidatçi kabul ederek reddiyeler mi yazmışlardır?

Bidatçiler(hariciler mutezileler cehmiyye murcie vs) kafirlerden bir zümre mi yoksa müslümanlardan bir zümre midir?

Yeni bir tartışma olsun istemiyorum bu sorunun cevabi aslinda burada tartışılılan konunun cevabıdır.

ben yillardir bu soruya doyurucu bir cevap alamadim, en kopma noktam birak tekfiri Rafizi alimlerinden hadis alan ehli sünnet ulemasi olduğunu duymam oldu hemde imam Müslim iman buhari gibi hadis alimleri bunlar, ki ittifakla kafirden hadis alinmaz, rafizilerden hadis alinmasinda onların güvenilirlik şartı aranmıştır, bidatcide olsa müslüman kabul edilip hadis alınması onun müslümanliktan bir şubede olduğunu gösteriyor.

Amacım hiçbir bidatçiyi temize çıkartmak degil banane onlardan hesabi Allah'a kalmış artik ahirette O hükmünü verecektir.

Fakat bidat sahibinin kafir olduğu hükmünü dünyadayken kim verecek?

Bidatçıya delil sunuyorsun meselede sürekli sürekli tevile kaçıyorsa bu silsilede en son hükmü kim verecek ?
Ehli sünnet alimleri bidat firkalarinin alimlerine nasil yaklaşmış? Tebliğ etmiş etmiş en sonunda senden bi cacik olmaz ey kafir mi demiş yoksa bidatci kabul edip cenaze namazini mi kılmış veya kilmamis mi?
bizim sorunumuz bu bence, her konuda mezhep imamlarinin görüşlerini alıyoruz öncekiler bize söyleyecek söz bırakmadığına göre onlar ne yapmış onu araştırmak gerekir Arapçam yeterli olmadığı için kaynak araştırması yapamıyorum maalesef, bunlar benim bildiklerimden kafama takılanlar bu konuda kitap önerisi olan varsa alabilirim.
 
Son düzenleme:
U Çevrimdışı

Ubeydullah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kur'an'ın ayetlerini tevil ederek hak yoldan sapan müslümanlara karşı ehli sünnet uleması nasıl bir yol izlemiştir?
Rasulullah(sav) ve Sahabeler nasil bir yol izlemişlerdir?

Onlari tekfir edip kafir ilan ederek islama mi davet etmişlerdir?

Yoksa bidatçi kabul ederek reddiyeler mi yazmışlardır?
Biz onları işledikleri bidatlarden dolayı tekfir etmiyoruz.Allaha ve resulune tabi olmadıkları için Allahın dışındakilere şeyhlere, gavslara, kutuplara taptıkları için tekfir ediyoruz.Bak kardeşim bir bidat vardır ki Kur'an'a ve Sünnete ters düşmez ama dine eklemedir haramdır.Bir bidatte vardırki Kur'an'a ve Sünnete ters düşer muhaliflik yapar insanları saptırır işte o Kafirliktir,Zalimliktir,Fasıklıktır,Şerefsizlik tır.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Ek olarak tevilin hakka benzeyeni, hak ile yarışanı tekfir icap ettirmez; haktan farklıdır ama ciddi deliller içerir, kafa karıştıracak kadar vardır, "onu mu seçsem bunu mu seçsem" diye arada bırakır. Öyle bir tevildir yani ki, o kişiye tutup ölene kadar hiçbir şey diyemezsiniz.

Daha çürük olan tevillere ise tevil demek bile tevile hakarettir, bu haktan hakikatten zerre nasiplenmemektir. Cehalettir (ve cehalet giderilene kadar mazerettir) Böylesi bir iddia, bir ayeti reddetmeden, kendisini kabul etmeye engeldir. Bunların sözde tevilini kabul etmek için kaç ayeti yok saymak, kaç hadisi yok saymak zorunda kalınıyor farkında değil misiniz? Kur'an'ın tümünü değil, sadece 1 ayetini reddedenin hükmü nedir? Apaçık ayetlere tevil yapmak nedir bir de? Dikkat edin, olmadık yorum yapmak için Allah müteşabih ayetlerin var olduğunu söylüyor, ancak bunlar Allah'ın muhkem ayetleri ile oynayacak kadar ileriler.

Öyle yazıyorsunuz, öyle yazıyorsunuz ki, gören bu dine giriş var ama asla çıkmak yok sanıyor. Ölümüne müslüman; Allah'ı (c.c) inkar edene, Peygamberi (sav) inkar edene, ateistliğini ilan edene kadar müslüman. Bir girdiniz mi çıkılmıyor mübarek dinden.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bu arada, sizler burda bizle uğraştığınız gibi, bu şirk ehline tebliğ de yapıyor musunuz? Yani sizin gözünüzle bakınca ateşe falan gitmiyorlar, sorun yok, ölünce de "Allah rahmet eylesin" deriz, müslümanlar olarak birlikte haşroluruz zaten; herşey günlük gülistanlıkken, niye durduk yerde şirklerine söz edesiniz ki? Tatsızlık çıkmasın...

Belki bir çay faslında sözü açılırsa, dilinizin ucuyla "bu şirk" deyiverirsiniz, tebliğ görevi de öylece yerine gelmiş olur.

***

Böyle relax bir dünya yok ya, Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kendini üzüntüyle ne hale getiriyordu "iman etmiyorlar" diye...

Bir de bizim halimize bakın, Allah'ın apaçık ayetlerini inkar edenlere [tevili(!) varmış çünkü] "müslüman demek için" çırpınıyoruz.

Ben size şunu söyleyeyim, sizin hesaba göre istisnasız reel hayatımdaki herkes saf yüzde 100 müslüman. Kendimden şüphe ederim, onlardan edemem, öyle bir bakış açısı kattınız ki bana; yani cidden Tevhid "salatanın üzerine konmuş bir yaprak maydonozmuş gibi" olmasa da olura indi. Yani cidden, din anlayışınız yıktı geçti beni.

Daha da hiçbir şey demiyorum bu konuda yazanlara ve onları duaları ile desteksiz bırakmayanlara.

Öteki konudan da, bu konudan da "selametle"...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt