Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Haftanın Konusu İnternette Selam Alma Adabı Nasıl Olmalıdır?

Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

“Bir selâm ile selâmlandığınız zaman siz de ondan daha güzeliyle selâm verin veya verilen selâmı aynen iâde edin.”

(Nisâ suresi, 86)


Es selamu aleykum,

Selam vermenin sünnet, almanın ise farz olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. Ve bir topluluğa hitaben biri selam verdiğinde almak farz-ı kifayedir; yani bir kişi bile selamı alsa farz o topluluğun üzerinden düşer ve ama kimse almazsa farzı terk günahı tüm o topluluğun üzerine olur.

Bu forumda zaman zaman sünnet olan selam verilmedi diye uyarı verildiğine şahid oluyorum ve ancak bu forumda bundan çok daha fazla "alınmayan selam" görüyorum.

Dönem dönem bu konuda hassas olduğu belli olan bazı üyeler de görüyorum. Misal bir soru sorulduğunda, soru hakkında fikri olmamasına rağmen sırf verilen selamı almak için yazıyor. Bence en hayırlı yol budur, ama hep şahid olduğum gibi, bu kişiler tek tük olduğu sürece: haliyle göze batan kişi olmaktan zamanla çekinip onlar da genelin sessizliğine bürünecektir, ki öyle de oluyor.

İşte bu konuda neler düşünüyorsunuz merak ediyorum:

*Selamı açıktan hiç almamanın/içten almanın caiz olduğu durumlar var mıdır?

*İnternet ortamında beğen/dua et butonu selam alma yerine geçer mi? Geçmeli mi?

*Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.”

(Müslim, Îmân 93. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 131; Tirmizî, İsti‘zân 1; İbni Mâce, Mukaddime 6, Edeb 11)

Selam verildiğinde ama açıktan, aynıyla alınmadığında bu hadiste bahsi geçen ümmetin birbirini sevme durumu oluşur mu?

Benim aklıma ilk gelenler bunlar, sizlerin de selam ile ilgili aklınıza başka ne geliyorsa ekleyebilirsiniz.

İlgili ayet, hadis, özlü sözler; ek olarak bizzat tecrübe ve hislerinizi bekliyorum.
 
Muqarrab Çevrimdışı

Muqarrab

CENNETLER BEDEL İSTER...
İslam-TR Üyesi
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

“Bir selâm ile selâmlandığınız zaman siz de ondan daha güzeliyle selâm verin veya verilen selâmı aynen iâde edin.”

(Nisâ suresi, 86)


Es selamu aleykum,

Selam vermenin sünnet, almanın ise farz olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. Ve bir topluluğa hitaben biri selam verdiğinde almak farz-ı kifayedir; yani bir kişi bile selamı alsa farz o topluluğun üzerinden düşer ve ama kimse almazsa farzı terk günahı tüm o topluluğun üzerine olur.

Bu forumda zaman zaman sünnet olan selam verilmedi diye uyarı verildiğine şahid oluyorum ve ancak bu forumda bundan çok daha fazla "alınmayan selam" görüyorum.

Dönem dönem bu konuda hassas olduğu belli olan bazı üyeler de görüyorum. Misal bir soru sorulduğunda, soru hakkında fikri olmamasına rağmen sırf verilen selamı almak için yazıyor. Bence en hayırlı yol budur, ama hep şahid olduğum gibi, bu kişiler tek tük olduğu sürece: haliyle göze batan kişi olmaktan zamanla çekinip onlar da genelin sessizliğine bürünecektir, ki öyle de oluyor.

İşte bu konuda neler düşünüyorsunuz merak ediyorum:

*Selamı açıktan hiç almamanın/içten almanın caiz olduğu durumlar var mıdır?

*İnternet ortamında beğen/dua et butonu selam alma yerine geçer mi? Geçmeli mi?

*Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.”

(Müslim, Îmân 93. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 131; Tirmizî, İsti‘zân 1; İbni Mâce, Mukaddime 6, Edeb 11)

Selam verildiğinde ama açıktan, aynıyla alınmadığında bu hadiste bahsi geçen ümmetin birbirini sevme durumu oluşur mu?

Benim aklıma ilk gelenler bunlar, sizlerin de selam ile ilgili aklınıza başka ne geliyorsa ekleyebilirsiniz.

İlgili ayet, hadis, özlü sözler; ek olarak bizzat tecrübe ve hislerinizi bekliyorum.
We aleykum selam we rahmetullahi we beraketuh ablacığım.🌷

Çok güzel bir konu açtın Rabbim ecrini versin. Gerçekten de önem verilmesi gereken bir mesele... Çünkü ben bol bol selam verdiğimde karşımdaki aleykum selam demek ile yetindiğinde sinirleniyorum biraz cömert ol diyorum ). Hatta telefon notlarimda sadece Selam konusu ile ilgili kaydettiğim ayetler, hadisler var. inşeAllah sizlerle de paylaşayım🌹


"Ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size selâm veren kimseye, dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, “Sen mü’min değilsin” demeyin. Allah katında pek çok ganimetler vardır. Daha önce siz de öyle idiniz de Allah size lütufta bulundu (müslüman oldunuz). Onun için iyice araştırın. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Nisâ Sûresi 94)


Ebû Yûsuf Abdullah İbni Selâm radıyallahu anh şöyle dedi:

Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i:

“Ey insanlar! Selâmı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alâkanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken siz namaz kılınız. Bu sayede selâmetle cennete girersiniz” buyururken işittim. (Tirmizî, Kıyâmet 42)


İmrân İbni Husayn radıyallahu anhumâ şöyle dedi:

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve:

– es-Selâmu aleykum, dedi. Hz. Peygamber onun selâmına aynı şekilde karşılık verdikten sonra adam oturdu. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:

– “On sevap kazandı” buyurdu. Sonra bir başka adam geldi, o da:

– es-Selâmu aleykum ve rahmetullah, dedi. Peygamberimiz ona da verdiği selâmın aynıyla mukâbelede bulundu. O kişi de yerine oturdu. Hz. Peygamber:

– “Yirmi sevap kazandı” buyurdu. Daha sonra bir başka adam geldi ve:

– es-Selâmu aleykum ve rahmetullahi ve berekâtüh, dedi. Hz. Peygamber o kişiye de selâmının aynıyla karşılık verdi. O kişi de yerine oturdu. Efendimiz:

– “Otuz sevap kazandı” buyurdular.

(Ebû Dâvûd, Edeb 132)



Ebû Umâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İnsanların Allah katında en makbulü ve O’na en yakın olanı, önce selâm verendir. ” (Ebû Dâvûd, Edeb 133)


Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Binitli olan yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olan çok olana selâm verir. ”

(Buhârî, İsti’zân 5, 6; Müslim, Selâm 1; Âdâb 46. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 134; Tirmizî, İsti’zân 14)

Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


“Sizden biriniz din kardeşine
rastladığında ona selâm versin. Eğer ikisinin arasına ağaç, duvar ve taş girer de tekrar karşılaşırlarsa, tekrar selâm versin. ” (Ebû Dâvûd, Edeb 135)


Enes radıyallahu anh, çocuklara rastladığı zaman onlara selâm verir ve:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle yapardı, derdi. (Buhârî, İsti’zân 15; Müslim, Selâm 15)
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

1 Milyoncu : )
İslam-TR Üyesi
*Selamı açıktan hiç almamanın/içten almanın caiz olduğu durumlar var mıdır?
Aleykum Selam,
Net ortaminda ben buna cok dikkat etmiyorum herhalde genel ortamlarda.
Yani birebir konusmalarda selam verip selam alirim ama genelde cok titizlendiğim bi durum değil.
Caizlik hususunu bilmek isterim
*İnternet ortamında beğen/dua et butonu selam alma yerine geçer mi? Geçmeli mi?
Bu tip konularin bencesi olmaz gerci ama kendi adima dua butonu ile selam aldigim yani onun yerine gecer diye hic dusundugum olmadi aklima bile gelmedi. Mesaj icerigi ile alakali diye dusunurum selami dusunmem.
Bence gecmez gecmemeli de.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.”

(Müslim, Îmân 93. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 131; Tirmizî, İsti‘zân 1; İbni Mâce, Mukaddime 6, Edeb 11)

Selam verildiğinde ama açıktan, aynıyla alınmadığında bu hadiste bahsi geçen ümmetin birbirini sevme durumu oluşur mu?
Buradaki kasit sadece selam mi selamin getirisi olan hal hatir da eklenir mi bunu bilemedim.
Ama bazen yolda selam alip vermek ozellikle teyzeler tarafindan insanim icini isitan bir durum
Ya da bir ortama girince
Selamun aleykuuuumm diye neseli girmek de insana mutluluk verip kaynastirabiliyor. Ya da selamlasip birbirine sarilmak tanimadigin biri dahi olsa tuhaf bir samimiyeti getirebiyor.
Bu bağlamda sevgi yayilabilir cidden.

Aslinda bir adap meselesi.
Net ortaminda da dikkat etmek gerekir.
yorum atma hizina bi dur demek
Soluklanip selam vererek nefes almak demek gibi.
Belki o zaman daha hayirli cikar cumleler
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
We aleykum selam we rahmetullahi we beraketuh ablacığım.🌷

Çok güzel bir konu açtın Rabbim ecrini versin. Gerçekten de önem verilmesi gereken bir mesele... Çünkü ben bol bol selam verdiğimde karşımdaki aleykum selam demek ile yetindiğinde sinirleniyorum biraz cömert ol diyorum ). Hatta telefon notlarimda sadece Selam konusu ile ilgili kaydettiğim ayetler, hadisler var. inşeAllah sizlerle de paylaşayım🌹


"Ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size selâm veren kimseye, dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, “Sen mü’min değilsin” demeyin. Allah katında pek çok ganimetler vardır. Daha önce siz de öyle idiniz de Allah size lütufta bulundu (müslüman oldunuz). Onun için iyice araştırın. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Nisâ Sûresi 94)


Ebû Yûsuf Abdullah İbni Selâm radıyallahu anh şöyle dedi:

Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i:

“Ey insanlar! Selâmı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alâkanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken siz namaz kılınız. Bu sayede selâmetle cennete girersiniz” buyururken işittim. (Tirmizî, Kıyâmet 42)


İmrân İbni Husayn radıyallahu anhumâ şöyle dedi:

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve:

– es-Selâmu aleykum, dedi. Hz. Peygamber onun selâmına aynı şekilde karşılık verdikten sonra adam oturdu. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:

– “On sevap kazandı” buyurdu. Sonra bir başka adam geldi, o da:

– es-Selâmu aleykum ve rahmetullah, dedi. Peygamberimiz ona da verdiği selâmın aynıyla mukâbelede bulundu. O kişi de yerine oturdu. Hz. Peygamber:

– “Yirmi sevap kazandı” buyurdu. Daha sonra bir başka adam geldi ve:

– es-Selâmu aleykum ve rahmetullahi ve berekâtüh, dedi. Hz. Peygamber o kişiye de selâmının aynıyla karşılık verdi. O kişi de yerine oturdu. Efendimiz:

– “Otuz sevap kazandı” buyurdular.

(Ebû Dâvûd, Edeb 132)



Ebû Umâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İnsanların Allah katında en makbulü ve O’na en yakın olanı, önce selâm verendir. ” (Ebû Dâvûd, Edeb 133)


Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Binitli olan yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olan çok olana selâm verir. ”

(Buhârî, İsti’zân 5, 6; Müslim, Selâm 1; Âdâb 46. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 134; Tirmizî, İsti’zân 14)

Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


“Sizden biriniz din kardeşine
rastladığında ona selâm versin. Eğer ikisinin arasına ağaç, duvar ve taş girer de tekrar karşılaşırlarsa, tekrar selâm versin. ” (Ebû Dâvûd, Edeb 135)


Enes radıyallahu anh, çocuklara rastladığı zaman onlara selâm verir ve:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle yapardı, derdi. (Buhârî, İsti’zân 15; Müslim, Selâm 15)
Duan için amin ecmain, Rabbim seni hayırla mükafatlandırsın uhtim, çok güzel derleme oldu ) Selam konusundaki açık sözlülüğün de çok hoş, hani cömertliğe davet edişin ) Eksik alındığında bile insanın morali aynen bozuluyor, ki bir de hiç almayanlar var. "Bu kişi bana küs mü, düşman mı, sevmiyor mu, hatta Müslüman görülmüyor muyum da selamım alınmıyor" şeklindeki düşüncelerle insanı başbaşa bırakmak hiç iyi bir şey değil )

Bu arada iyi tanıdığımız biri zaman zaman selam almıyorsa, bilebiliriz ki: fark etmemiştir, fark etse alırdı. Ancak bilhassa yeni tanışılan kişiler, nasıl karşılık aldıklarına dair özel bir dikkatle beklemekteler ve alınmayan bir selam burada çok ciddi bir puan kaybıdır. Nitekim selam almak farzdır, bu tüm dini kesimlerce bilinir. Buna rağmen bu farzın terk ediliyor oluşu, sanki bizler ilgili kişilere:


1. "Selamın da, sen de çok önemli ayrıntılar değilsin; gelsen de bir, gelmesen de." )

2. "Selam almanın farz oluşunu bile bilmiyor veya bildiğimiz halde bu haramı işlemekten kaçınmıyoruz; böyleyiz biz, yine de istersen takıl biraz buralarda." )

3. "Müslüman mısın bilmiyoruz, o yüzden selamını almıyoruz." (Garanticilik)

dermişiz gibi hissettiriyor )

Peki bu herkeste böyle midir? Hayır tabi. Ancak bu durum birçok kişide benzer duygular oluşturmaktadır maalesef. Şeytan ara bozmak için pusuda beklerken, böyle önemli bir detaya karşı çok daha özen göstermemiz aşikârdır sanırım. Ki ilgili ayet ve hadisler, tecrübelerimize ve psikolojik değerlendirmelerimize gerek bile bırakmıyor ama biz biraz daha derin anlasak iyi gibi sanki, çünkü yer yer unutuluyor )

Not 1: Tekfir konusunu 2 kişide yaşadım, yani selamım tekfir sebebiyle alınmadı. Dolayısı ile havadan sudan temelsiz bir kuruntu değil, bu konu cidden önemli bir detay.

Not 2: Dua butonunu farklı niyetle kullananlar var ama bu doğru mu; şahsi fikrim sonraki mesajımda inşaAllah )
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Aleykum Selam,
Net ortaminda ben buna cok dikkat etmiyorum herhalde genel ortamlarda.
Yani birebir konusmalarda selam verip selam alirim ama genelde cok titizlendiğim bi durum değil.
Caizlik hususunu bilmek isterim

Bu tip konularin bencesi olmaz gerci ama kendi adima dua butonu ile selam aldigim yani onun yerine gecer diye hic dusundugum olmadi aklima bile gelmedi. Mesaj icerigi ile alakali diye dusunurum selami dusunmem.
Bence gecmez gecmemeli de.

Buradaki kasit sadece selam mi selamin getirisi olan hal hatir da eklenir mi bunu bilemedim.
Ama bazen yolda selam alip vermek ozellikle teyzeler tarafindan insanim icini isitan bir durum
Ya da bir ortama girince
Selamun aleykuuuumm diye neseli girmek de insana mutluluk verip kaynastirabiliyor. Ya da selamlasip birbirine sarilmak tanimadigin biri dahi olsa tuhaf bir samimiyeti getirebiyor.
Bu bağlamda sevgi yayilabilir cidden.

Aslinda bir adap meselesi.
Net ortaminda da dikkat etmek gerekir.
yorum atma hizina bi dur demek
Soluklanip selam vererek nefes almak demek gibi.
Belki o zaman daha hayirli cikar cumleler
Dua butonu için: Aynen, bence de yerine geçmemeli. Nitekim "selam verme butonu" ile selam verilmiyor ki, "dua butonu" ile alıyor olsak. Rabbimiz 'en az aynısıyla karşılık verin' diyor, öyleyse: yazıya yazı gerekir )

(Ancak, misal: söz konusu bir soru ise ve bilen kişiden bir cevap geleceği umuluyorsa; selam alma görevinin soruyu cevaplayacak kişiye bırakılacak şekilde ertelenmesi anlaşılırdır.)

Bu arada teknolojik nimetin faydalarından: klavyelere metin kısa yolları eklenebilir; bu, zamanı dar veya yazmaya erinen kişiler için bir kolaylıktır.

...

Diğer hususa binaen:

Bu dediğin hal hatır sorma, yakınlığın artırılmak istendiği kişiler için uygundur ) Hele tebessüm eşliğinde ise, gönüllerde yer edinmek çok kolay ) Bununla birlikte, zamanımız öyle bir zaman ki (insan kalabalığı içindeyiz), tanışılan her kişi ile ekstra yakınlık kuramıyoruz; çünkü kuracak olsak aslî sorumluluklarımıza zaman kalmaz. Ancak bir selam, düşmanlık/soğukluk hissettirmeksizin bir kulun gönlünü almaya yeterlidir. Bu sanki şey gibi "Ben dostum, benden sana zarar gelmez" güvencesi vermek gibi. Selam vermesi de, alması da aynı etkiye sahip...

Ve bu etkiye binaen: dediğin gibi daha hayırlı bir iletişim için bir durup düşünme yeri bu anlar. Yine selam veren için de, alan için de...



...

Bu arada aklıma geldi, ek bir hadis:

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı beştir:

1- Selâmı almak.

2- Hastayı ziyaret etmek.

3- Cenazeye iştirak etmek.

4- Dâvete icabet etmek.

5- Aksırana “yerhamukellah” demek.”


Buhârî, Cenâiz 2; Müslim, Selâm 4. Ayrıca bk. İbn Mâce, Cenâiz 1

Hak... Kul hakkı yani... Durum cidden ciddi )
 
Muqarrab Çevrimdışı

Muqarrab

CENNETLER BEDEL İSTER...
İslam-TR Üyesi
Dua butonu için: Aynen, bence de yerine geçmemeli. Nitekim "selam verme butonu" ile selam verilmiyor ki, "dua butonu" ile alıyor olsak. Rabbimiz 'en az aynısıyla karşılık verin' diyor, öyleyse: yazıya yazı gerekir )

(Ancak, misal: söz konusu bir soru ise ve bilen kişiden bir cevap geleceği umuluyorsa; selam alma görevinin soruyu cevaplayacak kişiye bırakılacak şekilde ertelenmesi anlaşılırdır.)

Bu arada teknolojik nimetin faydalarından: klavyelere metin kısa yolları eklenebilir; bu, zamanı dar veya yazmaya erinen kişiler için bir kolaylıktır.

...

Diğer hususa binaen:

Bu dediğin hal hatır sorma, yakınlığın artırılmak istendiği kişiler için uygundur ) Hele tebessüm eşliğinde ise, gönüllerde yer edinmek çok kolay ) Bununla birlikte, zamanımız öyle bir zaman ki (insan kalabalığı içindeyiz), tanışılan her kişi ile ekstra yakınlık kuramıyoruz; çünkü kuracak olsak aslî sorumluluklarımıza zaman kalmaz. Ancak bir selam, düşmanlık/soğukluk hissettirmeksizin bir kulun gönlünü almaya yeterlidir. Bu sanki şey gibi "Ben dostum, benden sana zarar gelmez" güvencesi vermek gibi. Selam vermesi de, alması da aynı etkiye sahip...

Ve bu etkiye binaen: dediğin gibi daha hayırlı bir iletişim için bir durup düşünme yeri bu anlar. Yine selam veren için de, alan için de...



...

Bu arada aklıma geldi, ek bir hadis:

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı beştir:

1- Selâmı almak.

2- Hastayı ziyaret etmek.

3- Cenazeye iştirak etmek.

4- Dâvete icabet etmek.

5- Aksırana “yerhamukellah” demek.”


Buhârî, Cenâiz 2; Müslim, Selâm 4. Ayrıca bk. İbn Mâce, Cenâiz 1

Hak... Kul hakkı yani... Durum cidden ciddi )
Kesinlikle öyle ablacığım
 
Muqarrab Çevrimdışı

Muqarrab

CENNETLER BEDEL İSTER...
İslam-TR Üyesi
Duan için amin ecmain, Rabbim seni hayırla mükafatlandırsın uhtim, çok güzel derleme oldu ) Selam konusundaki açık sözlülüğün de çok hoş, hani cömertliğe davet edişin ) Eksik alındığında bile insanın morali aynen bozuluyor, ki bir de hiç almayanlar var. "Bu kişi bana küs mü, düşman mı, sevmiyor mu, hatta Müslüman görülmüyor muyum da selamım alınmıyor" şeklindeki düşüncelerle insanı başbaşa bırakmak hiç iyi bir şey değil )

Bu arada iyi tanıdığımız biri zaman zaman selam almıyorsa, bilebiliriz ki: fark etmemiştir, fark etse alırdı. Ancak bilhassa yeni tanışılan kişiler, nasıl karşılık aldıklarına dair özel bir dikkatle beklemekteler ve alınmayan bir selam burada çok ciddi bir puan kaybıdır. Nitekim selam almak farzdır, bu tüm dini kesimlerce bilinir. Buna rağmen bu farzın terk ediliyor oluşu, sanki bizler ilgili kişilere:


1. "Selamın da, sen de çok önemli ayrıntılar değilsin; gelsen de bir, gelmesen de." )

2. "Selam almanın farz oluşunu bile bilmiyor veya bildiğimiz halde bu haramı işlemekten kaçınmıyoruz; böyleyiz biz, yine de istersen takıl biraz buralarda." )

3. "Müslüman mısın bilmiyoruz, o yüzden selamını almıyoruz." (Garanticilik)

dermişiz gibi hissettiriyor )

Peki bu herkeste böyle midir? Hayır tabi. Ancak bu durum birçok kişide benzer duygular oluşturmaktadır maalesef. Şeytan ara bozmak için pusuda beklerken, böyle önemli bir detaya karşı çok daha özen göstermemiz aşikârdır sanırım. Ki ilgili ayet ve hadisler, tecrübelerimize ve psikolojik değerlendirmelerimize gerek bile bırakmıyor ama biz biraz daha derin anlasak iyi gibi sanki, çünkü yer yer unutuluyor )

Not 1: Tekfir konusunu 2 kişide yaşadım, yani selamım tekfir sebebiyle alınmadı. Dolayısı ile havadan sudan temelsiz bir kuruntu değil, bu konu cidden önemli bir detay.

Not 2: Dua butonunu farklı niyetle kullananlar var ama bu doğru mu; şahsi fikrim sonraki mesajımda inşaAllah )
Allahumme amin amin ecmein ablacığım 🌹
Gerçekten de insan bir zanna kapılıyor dediğin gibi... Allahu Teala hepimizi ıslah etsin amin. Ben de senin fikrine katılıyorum dua butonu yeterli değil )
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Allahumme amin amin ecmein ablacığım 🌹
Gerçekten de insan bir zanna kapılıyor dediğin gibi... Allahu Teala hepimizi ıslah etsin amin. Ben de senin fikrine katılıyorum dua butonu yeterli değil )
Duan için amin ecmain uhtim. Yani, bilmiyorum bugüne dek farklı alışanlar buna uyum sağlayabilecek mi ama durum aynen böyle görünüyor )
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bu kez de bir başka açıdan ve yapay zekâ Chat GPT-4'e sorayım dedim )

Soru:

Ortamda biri "Es selamu aleykum" dediyse,

Ama kimse almadıysa,

Ama sonraki herkes "Es selamu aleykum" dediyse,

Bu selam alınmış olur mu?


Cevap:

Bu durumda ilk verilen selamın alınmış olup olmadığı sorusu ortaya çıkıyor. İslam fıkhına göre selam, verildiğinde mutlaka alınması gereken bir emanet gibidir. Kur’an’da:

"Size bir selam verildiğinde, ondan daha güzeliyle veya aynıyla karşılık verin."
(Nisâ 4:86)

buyrulmuştur. Yani selamın cevapsız kalmaması gerekir.

Olası senaryolar:

İlk selamı kimse almazsa → Bu, sünnete uygun olmayan bir durumdur ve ortamda bulunanların selamı almaması bir eksikliktir.

Sonradan herkes selam verirse → Bu durumda, ilk selam verenin selamı doğrudan alınmış sayılmaz. Çünkü onun verdiği selama cevap olarak bir dönüş olmamıştır, herkes yeni bir selam vermiştir.

Selam alınmış olması için ne gerekir? → İlk verilen selama net bir "Ve aleykümü's-selam" cevabı verilmesi gerekir. Eğer verilmezse, bu selam cevapsız kalmış olur. Sonraki selamlar bağımsız selamlaşmalardır ve ilk verilen selamın cevabı yerine geçmez.

Sonuç:

İlk selam, doğrudan "Ve aleykümü's-selam" denilerek alınmadıysa, fiilen alınmış sayılmaz. Ancak sonraki selamlar yeni bir selamlaşma süreci başlatır. Yine de ilk selamı cevapsız bırakmamak daha güzel olurdu.
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bence en hayırlı yol budur, ama hep şahid olduğum gibi, bu kişiler tek tük olduğu sürece: haliyle göze batan kişi olmaktan zamanla çekinip onlar da genelin sessizliğine bürünecektir, ki öyle de oluyor

Kendi mesajımı tekrar okuyayım dedim de, tam da az önceki söz için uyumlu durum bu:

Fudayl bin İyad (rahimehullah) şöyle demiştir:

"İnsanlar için ameli terk etmek riyâ, insanlar için amel işlemek ise şirktir. İhlas, Allah'ın seni bu iki durumdan uzak kılmasıdır."

[Zehebi, es-Siyer, 8/427]

Ben burada kaldım... Bizler bunun sadece tersinin riya olduğunu düşünürüz, ancak burada "terk etmek riya" deniliyor. "Kim ne der?" diye düşünerek, hayırlı bir ameli terk etmek... Normalde yapacak, ancak "Başkaları ne der?" diye terk etmek...

Ki böyle düşününce bu, "kınayıcıların kınamasından korkmayı" kastediyor Allahu alem.
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Müsaadenizle birşey sormak istiyorum:
İnternet ortamında,birden fazla kişiye verilen selamı, almamayı terk edilen bir amel olarak mı anlamak gerekiyor?
İnternet ortamı ile, gerçek hayattaki normal bir topluluk içinde verilen bir selam arasında mantıken bir fark yok ahi. "Birisinin sesli, ötekinin yazılı olması" gibi bir fark var sadece. Ki bu durumda da "sesli ortamda sesli, yazılı ortamda yazılı selam alınır" şeklinde bir mantık ortalama olarak ortaya çıkıyor.

Ve gerçek hayatta birisi ortama girdiğinde nasıl ki bir kişinin selam alması ile, o selam alınmış olur ve bunun farziyeti ortamdaki diğerlerinin üstünden düşer;

Aynısı, internet ortamındaki ortamlara giren birisinin "selamının yazılı olarak" alınması ile, o ortamda bulunan diğerlerinin üzerinden bu farziyet düşer.

Ve, bu kıyasın doğru olduğunu anlamak için de kendi nefsimizi yoklamak yeterli:

Reel ortamdaki bir toplulukta, selam verip almak, o kişilerle istişare etmek, soru sorup cevaplar almanın huzuru ile,

İnternet ortamında selam verip almak, o kişilerle istişare etmek, soru sorup cevaplar almanın huzuru benzer hisleri veriyor mu?

Veriyor.

Öyleyse, internette olmamız, herhangi bir şeyi değiştirmiyor. Biz hâlâ insanız, karşımızdakiler hâlâ insan, cemaat kuralları hâlâ geçerli ve selam verip alma adapları hâlâ geçerli. Burası yazılı değil de, sesli bir telefon görüşmesi ile görüşülen bir alan olsa idi, karşımızdaki "Es selamu aleykum" dediğinde, "Ve aleykum selam" dememek caiz olur muydu?

Kısaca söz sözdür, insan insan, ve hükümler hüküm. Yüz yüze olunca farklı, sesli görüşmede farklı, yazılı konuşmada farklı olmuyor.

Sonuç olarak cevabım:

Evet, yazılı ortamda alınmamış bir selam: bir amelin, hem de farz-ı kifaye olan bir amelin terk edilmesidir.
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bununla birlikte, forum vb alanlar için genel adabı da korumak üzere, şunlara dikkat etmek gerek:

Bir konuya "özel olarak birinin veya bir kesim insanın cevap vermesi" bekleniyorsa, bu selam alma işi "o kişi veya kişilerin alması üzere" ertelenebilir. Ki şöyle bir durum da var: Kişi zaten o kişilere hitaben selam vermiştir. Misal bir soru sorulur, o soru o konuyu bilenleri ilgilendirir ve haliyle bu selam "o konuya cevap yazanların" dikkat etmesi gereken bir şeydir. Ancak, bu durumda bile, eğer konuya cevap yazan selam almayı unuttuysa, mümkünse o kişiye özel yazıp selamı alması hatırlatılabilir veya bizlerin yazmasında sorun görülmeyen bir akışta ise doğruca kendimiz almalıyız.
 
Culeybib Horasani Çevrimdışı

Culeybib Horasani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İnternet ortamında,bazen gayri ihtiyari,bazen önemsemeden terk ettiğimiz bir mesele olan, selam mevzusu , Müslüm nın müslüman üzerindeki haklarından bir tanesi ki
sanal ortamda olsa,gerekli önemi göstermek lazım.
Cevabınız tşk ederim
Cezakallahu hayr.
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
İnternet ortamında,bazen gayri ihtiyari,bazen önemsemeden terk ettiğimiz bir mesele olan, selam mevzusu , Müslüm nın müslüman üzerindeki haklarından bir tanesi ki
sanal ortamda olsa,gerekli önemi göstermek lazım.
Cevabınız tşk ederim
Cezakallahu hayr.

Birçok kişinin "beğen veya dua et" butonunu bu niyetle kullanılıyor olmasına binaen, bu hak ihlali gözden kaçıyor diye düşünüyorum ahi. Ve bu son bilinç halimiz üzere:

Rabbim istemsizce geçmişte yaptıklarımızı affetsin dilerim ve hakkına girdiğimiz kardeşler için ise, gıyablarında topluca dua etmeyi tavsiye ediyorum. Nitekim sayılarını sadece Allah bilir ve her birinden helallik almak mümkün olmadığı gibi, böyle bir durum için amel olarak en kolay karşılık da duadır.

Abdullah b. Ömer"in naklettiğine göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Allah için size sığınan kimseye sığınak olun. Allah için isteyen kimseye verin. Sizi davet edene icabet edin, size bir iyilik yapana karşılığını verin. Eğer onun karşılığını verecek bir şey bulamazsanız, karşılıkta bulunduğunuza kanaat getirinceye kadar ona dua edin.”

Ebû Dâvûd, Zekât, 38

Rabbim cümlesine, istemeyerek hakkına girdiğimiz kim varsa hepsi için geçerli olmak üzere: dünyada ve ahirette hayırlar versin dilerim; isteklerine hayırlısı ile kavuşmak, korktuklarından hayırlısı ile korunmak nasip olsun, amin...

Bu arada ve entum fe cezâkumullâhu hayran ahi, rica ederim.
 
Culeybib Horasani Çevrimdışı

Culeybib Horasani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Birçok kişinin "beğen veya dua et" butonunu bu niyetle kullanılıyor olmasına binaen, bu hak ihlali gözden kaçıyor diye düşünüyorum ahi. Ve bu son bilinç halimiz üzere:

Rabbim istemsizce geçmişte yaptıklarımızı affetsin dilerim ve hakkına girdiğimiz kardeşler için ise, gıyablarında topluca dua etmeyi tavsiye ediyorum. Nitekim sayılarını sadece Allah bilir ve her birinden helallik almak mümkün olmadığı gibi, böyle bir durum için amel olarak en kolay karşılık da duadır.

Abdullah b. Ömer"in naklettiğine göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Allah için size sığınan kimseye sığınak olun. Allah için isteyen kimseye verin. Sizi davet edene icabet edin, size bir iyilik yapana karşılığını verin. Eğer onun karşılığını verecek bir şey bulamazsanız, karşılıkta bulunduğunuza kanaat getirinceye kadar ona dua edin.”

Ebû Dâvûd, Zekât, 38

Rabbim cümlesine, istemeyerek hakkına girdiğimiz kim varsa hepsi için geçerli olmak üzere: dünyada ve ahirette hayırlar versin dilerim; isteklerine hayırlısı ile kavuşmak, korktuklarından hayırlısı ile korunmak nasip olsun, amin...

Bu arada ve entum fe cezâkumullâhu hayran ahi, rica ederim.
Allahumme amiin
 
Üst Ana Sayfa Alt